"Mısır'daki Darbe Demokrasiye Engel Oldu" - Son Dakika
Politika

"Mısır'daki Darbe Demokrasiye Engel Oldu"

"Mısır\'daki Darbe Demokrasiye Engel Oldu"

CHP parti meclisinde konuşan Kılıçdaroğlu, "Mısır'daki darbe Tahrir meydanının demokrasi üretmesine engel olmuştur."

05.07.2013 13:51  Güncelleme: 14:13

Chp parti meclisinde konuşan Kılıçdaroğlu, " Mısır'daki darbe Tahrir meydanının demokrasi üretmesine engel olmuştur. Farklılıkları kabul eden, reddetmeyen, içselleştiren bir gençliğimiz var. Bu gençliğin üzerine taşla, sopayla, panzerle gidilir mi? Bu gençliğin alnından öpülür" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet kuruldu. Altında CHP'nin imzası vardır. Çok partili yaşama geçtik. Altında CHP'nin imzası vardır. Sosyal demokrasiyi bu ülkeye getirdik. Altında CHP'nin imzası vardır. 4'üncü büyük devrime hazırlık yapmak zorundayız. En hazırlıklı parti biziz. 4'üncü büyük devrim özgürlük ve demokrasidir. Özgürlük ve demokrasinin bu ülkeye gelmesi gerekir" dedi.

Gezi parkı olaylarından bir ay önce özgürlük ve demokrasi bildirgesini yayınladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, bunun demokrasi tarihlerinde çok önemli bir bildirge olduğunu ve bazı aydınların bunu küçümsediğini, görmezden geldiğini ama tarihin görmezden gelmeyeceğini söyledi.

Gezi parkı olaylarında yer alan gençlerle ilgili açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "Bir dönem kayıtsız, dünyadan haberleri yok bu gençlerin dediğimiz gençler Türkiye'de tarih yazdılar. Kentlerine sahip çıktılar. Ülkelerine sahip çıktılar. Devleti yöneten kişiden başlayarak, yani sayın cumhurbaşkanından sokaktaki yurttaşa kadar herkes bu eylemlerden bir ders çıkardı. Herkes kabul etti" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, "Bir kişi anlamazlıktan geldi. Bir kişi baskı uyguladı. O kişinin adı, hepimiz biliyoruz recep Tayyip Erdoğan. Ama o gençler, o çocuklarımız, o yiğit insanlar Recep Tayyip Erdoğan'ın karizmasını oturup çizdiler. Mizahla çizdiler. Sopayla değil. Mizahla, entelektüel birikimleriyle çizdilerö dedi. Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: "Ellerini polise uzatarak çizdiler. Taş atanlara engel olarak çizdiler. Sağduyu egemen olmalıdır bu ülkede dediler. Ülkemizi seviyoruz dediler ve bir ders verdiler. Bir diktatöre diz çöktürdüler. Onlar demokrasi açısından bir tarih yazdılar. Peki yazdılar da ne oldu? Bir kişi karşı çıktı, yandaşları karşı çıktı; ama bütün Türkiye onları kucakladı. Sadece Türkiye mi? Hayır. Bütün dünya onları kucakladı. Sadece dünyada yaşayan insanlar mı? Hayır. Onların kurdukları örgütler de kucakladı. Siyasilerde kucakladı. Çünkü 21.Yüzyıl özgürlüklerin yüzyılıdır. Yeni demokrasinin yüzyılıdır. Sandıktan çıkanların demokrasisi geçerli değildir artık 21'inci yüzyılda. Katılımcı demokrasi dediğimiz bir kavram artık yer etmiştir, yer bulmuştur. Önemli siyasal kararları verirken bana da danışacaksınız diyor. Benimde söz hakkım olacak diyor bunda. Kim söylüyor bunu. O gençler söylüyor. Siyaseten kim söylüyor. Biz söylüyoruz. Üniversitelerin mezuniyet törenlerine bakın. Müthiş bir espri, hepimiz gülümsüyoruz. Hepimiz o pankartları, afişleri görünce tebessüm ediyoruz. Kaşları çatık bakan bir kişi var. Adına diktatör dediğimiz, tiran dediğimiz bir kişi var. Gençleri sevmeyen bir kişi var. Dediğim dediktir diyen bir kişi var. Kendi yurttaşlarını işgal kuvvetleri olarak gören bir kişi var. Ama o gençler ona dersini verdi. Bunlar demokrasi istiyorlar, özgürlük istiyorlar, sevgi istiyorlar. "Farklılıklarımız olabilir, biz farklılıklarımızın farkındayız ama farklılıklarımızla beraber özgürce yaşamak istiyoruzö diyorlar. Farklılıkları kabul eden, reddetmeyen, içselleştiren bir gençliğimiz var. Bu gençliğin üzerine taşla, sopayla, panzerle gidilir mi? Bu gençliğin alnından öpülür. Ona saygı duyulur. Bizim ufkumuzu açtı. Türkiye'de demokrasinin var olduğunu bütün dünyaya haykırdı bu gençler. Onları seveceğiz. Onlar bizim yiğit evlatlarımız. Hiçbir ayrım yapmayacağız. Ne inançlarından ötürü, ne kılık kıyafetlerinden ötürü. Nasıl giyinirse giyinsin baş tacı edeceğiz. Nasıl düşünürse düşünsün baş tacı edeceğiz. Onlar bu ülkenin geleceği. Kendi geleceğimize sahip çıkacağız. Gençlerine sahip çıkmayan bir siyaset ülkenin geleceğine sahip çıkamaz. "

