Ab "Pkk'lılara Kimyasal Silah Kullanıldı" İddiasında da Geriden Geldi - Son Dakika
Dünya

Ab "Pkk'lılara Kimyasal Silah Kullanıldı" İddiasında da Geriden Geldi

Ab "Pkk\'lılara Kimyasal Silah Kullanıldı" İddiasında da Geriden Geldi

Avrupa Parlamentosu'nda Kürt derneklerinin iddiasına dayanarak, "PKK'lılar kimyasal silahlarla mı öldürüldü?" şeklinde bir soru önergesi verildi Orhan Aysezen - Avrupa Birliği'nin "İçkale'deki at/katır kemiklerini faili meçhul kurbanlarının"...

20.04.2012 12:10
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Avrupa Parlamentosu'nda Kürt derneklerinin iddiasına dayanarak, " PKK'lılar kimyasal silahlarla mı öldürüldü?" şeklinde bir soru önergesi verildi Orhan Aysezen - Avrupa Birliği'nin "İçkale'deki at/katır kemiklerini faili meçhul kurbanlarının kalıntıları" sanması gibi Türkiye'deki "kimyasal silah" iddiaları konusunda da geriden geldiği ve yayınlanan raporlardan habersiz olduğu ortaya çıktı.

Avrupa Parlamentosu'nda Kürt derneklerinin iddiasına dayanarak, "PKK'lılar kimyasal silahlarla mı öldürüldü?" şeklinde bir soru önergesi verildi. Önergeye 17 Nisan Salı günü yanıt veren AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, "PKK cesetleri adli tıba gönderildi, konu izlenecek" dedi. Ancak 10 Şubat tarihinde Malatya Adli Tıp Morgu, Avrupa'da iddialara konu olan teröristlerin kimyasal silahla etkisiz hale getirildiği iddialarının yalan olduğuna ilişkin raporu açıklamış, rapor Türk basınında geniş yer bulmuştu.

-"TV"Sİ GİTTİ "WOMEN"İ GELDİ-

Avrupa Parlamentosu İngiliz muhafazakar kanat Üyesi Charles Tannock, "Türk Kürtlerinin insan hakları ve Türk hava kuvvetlerinin Kürt gerillalara karşı "kimyasal' silah kullandığı iddiaları" konusunda bir yazılı soru önergesi verdi. "Roj Women" adlı Londra kökenli bir yardım kuruluşu kurucularından biriyle Türk Devleti'nin Ağustos 2011'den bu yana Kürt gerillalarına karşı askeri operasyonları yoğunlaştırması konusunda bir görüşme yaptığını belirten Tannock, "Row Women aynı zamanda sivil insan hakları aktivistleri ve seçilmiş BDP üyeleri, BDP'yi destekleyenler ve Kürt olmayan destekçilerin tutuklandıklarını ve uzun süreli gözaltında bulundurulduklarını iddia etti" dedi.

Roj Women'in Türk Irak içindeki sivilleri bombaladığını iddia ettiğini de aktaran İngiliz vekil, "Diyarbakır İnsan Hakları Derneği'ne göre Türk uçakları 36 gerilla savaşçısını napalm bombalarıyla, Chele havalisindeki Gunde Pire ile Guze Reshe alanlarında da "kimyasal' olarak adlandırılan silahlarla öldürdü. Roj Women silahlı kuvvetlerin bu savaşçıların gerçek ölüm nedenlerini ortaya çıkaracak otopsilerini yasakladığını iddia etti" dedi. Tannock AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Catherine Ashton'a şu soruları yöneltti:

"AB Yüksek Temsilcisinin "kimyasal' silah kullanıldığına ilişkin bu alarm verici ve tartışmalı iddialardan haberi var mı ve bu bağımsız gözlemcilerce kanıtlanırsa böyle bir askeri önleme uluslararası hukuk çerçevesinde izin verilebilir mi? AB bu iddiaları Türk Hükümeti nezdinde gündeme getirdi mi ya da Türkiye'nin bir AB Aday ülkesi olduğu gözönüne alındığında gerçekleri ortaya koymak üzere bir soruşturma talep etti mi?"

Catherine Ashton ise önergeye verdiği yanıtta "Yüksek Temsilci/Başkan Yardımcısı son aylarda kimyasal silah kullanımı ile ilgili iddialardan endişe duymaktadır. Türkiye Aralık 2011 başlarında Komisyonla çalışma düzeyindeki görüşmelerde bir soruşturmanın başlatıldığı ve çatışmalar sırasında öldürülen PKK üyelerinin cesetlerinin ölüm sebeplerinin belirlenmesi için Adli Tıp Enstitüsü'ne gönderildiği karşılığını vermiştir. Komisyon konuyu izlemeye devam edecektir" dedi.

Aynı parlamenterin aynı tarihte verdiği aynı soru önergesini AB Komisyonu Üyesi Stefan Füle 14 Şubat'ta yanıtlamış, Ashton'un cümlelerini aynen tekrar eden Füle, yanıtına güneydoğudaki barış, demokrasi ve istikrarın sağlanması sorununun ancak bölge halkının sosyal, ekonomik ve kültürel haklarını genişleten somut önlemlerle çözümlenebileceğini belirten cümleleri eklemişti.

-MALATYA ADLİ TIP, ÖLÜMLERLE İLGİLİ RAPORUNU 10 OCAK'TA AÇIKLAMIŞTI-

Oysa Malatya Adli Tıp, 10 Ocak tarihinde Avrupa'da iddialara konu olan PKK'lı ölümleriyle ilgili raporunu açıklamış, rapor Türk basınında geniş şekilde yer almıştı. İddialar konusunda Türk basınında şu bilgiler bulunuyordu:

"PKK'nın o iddiası çürütüldü: Hakkari'nin Çukurca ilçesi yakınlarındaki Kazan Vadisi'nde ölü ele geçirilen teröristlerin otopsi işlemleri tamamlandı.

Malatya Adli Tıp Morgu'na getirilen 12'si yabancı uyruklu 24 teröristin cesetleri üzerine yapılan toksikolojik incelemede kimyasal silah izine rastlanmadı. PKK'lı teröristlerin ateşli silahlarla yaralanma sonucu hayatını kaybettiği belirlendi. Geçtiğimiz yıl ekim ayında Çukurca'da 24 Mehmetçiğin şehit edilmesinin ardından, Kazan Vadisi'nde 35 terörist etkisiz hale getirilmişti. PKK'ya yakın internet siteleri ile BDP'liler başta olmak üzere Alman parlamenterler ve Fransız avukatlar, TSK'nın operasyonda kimyasal silah kullandığı şeklinde propaganda yapmıştı.

Zaman Gazetesi'nin haberine göre operasyonun ardından terör örgütüne yakın yayın kuruluşları tarafından dillendirilen 'kimyasal silah kullanıldı' iddialarının gerçeği yansıtmadığı kaydedildi. İddiaları uluslararası arenada gündeme taşımak amacıyla Kazan Vadisi'ne götürülen Avrupa Parlamentosu (AP) eski üyesi Feleknas Uca, Alman parlamenter Jan Van Aken, Alman ve Fransız avukatlar Clementine Frances'in çalışmaları da boşa çıktı. Adli Tıp raporları, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın kasım ayında İstanbul Kazlıçeşme'deki mitingde propaganda aracı haline dönüştürdüğü benzer iddiaları da mesnetsiz hale getirdi.

Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) envanterinde kimyasal silah ve mühimmat bulunmadığını, bölücü terör örgütü ile mücadelenin ulusal ve evrensel hukuk kurallarına uygun olarak sürdürüldüğünü bildirmişti. Terör örgütü yandaşları tarafından propaganda aracına dönüştürülen kimyasal silah iddiaları 8 Aralık'ta yalanlanmıştı. Yerli ve yabancı bazı medya organlarında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin teröristle mücadelede kimyasal silah kullandığına dair asılsız, mesnetsiz, taraflı ve karalamaya yönelik yayınların yer aldığının görüldüğü aktarılan açıklamada, "TSK envanterinde kimyasal silah ve mühimmat bulunmamaktadır. Bölücü terör örgütü ile mücadele ulusal ve evrensel hukuk kurallarına uygun olarak sürdürülmektedir." denilmişti.

Kazan Vadisi'ndeki operasyonda ölü olarak ele geçirilerek Malatya Adli Tıp Morgu'na getirilen PKK terör örgütü üyesi 12'si kadın 24 teröristin cenazeleri Muş, Diyarbakır, Siirt, Malatya gibi farklı kentlerde toprağa verilmişti. 12'si yabancı uyruklu teröristlerden 5'i İranlıydı. İran hükümeti, teröristlerin cenazelerini kabul etmedi. Yasalar çerçevesinde Malatya'daki kimsesizler mezarlığına gömülmesi gereken teröristlerin cenazeleri BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın Başkakan Erdoğan'dan ricası üzerine Ağrı'nın Diyadin ilçesinde defnedildi. Bununla birlikte aileleri tarafından alınmayan 3 teröristin cenazesi de Malatya'daki kimsesizler mezarlığına gömüldü. Ayrıca terör örgütünün, ailelerine teslim edilen terörist cenazeleri üzerinden halkı sokağa dökmeye çalıştığı ortaya çıkmıştı. KCK'nın bu amaçla BDP'li bazı milletvekillerine baskı yaptığı ileri sürülmüş, ailelerin, güvenlik güçlerine "Kızımızın cenazesini onlara vermeyin. Bize baskı yapıyorlar. Cenazemize bile sahip çıkartmıyorlar." diye yalvardığı haberlere yansımıştı.

-AT/KATIR BULUNTULARI KONUSUNDA "KURBANLAR VE AİLELERİNE ADALET SAĞLANMALI" DEMİŞLERDİ-

Avrupa Parlamentosu'nda "İçkale'deki toplu mezarlar" başlıklı soru önergesine AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, geçen hafta "Toplu mezarlardan haberimiz var. Kurbanlar ve ailelerine adaletin sağlanması için, Türkiye'nin bu trajik olaylar üzerine ışık tutma çabalarını sürdürmesini teşvik ediyoruz" diye yanıt göndermişti.

Oysa Adli Tıp bir buçuk ay önce Diyarbakır İçkale'de bulunanların at-katır kemiği ya da 100 yıllık olduğunu açıklamıştı. - Ankara

Kaynak: ANKA

Son Dakika Dünya Ab 'Pkk'lılara Kimyasal Silah Kullanıldı' İddiasında da Geriden Geldi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement