CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Yeni bir tezgah kurdular, Netanyahu'ya dediler ki 'Sen Erdoğan'ı kötüle, o da seni kötülesin. Orada da seçim var, burada da seçim var. Al takke ver külah. Ben İsrail'i, sen de Türkiye'yi kandırırsın.' Bu kibir abidesine sormak isterim; sen bu kadar İsrail'e, Netanyahu'ya kızıyorsan, damadını niye gönderdin İsrail'e? Neyin pazarlığını yapıyor?" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin eleştiri ve açıklamalarda bulundu.
Bakanları "sarayın memurları" olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin "Çiftçi çok çok çalışır, az az kazanır." ifadesini kullandığını anımsatarak, "Peki, bu Fransız, İngiliz, Japon, Güney Kore çiftçisi çok çok kazanıyor da bizim çiftçi az az mı kazanıyor? Bu genel kanun değil, bu sarayın kanunu, kibir abidesi olan sarayın kanunu. Çiftçinin gırtlağını tutmuş, para vermiyor." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, 1990'lı yıllarda 8 milyon dekar alanda nohut üretimi yapılırken 2017 yılında bunun 4 milyon dekara düştüğünü, çiftçinin nohudu 2018 yılında 2,50-3 liradan sattığını belirterek, şöyle devam etti:
"2018 yılında 92 bin ton nohut ithalatı yapıldı. Diyeceksiniz ki 'Yetmiyor, ithalat yapıldı.' 118 milyon dolar ödendi, kilogramı 7 liraya. Bizim çiftçiye 2,5-3 liradan verdik. Yabancı çiftçiye 7 liradan. Çiftçi kardeşim, Konyalı, Kırşehirli kardeşim hala öğrenmedin mi? Gırtlağına basıp senden alıyorlar, sen üretmeyesin diye götürüp yabancılara veriyorlar. Bir de diyorlar ki (vatanseveriz, milliyetçiyiz.)"
Kemal Kılıçdaroğlu, esnafın daha felaket bir durumda olduğunu savunarak, esnafa hiçbir şey vermeyen iktidarın vergi ve primini aldığını söyledi. Hükümetin vergi ve pirim affı çıkardığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Para yok, nasıl ödeyecek? Bedava mı? Faiziyle. Para yok, olmayan paranın nesini ödeyeceksin?" diye konuştu.
Suriyeliler'in vergi ödemeden dükkan işletirken, yerli esnafın vergi borcuyla karşı karşıya bırakıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, bu durumda rekabetin mümkün olmayacağına işaret etti.
"Afedersiniz, 'devlet adamı' dedim"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın esnafla bir araya gelemeyeceğini iddia ederek, "Gidemez, saraydan çıkamaz. Giderse de 3 bin güvenlik görevlisiyle gider. O da yetmiyor, tepede de helikopterler olacak. Sözde halktan birisi. Halkından bu kadar kopuk dünyada böyle devlet adamı yoktur. Afedersiniz, 'devlet adamı' dedim ama onunla ilgisi yok." değerlendirmesini yaptı.
Kepenk kapatması halinde esnafa gelir sigortası yapılması yönünde bir projeleri bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, toplumda herkesin gelir güvencesinin bulunduğu bir yapı içerisinde Türkiye'nin geleceğini inşa etmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
Demokrasinin özünün "gelecek kaygısı taşımamak" olduğuna dikkati çeken Kemal Kılıçdaroğlu, "Esnaf vergi verir ama Erdoğan kilosu 4 bin liralık çay içer. Esnafın derdini, kilosu 4 bin liralık çay içen adam anlar mı? Anlayamaz, bilemez." dedi.
Kadro alamayan taşeron işçilere seslenen Kılıçdaroğlu, "275 bin aileniz, yakınlarınız, dayılarınız, amcalarınız, eğer kadro istiyorsanız, eğer güzel bir Türkiye, iş güvencesi istiyorsanız yolunuz bellidir, gideceğiniz, vereceğiniz oy bellidir; halkın partisi, sizin partiniz, CHP'dir." şeklinde konuştu.
