Başbakan Binali Yıldırım, anayasa değişikliğiyle milletin yargı üyelerini belirler duruma geleceğini belirterek, "Milletin yansıması parlamentodur, Meclistir. Millet iradesinin, milli egemenliğin temsilcisi olan bu iki kurumun seçtiği bir yargıdan yanlış gelmez. Yanlış iş olmaz." dedi.
Başbakan Yıldırım, FOX TV'de "İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat" programında, Türkiye'yi 15 yıldır yönetirken, bazı kararları alırken çeşitli itirazların yapıldığını, ortak akılda buluşulduktan sonra bunları uygulamaya aldıklarını söyledi.
Yapılacak anayasa değişikliğinin ardından Meclis yapısının başkanın partisinden de başka partiden de olabileceğine işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"O günün şartlarına bağlı, vatandaş cumhurbaşkanına ayrı oy veriyor, milletvekillerine ayrı oy veriyor. Milletvekillerini belirleme usülleri değişecek, dolayısıyla seçilen milletvekili daha da önem kazanacak. Partilerin milletvekili sayıları, cumhurbaşkanının seçildiği partiyle aynı olmayabilir, aynı da olabilir, ikisi de mümkün. Ama bunun hiç önemi yok. Neticede cumhurbaşkanının yapacağı işler anayasada net tanımlanmış, kanunlarda net tanımlanmış. Meclisin yapacağı işler de tanımlanmış. Parti başkanı olması, olmaması bu gerçeği değiştirmiyor.
Biz şimdi sistemi konuşmuyoruz, kişiler üzerinden sistemin işleyip işlemeyeceğini konuşuyoruz. Zaten yıllardır problemimiz bu. Niye, çünkü darbeler sonrası öyle bir sistem önümüze konmuş ki çalışmaması, işlememesi için bir sistem ihdas edilmiş. İşlemeyince de demokrasi dışı güçlere bir meşruiyet alanı oluşuyor. Çalışmıyor, sistem yürümüyor, cumhurbaşkanı seçilemiyor veya anarşi önlenemiyor veya ekonomik krizle başa çıkılamıyor, o halde 'ordu göreve'... Gazetelerde değişik güç odaklarıyla, iktidar değiştirmeye gidiyoruz ve Türkiye bundan kaybediyor."
Cumhurbaşkanının sorumluluğu
Yıldırım, mevcut sistemde cumhurbaşkanının yetkilerinin olduğunu ancak sorumluluğunun olmadığını belirterek, "Vatana ihanetten yargılanabiliyor sadece. 'Vatana ihanet' diye de bir suç yok. Türk ceza mevzuatında bir suç yok, dolayısıyla fiilen cezai sorumluluğu yok. Biz yürütmeyi cumhurbaşkanı ile müşterek kullanıyoruz. Mevcut anayasamızda yürütmeyi dağıtmış. Bir kısmını cumhurbaşkanına veriyor, bir kısmını başbakana veriyor. O yüzden de sıkıntılar var." dedi.
Mevcut sistemde cumhurbaşkanının Bakanlar Kurulunu onaylamaması halinde herhangi bir müeyyidenin olmadığına değinen Yıldırım, hükümetin kurulmasının ardından cumhurbaşkanının başbakanı görevden alamadığını söyledi.
Program sunucusunun "Bizde aldı, Davutoğlu'nu aldı bence" sözlerine Yıldırım, "Nasıl alır ya, sen nasıl böyle düşünürsün. Davutoğlu, Ahmet Bey, olağanüstü kongreye gitti. Parti olağanüstü kongreye gitti ve aday olmadı. Aday olmayınca, seçim yapıldı. Bakın ben o seçimde 1405 delegenin oyunu aldım, AK Parti tarihinde en yüksek oy." karşılığını verdi.
Yıldırım, işin bütün taraflarıyla ele alınmaması durumunda yanlışa düşüleceğini belirterek, şöyle konuştu:
"Çok açık söylüyorum. Bir kere yetkiler veriliyor, sorumluluklar da veriliyor, denetim mekanizması da orada. Yetkiyi verirseniz, sorumlu tutmazsanız bugünkü durum olur. Hem yetkiyi hem sorumluluğu veriyorsunuz. Dolayısıyla sorumluluğu alan yetkiyi de ona göre kullanır. Eğer sorumluluğunuz yoksa o zaman yetki kullanmakta sınır tanımazsanız, daha da genişletebilirsiniz. İşte bu sistemin güzel tarafı sorumluluğu da beraberinde getiriyor, sadece cezai sorumluluk getirmiyor, aynı zamanda siyasi sorumluluk da getiriyor, aynı zamanda hukuki sorumluluk da getiriyor."
"Mevcut sistemde cumhurbaşkanını Yüce Divan'a göndermek için eğer 600 milletvekili sayarsak 450, 550 milletvekili sayarsak 413 milletvekilinin kabul oyu vermesi lazım." diyen Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu andaki yeni gelecek değişiklikle beraber bu sayı 400'e iniyor. Bir yandan suçlamayı çeşitlendiriyorsunuz, bir yandan da yargılamak için gerekli sayıyı düşürüyorsunuz. Yargılanma riskini artırıyorsunuz. Bunun getirdiği sonuç, 'yetki kullanırken anayasaya uygun hareket et, yetki kullanırken kanunlara uygun hareket et, yetki kullanırken sana verilen alanın dışına çıkma, çıkarsan yargılanırsın' diyoruz. Bu bir. İkincisi, Meclis yine denetim görevine devam edecek, yazılı sorular soracak, bunun cevapları gelecek, Meclis araştırmaları olacak."
Siyasi sorumluluk
Başbakan Yıldırım, Küçükkaya'nın "İlhan Cihaner mesaj atmış, diyor ki Cumhurbaşkanının siyasi sorumluluğunu gösteren anayasa maddesini Sayın Başbakan gösterebilir mi?" demesi üzerine, şöyle konuştu:
"Siyasi sorumluluk seçimle gelmesiyle olur, anayasada yazmaz. Seçimle gelen herkesin siyasi sorumluluğu var. Ben anayasada var demedim. Milletten gidip oy isteyen insanın siyasi sorumluluğu vardır. O kadar insana karşı sorumludur, ona oy veren insanlara karşı sorumludur. Bir araç daha var, onu da söyleyeyim. O da Meclisin seçime götürmesi, hem kendini hem de cumhurbaşkanını seçime götürebilir. İşler iyice tıkanırsa böyle bir imkan da var. Bu bizim anayasamızda yeni olan bir şey, karşılıklı seçime götürme, bu başka yerlerde yok."
"Özellikle cumhurbaşkanının Meclisi seçime götürme yetkisi hiçbir modelde yok, buna neden gerek duydunuz?" sorusu üzerine Yıldırım, "İki tane siyasi güç var. Bu güçlerin birbirini dengelemesi için getirdiğimiz bir şey, yani uzlaşma sağlama ve kriz çözme." dedi.
Yıldırım, 2 dönem seçilebilen cumhurbaşkanının Meclisi seçime götürmesi halinde döneminin görev süresinin kısalacağını halbuki Mecliste yer alacak milletvekillerinin herhangi bir kısıtlamasının olmadığını kaydetti.
Hakim ve savcıların seçimi
Anayasa değişikliklerinin kabul edilmesi sonrası uygulama sürecinde daha önce öngörülemeyen aksaklıkların olabileceğini, bunların düzeltilebileceğini belirten Yıldırım, anayasaların toplumun ihtiyaçlarına göre her zaman gözden geçirilip değiştirilebileceğine işaret etti.
Anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının partiyle ilişiğinin tesis edileceğini, 16 Nisan'da değişikliklerin kabul edilmesi halinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı parti olarak davet edeceklerini ifade eden Yıldırım, kongrelerin normal sürecinde ilerleyeceğini, 2018'de yapılacağını kaydetti.
Yıldırım, "Kongre tarihinde değişiklik olur mu '" sorusuna ise "Şimdiden benim söylememi bekleme, bizim yetkili kurullarımız var. Konuşuruz, görüşürüz. Olabilir de olmayabilir de" yanıtını verdi.
Değişikliğin onaylanması halinde Hakimler ve Savcılar Kurulu seçimlerinin bir ay içinde yapılacağını bildiren Yıldırım, 13 olarak öngörülen üye sayısının 7'sini Meclisin atayacağını, Adalet Bakanı ve müsteşarın da cumhurbaşkanı tarafından atanması nedeniyle HSK üyelerinin 6'sını da cumhurbaşkanının atamış olacağını ifade etti.
