TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Bizim açımızdan terör hiç tereddütsüz, önüne arkasına cümle koymadan, bir insanlık suçudur, insan haklarına ve demokratik değerlere yönelmiş bir tehdittir. Bunun kimin tarafından, hangi inanca mensup kişiler tarafından işlenip işlenmediğinin hiçbir önemi yoktur" dedi.
Çiçek, Çek Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi Başkanı Jan Hamacek ile bir araya geldi.
Başbaşa görüşmenin ardından gerçekleştirilen heyetlerarası görüşme, Çiçek, Çek Cumhuriyeti ile Türkiye'nin ilişkilerinin tarihi derinliği, geçmişi olduğunu ve dostça sürdürüldüğünü söyledi.
İki ülke arasında herhangi bir siyasi sorun olmadığını belirten Çiçek, Çek Cumhuriyeti'nin, Türkiye'nin AB üyeliğine verdiği desteğe teşekkür etti.
Çiçek, "Ümit ederiz çok gecikmeden Türkiye'nin tam üyeliği gerçekleşmiş olur. Son zamanlardaki üzücü olaylara da baktığımızda medeniyetlerarası, kültürlerarası çatışmayı ortadan kaldırmak bakımından da Türkiye'nin AB'ye üyeliği çok önemli katkılar sağlayacaktır" diye konuştu.
Türkiye'nin, Çek Cumhuriyeti ile ilişkilerinin stratejik işbirliği düzeyine erişmesini arzu ettiğini ifade eden Çiçek, parlamentolararası ilişkilerin önemine değindi.
Parlamentoların, tarihçilerin işi olan geçmişi değil bugünü ve geleceği sağlam temellere oturtma görevinin olduğunu belirten Çiçek, iki ülkenin birçok alanda işbirliği yapabileceğini, ticaret hacminin 4 milyar dolardan 5 milyar dolara çıkarılabileceğini söyledi.
-"AB'ye tam üyeliğinizi tümüyle destekliyoruz"-
Hamacek de Çek Cumhuriyeti'nden Temsilciler Meclisi Başkanı düzeyinde ilk ziyaret olmasının kendisi açısından şaşırtıcı olduğunu kaydetti.
Daha önce bir çok kez Türkiye'ye geldiğini ve kendini "Türk dostu" olarak algıladığını ifade eden Hamacek, "Türkiye'yi müttefik, stratejik bir ortak olarak algılıyoruz. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini tümüyle destekliyoruz" dedi.
Ticaret hacminin artırılabileceğini, iş adamlarıyla birlikte Ankara ve İstanbul'da iş konseylerine katılacağını anlatan Hamacek, "Türkiye'de iş yapmak için atmosfer gayet uygun. Çek şirketleri yeni pazar arayışı içerisinde" diye konuştu.
Büyük maliyetler getiren mülteciler ve göç konusunda Türkiye'nin yaptığı çalışmalar dolayısıyla teşekkür eden Hamacek, şunları söyledi:
"Son haftalarda gerek Avrupa gerek başka yerlerde olan üzücü olaylar elbette bize yeni gelişmeler getiriyor. Türkiye'nin AB entegrasyonunun bu konuda faydalı olacağını düşünüyorum. Biz, bazı aşırı yaklaşımları kesinlikle kınıyoruz. Bu durumun bir medeniyetler çatışması değil medeniyetler birliğine yönelmesini biz de temenni ediyoruz. Biz siyasetçilere düşen görev radikal güçlere ödün vermemektir. Konu terörle mücadele olmalıdır, İslam dini ile mücadele kesinlikle olmamalıdır."
