Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Aramıza ırçılık fitnesini sokarak, bizi birbirimize düşman etmek isteyenlere bugüne kadar prim vermedik. İnşallah terör belasından da çözüm süreciyle kurtulacağız. Yakın zamanda artık herkes özgür olacak. Herkes kendini istediği gibi ifade edecek" dedi.
Patnos ve Hamur ilçesindeki temaslarının ardından Ağrı'ya gelen Arınç, Erzurum Caddesi üzerinde bulunan bir düğün salonunda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Arınç, burada yaptığı konuşmada, Ağrı'yı çok sevdiğini, Ağrı'nın milletinin dindar, inançlı, ahlaklı, vatanına, milletine bağlı olduğunu, Allah'a karşı, Peygambere karşı, islam'a karşı büyük sevgisi ve muhabbeti bulunduğunu söyledi.
Ağrı deyince ziyaret ettiği Ahmedi Hanileri, milleti hatırladıklarını vurgulayan Arınç, "Maneviyata, ahlaka ne kadar çok değer verdiğinizi biliriz" diye konuştu.
Meclis başkanı iken 2004 yılında Ağrı'yı severek ziyaret ettiğini anımsatan Arınç, Doğubayazıt'a geçtiğini, orada bilim kurulunu toplandığını ifade etti. Tarihi İshak Paşa Sarayı'nda o dönemde restorasyonun kötü olduğunu ve onun için bilim kurulunu orada toplayarak, eserin daha güzel, orijinaline yakın restore edilmesi için para aktardığını vurgulayan Arınç, o gün yolda karşılayan herkesin ellerinde afişlerle Ağrı'ya üniversite istediğini vurguladı.
Çocuklar için, ekonomik hayat için, bilim hayatı için üniversitenin gerekli olduğunu belirten Arınç, "Döndüm başbakanımızla paylaştım. 'Ağrı'da dahil bütün illerimizde üniversiteler açacağız' dedi. Ben döndükten üç yıl sonra burada üniversite açıldı. Binlerce öğrencisi var, ilçelerimizde de yüksekokullarımız var" dedi.
O dönemde Doğubayazıt'ta bir törende, kürsünün protokole doğru konduğunu ancak kendisinin millete çevirerek konuşma yaptığını anlatan Arınç, şunları kaydetti:
"O millet o kadar memnun oldu ki sayıldığını, sevildiğini anladı. Ben protokole gelmedim ki millete geldim. Onun için okul temeli atıyorum, onu selamlıyorum. Fakir olur, yoksul olur, o olur, şu olur onlar benim milletim, benim halkım. O var ki ben varım. 'Ben her türlü hizmeti ona yapmalıyım' diye düşündüm. Herkes çok çok mutlu oldu, kürsüden de bunu ifade ettim. Şimdi işin ikinci perdesi var. Ben gittiğim her yerde bir vilayeti ziyaret ediyorum, devletimizi temsil ediyor. Bir de belediyeyi ziyaret ediyorum, halkımızı temsil ediyor. Onun oylarıyla belediye başkanı seçilmiş bir yer."
Geçmiş dönemde, Doğubayazıt ilçesini ziyaretinde kendisine "belediyeye gitmesek olmaz mı" denildiğini belirten Arınz, şöyle devam etti:
"O zaman Doğubayazıt Belediye Başkanı emekli bir öğretmen. Hayır dedim, ben ne olursa olsun halkım seçtiyse, ben ona saygı duyarım. Hangi partiden olursa olsun ben belediyeye gideceğim, belediye başkanını makamında ziyaret edeceğim. Sen gelmezsen gelme, ben gideceğim dedim. Bunu niçin söylüyorum? Bunlar önemli olduğu için söylüyorum. AK Parti olarak bu ayrımcılığı ortadan kaldırdık. İnşallah kıymetini bilmişlerdir. Ve ben belediyeye gittim. Kendi aralarında, 'görecekseniz gelmez' demişler. Çıktım balkondan da konuştum, millete de hitap ettim. Sonra dediler ki 'biz AK Parti'li bir meclis başkanın BDP'li bir belediye başkanını ziyaret edeceğini hiç ummazdık'. Biz böyleyiz arkadaşlar. Biz sadece yol yapmadık, sadece hastane yapmadık, sadece üniversite yapmadık, sadece tarıma destek vermedik, sadece insanımızın eğitim, okul, enerji, ulaşım bu ihtiyaçlarını karşılamadık. Bakın 5,5 katrilyon lirayı 10 yılda Ağrı'ya yatırım olarak vermişiz. Bunların hepsinin de hesabını veririz."
