Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Çözüm Süreci'ne ilişkin, "Seçimden sonra aynı şekilde süreç devam eder. Yani bu şu anlama gelmesin; her şey durdu, dondu anlamına gelmesin. Yapılması gereken işleri ilgili kurumlar yapıyorlar ve süreç devam ediyor. Gündemin birinci maddesi olmayabilir ama gereken birimler gereken çalışmaları yapıyorlar. Durmuş bir şey yok. Bunu çok somut bir şekilde söylüyorum" dedi.
NTV'de katıldığı "Meydanların Sesi" programında soruları yanıtlayan Akdoğan, seçim sürecinde tartışmalar yaşanabileceğini belirterek, "Çözüm süreci var, bir araya geliyorsunuz, niye eleştiriyorsun?' diye soruyorlar. Selahattin Demirtaş ve başka kişiler, 'çok az konuşsun, çok konuşuyor' gibi laflar etmiş. Bunlar yakışıksız şeyler. Bu siyasi rekabet. Burada insanlar elbette birbirini eleştirecek" diye konuştu.
Akdoğan, Türkiye'de herkes istediği şeyi konuşuyorsa, özgürce meseleler tartışılıyorsa, AK Parti'nin oluşturduğu özgürlük ortamının bunda etkisi olduğunu vurgulayarak, "Eskiden konuşabiliyor muydunuz? Dut yemiş bülbül gibiydiniz. Şimdi dağdan gelip bağdakini susturmaya çalışıyorsunuz. Biz sizin susturduğunuz insanlardan değiliz. Böyle bir demokratik anlayış olabilir mi? Biraz üzerine gittiniz mi hemen makyajları dökülüyor. Bunların ceberut bir siyasi anlayışları var" ifadelerini kullandı.
HDP'nin milletvekili listesini o partinin yapmadığını ifade eden Akdoğan, Ağrı'da AK Parti'nin mitingine gidenlerin engellendiğini, Van'da seçim otobüslerinin her gün taşlandığını söyledi.
Akdoğan, HDP'nin batıda başka bir imaj oluşturmaya çalıştığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Demokrasi havarisi kesileceksin ama doğuda bambaşka bir siyasi gerçek var. Bana 'niye son zamanlarda eleştiriyorsun? diye soruyorlar. Ben bunu çözüm sürecinin selameti açısından bir yıldır bütün röportajlarımda söylüyorum. İllegalite kabul edilemez. Eylemsizlik sadece karakol basmamak değildir. Yol kesmek, adam kaçırmak, haraç almak, mahkeme kurmak, illegalite üzerinden otorite kurmaya çalışmak, bunlar sürece zarar verir."
Bunların sadece seçim bağlamında söylenen sözler olmadığına vurgu yapan Akdoğan, "Elbette Çözüm Süreci'nin doğrudan içinde yer alan aktörlerin söylemlerine özen göstermesi lazım. Ben buna özen göstermeye çalışıyorum. Bana sorduklarında 'HDP'nin barajı aşmasını ister misiniz?' diye. Ben istemem. Siyaseten de istemem, Çözüm Süreci'ne de bunun bir faydası olacağına inanmıyorum" dedi.
Akdoğan, siyasi iktidara karşı karşıtlık üretilebileceğini dile getirerek, "Ama insanları isyana teşvik etmek, toplumsal başkaldırı üretmeye çalışmak... Gezi olaylarından sonra yaşananlar bir toplumsal başkaldırıya dönüşmüştür. Meclis, Başbakanlık basılmak istenmiştir. Kobani olaylarında resmen bir kalkışma denenmiştir. Bunlar hükümete karşı, legal, demokratik anlamda toplumsal eylemler değildir" diye konuştu.
