Meclis Genel Kurulunda İç Güvenlik Paketi Gerginliği Sürüyor

CHP, MHP ve HDP'li vekiller, İç Güvenlik Paketi'nin Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmesine başlanmaması için ayrı ayrı verilen önergelerle bunu engellemeye çalışıyor. AK Parti ise paketin görüşmelerine bir an önce başlanarak kanunlaşması için yoğun çaba sarf ediyor.

TBMM Genel Kurulu, bugün gündem dışı konuşmalarla birlikte saat 14.00'de açıldı. TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı gündeme geçmeden önce üç milletvekiline gündem dışı konuşma için söz verdi. Sonra Meclis Başkanlığı'nın Genel Kurula sunuşlarına geçildi. Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge okunarak bilgiye sunuldu.

AK Parti, İç Güvenlik Paketi'nin 28 Şubat-1 Mart hariç her gün saat sınırlaması olmadan görüşülmesine yönelik önergesini bugün tekrar sundu. Muhalefet ise dün yaşandığı gibi ayrı ayrı önergeler vererek AK Parti'nin önergesinin görüşülmesini engellemeye çalışıyor. Genel Kurul'da dün akşam yaşanan arbedenin gerginliği sürüyor. Dün akşam gerçekleştirilen kapalı oturumda çıkan arbedede aralarında CHP ve HDP'lilerin bulunduğu 5 milletvekilinin yaralandığı öne sürülmüştü. Görüşmeler sırasında yaşanan kavga için AK Parti, muhalefet partilerini suçlarken muhalefet de AK Partili vekilleri suçladı.

Bugün Genel Kurul'da ilk olarak HDP Grubu'nun, Uludere'de hava saldırısında hayatını kaybedenlere ilişkin Meclis araştırması önergesinin gündeme alınması önerisi görüşüldü. HDP Grubu önerisi kabul edilmedi. Sonra MHP Grubu'nun, tarım ve hayvancılık sektöründeki üreticilerin sorunlarını araştırma önergesinin gündeme alınması önerisi görüşüldü. Sonra CHP Grubu'nun, sağlık hizmeti sunumunda yaşanan sorunların araştırılması önergesinin gündeme alınması önerisi görüşüldü. İki grubun önerisi de kabul edildi.

AK Parti'nin önergesi, bugünkü oturumda kabul edilirse yarın paketin maddelerinin görüşülmesine başlanacak.

GENEL KURUL'DA YAŞANAN ARBEDE

CHP Grubu adına konuşan Grup Başkanvekili Levent Gök, "Sayın Başkan, dün Meclis tarihimizin en ağır ve hepimizi üzen oturumlarından birini yaşadık. Saldırılar sonucu 4 milletvekili arkadaşımız -üzüntüyle belirtiyorum ki- yara, bere içinde kalmış, kiminin eli kırılma noktasına gelmiş ve kiminin de kaburga kemiklerinde kırık vardır. Böyle bir tablo bu Meclisin kabul edebileceği bir tablo değildir. Bu konuda, kamera kayıtlarının incelenerek her kim ne yaptıysa bu konunun Meclis Başkanlığı'nca soruşturulmasını talep eden dilekçemizi Meclis Başkanlığına gönderdik. Sizlerden talebimiz: Bu konuda, kavgada bu ağır saldırıları gerçekleştiren her kimse hakkından soruşturma açılması ve gerekli işlemlerin yapılmasıdır. Ben, bu olayı gerçekleştiren saldırganların tümünü kınıyorum ve bu konuda da bir özür bekliyorum" dedi.

AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ BOSTANCI: "KÜRSÜ İŞGALİ GİBİ MÜDAHALELERLE ENGELLEME YAPILMASINI KABUL ETMEYİZ"

AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, dün Meclis'te yaşanan olayların sevimsiz olduğu dile getirerek, "Muhalefet ortak bir biçimde bizim grup önerisinin geçmemesi için bir çaba gösterdi. Zamana oynamak, zamanın bitmesi neticesinde bu grup önerisinin geçmemesi yaklaşımlarıydı. Elbette, İç Tüzük'ten kaynaklanan bütün hakların kullanılmasını biz saygıyla karşılarız ancak fiili durumlar yaratılmasını ve fiilen birtakım müdahalelerle kürsü işgali gibi birtakım müdahalelerle engelleme yapılmasını kabul etmeyiz. Dün, biz burada Uludere'yi gizlemek için o kapalı oturumu istemedik" diye konuştu. Uludere'ye ilişkin birçok tartışma yaşandığını anlatan Bostancı, sözlerini şöyle sürdürdü: "hiç birinde kapalı oturum istemedik. Kim ne söyleyecekse söylüyor. Şimdi de zaten Uludere üzerine konuşuyoruz; kapalı oturum mu istedik? Hayır. Niçin? Dün yaşanan başka bir şeydi. Dün burada yaşanan, muhalefetin öteden beri İç Güvenlik Yasası'na ilişkin olarak 'Biz bunu geçirmeyeceğiz. Bu yasa Meclis'ten çıkmayacak' şeklindeki stratejisi neticesinde yaşanan bir durumdu. Şunu anlarız: İktidar bir iç güvenlik yasası getirmek istiyor muhalefet de itiraz ediyor. Programları farklı, yaklaşımları farklı; elbette itiraz edecekler. Meclis ne için var? Bu işlerin müzakeresini yapmak için var. Ama nasıl yapacağız bu müzakereyi? Bağırarak çağırarak yapmayacağız; sözle yapacağız, konuşarak yapacağız, birbirimizi ikna etmeye çalışarak yapacağız. Levent Bey diyecek ki 'Siz polis devleti kurmak istiyorsunuz.' Biz de diyeceğiz ki 'Getirdiğimiz yasanın polis devleti kurmakla hiçbir alakası yok. Polisin devleti olmaz ama devletin polisi olur. Bir ülkede asayişe, güvenliği ihtiyaç varsa iktidarın görevi, o asayişi ve güvenliği sağlamak için gerekli yasaları çıkartmaktır.' Siz de söyleyeceklerinizi söyleyeceksiniz? Peki, sonuç ne olacak? İktidar yaptıklarından sorumludur, muhalefet de yaptıklarından sorumludur. Millet de kararını verecek, millet yoksa 'Ben haklıyım, ben güçlüyüm, sayımın azlığına çokluğuna bakmam benim dediğim olacak' şeklindeki bir yaklaşım demokraside olmaz. Ama kürsü işgali İç Tüzük'ten kaynaklanan bir hak mıdır? Şimdi burada arkadaşlar diyorlar ki: 'Kürsünün başında 2 bayan milletvekili, bir de Mustafa Elitaş var.' 3 kişi kürsünün başında ne geziyor arkadaşlar? Bir konuşma yapılırken 3 kişinin ne işi var? Başkaları da etrafta. İki hanımefendinin kürsünün başında ne işi var?"

Bostancı'nın bu sözleri üzerine AK Parti sıralarından alkışlar yükseldi.

HDP GRUP BAŞKANVEKİLİ BALUKEN: "TARİHE KARA LEKE OLARAK GEÇECEK"

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de, dün akşam Meclis Genel Kurulunda Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihine kara leke olarak geçecek olaylar yaşandığını belirterek "Kadına şiddet ve kadın katliamlarının gündemleştiği bir haftada bir siyasi partiyi temsil eden bir grup başkan vekilinin kadın milletvekillerine yönelik şiddet eğilimini buradan şiddetle kınıyoruz" şeklinde konuştu.

HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de daha dün Özgecan'ın katliamı üzerinden burada kadına yönelik şiddet konusunda o kadar laf söylediklerini belirterek şunları söyledi: "Ama bu ülkede bu Parlamento, bir kez daha, kadına yönelik şiddet uyguladı. Şimdi, güzel sözler söyleyerek buradan edebi şeylere atıfta bulunarak bu şiddeti gizleyemezsiniz. AKP Hükümeti sokakta, Mecliste, her yerde halka şiddet uyguluyor. Bu kürsüyü dün AKP Hükümetinin grup başkan vekili işgal etmiştir. Sayın grup başkan vekilimiz burada konuşma yaparken gelip bizi iterek burada işgal etmeye çalışmıştır ve vekillerimizi darp etmiştir, bunun adı budur. Üstelik, bugün yanlış beyanlarda bulunarak 'Kadınlar bizi taciz etti' deyip klasik erkeklik siyaseti yürütmüştür" dedi.