"Halep oradaysa, arşin burada" sözünü hatırlatan Arınç, "Bir şey şöylersiniz de inanmaz insanlar. Bak şu üzerinden geçtiğiniz yol var ya işte onu biz yaptık. Bak şu uçakların inip kalktığı havaalanı var ya onu biz yaptık. Bak şu hastane 400 yataklı, biz yaptık. Şu ilçelere 150 yataklı hastaneleri biz yaptık. Bu üniversitelerin yüksekokullarını, fakültelerini biz getirdik. Bu adalet saraylarını, vilayet binalarını biz yapıyoruz. Bu barajları, bu göletleri biz yaptık bugüne kadar. Ulaştırma, haberleşmeden tutunuz, bütün sektörlerde 5,5 katrilyon lira cumhuriyet tarihi görmemiş bu kadar. Biz Ağrı'ya hizmet ettik, daha da yapacağız, çünkü milletimize hizmet etmek bizim vazifemiz" diye konuştu.
- "Her seçimden de başpehlivan gibi çıktık"
Ağrı'nın karnesinin pekiyilerle dolu olduğunun altını çizen Arınç, "Yedi tane seçime girdik. Hamdolsun her seçimden de başpehlivan gibi çıktık. Üç tane milletvekili seçimi, biz tek başımıza iktidarız. İki tane belediye seçimi, Türkiye'de bütün belediyelerin yüzde 65'ini kazandık. İki referandum yapıldı, ikisinde de AK Parti evet dedi, milletimiz evet dedi" ifadelerini kullandı.
Referandumlarda Ağrı'nın, Türkiye'de sandıkları patlattığını ifade eden Arınç, şunları kaydetti:
"İyi adaylarla karşınıza çıkmaya çalıştık. Herkes bir şey olmak isteyebilir ama biz bir tane aday göstermek zorundayız. 10 tane aday adayı olur, bir tanesi olacak. 20 tane aday adayı olur, bir tanesi olacak. Herkes 'ben olmadım' diye küserse, siyasette başarılı olamaz. Çünkü ben bir tane belediye başkanı adayı yapacağım. 10 tane aday yapamam ki. Maşallah BDP iki tane birden yapıyor. Hangisi idare edecek belli değil. Hangisi gerçek belediye başkanı belli değil. Bir kadındı bir erkekti fotoğraflar görüyoruz. Bir köyde iki muhtar olmaz. Bir belediyede iki başkan olmaz. Bir yerde iki tane cumhurbaşkanı var mı? İki tane başbakan var mı? İki tane muhtar yapsak birisi öbürünü kabul eder mi? Bizim işimiz tek, Allah tek."
"Hasan Arslan başkanımız konusunda gözümüz, gönlümüz ferah. Doğru olduğunu dü" diyen Arınç, belediye başkan adayını seçerken çeşitli kriterlerinin olduğunu belirtti.
Hasan Arslan'ın çıraklığı başardığını, kalfalığı çok daha iyi başaracağını kaydeden Arınç, "Üç dönemden sonra bir şey isterse ağzının payını vereceğiz. En fazla üç dönem. Dolasıyla Hasan kardeşimiz canla, başla çalıştı. Ağrı'ya çok şeyler yapmış, imar ettirmiş, okullarını yaptırmış. Bulvarlarını, caddeleri açmış.
Hasan Arslan'ı sizin evladınız diye biliyoruz. Ağrı'da yetişmiş. Bugün kadar çalıştığı her yerde hayatı bembeyaz bir sayfa. Biz de ithal aday yok Ağrılılar. Bu memleketin, kendi evladınız. Bu bir kıymet ifade etmiyor mu? sizin için. Biz özellikle Ağrı'da yetişmiş, Ağrı'nın dertlerini, sorunlarını, sıkıntılarını bilen, suyunu içmiş, sofrasına oturmuş, taziyesine gitmiş, düğününde bulunmuş insanlardan bir aday göstermeyi her zaman tercih ederiz."