Muhalefet partilerinin liderlerinin, kaybettikleri her seçimin ardından ortadan kaybolduğunu ifade eden Akdoğan, şöyle devam etti:
"Kaç gün bulamıyorsunuz liderleri. Biz ise seçmenin ne mesaj verdiğini anlamaya çalışıyoruz. Empati yapıyoruz. Hep empati yapmak AK Parti'nin vazifesi mi? Ama onlar hiç yapmayacak. Onlar yüzde 50'yi aşağılayacaklar. 'Yine bu akılsızlar AK Parti'ye oy verdi' diyecekler ve seçmeni kötüleyecekler. Biz de diğerlerine 'oy vermeseniz bile iradeniz muteberdir, saygıdeğerdir ve başımızın üzerinde yeri vardır' diyeceğiz. Bunu da artık insanların ölçmesi, biçmesi lazım. AK Parti elbette bunu yaptığı için oyunu artırıyor."
Akdoğan, siyasetin sorun çözme sanatı olduğuna ve güçlenmesi gerektiğine işaret ederek, "Bu süreçlerin içinde olan, bu görüşmeleri yapan, diğer birçok faktörü bilen bir kişi olarak bu sözü söylüyorum. Bu tahterevalli gibidir. Bir tanesi aşağı giderken bir tarafı yukarı çıkacak. Terör, şiddet, silah, baskı aşağı gider, gömülür. Demokratik siyaset kanalları açılır, yukarıya doğru çıkar. 'Bir taraftan siyasi otoritem olsun, bir taraftan silahlı otoritem de olsun'. Ben bunu mahzurlu, çözüm süreci için de iyi bir şey olarak görmüyorum" ifadelerini kullandı.
"HDP ile Paralel Yapı iş birliği içinde"
Bir soru üzerine Akdoğan, HDP ile Paralel Yapı'nın ciddi bir iş birliği içinde olduklarının anlaşıldığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Açıkçası bunu çok da gizlemiyorlar. Seçim süreçlerinde herkes birbiriyle iş birliği yapabilir ama ilkesel zemini kaybetmemek lazım. Ben burada ilkesel zeminin kaybolduğu kanaatindeyim. Çözüm Süreci'ne karşıtlık üreten her türlü yaklaşım içinde olan bir yapı, yani çözümün düşmanı olan bir yapıyla sen kol kola giriyorsun, flört ediyorsun bir tane daha fazla oy alabilmek için. Ben bunu bir terslik olarak görüyorum. Bu benim bile içime sinmiyor, HDP seçmeninin içine nasıl sinecek bilmiyorum. Düne kadar her türlü kötülüğü yapan bu yapıyla bu ilişkiyi nasıl kaldıracaklar, hazmedecekler bilmiyorum."
Akdoğan, Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerine kurgulanan bir anlayışın Çözüm Süreci'ne katkı sunamayacağına vurgu yaparak, "Çözüm Süreci'ni başlatan kişidir Tayyip Erdoğan, sürecin sahibidir. Tayyip Erdoğan 2005'te bu süreci başlattığında ne HDP vardı, ne barajı geçmişti, ne Meclis'teydi, ne vekili vardı. Bu kadar önemli bir kişiyi, Cumhurbaşkanlığı sürecinde de en önemli vurgusu Çözüm Süreci olan kişiyi siz kalkıyorsunuz hedefe koyuyorsunuz. Ona karşı cephenin taşeronu olarak ortaya atılıyorsunuz. Burada 'muhtar bile olamaz' ile 'başkan yaptırmayız', bu iki lafı aynı kefeye koyuyorum açıkçası. Bu zihniyet arasında bir fark olmadığını düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Kaybet-kaybet iş birliği
"Gülen grubunun gönüllüleri HDP'ye oy verir mi?" sorusuna karşılık da Akdoğan, "İstediklerine versinler. Bu yapı kiminle iş tuttuysa kaybetti. Bu bir kaybet-kaybet iş birliğidir. Yerel seçimde kaybettiler, cumhurbaşkanlığında kaybettiler. Bu anlayışla devam ederlerse yine kaybedecekler. Millet bunu görüyor, bir oyun olarak okuyor ve içine sindiremiyor. 7 Haziran'da da gereken cevabı vereceğini düşünüyorum. Güneydoğu insanının özellikle vereceğini düşünüyorum. Çünkü Güneydoğu insanı, hem darbeci, vesayetçi cephenin kendilerine neler yaptığını biliyor hem de bu anlayışın neler yaptığını biliyor" ifadelerini kullandı.