"Bunların yatacak yeri yok"
Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş'ta bin geçici işçi alımı için 11 bin 500 kişinin başvuruda bulunduğuna dikkati çekerek, "Tekstilin merkezinde işsizlik var. Kahramanmaraş'ın tercihi neresi? 'AK Parti'ye oy vereceğim.' diyor. Ver kardeşim, daha çok sürünürsün. Ama vermez de hakkını ararsan, bu işsizlik kimin derdidir? Sen mi sebep oldun? 16 yılda işsizliği yüzde 20'lere çıkarmışlarsa bunların yatacak yeri yoktur. Sen tercihini bir düşün, değiştir bakalım." diye konuştu.
İşsizliğin azaltılması için fabrika kurulması ve üretimin artırılması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, işsizlerin kendisini yaktığını, Meclis'te intihara kalkıştıklarını söyledi.
AK Parti'nin Türkiye'yi bu hale tek başına iktidar olduğu 16 yılda getirdiğini savunan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Dışarıdan yönetilen bir iktidarla karşı karşıyayız. Yeni bir tezgah kurdular, Netanyahu'ya dediler ki, 'Sen Erdoğan'ı kötüle, o da seni kötülesin. Orada da seçim var, burada da seçim var. Al takke ver külah. Ben İsrail'i, sen de Türkiye'yi kandırırsın.' Bu kibir abidesine sormak isterim; sen bu kadar İsrail'e, Netanyahu'ya kızıyorsan, damadını niye gönderdin İsrail'e? Neyin pazarlığını yapıyor?" ifadesini kullandı.
Söz konusu gelişmelerin Türkiye'nin sömürülmesine yönelik bir tezgah olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, Batı'nın egemen güçlerinin Türkiye'yi istediği şekilde yönettiğini iddia etti. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halkı kandırmaya çalışıyorlar. Gerçekleri söyleyecek olan bizleriz. Biz konuşunca tahammül edemiyorlar. Arka arkaya davalar açıyorlar. 'Acaba Kılıçdaroğlu'nu susturabilir miyiz?' diye. Sen değil, senin feriştahın da gelse susturamaz. Yakında o kibir abidesi şunu söylerse şaşırmayın; (Ne demek ekmek bulamadık? Ekmek bulamadıysanız badem unundan pasta yaptık, onları yiyin.)"
"Haram yediklerini kusmasınlar diye"
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, hükümetin İkinci 100 Günlük Eylem Planı'nın açıklandığını anımsatarak, söz konusu planda fabrika kurulmasının bulunmadığını söyledi.
Plan kapsamında 30 Obezite Merkezi açılacağını anlatan Kılıçdaroğlu, "Herhalde Mamak işçilerinin evinde açılmayacak değil mi? Sarayda açılacak. Sağa dönünce 'gak', sola dönünce 'guk.' Bir taraftan elma, bir taraftan pasta, 4 bin liralık çay, öbür taraftan efuli, ejder meyvesi. Kilo alacaklar. Obezite ile mücadele lazım sarayda. Vatandaşın karnı aç kardeşim. Saray ve çevresinde Obezite Merkezi açacakmış, haram yediklerini kusmasınlar diye." dedi.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 2005 yılındaki Diyarbakır mitinginde "fabrika açılmayacağını" belirtmesine rağmen Diyarbakırlıların AK Parti'ye oy verdiklerini vurgulayarak, "Gitti bir daha 'Modern hapishaneler yapacağım.' dedi. Diyarbakırlılar koştular, 'gidip oyumuzu vereceğiz.' dediler. Arkadaşlar hala uyanmadınız mı? İşsizlikten canınız yanıyor. Diyarbakır'da kalmayıp batı illerinin varoşlarında hayata tutunmaya çalışıyorsunuz? Sizi sömüren, bu sömürü düzeninden hala ders çıkarmadınız mı?" diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, İkizdere'de çay fabrikası kurulmasından tasarruf tedbirleri kapsamında vazgeçildiğini, öte yandan askeri fabrikaların "yandaşa satılacağını" ileri sürdü.