-"İnsanlığa karşı işlenen bir suç ve tehdittir"
Yeniden söz alan Çiçek, Türkiye'nin, terörün her türlüsünün acısını yüreğinde hissettiğini ve 40 binden fazla insanını teröre kurban verdiğini söyledi. Çiçek, şunları dile getirdi:
"Bizim açımızdan terör hiç tereddütsüz, önüne arkasına cümle koymadan, bir insanlık suçudur, insanlığa karşı suçtur, insan haklarına ve demokratik değerlere yönelmiş bir tehdittir. Bunun kimin tarafından, hangi inanca mensup kişiler tarafından işlenip işlenmediğinin hiçbir önemi yok. Terör terördür. Dünyanın neresinde bir terör eylemi gerçekleşiyorsa, biz bunların hepsine aynı gözle bakıyoruz ve aynı tepkiyle yaklaşıyoruz. Hepimiz ortak mücadelemizi terörizme ve teröristlere yöneltmeliyiz. Bunun dışında yeni alanlar açıldığı takdirde bu beraberinde başkaca acılar getirir. Bir mücadele verilecekse dinlere, islam'a karşı değil kimliği ne olursa olsun ne maksatla işlerse işlesin, biz bunları tasvip etmeyiz, teröristlere ve terör örgütlerine karşı bu mücadele yöneltilmelidir. Aksi takdirde yeni çatışma alanları ortaya çıkar, bundan da herkes zarar görür.
Terörizmle, terör örgütleriyle mücadelede hiçbir ayrım yapılmaması lazım. Burada çifte standart maalesef terör örgütlerine cesaret veriyor. Paris'te insanlığa karşı bir suç işlenmiştir, kınıyoruz ama aynı günlerde Boko Haram Nijerya'da 2 binden fazla kadın, çocuk, masum insanı katletti ama bunun üzerinde kimse durmadı. Avrupa'da ölen insan da Afrika'da ölen insan değil mi? Pakistan, Afganistan, Suriye, Irak'ta ve başkaca yerlerde bir sürü insan hayatını kaybediyor ama maalesef bu konuda Paris'te gösterilen tepkinin onda biri buralarda gösterilmiyor. Bu çok doğru bir yaklaşım değil. Onun için hiçbir ayrım yapılmadan tüm terör örgütlerine karşı ortak çaba göstermediğimiz takdirde, ortak tanım ortaya koyamadığımızda bu teröristlere ve terör örgütlerine cesaret verir.
30 yılı aşan süredir PKK etnik terör örgütüyle mücadelede maalesef bugüne kadar sizlerle yaptığımız işbirliğini bir çok ülkeyle yapamadık. Uzunca süre bu örgüt bir hayır kuruluşu gibi mütalaa edildi. İlk eylemi 1984'tür, onlarca kadını, çocuğu öldürdü ama 2002'ye gelinceye kadar bunu terör örgütü olarak dostlarımız kabul etmedi. Örgütler arasında ayrım yapılmaya kalkışıldığında, 'bana dokunmadığı sürece benim için mahsur yok' denildiğinde, bu örgütler bir gün gelir her ülkenin başına bela olur. İster etnik, ister radikal, ister aşırı grupların terörü konusunda, sizin de sahip olduğu anlayışın bütün ülkeler tarafından kabul edilmesi terörle mücadelede ilk adımıdır."
-Murdoch'un açıklamaları
Bir kaç gün önce medya patronu Rubert Murdoch'un bir açıklama yaptığını anımsatan Çiçek, "Tüm Müslümanları töhmet altında bırakan, son derece saygısızca ve densizce yaptığı açıklama. Sanki Müslümanların tamamı teröristtir, terör örgütlerine destek veriyormuşcasına tahrik edici, nefret kusan bir açıklama. Bu açıklamalar terörle mücadeleye katkı sağlamaz tam tersine yeni üzücü gelişmelere kapı aralar" dedi.
En başta politikacıların, yazarların, medya patronlarının, söz söyleme imkanına sahip olanların bu türlü nefret söylemlerinden ve genelleştirici ifadelerden kaçınmaları gerektiğinin altını çizen Çiçek, "İslam kati suretle terörü tasvip etmez. Bu ilahi mesaja aykırıdır. Ama kişinin isminin Ahmet, Mehmet veya başkaca İslami isim olması veya İslami sembolleri kullanması, bunların İslam'dan ayırt edilerek değerlendirilmesi gerekirken tüm İslam alemini suçlayan bu ve benzeri konuşmalar barışa katkı sağlamaz" diye konuştu.
-"Bu işin arkasında bir başka plan yok mu?"
