Meclis'te Vizyon Toplantısı

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Milletvekilleriyle hüküm geldi Meclis Başkanlığı'na. Meclis Başkanlığı şapkadan tavşan mı çıkaracak? 84. madde orada duruyor. Meclis Başkanı kurala uyacak. Hukuk adına bu kadar laf ettikten sonra bunun aksini nasıl yapacak ki?" dedi.

Çiçek, 2014 Vizyon toplantısında yaptığı konuşmada, tutuklu vekiller konusuna değindi.

Böyle bir problemi siyaset kurumunun kendisinin çıkardığını belirten Çiçek, "İşin böyle olacağını bile bile lades dedik" diye konuştu.

Çiçek, "Çok demeç verdik ama Anayasa'nın 83, 84, 76 ve 14. maddeleri orada duruyor. Biz 'millet iradesi tutsak edilemez, bunların olması gereken yer Meclis' dedik. İyi de bu kuralları değiştirmek bizim görevimiz. Hadi değiştirelim, olmadı" ifadelerini kullandı.

Bugün gelinen noktada "tutuklu milletvekilleri" kavramının problemi tümüyle ifade etmediğini dile getiren Çiçek, "Bugün itibariyle tutuklu milletvekili sayısı 5 ama işin bu bölümüyle ilgili problemi olan milletvekili sayısı 10. Tutuklu milletvekili sayısı 5, hükmü kesinleşmiş iki milletvekili var, verilen kararı Yargıtay'a gelmek üzere olan 3 milletvekili var" dedi.

"Dün bir kısım teşebbüslerde bulunduk, ne netice çıkar bilemem ama herkesin de nerede durduğunu netleştirmesi lazım" diyen Çiçek, şunları söyledi:

"(Tutuklu milletvekilleri serbest olsun...) İyi de işi burada sınırlıyorsanız, beş milletvekili tutuklu geri kalan beşinin durumu ne olacak? 3 gün, 3 ay, 5 ay, bilemem, hüküm geldi Meclis Başkanlığı'na. Meclis Başkanlığı şapkadan tavşan mı çıkaracak? 84. madde orada duruyor. Siz de yazıyorsunuz 'bakalım Meclis başkanı ne yapacak?' Meclis Başkanı kurala uyacak. Hukuk adına bu kadar laf ettikten sonra bunun aksini nasıl yapacak ki?

Siz bu düşüncenizi tutuklu milletvekilleriyle sınırlı tutuyorsanız, o beş milletvekili de Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar çerçevesinde üç gün evvel üç gün sonra bir şekilde çözüme kavuşacak. Peki hükmü kesinleşen sayın milletvekillerinin durumu ne olacak? Sorun bakalım bu demeçleri verenlere ne düşünüyorlar? Peki üçü Yargıtay yolunda olan milletvekili arkadaşlarımız var, bunların durumu ne olacak, ne düşünülüyor? Yani 'biz tahliye kısmında varız ondan sonra ne olursa olsun, mahkemenin verdiği karar geçerlidir biz onun dışında bu işin içinde yokuz, arkasında önünde yokuz' mu diyoruz, yoksa dönem sonuna mı bırakmayı düşünüyoruz? Eğer bu işi böyle flu noktada bırakırsanız, bütün boyutlarını kamuoyuna anlatıp doğru dürüst her zaman geçerli bir kuralı koyamazsanız, Türkiye'nin yaşadığı sıkıntılar, gruplar, örgütler, kavgaları da hesaba kattığınızda, 2015 seçimleri açısından bu kurallar aynen böyle devam eder ve sadece Anayasa Mahkemesi'nin gösterdiği yoldan giderek bu işe bir çözüm bulmaya çalışırsak, ki bu bir ferdi çözümdür, ben kurumsal çözümden bahsediyorum, yarın Türkiye'de çok daha karmaşık siyasi olaylara, sorunlara kapı aralamış oluruz. Ben bu kadar söyleyeyim kim ne anlayacaksa anlasın.

2015 adaylıkları söz konusu olduğunda, yargıyla problemi olan herkes aday gösterilecek ve bu yolla Türkiye'de siyaset yeni bir kanal açacaksa, kanunları, yasaları, anayasayı arkadan dolaşmak yerine gelin şu kuralları değiştirelim. Bu bizim elimizde.

İster tutuklusu için ister hükmü kesinleşmiş, ister yargıtay yolunda olsun bir kişi dahi olsa ortada çok ciddi problem var, 'çıkan çıktı bizi bundan sonrası ilgilendirmiyor' dersek 2015'te fırtına olur. Bunun altını çiziyorum. Kimse bugünün işini yarına bırakmasın ve topluma daha fazla bedel ödetmeyelim. Lüzumsuz tartışmalarla Türkiye'yi germeyelim. Barışı bozmayalım."

Fikirlerini beğenmeyenlerin, temiz bir üslupla, kaba, yaralayıcı olmayan, sinkaf olmayan bir üslupla cevap vermelerini dileyen Çiçek, "Biz de bu sürece bu manada katkı vermiş oluruz" dedi.

Çiçek, bir soru üzerine, "Belki bazı düzenlemeleri şeklen çözebilmek için Meclis çoğunluğu yetebilir ama bazı sorunlar var ki çoğunluğa rağmen uzlaşı aramak gerekiyor. Uzlaşı kültürü adına epey konuşmamız gerekecek" dedi.

- TBMM