"Taraf tutmadan, 'bu mahalle bana verdi, şu köy vermedi' diye hesap yapmadan, biz sizin nasıl Allah için seviyorsak, Ağrı'da yaşayan binlerce insanı kardeşimiz olarak görürüz" diyen Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Geçmişi düşünün, Kürtçe konuşmak yasaktı ve cezası vardı. Kürt olduğunu söyleyenler aşağılanırdı. 'Kürt yok' derlerdi, alay ederlerdi. Siz aslında Türk'sünüz derlerdi. Dağlarda karlar vardı da üstünde yürürken 'kart, kurt' diye ses çıkardı, Kürt oradan kaldı derlerdi, edepsiz adamlar. Çok şükür bugün bunlar var mı? Anne evladıyla cezaevinde Kürtçe bile konuşamazdı. Anne hastaneye gidecek, derdini anlatacak, doktora Kürtçe konuşamazdı. Diyarbakır Cezaevi sadece zulüm yeri değildi ki. Anadolu'nun her tarafında, özellikle Evren geldikten sonra Kürtçe konuşmak ağır cezalık bir suç haline gelmişti. Şimdi hamdolsun okullarımızda seçmeli ders var, isteyen Kürtçe'yi öğrenebilecek, isteyen Peygamberimizin hayatını öğrenebilecek. İsteyen ahlakı, imanı, inanç esaslarını öğrenebilecek. Bunların hepsi var."
- "Pusuda yatanlar var"
Türk Dil Kurumu'nun kendisine bağlı olduğunu ve Türkçe-Kürtçe sözlük bastırdığının altını çizen Arınç, "Bakın burada Kürtçe konuşulabiliyor. İsteyen isteyen dilde propagandasını yapabilecek. Eskiden parti kapatma sebebiydi bunlar. Onlar da parti kapatma sebebi olmaktan çıktı" dedi.
Milletin arasında ayrımcılık yaptırmayacaklarının altını çizen Arınç, şöyle konuştu:
"Aramıza ırkçılık fitnesini sokarak, bizi birbirimize düşman etmek isteyenlere bugüne kadar prim vermedik. İnşallah terör belasından da çözüm süreciyle kurtulacağız. Yakın zamanda artık herkes özgür olacak. Herkes kendini istediği gibi ifade edecek. Ama kesinlikle silah olmayacak, şiddet olmayacak, dağa çıkma olmayacak. Herkes ne söyleyecekse, ne istiyorsa talebini demokratik usullerle yapacak. Allah sizi var etsin. Hükümetimize sahip çıkın, başbakanımıza sahip çıkın. O olmazsa çözüm süreci olmaz. O olmazsa bu hizmetlerin arkası gelmez."
Başbakan Yardımcısı Arınç, "AK Parti kazanmazsa, adaylarımız gelmezse, Türkiye'yi eski günlere döndürmek için pusuda yatanlar var. Onlara prim vermeyelim. Bizden daha iyisini bulsunlar, başımızın üstünde yeri var. Ama bizden daha iyisi şöyle dursun, Türkiye'yi eski karanlık günlere götürmek isteyenler ve Türkiye'de Kürt halkını inkar ederek, siyaset yaptığını zanneden zavallılara ders vermeniz lazım" şeklinde konuştu.
AK Parti Ağrı Milletvekili Fatma Salman da AK Parti'nin insan hak ve özgürlükleri için yürüttüğü çalışmaların kendisi için çok daha önemli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"30 yıl çok ciddi acılar yaşadık. Şivan Perver'in kasedini arabamıza koymaya korktuğumuz zamanları yaşadık. Allah'a şükürler olsun bir dünya lideri geldi, dünyada barışı ve huzuru getirdiği gibi Türkiye'ye de getirdi. Sayın başbakanımızın başkanlığında Şivan Perver ve Barzani Türkiye'ye geldi. O gün ağlamam farklıydı. Keşke o kadar gencimiz dağa gitmeseydi, o kadar askerimiz şehit olmasaydı diye. Çok acılar çektik. Bir anne olarak benim oğlum 18 yaşında. Birkaç yıl sonra askere gidecek. Artık bir Kürk çocuğunun dağa gitmesine tahammül edemiyorum. Bir Türk gencinin askerde şehit olmasına tahammül edemiyorum."
Konuşmaların ardından, burada AK Parti Belediye Başkan Adayı Hasan Arslan'ın verdiği yemek programına katılan Arınç, Cumhuriyet Caddesi'nde esnafı ziyaret etti.
Son Dakika › Politika › Arınç: 'Pusuda yatanlar var' - - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?