Söz konusu fabrikaların müthiş arazilerinin bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Askeri fabrikaları da böyle satıp sarayı ve çevresini besleyecekler. Çünkü doymuyor, doyamıyor bir türlü." dedi.
"Nüfusun yarısı borç batağında"
Borçlu vatandaş sayısının ekim ayı itibarıyla 31 milyona dayandığını, 20 yaş altındaki nüfusun çıkarılması halinde "nüfusun yarısının borç batağında olduğunu" ifade eden Kılıçdaroğlu, borçlu vatandaşların bankalara bu yılın 10 ayında 55 milyar lira faiz ödediğinin altını çizdi. Kılıçdaroğlu, iktidarın tefecilere hizmet ettiğini iddia ederek devletin ödediği faizin 71 milyar lirayı aştığını, 2019 bütçesinde ise faiz giderinin 117 milyar lira olarak öngörüldüğünü anımsattı.
Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının vatandaşa dolarını Türk lirasına çevirmesini telkin ettiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Sonra geldiler, dolar bazında vatandaşa tahvil çıkardılar. 'Milliyiz.' diyorlar ya, gayri milli bunlar. Türkiye Cumhuriyeti devletinde kendi vatandaşına dolar üzerinden tahvil çıkarıyor. Avro üzerinden alırsan yüzde 2,5, dolar üzerinden alırsan yüzde 4. Aynı saray çevresi, bakanlık bir açıklama daha yapıyor, diyor ki 'Dolar ve avro üzerinden yabancılara da tahvil çıkarıyorum.' Peki onlara kaçtan faiz veriyor? Avro üzerinden yüzde 5,25, dolar üzerinden yüzde 7,5. Bu saray kime çalışıyor? Yabancılara. Türkiye iliklerine kadar soyuluyor. Sömürenlerin başında da o kibir abidesi. Türkiye'nin bu halini biz düzelteceğiz. Yetki vatandaşta, yetkiyi verin, düzelteceğiz."
"Baharı getireceğiz"
Hükümetin, İkinci 100 Günlük Eylem Planında tasarruf bulunmadığını savunan Kılıçdaroğlu, Sayıştay raporlarında "AK Parti'li belediyelerin yolsuzluklarının" yer aldığını da iddia etti.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hazine Müsteşarlığına bir adam getiriliyor, lojman veriyorlar beğenmiyor, beyefendi Beştepe'ye yakın bir yerde 3 bin 450 liraya kiralıyor. İçini de 223 bin liralık mobilyayla döşüyor. Vatandaşım diyor ki 'Bu kriz nasıl aşılır?' Bunları engellerseniz, liyakati esas kılarsanız, devletin malına, vergisine göz koyanlardan devleti arındırırsanız bunların hepsi aşılır. Türkiye zengin ve güçlü bir ülke. Bütün bunları bilip umutsuzluğa kapılmayacağız asla. Topluma umut ve gelecek vaat etmek zorundayız. Ülkemize, bayrağımıza, çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz var. Martta sandıklara gideceğiz, emin olun Türkiye'de 1 Nisan'dan itibaren bahar havası estireceğiz."
İstanbul'da Ekrem İmamoğlu, Ankara'da Mansur Yavaş'ın yerel seçimleri kazanacağını savunan Kılıçdaroğlu, "Her yerde kazanacağız, Türkiye'ye baharı getireceğiz." dedi.
Kılıçdaroğlu, vatandaşların yeni yılını da kutladı.
(Bitti)
Son Dakika › Politika › CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?