Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Hedef 7 Haziran'dır. Başbakanıyla 12 sene geçiren bir parti, yeni başbakanıyla ilk defa bir seçimlere gidiyor. Davutoğlu Ahmet hocayı mahcup etmeyeceksiniz" dedi.
Arınç, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İl Gençlik Kolları 4. Olağan Kongresi'nde, Türkiye'nin tarihi, kültürü ve inancıyla çok büyük bir memleket olduğunu söyledi.
"Biz ne harabi ne harabatiyiz. Kökü mazide olan ati bir milletiz" diyen Arınç, sözlerini şöyle açıkladı:
"Kökü mazide olan ati demek şudur; biz geleceğiz. Sizler de geldiniz ve geleceksiniz ama biz dağ başlarında veya yol kenarlarındaki süs bitkileri gibi veya ot gibi yaşamıyoruz. Tarihin çok derinliklerinde çok köklü bir kültürün içerisinden geliyoruz. Unutmayın Osmanlı 620 yıldan daha fazla dünyaya hüküm sürmüş en güçlü devletti. 600 küsur sene. 20 milyon metrekare toprak üzerinde 100 milyon nüfusa adaletle, hükmediyordu. İnsan haklarına önem veriyordu. Bugün Afrika'nın neredeyse 3'te 2'sinde Ortadoğu'nun tamamında, Asya'nın yarısında Avrupa'nın ta Viyana'sına, Münih'ine kadar uzanmış."
"Bakmayın şimdi mendil kadar Anadolu'nun içine hapsolduk"
Arınç, Meclis Başkanı olduğu dönemde Letonya'ya yaptığı bir ziyarette kendisine, "Türk şehitliği var ziyaret etmek ister misiniz" denildiğini anımsattı.
Galiçya'yı, Ürdün'ü Yemen'i bildiğini ancak Letonya'da Cesis denen bir kasabada Türk şehitliği olduğunu bilmediğini aktaran Arınç, şöyle konuştu:
"Nerden gelmiş bunlar, nasıl şehit oldular hangi tarihten beri buradalar. Osmanlı-Rus harbinden bu yana. Plevne'de esir düşmüş Osmanlı askerlerinin bir kısmını Letonya'nın Cesis kasabasına getirmişler, orada hayatlarını kaybetmişler. Bir kümbetin üzerinde 25 tane kabir. Başlarında da Osmanlı askeri diye yazıyor. Ta oralara kadar gidebilmişiz. Ne kadar büyük bir devlet, ne kadar büyük bir coğrafya. Bakmayın şimdi mendil kadar Anadolu'nun içine hapsolduk. Biz geçmişte 7 kıtada hüküm sürmüş bir büyük devletin mirasçıyız hamdolsun.
Selçuklular'a bakalım. Gazneliler'e bakalım. Sultan Alpaslan'ın Malazgir'te 1071'de Anadolu toprağının kilidini açtığı günden isterseniz başlayalım. Daha öncesinden de olabilir. İsterseniz Diyarbakır'a gidelim Diyarbakır'ın fethinin 639 yılında İslam askerleri tarafından gerçekleştirildiğini öğrenelim. Ne kadar büyük bir tarihimiz var bizim. Amerika'nın Cumhuriyet tarihini bugünkü sistemini bir araya getirseniz 1774'ten başlatırsınız veya biraz daha sonrasından. Avrupa Birliği 50-60 yıllıktır. Onun ötesinde hanedanlıklarla 100 yılı 150 yılı zor bulur."
Arınç, sadece Bursa'nın 6 padişah çıkardığını, tarihinin 1100'lı yıllara dayandığına dikkati çekti. Neredeyse bin yıldan beri Bursa'nın tarihinde en güzel izleri taşıdıklarını dile getiren Arınç, "Başkasına benzemeyiz biz. Onlar farklı şeyler düşünebilirler ama bizi kimse mazimizden çekip koparamaz. Yanlış işler yapılmış olabilir. Her devlet yönetiminde zaman zaman sıkıntılar doğmuş olabilir ama işte o Selçuklu, işte Osmanlı işte Cumhuriyet dönemi ki 90'ıncı yılını geçmek üzereyiz" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Arınç, böyle bir tarihe sahip olan ülkenin gençlerinin önce şöyle bir geçmişine bakıp, iftihar etmesi, "Benim ne kadar güzel bir tarihim var, hiç başımız öne eğilmemiş" demesi gerektiğini vurguladı.