Akdoğan, Türkiye'nin eski günlerine geri dönmeyeceğini, kriz dönemlerinde Türkiye'nin neler kaybettiğini, koalisyonların ne demek olduğunu milletin iyi bildiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Bu Çözüm Süreci'ni Meclis'te yapalım" dediğini kaydeden Akdoğan, "Mecliste komisyon kurduk, Çözüm Süreci adını koyduk ki başka yere çekmesinler, yine üye vermediler. Kim ne fayda sağlar yaklaşımını bir kenara bırakmak lazım. Türkiye ne kazanacak, hep birlikte gelin zorlayalım, çaba gösterelim" dedi.
Akdoğan, ortada bir yük olduğunu, Türkiye'de 44 bin insanın hayatını kaybettiğini dile getirerek, "Bu artık siyasi polemiklere, seçime kurban edilecek bir mesele değil. Herkesin üzerine titremesi gereken bir konu. Bu çözülsün de kimin fayda sağladığının bir anlamı yok" ifadelerini kullandı.
"Seçimden sonra süreç devam eder"
Çözüm Süreci'ndeki duruma ilişkin de Akdoğan, "Seçimden sonra aynı şekilde süreç devam eder. Yani bu şu anlama gelmesin; her şey durdu, dondu anlamına gelmesin. Yapılması gereken işleri ilgili kurumlar yapıyorlar ve süreç devam ediyor. Gündemin birinci maddesi olmayabilir ama gereken birimler gereken çalışmaları yapıyorlar. Durmuş bir şey yok. Bunu çok somut bir şekilde söylüyorum" diye konuştu.
Akdoğan, Abdullah Öcalan'ın nisan-mayısta kongre toplama, silah bırakma çağrısı yaptığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öcalan bu çağrıyı yaptığında Türkiye'nin seçime gideceği belli, Meclis'in kapanacağı belli. Şimdi burada izleme heyeti tartışması var. Bunun ötesinde tartışılacak bir sürü konu var. Bugüne kadar tartışılmayan konular değil. Toplum konuşacak, siyasi partiler bir araya gelecek tartışacak. Bu şubatta, martta da öyleydi. Kandil çıktı dedi ki 'hükümet adım atmadı, anayasa değişmedi, sorun orada duruyor, biz kongre toplamıyoruz'. Meclis kapanırken ne olacaktı, nasıl anayasa değişecekti? Velev ki Meclis açık olsun bu arada anayasa değişebilir mi?"
Akdoğan, bunların konuşulan, tartışılan konular olduğunu ve siyaset kurumunun milletin kabul edeceği eksende yeni anayasa yapacağını vurgulayarak, "Yani şöyle bir şey yok. Elinde silah olan bir örgüt var, oradan ahkam kesiyor, hükümet de onun sanki örgütsel hedeflerini gerçekleştirme memuru. Ben de kalkacam bunu yapacam. Öyle bir dünya yok" dedi.
Bunu siyaset kurumunun bir bütün olarak yapacağına işaret eden Akdoğan, "Yok anayasa değişmemiş de onlar toplanmayacakmış da ben bunu samimiyetsizlik olarak görüyorum. Böyle bir şey olur mu? Ölmek, öldürmek üzerine bir yöntem hala nasıl mazur görülebilir. Senin var olman yanlış bir kere, ortada bir parti var. Siyasi alan açılmış. Bunu topluma sunuyor, toplum bunu kabul edecek bir kere. Tekrar söylüyorum, seçimden sonra bu meseleler yeniden tartışılacaktır. İlgili kurumlarımız gereken çalışmaları yapıyor, yapacaktır" ifadelerini kullandı.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?