Suriye'de bir kaos olduğunu, terör örgütleri için uygun bir ortam bulunduğunu ve her gün birçok insanın hayatını kaybettiğini belirten Çiçek, bu konularda uluslararası bir işbirliğinin bugüne kadar tesis edilemediğini söyledi.
Şu an 2 milyona yakın kişiyi Türkiye'nin misafir ettiğini dile getiren TBMM Başkanı Çiçek, "Neredeyse Türkiye, Çek Cumhuriyeti ile ticaret hacminin çok üstünde bütçesinden oraya para harcıyor ama kan akmaya da devam ediyor. Kimse bu konuyu yeterince önemsemedi ve önemsemiyor. Ne olacağı da belli değil" ifadesini kullandı.
"Eğer bu bölgede barış sağlanacaksa öncelikle Filistin- İsrail ihtilafının çözülmesi lazım" diyen Çiçek, bu ihtilaf adil bir şekilde çözülmediği takdirde terör meselesinin konuşulmaya devam edileceğini kaydetti. Çiçek, "Çünkü binlerce insan hayatını kaybetti Paris'tekine benzer bir tepkiyi dünya ortaya koyamadı. Bu insanlık adına üzücüdür" dedi. Çiçek, şunları dile getirdi:
"Irak ve Suriye'de ciddi bir işbirliğine kalıcı bir barışa ve istikrara ihtiyaç bulunduğunu halbuki acılar üzerinden o bölgede büyük devletlerin nüfuz savaşı devam ediyor.
Suriye'de kimyasal silah kullanıldı ve önde gelen büyük devletler biraraya geldiler ve kanlı katliamları durdurmak yerine kimyasal silah kullanmayın da birbirinizi nasıl öldürürseniz öldürün' diye karar çıktı ve öldürmeye devam ediyorlar. 21. yüzyılda böyle bir anlayış kabul edilebilir mi?
DEAŞ'a 80 ülkeden gelen teröristler var. Hiçbir istihbarat örgütü bu 20, 30 bin kişinin varlığından haberdar olmadı mı? Birbirini tanımayan, aynı dili konuşmayan, ayrı kültürlerden nasıl oluyor da bu 20, 30 bin insan ölmek ve öldürmek üzere bir bölgede toplanıyor, bir katı disiplin içerisinde, adeta devlet organizasyonu içerisinde katliamlara devam ediyor. 80'den fazla ülke bu işin içerisinde olduğuna göre nasıl oluyor da bundan haberdar olmadılar, bir gecede DEAŞ diye bir örgüt ortaya çıktı. Bu işin arkasında bir başka plan yok mu? Bunun cevabını kendi vicdanlarımızda bulmadıkça sonuçlarla ilgili kınama mesajları vermekten öteye bir şey yapamayız. Bu söylediklerimizin Çek Cumhuriyeti ile ilgisi yok. Aynı görüşte olduğumuz için bunu bir dertleşme olarak görebilirsiniz."
-"Avrupa toplumuna saldırı olarak algılandı"-
Hamacek de Çiçek'in terör örgütleriyle ilgili düşüncelerine katıldığını belirterek, "Avrupa ile sınırlı değil dünyanın neresinde olursa olsun ciddi şekilde teröre karşı çıkmalıyız" dedi.
Paris'te olan saldırının Avrupa toplumuna saldırı olarak algılandığını ve hedefin gazeteciler olduğunu anlatan Hamacek, "Söz hürriyeti Avrupa'nın temel hürriyetlerinden biri olarak algılanmaktadır. O nedenle toplum buna büyük bir tepki sergilemiştir" ifadesini kullandı.
Hamacek, İsrail ve Filistin sorunun çözümünün önemli olduğunu ancak Suriye ve Irak'ta istikrar ve barışın sağlanmasının bölge açısından daha da önemli olduğunu söyledi.
Çiçek'in, DEAŞ'a katılımlarla ilgili arka plan olup olmadığının sorulması gerektiğini ifade ettiğini anımsatan Hamacek, "Bence burada arka plan yok, sadece toplumun hazır olmayışının bir göstergesidir" dedi.
Görüşmenin ardından, Çiçek, Hamacek onuruna öğle yemeği verdi. - TBMM
Son Dakika › Politika › Çek Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi Başkanı Hamacek TBMM'de - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?