Bugüne kadar Meclisin Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerini belirleme işinin içinde olmadığına işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Milletin seçtiği, milletin rengini, düşüncesini, tercihini temsil eden Meclis, milli iradenin egemenliğin kayıtsız şartsız tecelli ettiği Meclis, yargıya üye seçemiyordu. En büyük demokratikleşme burada başlıyor. 7 tane üye seçiyor. Mevcutta ne oluyor, hakimler kendi aralarında seçim yapıyorlar, ondan sonra belli bir grubun eline geçiyor. 15 Temmuz'a kadar yaşadığımız süreci hatırlayın. 17-25 Aralık yargı darbesi, MİT Müsteşarı'nın olayı..."
FETÖ'nün yargıda örgütlenmesinin 2010'da yapılan halk oylamasından kaynaklandığının iddia edilmesi üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:
"Oradaki problem, Anayasa Mahkemesinin bizim yaptığımız, referanduma götüreceğimiz metinde değişiklik yapması. Orada üye seçim usulünde değişiklik yaptı Anayasa Mahkemesi. Orada maksatlı değişiklik yaptılar, bu sonuca ulaşmak için. Onu bir daha yaşamamak için şimdi yargı 7 tanesi Meclisten oluşuyor, millet seçiyor. 6 tanesini de cumhurbaşkanı seçiyor. Onu da millet seçiyor. Dolayısıyla milletin aynen yargıdaki yansıması da teşekkül etmiş oluyor.
Yargının bağımsız ve tarafsız olması... Hukuk devletlerinde yargıçları, savcıları bağlayan kanunlardır, anayasalardır. Olması gereken bu. Ama oldu mu' Çeşitli zamanlarda yargı maalesef ideolojik yapılanmalara gitti."
"Millet iradesinin seçtiği yargıdan yanlış gelmez"
Yıldırım, "Tamamen siyaset kurumu tarafından belirlenmiş yargı bağımsız olabilir mi?" sorusuna ise "Siyaset kimin temsilcisi, milletin. Yargı kimin için çalışacak millet için. Uzaydan yargıç mı getireceğiz? Milleti temsil eden siyaset, temsil ettiği millet adına seçimi yapacak, seçtiği adamlar da milletin işini görecek." karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanının 6 üyeyi seçmesinin yargı bağımsızlığı açısından hiçbir mahsurunun olmadığını ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Samimiyetle milletime şunu söyleyeyim: Buradaki problemimiz şu, biz şüpheyle bakamayız, vatandaşa şüpheyle bakarsak, 'vatandaşın bu işe aklı ermez, elitler bu işi daha iyi bilir, akademisyenler daha iyi bilir' yanlışının içine düşersek, o zaman milletimizden çok uzakta kalmış oluruz, milletimizin hislerine tercüman olamayız. Okumuşuyla az okumuşuyla, emeklisiyle genciyle yaşlısıyla millet olarak bir mozaiğiz. Bizim mayamızı en iyi temsil eden millettir, milletin yansıması da parlamentodur, Meclistir. Millet iradesinin, milli egemenliğin temsilcisi olan bu iki kurumun seçtiği bir yargıdan yanlış gelmez. Yanlış iş olmaz."
İzmir'e yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Yıldırım, 9,5 milyar dolara mal olacak İzmir- İstanbul Otoyolu'nun İzmir'den de başlaması konusunda yüklenicilerin "mızmızlanmasına" rağmen "kardeşim burası İzmir" diyerek talimat verdiğini, 26 kilometrelik bölümün tamamlandığını anlattı.
İzmir'de açtıkları viyadüğün Türkiye'deki en uzun ikinci viyadük olduğunu, 1,5 milyar liraya mal olan bu bölümün Bornova'dan Belkahve'ye kadar köprüler üzerinde gittiğini ve iki tünelle Manisa'ya geçtiğini dile getiren Yıldırım, İstanbul İzmir Otoyolu'nun 2018'de bittiğinde iki kent arasındaki yolculuk süresinin 2 saat 50 dakikaya ineceğini kaydetti.
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben İzmir için büyük düşünüyorum. Büyük hayallerim var. Hayallerimin bir çoğunu da gerçekleştirdim. İzmir Çevreyolu bizim dönemimizde yapıldı, 55 kilometre. Bu yapılmasaydı İzmir içinde arabayla gitmeyi bırak adım atamayacaktınız. Yetmedi İzmir'e güzel bir havalimanı yaptık. 20 milyon yolcu kapasiteli. İstanbul-İzmir Otoyolu'nu yapıyoruz. 3-4 gün önce Çiğli'den Menemen'e, oradan Çandarlı'da yapılacak Avrupa'nın en büyük limanı olacak bölgeye bağlanan otoyolun temelini attık."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Başbakan Yıldırım Canlı Yayında - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?