TBMM Genel Kurulu

AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan, " Türkiye, Irak işgalinin başlangıcından beri sürdürdüğü pozitif yaklaşımını hala devam ettirmektedir" dedi.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın Musul'daki Türk askeri varlığı konusunda TBMM Genel Kurulunu bilgilendirmesinin ardından, siyasi parti gruplarının temsilcileri de konuşma yaptı.

HDP Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, Türkiye'nin 2011 yılından bu yana aynı dış politikayı sürdürmekte ısrar ettiğini, sonunda, bütün komşularla dostluktan, değerli yalnızlık noktasına geldiğini kaydetti.

"Bu kadar komşusuzluk durumu içerisinde Türkiye'nin etki alanlarını bir bir yitirdiğini" öne süren Özsoy, Rus uçağının düşürülmesinin "Türkiye'nin kendi ayağına sıkılmış bir kurşun" olduğunu savundu.

Başika'ya asker gönderilmesinin askeri değil, siyasi ve diplomatik bir girişim olduğunu savunan Özsoy, " Suriye'de masanın dışına itilmiş olan Türkiye, orada kalıcılaşarak belli bir rol kapmaya çalışıyor. Kürtler sınırın o tarafında da bu tarafında da hala baş tehdit olarak görülüyor. Bunun değişmesi lazım" ifadesini kullandı.

Türkiye IŞİD ile mücadele etmek istiyorsa Başika'ya asker gönderene kadar önce memleketi Bingöl'e bakması gerektiğini belirten Özsoy, "Sınırın hem o tarafındaki hem bu tarafındaki Kürtlerlere ilişkileri toparlayın. Bunu tavsiye ediyoruz. Yapılması gereken beraber yaşadığınız Kürtlerle dostluk ve barış sürecini yeniden başlatmaktır" diye konuştu.

İsrail ile ilişkilerin 6 yıldır Türkiye'nin iç gündem maddelerinden biri olduğunu, seçim meydanlarında kullanıldığını, kahramanlıklar yaratıldığını öne süren Özsoy, "Bir anda ne oldu da böyle bir konjonktürde İsrail ile ilişkiler tamir edilmeye çalışılıyor?" diye sordu.

AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan da konuşmasında Irak'ta son dönemlerde yaşanan gelişmelere değindi.

Türk askerinin Başika kampındaki varlığı ve buna ilişkin gelişmeleri de aktaran Özhan, "Bugün, Irak'ta karşı karşıya olduğumuz manzaranın arka planı unutularak yapılan değerlendirmelerin sağlıklı sonuçlar vermesi mümkün değildir. Dolayısıyla, son Başika kampındaki hareketlenmeyle ilgili olarak da en azından 7 Mart 2010 Irak seçimleri sonrası oluşan ikinci kaotik ve işgalin ötesinde maliyetler ortaya çıkaran dönem göz ardı edilerek sağlıklı değerlendirme yapamayız" dedi.

Türkiye'nin, Irak'ta yerel unsurlardan müteşekkil ulusal muhafız birliklerinin kurulmasını ve işgal altındaki şehirlerin bu kuvvetlerce kurtarılmasını desteklediğini hatırlatan Özhan, şöyle devam etti:

"Bu genel çerçeve, ileride Musul ulusal muhafız kuvvetinin çekirdeğini oluşturmak amacıyla dönemin Musul Valisiyle de istişare halinde Başika-Zelikan kampında oluşturulan kuvvete on aya yakın bir süredir eğitim desteği sağlanmaktadır. Kamptaki eğitim ilk günden beri Irak Hükümetinin ve kamuoyunun bilgisine açık bir şekilde icra edilmektedir. Kampta bugüne kadar 2 bin 441 personelin eğitimi tamamlanmıştır. Bunların içerisinde yaklaşık 1000 kişilik bir grup kamp içinde kendilerine ayrılan yerde sürekli kalmakta, kalanlar ise temel eğitimin ardından çağrılınca gelmek üzere kamptan ayrılmaktadır.

Son dönemde, kampın çatışma alanına yakın mesafede olması, DAİŞ ile PKK terör örgütünden gelebilecek tehditlere karşı önlemleri artırma gereksinimi nedeniyle eğitilen Iraklıların ve askeri eğitmen personelimizin korunması amacıyla ekstra bir sevkiyat gerçekleştirilmiştir. Sevkiyatın oldukça abartılı, maksatlı ve provokatif bir şekilde basına yansıtılmasıyla beraber konu kamuoyunun gündemine yerleşmiş ve haberler Iraklı makamların da yorumlarına konu olmuştur. Buna mukabil, meselenin ikili düzeyde çözülmesi ve artan tansiyonun düşmesi için Türkiye tarafından ivedilikle gerekli adımlar atılmıştır."

Türkiye'nin Irak'ta yaşanan gelişmelerde hep pozitif ve yapıcı bir yaklaşım içinde olduğunu belirten Özhan, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin, bölgesindeki ülkelerle dış politika anlamında kurduğu ilişkilerin inişleri çıkışları salt Türkiye'nin kendisinden kaynaklanan durumlar değildir, bu unsurların kendi içlerinde yaşadıkları gelgitlerden de kaynaklanmaktadır. Bütün bunlara rağmen Türkiye, Irak işgalinin başlangıcından beri sürdürdüğü pozitif yaklaşımını hala devam ettirmektedir ve niyeti de eylemi de samimi bir şekilde, Irak'ta istikrarın sağlanması için hayata geçirmeye çalıştıkları politikaları açık bir şekilde bölgesel ve küresel kamuoyuna sunan bir ülke durumundadır. Türkiye bu pozitif ayrıştırmasını da sürdürdüğü sürece orta ve uzun vadede kazanan aktör olacaktır."

"İç güvenlik paketi işte bunun işin tehlikeliydi"

Ardından grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak ilk kez Meclis Başkanvekilliği göreviyle başkanlık divanında bulunan HDP'li Pervin Buldan'a başarılar dilediler, Mevlit Kandilini kutladılar ve çeşitli konularda kısa konuşmalar yaptılar.

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Sarıyer'de terör örgütü DHKP/C'ye yönelik operasyon sırasında yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın ölümüne değinerek, bunun sıradan bir olay olmadığını belirtti. İç güvenlik paketinin TBMM'deki görüşmeleri sırasında yaptıkları eleştirileri hatırlatan Gök, "İç güvenlik paketi işte bunun işin tehlikeliydi" dedi.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın Irak'taki gelişmelerle ilgili Genel Kurulu bilgilendirmesi yönünde daha önce talepte bulunduklarını hatırlatarak, bu bilgilendirmelerin talep olmaksızın yapılmasını arzu ettiklerini söyledi. Vural, ayrıca bir süredir hayata geçirilen bir uygulama ile tüm şehitlere otopsi yapıldığını belirterek, şüpheli bir ölüm olmadıkça otopsi yönteminin tercih edilmemesini istedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı da Dilek Doğan'ın ölümünün üzüntü verici bir olay olduğunu belirterek, Doğan'a Allah'tan rahmet diledi. Bostancı, olayın yargıya intikal ettiğini hatırlatarak, yargıdan ortak vicdanı tatmin edecek bir sonucun çıkması temennisinde bulundu.

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ise konuşmasında Meclis Başkanvekili Pervin Buldan'ın aynı zamanda bir Cumartesi Annesi olduğunu, yakınlarını kaybeden annelerin etkinliklerine her zaman katıldığını dile getirerek, bu annelerin tek talebinin çocuklarının cenazelerine ulaşmak olduğunu kaydetti.