"ONLAR KÜRESEL DÜNYANIN ÇOCUKLARI"

"Onlar küresel dünyanın çocukları, gençleri. Ellerinde bir bilgisayarla, dünyanın en uzak köşesindeki arkadaşlarına ulaşabiliyorlar. Bu gençlerle bizim övünmemiz gerekir diyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Gençler siyasetin kısır alandan çıkmasını da istiyorlar. Daha geniş bir pencereden dünyaya bakın diyorlar. Onlar küresel dünyanın çocukları, gençleri. Ellerinde bir bilgisayarla, dünyanın en uzak köşesindeki arkadaşlarına ulaşabiliyorlar. Faklı bir dil kullanmıyorlar. Çünkü dünyanın her tarafından ortak bir ses yükseliyor. Özgürlük ve demokrasi. Bu gençlerimiz medya üzerinde Baskıyı kabul etmiyorlar. Benim iletişim kanallarımı yok edemezsiniz diyorlar. Medya bana özgürce haber vermeli diyorlar. Tiranın medya üzerine kurduğu baskı onları yıldırmadı. Ayrı bir pencereyi, ayrı bir ufku açtı: sosyal medya. Yine tiranın ezberini bozdular. Baskı kurdukça yeni pencereler açılıyor. Baskı kurdukça yeni mizah çıkıyor ortaya. Baskı kurdukça özgürlük sesleri dünyanın her tarafından daha gür geliyor. O nedenle bu gençlerle bizim övünmemiz gerekir. Onlara saygı duymamız gerekir."

OTURSUN O TİRAN, SABAH AKŞAM CHP'YE DUA ETSİN

CHP'li milletvekillerin olayların içinde yer aldığıyla ilgili söylemlere cevap veren Kılıçdaroğlu, "Evet, gururla söylüyorum olayların içindeydi ama nasıl olayların içindeydi. Gittiler, tomaların önünde oturdular, panzerlerin önünde oturdular. Gençlerle polisi karşı karşıya getirmemeye özen gösterdiler. Çatışmayın dediler. Emniyet müdürünü aradılar, valiyi aradılar, içişleri bakanını aradılar, emniyet genel müdürünü aradılar. Çatışma olmasın bu gençlerle polis arasında, yazıktır bu gençleri perişan etmeyelim dediler. Kimi milletvekilimizin parmağı kırıldı, kimi milletvekilimi hastaneye kaldırıldı, kimisinin burnu kırıldı. Tek amacımız vardı. Çocuklarımıza zarar gelmesin. Emin olun şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim. Bizim milletvekillerimiz olmasaydı, çok daha fazla kan akacaktı. Otursun o tiran, sabah akşam CHP'ye dua etsin. Bu ülke kan gölüne dönmediyse bizim sayemizde dönmemiştir. Çünkü biz polisimizi de seviyoruz, çünkü biz gençlerimizi de seviyoruz. O polisler bizim çocuklarımız, onlara da elimizi uzattık. Ama onların içinde orantısız güç kullanan, silah kullanan, sopayla ölüme yol açan, gencecik çocuklarımızın gözünü çıkaranlara asla müsama etmeyeceğiz" diye konuştu.