"KRAVAT TAKTIĞI İÇİN İYİ HALDEN İNDİRİM ALABİLİR"

Tuncel'in erkek milletvekillerini şiddet uygulamakla suçlamasının ardından Genel Kurul'da gerginlik iyice arttı. AK Partililerle muhalefet milletvekilleri arasında sözlü atışmalar yaşandı. Bu sırada CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, "Efendim, Elitaş kravat takmış, ceza indirimi talep edecek herhalde kadına karşı şiddetten, kravat taktığı için ceza indirimi yapabilir iyi halden" demesi üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da sataşma olduğu gerekçesiyle söz alarak kürsüye geldi.

AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ ELİTAŞ: "YALANIN KIRK TANESİ BİR ARADA SÖYLENMEZ"

AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş, "Dün burada hiç hoş olmayan bir hadise yaşadık. Terörle ilgili, terörün önlenmesiyle ilgili, toplum huzurunun sağlanmasıyla ilgili yasaları düzenlerken maalesef sokaktaki hareketin aynısını burada uygulamaya çalışan bir zihniyetle karşı karşıya geldik. Meclis Başkan Vekili beni kürsüye çağırdı. Ben kürsüye geldim, konuşmama başlamak üzereyim her zaman yaptıkları gibi, çocukları polisin önüne sürdükleri gibi panzerlerin önüne çocukları sürdükleri gibi iki kadın milletvekilini burada getirip beni kürsüden indirmeye çalıştılar. Tutanaklar burada" şeklinde konuştu.

"Yalanın kırk tanesi bir arada söylenmez" diyen Elitaş, şöyle devam etti:

"Dün kadın milletvekilleriyle gelip burada benim konuşmamı engellemek üzere o kadın milletvekillerini malzeme olarak kullandınız. Yazıklar olsun size. Kadın haklarının konuşulduğu günde kadın milletvekillerini tıpkı çocukları kullandığınız gibi buraya getirip bana şiddet uygulamayı kendinize nasıl reva görüyorsunuz? Yazıklar olsun size. Siz burada sokakta yaptıklarınızın aynısını burada uygulamaya çalışıyorsunuz ama biz buna müsaade etmeyeceğiz. Biriniz kafanıza mihver takıyorsunuz, biriniz başka bir şey yapıyorsunuz, TBMM'de terör estirmeye çalışıp terörü yapanı biz olarak göstermeye çalışıyorsunuz. Sürekli yaptığınız mağdur edebiyatı gibi şu anda da yaptığınız iş tamamen TBMM'de aynı, sokakta olduğu gibi burada terör estirmeye çalışıyorsunuz."

Elitaş'ın kürsüde konuşması sırasında CHP ve HDP sıralarından uğultular yükseldi.

HDP'Lİ ÖNDER: "SAYIN ELİTAŞ BİZDEN ÖZÜR DİLEYECEK"

HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de Elitaş'ın konuşmasının ardından sataşma olduğu gerekçesiyle söz alarak kürsüye geldi.

Kısa ve öz konuşacağını belirten Önder, şöyle konuştu:

"Bir, Sayın Elitaş, bizim çocukları öne sürdüğümüzü ve terörist olduğumuzu söyledi. Bir, Sayın Elitaş gelecek, grubumuzdan kamusal alanda özür dileyecek. 'Dilemeli' demiyorum, bakın 'Dileyecek.' İki, kendisinin Bakanı, Başbakanı, Cumhurbaşkanı onun bu değerlendirmesini taşımıyor olsa gerek, biz gittiğimiz her yerde terörist olarak değil seçkin, saygın, demokrat halk temsilcileri olarak muamele görüyoruz. Bu sözü bize değil, Başbakanına sorsun 'Sen bu teröristlerle niye görüşüyorsun?' diye. Ona göre de haysiyetli bir tavır belirlemesini diliyoruz. Üç, çocuklara kimin ne yaptığını, kendi Başbakanının 'Birinci gün polis burada hiçbir şey kullanmadı' deyip ikinci gün polis kurşunuyla katledilen çocuklarımızın hesabını bir önce kendi vicdanında versin. Son olarak, bir daha hiçbir vekiliniz, başta kadın arkadaşlarımız olmak üzere -bu bir erkek egemen söylem değildir, bu bir yoldaşlık söylemidir, bizim de müktesebatımızı en iyi siz bilirsiniz- hiçbir vekilimize şiddet amaçlı bir kılıç mesafesinden fazla yaklaşmayın, pişman olursunuz." - ANKARA