Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun muhtarlara ilişkin sözleri hakkında, " Bu memleketin muhtarları Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki dinleyicilerden daha seviyelidir, daha kalitelidir, daha anlayışlıdır." dedi.
Kurtulmuş, Altınordu ilçesindeki Başpehlivan Recep Kara Spor Salonu'nda, Ordulu muhtarlarla öğle yemeğinde bir araya geldi.
Burada bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, muhtarların Türkiye'de yönetimin doğrudan doğruya halk tarafından seçilen ilk halkası olduğunu belirtti.
Demokrasinin en sağlam yerinin muhtarlar olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Muhtarlar sürekli halkın içerisindedir. Muhtarlarımız halkımızın sorunlarını hem belediye hem de merkezi hükümete taşımakta aracılık ediyor. Muhtarlarımız vatandaşların bir yerde sözcüsü oluyor, taleplerini ve istediklerini yerine getiriyorsunuz. Böyle bakıldığı zaman muhtarlar aslında devletin doğrudan doğruya halkın içerisindeki temsilcileridir. Aynı zamanda cumhurbaşkanının halkın içindeki doğrudan doğruya temsilcileridir." diye konuştu.
Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sürekli muhtarları ağırladığını anımsatarak, "Ordu'dan da muhtar arkadaşlarımız gittiler. Orada ağırlandı. Her hafta aşağı yukarı rutin olarak Ankara'da muhtar arkadaşlarımız ağırlanıyor. Bu bizim demokrasiye saygımızın bir sonucudur. Bu bizim muhtarlara verdiğimizin önemin bir göstergesidir." ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir konuşmasına değinen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kılıçdaroğlu dedi ki 'Sayın Cumhurbaşkanı sanki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşurken muhtarlara hitap ediyor gibi konuşur.' dedi. Yani muhtarları bir şeyden anlamaz, alt tabaka adamlar gibi gördüğünü bir yerde onu çağrıştırdı. Yani Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyorsun, yüksek perdeden konuş, yüksek seviyeli konuş demek istedi. Muhtarların seviyesi aşağıdadır, onlar gibi konuşuyor gibi konuşma dedi. Tam tersine şunu söyleyeyim. Bu memleketin muhtarları Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki dinleyicilerden daha seviyelidir, daha kalitelidir, daha anlayışlıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde bu önemi veriyoruz."
"Kılıçdaroğlu muhtarlara bir şey söylemek için öyle bir laf söyledi ki bu sözün neresini düzelteceksiniz?" diyen Kurtulmuş, " Eğer evet derseniz bir sabah diyor, cumhurbaşkanı kalkacak, muhtarlıkları feshettim diyecek. Allah akıl versin. Ne diyeyim yani? Bu lafın neresini düzelteceğiz? Böyle bir şey yok. Biz muhtarlıkları bırakın feshetmeyi, muhtarlarımızı daha önemli hale getiriyor, muhtarlarımızı karar sürecinin bir parçası haline getiriyoruz." dedi.
19 Ekim'in Muhtarlar Günü olarak ilan edilmesi yönünde muhtarlardan daha önce kendisine talep geldiğini aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bendenizin teklifiyle Bakanlar Kurulu kararıyla 19 Ekim Muhtarlar Günü olarak kabul edildi. Bu da Ordulu muhtarların bir zaferidir. İnşallah her 19 Ekim'de muhtarlar gününün önemini hatırlayacağız. İnşallah hep beraber o günü kutlayacağız. Hayırlı uğurlu olsun. Ayrıca son üç yıllık çalışmalarımız sırasında muhtarlarımızın maaşlarına yüzde 50'den fazla zam yapıldı. Ayrıca 2012 yılı içerisinde ekim ayı itibariyle de muhtarlarımızın sigorta primlerinde diğerlerine nazaran indirim yapıldı. Diğerlerine nazaran 90 lira daha az muhtarlarımız prim ödüyor. Biz ele ele gayret edeceğiz, muhtarlarımız, ilçe belediyelerimiz, büyükşehir belediyemiz, hükümet olarak da biz her zaman sizin sözcünüz olacağız ve çalışmalarımızı hep birlikte sürdüreceğiz. Allah hepimize milletimize çalışacak, hizmet edecek güç ve kuvvet versin."
Numan Kurtulmuş, 16 Nisan'a çok az bir süre kaldığını belirterek, herkesin bu süreçte yeni dönemi eşine dostuna anlatmasını istedi.
Her gün Türkiye'nin bir yerinde olduklarına işaret eden Kurtulmuş, "Gördüğümüz manzara şudur, evetler her gün arta arta yükseliyor. 16 Nisan'a geldiğinde en üst seviyesine çıkacaktır inşallah. Ayrıca Ordu'da da şunu görüyorum ki Ordulu hemşehrilerimiz de Türkiye genelinde evet bakımından rekor kıracak bir sonucu ortaya koyacaklardır." diye konuştu.
"Bu parti meselesi değildir"
Kurtulmuş, laf olsun diye bir anayasa değişikliği yapmadıklarına dikkati çekerek, "Fantezi olsun diye, AK Parti'nin eli daha fazla güçlensin diye anayasa değişikliği yapmıyoruz. Bu parti meselesi değildir, bu şahıs meselesi değildir. Bizim davamız memleket davasıdır. Bizim davamız milletin davasıdır. Bizim davamız bu ülkenin geleceği davasıdır." ifadesini kullandı.
Mevcut sisteminin artık sırtlarında taşınamaz bir yük olduğuna vurgu yapan Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu sistem dört tane temel hastalığa sahiptir. Birincisi vesayetçi ve maalesef çatışmacı bir sistemdir. Türkiye'nin çok partili siyasi hayatına bakın, bu süre içerisinde 68 siyasi parti kapatılmış. AK Parti'nin de kapatılması direkten dönmüş. Bu süre içerisinde 5 tane darbe olmuş. Bunları hep beraber yaşadık. Hepsini dün gibi hatırlıyorsunuz. Türkiye şimdi Allah'ın izniyle 16 Nisan'da bu vesayetçi sistemi sırtından yere indiriyor, bu ağır yükü kenara bırakıyor ve Allah'ın izniyle yoluna devam ediyor. İkinci hastalık ise çatışmacı, çift başlı bir sistem. Çift başlı iradeden bir sonuç çıkmaz. Bir ailenin içinde ana başka tarafa, baba başka tarafa giderse çocukların nereye gideceği belli olmaz. Dolayısıyla ülke yönetiminde, bırakın ülkeyi bir şirketi bile yönetirken birisi bir istikamete, diğeri öbür istikamete gidemez. Giderse şirket batar. Şimdi Türkiye'de bu mevcut sistem yönetimde çift başlılık üzerine oturmuş. Anayasa cumhurbaşkanına büyük yetkiler vermiş ama hiçbir sorumluluğu yok. Başbakana büyük yetkiler vermiş, sorumluluğu var, bakanların sorumluluğu var. Şimdi bunu ortadan kaldırıyoruz. Yönetimde çift başlılığa son vermek için 16 Nisan'da 'evet, evet, evet' diyerek yolumuza devam ediyoruz."
"Türkiye bu kadar kısa ömürlü hükümetlerle yönetilemez"
Kurtulmuş, sistemin üçüncü hastalığının ise siyasi istikrarsızlık doğurduğunu kaydederek, "Türkiye'de 94 yıllık cumhuriyet tarihinde 65. hükümet. Ortalaması 17 ay. Bunun içerisinde 10 yıl merhum Menderes'in yönetimi var. Yaklaşık 10 yıl merhum Özal'ın yönetimi var. 15 yıllık AK Parti iktidarı var. Bunları da çıkarırsanız ortalama çok daha düşüyor. Tarihimizde 25 günlük, 3 aylık hükümetler var. 2-3 ay kurulamayan hükümetler var. Hükümetler kurulamadığı için maalesef haram pazarlık masaları var." dedi.
Türkiye'nin bu kadar kısa ömürlü hükümetlerle yönetilemeyeceğini vurgulayan Kurtulmuş, "80 milyonluk bir Türkiye'yiz. Çevremizi görüyorsunuz. Suriye'si, Irak'ı yanıyor. Türkiye terör örgütleriyle maalesef mücadele etmek durumunda. Daha bugün Gabar dağlarında 3 kardeşimiz şehit oldu. Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Türkiye siyasi istikrarsızlıklarla yürümez. Onun için üçüncü hastalığı da inşallah sırtımızdan indiriyor, üçüncü büyük yükten de 16 Nisan'da kurtuluyoruz." diye konuştu.
Kurtulmuş, mevcut sistemin dördüncü hastalığının ise ekonomik krizler olduğunu belirterek, "Türkiye'nin ne büyük ekonomik krizler yaşadığına bu salondaki herkes şahit oldu. Her kavga, her çatışma, her siyasi istikrarsızlık, milletin cebindeki parayı götürdü. Milletimizin iş yerlerindeki refahlarını, zenginlikleri, servetlerini eritti, götürdü. Şimdi bunlardan Allah'ın izniyle kurtuluyoruz. Bu hastalıkları terk ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (1) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?