MISIR'DAKİ DARBE TAHRİR MEYDANININ DEMOKRASİ ÜRETMESİNE ENGEL OLMUŞTUR

Mısır'da yaşanan darbe ile ilgili konuşan Kılıçdaroğlu "Altını çizerek söylüyorum. Mısır'daki darbe Tahrir meydanının demokrasi üretmesine engel olmuştur. Tahrir'de toplanan yüz binler diktaya karşı çıkmışlar, özgürlükleri savunmuşlar, seküler sistemi savunmuşlar ama bir darbeci gelip Tahrir meydanını yerle bir etti, o düşünceleriö dedi. Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Darbe kimden gelirse gelsin, nasıl gelirse gelsin demokrasilerin önündeki en ciddi engeldir. Hatta tek engeldir. Darbenin apoletli veya apoletsiz olmasının farkı yoktur. O meydan bırakılmalıydı ve o meydan demokrasi üretecekti. Bizim gençlerimizden örnek aldılar onu. 68 olayları Fransa'da başladı. Bütün dünyada yankılandı. Gezi parkı olayları İstanbul'da başladı ve bütün dünyada yankılandı. Bu bizim onurumuzdur. Dünya demokrasisine yaptığımız en önemli katkılardan birisidir. Tahrir meydanı bir darbeyle susturuldu. Orda da cadı avı başladı. Türkiye'de de gezi parkı olaylarından sonra cadı avı başladı" dedi.

1960'ların demokrasisiyle 2012'nin demokrasisiyle bir değil diyen Kılıçdaroğlu, "1960'larda gider sandığa oyumuzu kullanırdık ve bunun adına demokrasi derdik. Şimdi sandıkta oy kullanmak demokrasi sayılmıyor. O sadece bir parçasıö ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, "Mısır'da cadı avı olmamalı. İç savaşa sürüklenmemeli. Kan akmamalı. Mısır bölgesinin en önemli ülkelerinden birisidir. Oradaki her çalkantı Ortadoğu'ya yansır. Eğer Mursi uzlaşma kültürünü egemen kılsaydı kendi ülkesine böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmayacaktı. Neden farklı düşünceleri dinlemiyor. Benim dedim doğrudur diyor. Bunu tiranlar söyler. Demokrasilerde seçimle gelen kişiler bunu söyleyemezler. Yüzde 50'yi evlerde hapsediyorum, hapsettiğim insanları bir düdüğümle dışarı çıkaracağım. Böyle demokrasi anlayışı mı olur. Mısır olayı bir baka gerçeği daha dünyanın gündemine oturttu. Dini siyasete alet edenlerin artık demokrasilerde yeri yoktur" diye konuştu.

Parlamentonun saygınlık açısından zor durumda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bir yasa teklifi veriliyor. Torba yasa. 32 yasa da değişiklik öngörülüyor. TBMM Genel kuruluna gelmeden önce 32 yasada değişiklik öngörülüyor. Komisyonlarda görüşülüp genel kurula gelene kadar öngörülen yasa teklifi 65'e çıkıyor. Bir kanunda 65 kanunda değişiklik yapılıyor. Vatandaşın bu değişiklikten nerden haberi olacak" dedi.

(MV) - Ankara

Kaynak: DHA

Son Dakika Politika 'Mısır'daki Darbe Demokrasiye Engel Oldu' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement