CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, MİT Kanunu'nda değişiklik yapan yasayı onaylamasını eleştirirken, "O yasayı imzalamak, Sayın Cumhurbaşkanı'nın devlet adamlığı kimliğinden çok şey götürmüştür. Bu kadar aykırı bir yasayı gözü kapalı imzalama hakkını hiçbir hukuk size vermez" dedi.
CHP Grup toplantısı öncesi, bir grup vatandaş, İstanbul Sarıyer'de yapılacak kentsel dönüşüme ilişkin dilekçelerini Kılıçdaroğlu'na verdi. Kılıçdaroğlu, kentsel dönüşümün uygarca yaşamanın koşullarından birisi olduğunu, bunu hiç kimsenin reddetmeyeceğini, ancak bu dönüşümün yapılacağı bölgedeki rantın, gerçek sahiplerine verilmesi gerektiğini söyledi.
Kemal Kılıçdaroğu, Parlamentoda bu konuyla ilgili yasanın görüşmelerinde, mağdur olanların haklarını korumak için mücadele edeceklerini kaydetti.
Hükümeti eleştiren Kılıçdaroğlu, daha önce hiç tanık olmadıkları hırsızlıklara tanık olduklarını ileri sürdü. "Bunlar hırsızlıkta devrim yaptılar" diyen Kılıçdaroğlu, duyulmayan, bilinmeyen hırsızlık türlerine şahit olduklarını savundu.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Hükümet eşittir hırsızlık... Hırsızlık literatüründe olmayan pek çok kavramı öğrendik. Şeytanı bile şaşırtacak hırsızlık yaptılar. Fitre hırsızlığı gelir miydi aklınıza- Fitre hırsızlığını da öğrendik. Sadakadan, kurbandan hırsızlık yapmaya başladılar. İnsanda biraz vicdan, Allah korkusu varsa, hırsızlığa karşı durması gerekir. Vicdan taşımıyorsa, hırsızın sırtını sıvazlar ve 'Yoluna devam et' der.
Yüzyılın soygunu dediğimiz Deniz Feneri soygunu duruyor yerinde ama savcıları yargılanıyor. Hırsızı sorgulayan savcılar yargılanıyor. Hırsızlığı soruşturmak neden bu kadar pahalı hale geldi-
Hırsızlık yapanlar, şeytanın aklına bile gelmeyenler, ne hikmetse Sayın Başbakan'ın arkadaşları arasından çıkıyor. Bunlar Sayın Başbakan'ın yakın arkadaşları. Birisi iş ortağı, diğer adı 'köstebek.' İş ortağı, fitre hırsızlarının özel istihbaratçısı. Fitre çalacaksın, polis basacak ama önceden haber vereceksin. Bu olayları her zaman her yerde anlatacağız. Gerçekler gizlenmesin. Yaşadığımız hırsızlık olayları bireysel ya da istisnai değil, sistemli hırsızlıklar.
Kimse bunlara fırından ekmek çalan hırsız gözüyle bakmasın. O aç, yoksul olduğu için çalıyor. Bu ayrı bir şey. Burada sistematik, kurgulanmış, planlanmış, alt yapısı oluşturulmuş bir sistem içinde hırsızlık yapılıyor. AKP'nin hırsızlığı bu bağlam üzerinde yürüyor. Sistemli bir hırsızlık. Ama bu şekilde hırsızlığa AKP'liler 'Hırsızlık' demiyor. Hiçbir din ve ahlakın kabul etmediği bu hırsızlığa farklı bakıyorlar ve hırsızlık olarak algılamıyorlar."
-Kamu İlahe Kurumundaki yolsuzluk operasyonu-
Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un, bir iş adamı arkadaşından düşük faizli kredi aldığı ve basını sansüre kalkıştığı için ülkesinde sert bir şekilde eleştirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, savcının, Cumhurbaşkanı hakkında soruştura açtığını, Cumhurbaşkanı Wulff'un da bu eleştirilere dayanamayarak görevinden istifa ettiğini söyledi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, söz konusu istifa ile ilgili açıklamasında, "Bu, Almanya'nın hukuk devleti özelliğinin bir göstergesidir" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Yani, 'Hangi makamda olursanız olun, hukuk işiyor' diyor. Recep Tayyip Erdoğan gülmüştür. 'Şunlara bakın ne beceriksiz adamlar. Çıkarırsın özel kanun, savcıyı bertaraf edersin, yetkiyi de Merkel'e verirsin' demiştir ve hayıflanmıştır. Kendi yeteneksizliğini gizlemek için. Almanya ve Türkiye örneğinde, kim hukuk devletinden, kim ahlaktan, kim kul hakkının yenilmemesinden yana-
İhale yolsuzluklarının kaldırılması için Kamu İhale Kurumu var. Görevi, kamu ihalelerinin saydam olmasını, kamuya açık olmasını sağlamak. Son operasyona göre bu kurum da yolsuzlukların merkezi haline gelmiş. Günlerdir belli gazetelerde bu işleniyor. Kimsenin aklına şu soruyu sormak gelmiyor: Bu ülkede Hükümet yok mu- Her konuda yorum yaparlar, neden bu konuda yorum yapmıyorlar- Sayın Başbakan neden konuşmuyor-
Birilerinin oralara atamaları yapıldı, birileri üst görevlere getirildi. AB ilerleme raporlarında, Kamu İhale Kurumunun bu şekilde yapısının değiştirilmesinin doğru olmadığı, yolsuzlukları açık olduğu söylendi. Ama dinleyen oldu mu- Hayır. 'Cebimizi nasıl doldururuz-' Bunların derdi bu. Şeytanın aklına gelmeyecek yolsuzluk modellerini bunlar icat ediyorlar.
Bu operasyonu yapan polislerin, savcıların başına bir şey gelecek mi gelmeyecek mi- Takip edeceğiz. Bu soruşturmanın içinde olanlar Sayın Başbakan ile ekmeği, suyu paylaşan insanlar. Bakalım Başbakan bunlara nasıl sahip çıkacak."
-"Suça bulaşan arkadaşlarını harcamadı"-
Erzurum'un Tortum ilçesinde görülen "HES davasının" sanıklarında Leyla Yalçınkaya'nın yargılanmasına değinen Kılıçdaroğlu, "17 yaşındaki Leyla, ektiği ceviz ağaçları kurumasın diye mücadele etti. Önce yakınları ile görüşmesi yasaklandı, şimdi 9 yıl hapisle yargılanacak. Burada Leyla'ya sesleniyorum: CHP senin yanındadır, milletvekilleri de oradadır ve senin davana sahip çıkacaklar. CHP'nin varlık nedenlerinden birisi, haksızlığa karşı çıkmaktır. Mazlumun yanında olacağız, zalimin yanında değil. Hakkın, hukukun, adaletin yanında olacağız" diye konuştu.
Geçen hafta Genel Kuruluda yasalaşan MİT Kanunu'nda değişiklik yapan teklife değinen Kılıçdaroğlu, teklife karşı çıkmalarına rağmen yasalaştığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Biz, 'Hukuk devletinde bunlar olmaz. Kişiye özel yasa çıkmaz. Bu, hukuk cinayetidir' dedik. Ama Parlamentoda geldiler oylarını verdiler. Ben, ne olursa olsun, bu ülkede demokrasiden, özgürlükten, hukukun üstünlüğünden yana güçlü bir sağduyulu damarının olduğuna inanıyorum. O damarı beslememiz lazım. AKP milletvekillerinin ellerini kaldırırken vicdanlarını sorgulamalarını da çok isterim. Nasıl böyle bir şeye siz 'Evet' diyorsunuz-
Yıllarını adalete vermiş, yıllarını mahkemelerde, duruşmalarda harcamış pek çok hukukçu 'Yapmayın' dedi ama yaptılar. Sayın Başbakan bu kanun çıktıktan sonra bir açıklama yapıyor, 'Devletin kurumları uyum içinde çalışıyor' diyor. Madem çalışıyor, neden bu yasayı çıkarıyorsun- Savcı görevini yapıyor. Diğeri de gidip ifade verecek, mesele bitecek. Hayır efendim, devletin kurumları uyum içinde çalışmıyor. Nasıl topluma düşman tohumları, kin tohumları ekiyorsan, devletin kurumları arasına da kin tohumları ekiyorsun sen.
Emniyet, MİT ve Başbakan'a güvenmiyor. MİT savcıya ve emniyete güvenmiyor. Başbakan, Emniyete ve savcılığa güvenmiyor. Savcılık hem Başbakan'a hem MİT'e güvenmiyor.
Bir savcı, haksızlığa uğrayan birisinin hakkını arıyorsa sen de 'Bu konuda soruşturma yapma' diyorsan, haksızlığa pirim veriyorsun demektir. AKP'nin yaptığı budur. Postmodern diktatörlükten bunu kastediyoruz. Bir kişi ne söylüyorsa o yasalaşıyor. Bunun adı demokrasi değil diktatörlüktür.
Bu hukuk cinayetini biz sormasak bile tarih soracaktır ve eleştirecektir. Hukuk fakültelerinde ders konusu olacaktır. Bu yanlışın altına imza atanlar, tarih önünde sorumlu olacaklardır.
Başbakan her türlü değeri çiğnemekten çekinmez. Onu bir hedefi var: İktidara nasıl tutunurum, iktidarda kalırım. Milli, manevi değerlerimizi harcadı. Türkiye'nin bütün uluslararası itibarını harcadı. Birlik beraberlik ruhunu, toplumsal barışı, demokratik birikimi harcadı. Türkiye'nin adalet duygusunu, hukuka ve yargıya olan güvenini harcadı. Kimse yargıya güvenmiyor. Ama Sayın Başbakan, suça bulaşan arkadaşlarını harcamadı, gerekirse onlar için yasa çıkardı. Hırsızlığa yolsuzluğa bulaşan dostlarını da harcamadı."
-"Sayın Cumhurbaşkanı da ortak olmuştur"
MİT Kanunu'nda yapılan değişikliği hukuk dışı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu,
"Bu hukuk dışı olaya Sayın Cumhurbaşkanı da ortak olmuştur" dedi.
Hukukun üstünlüğünü söylemenin, adaletin yanında durmak anlamına gelmediğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bu yasayı imzalayan Sayın Cumhurbaşkanı'nın devlet adamlığına bir şey kattığını sanmıyorum. O yasayı imzalamak, Sayın Cumhurbaşkanı'nın devlet adamlığı kimliğinden çok şey götürmüştür. Sayın Cumhurbaşkanı bu yasayı imzalayarak bir başka rekorun altına imza atmıştır. Hiçbir Cumhurbaşkanı bu kadar kısa sürede bir yasayı imzaladığı görülmemiştir. Demek ki Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Parlamentodan gelen bir yasayı bu kadar süratle imzalamasının karşılığı olmalı ve Guinnes Rekorlar Kitabı'na girmeli.
Demek ki bir yasayı onaylamak için o yasayı okumaya da gerek yok. Korkunun ecele faydası yok Sayın Cumhurbaşkanı. Bulunduğunuz koltuk önemli bir koltuktur. Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil ediyorsunuz siz orada. Yasaları incelemek zorundasınız. Anayasaya uygunluğuna bakmak zorundasınız. Bu kadar aykırı bir yasayı gözü kapalı imzalama hakkını hiçbir hukuk size vermez. - TBMM
Son Dakika › Politika › Kılıçdaroğlu'ndan Gül'e MİT Eleştirisi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?