Gençlerin geçmişiyle, Osmangazi, Orhangazi ile iftihar etmesi gerektiğini anlatarak, cumhuriyet döneminde de çok önemli güzelliklerin yaşandığını ifade eden Arınç, "Evet büyük yanlışlıklar yapılmış olabilir. Büyük hatalar işlenmiş olabilir ama millet olarak biz kökümüzden kopmadan geldiğimiz için her zaman güçlüyüz. Bu ülkenin dostluğuyla herkesin sevinmesi lazım. Türkiye'nin düşmanlığından da kimseye fayda gelmez. Herkes ne kadar bizim güçlü olduğumuzu, millet olarak ne kadar inançlı olduğumuzu çok iyi bilir" değerlendirmesinde bulundu.
Arınç, gençlere de çeşitli tavsiyelerde bulundu. Gençlerin, din, dil ve tarihi ihmal etmemesi gerektiğini belirten Arınç, şöyle devam etti:
"3 konuyu çok iyi bilmemiz lazım. Tarih okunursa çok merak duyacağınız bir bilim dalıdır. Özellikle yakın tarihimizden başlayarak geçmişe yönelik tarihi kıssa ve gerçekleri bazen mecmualardan, bazen dergilerden gazetelerden ama mutlaka kaynaklarından okumamız lazım. Biz neden güçlüyüz. Tarihimiz neden büyük. Bizi büyük yapan bu tarih nereden başladı, nasıl devam etti bunu bilmemiz lazım."
Arınç, şimdiki neslin 25-30 kelimeyle, SMS'lerle, mesaj atarak konuştuğunu, toplum önüne çıkıp 10 tane kelimeyi yan yana getiremediğini ifade ederek, "Türkçe, kuş öksürüğü gibi hoşa giden, su şırıltısı gibi temiz, kulağa hoş gelen bir dil. Gençler de bu dili tam anlamıyla öğrenmek zorunda" ifadelerini kullandı.
"İslam, asıl kaynaklardan öğrenilmeli"
Arınç, gençlere İslam dinini de asıl kaynaklarından öğrenmeleri tavsiyesinde bulundu.
Bugünkü kötü örneklere, DAİŞ'in yaptıklarına bakarak farklı dinden bir insanın Müslüman olmaktan korkacağını ifade eden Arınç, şunları anlattı:
"Belki bu örgütleri ortaya çıkaranlar. İslam'ı yok etmek için bunları yapmış olabilir. Bunların bu zulümlerine, cinayetlerine bakıp da Müslüman olmaya koşacak bir insan düşünemiyorum ama çok şükür dünya da biliyor ki gerçek Müslümanlık bu değil. Bu insanlarım Müslümanlıkla değil insanlıkla bile ilgisi yok ama biz de iş, öğrencilik, aile ve toplum hayatımızda inancımızın gereğini yapan, inancımızı en güzel şekilde temsil eden insanlar olmalıyız. Çok kitaplarımız var, okuyabiliriz. Çok güzel sohbetler var, dinleyebiliriz ama genç dini, dili ve tarihi çok iyi öğrenecek. Durduk yerde bu işler olmuyor. "
"Yeni Türkiye" lafının bir slogan olmadığını belirten Arınç, "Yeni Türkiye bir gerçektir. Yeni Türkiye AK Parti'yle vücut bulmuş kökü mazide olan ati demektir" dedi.
Arınç, yeni Türkiye'nin aslını inkar etmeden, aslından utanç ve hicap duymadan "Ben büyük bir milletin çocuğuyum, ben büyük bir devletin bakiyesiyim, tarihin yüz akı olmuş, şerefli bir neslin evladıyım" sözünü göğsünü gere gere bunu söyleyecek insanların Türkiyesi olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
"Adımını kuvvetli atacak, çok büyük reformlar yapacak, kardeşliği sağlayacak, ekonomik kalkınmayı güçlendirecek, bütün kurumlarından vesayeti kaldıracak, millet iradesinin önündeki engelleri tek tek yok edecek ve milletin iradesinin hakimiyetini kuracak her alanda yeni bir Türkiye'ye ihtiyacımız var. Kendi tarihimizle de yüzleşeceğiz. Geçmişte yapılmış zulümlerin hesaplarını sorabiliyorsak soracağız, hesabını soramıyorsak da buna 'zulümdür' diyeceğiz. Tarihimizin, özellikle yakın tarihimizin bazı sayfaları zulüm örnekleriyle doludur. İstiklal Mahkemelerinin kurulduğu yerlerde çok ağır cezalar verilmiş hiç bir savunma hakkı yapılmasına da imkan tanınmamıştır. İskilipli Atıf hakkında verilen idam kararları bunlardan biridir. Başkaları da vardır biz bunları bileceğiz. Meclis Başkanlığı dönemimde İstiklal Mahkemesi zabıtlarının Türkçe'ye çevrilmesini ve Türkçe olarak yayınlanmasını talimat olarak vermiştim. İnşallah o zabıtlar açıklandığında 20'li yıllarda 25'lerde, 30'larda, 35'lerde belki daha sonrasında 'Bugün bunu asalım da şahitleri daha sonra asarız' diyenlerin nasıl bir zulüm işlediğini, 'Karara gerek yok, sehven idam edilsin, sonra kararı yazılır' diyenlerin bir ülkede nasıl büyük haksızlıkları irtikap ettiklerini hep beraber göreceğiz."
Arınç, İskilipli Mehmet Atıf Efendi'nin, çok büyük bir alim olduğunu, ayet ve hadislerle dolu bir kitap yazdığını, bu nedenle İstiklal Mahkemesi'nde yargılandığını, savcının dahi 3 yıl ceza istediği mahkemece idama çarptırıldığını söyledi.
"Biz zulmetmedik, biz hakkı yerine getirdik"
Arınç, AK Parti hükümetiyle birlikte zulümlerin son bulduğunu söyledi. AK Parti'nin sabırla hareket ettiği, yılmadığı, her adımın hesabını şerefle verdiği için büyük ve güçlü olduğunu belirten Arınç, şöyle devam etti:
"Bugün parlamentoda başörtülü hanım kardeşlerimiz var. Bugün üniversitelerin her birinde milyonlarca öğrencimiz var. Yetmedi, görevini başındaki örtüsüyle üniversitelerde, okullarda, hastanelerde, devlet dairelerinde yerine getiren binlerce hanım kardeşimiz var. Başını açık tutmak ne kadar bir haksa ve bu hakkı hepimiz savunmalıysak başını örtmek isteyene de aynı hakkı tanımak ona zulmetmemek gerekiyordu. Biz zulmetmedik, biz hakkı yerine getirdik. Biz adaletle davrandık. Türkiye'de toplumsal barışı kurduk. Onun için yüzde 50 oy alıyoruz. İnşallah önümüzdeki seçimlerde bunu da fazlasıyla aşacağız. Çünkü adaletle hükmediyoruz. Adaletle yolumuza devam ediyoruz."
Arınç, AK Parti'nin tüm seçimlerde oyunu arttırdığını vurguladı. Önümüzdeki seçimlerin de kendilerini aşmaları gereken bir seçim olduğunu dile getiren Arınç, şunları kaydetti:
"İki günü birbirine eşit olan ziyandadır. 3 seçim, üçünde de oyumuz yükseliyor. 35, 47, 50. Şimdi 50'de kalamayız arkadaşlar. 50'de kalırsak o zaman yanlış iş yaparız. Bizim yükselmemiz lazım. Daha çok oyumuzu arttırmamız lazım. Bu potansiyel var. Cumhurbaşkanımız 400 milletvekili dedi. Ağanın eli tutulmaz 400 olur mu. Ben 399'a da razıyım aslında. İnşallah çok fazla milletvekili çıkaralım ki şu kavgalar, gürültüler, fısıltılar bitiversin. Bunların bir seçimlik canı vardır. Bugün sesleri yüksek çıkar, tuzaklar yaparlar, kumpaslar kurarlar önümüze 17-25 Aralık, 14 bilmemnesi diye çıkarlar. Hepsini aşarız, engelli koşu gibi. Sonunda bayrak direğine Allah'ın izniyle bayrağımızı dikeriz. Hepsinden artık dersimizi almış olarak geliyoruz. Düzgün çalışacağız disiplinli çalışacağız. Hedef 7 Haziran'dır. Başbakanıyla 12 sene geçiren bir parti, yeni başbakanıyla ilk defa seçimlere gidiyor. Davutoğlu Ahmet hocayı mahcup etmeyeceksiniz. O güzel insanın barışında en yüksek pay Bursa'nın olacak inşallah. Biz hep ilk olmak zorundayız, birinci olmak zorundayız."
(Bitti)
Son Dakika › Yerel › Başbakan Yardımcısı Arınç: (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?