350 milyonluk yatırımla kurulan 100. Yıl Bayındır Süt İşleme Fabrikası kapılarını açtı
Cumhuriyet'in 100'üncü yılına armağan edilen Bayındır Süt İşleme Fabrikası açıldı
Soyer: " İzmir'in Cumhuriyet kalelerini inşa etmeye devam edeceğiz"
İZMİR - İzmir Büyükşehir Belediyesinin 350 milyon liralık öz kaynağıyla kurduğu, hem üreticiyi hem de tüketiciyi besleyecek 100. Yıl Bayındır Süt İşleme Fabrikası üretime başladı. Cumhuriyet'in 100'üncü yılına armağan edilen dev tesisin açılışında, Atatürk'ün "Her fabrika bir kaledir" sözünü hatırlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Bizim yolumuz Mustafa Kemal'in yoludur. Hep birlikte, İzmir'in Cumhuriyet kalelerini inşa etmeye devam edeceğiz. Ata'mızın heykelini de dikeceğiz, Cumhuriyet'in fabrikalarını da dikeceğiz" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in "Başka Bir Tarım Mümkün" vizyonu doğrultusunda yapımı tamamlanarak ülkeye ve kente kazandırılan Bayındır Süt İşleme Fabrikası açıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesinin öz kaynaklarıyla inşa edilen ve Cumhuriyet'in 100'üncü yılına armağan edilen Bayındır Süt İşleme Fabrikası, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "Her fabrika bir kaledir" sözüyle dile getirdiği anlayış doğrultusunda kırsalda üretimi teşvik etmek ve istihdam imkanları oluşturmak için üretime başladı. Başkan Tunç Soyer, fabrikanın açılışına gelirken yolu, İzmirli çiftçiler tarafından kesildi. Konvoy ve çiçekler eşliğinde fabrikaya gelen Başkan Soyer, konfeti, meşale ve sloganlarla karşılandı. Açılış öncesi zeybek ve dans gösterileri sergilendi.
"Milletimizin efendileri; bu fabrika sizindir"
Başkan Soyer, konuşmasında çiftçileri, "milletin efendileri" sözüyle selamladı. Soyer, "Görüyorum ki gözlerinizdeki ışık fabrikamızı ışıl ışıl aydınlatıyor. Her birinizin içindeki heyecanı, coşkuyu çok iyi okuyorum. Şunu çok iyi biliyorum; burası sadece bir fabrika değil. Burası bir kale. Burayı İzmir Büyükşehir Belediyesi kurmadı. Bu kaleyi siz kurdunuz. Ellerinizle, tırnaklarınızla, alın terinizle kurdunuz. Burayı, gün ağarmadan uyanıp ak memeden süt sağan o nasırlı eller kurdu. Çatlamış parmaklarıyla tohum serpen, arık açan, ot biçen, cefakar Anadolu kadınları kurdu. Burası yemeyip yediren, taşın suyunu sıkan, ömrünü toprağına adamış babalarımızın, dedelerimizin kalesi. Bu fabrika, İzmir'in dağlarını gece gündüz arşınlayan yiğit çobanlarımızın eseri. Atalarımız Cumhuriyeti nasıl kurduysa, biz de bu fabrikayı işte öyle kurduk. Güneşin alnında kavrularak, ter dökerek, soğukta tir tir titreyerek; ama engelleri bir bir aşarak, sabrederek, inanarak. Nasıl ki bir kale taş taş, duvar duvar, burç burç kurulursa, biz de bu fabrikayı işte öyle kurduk. Şunu bilin ki; sizler ürettikçe, bu kale bu ülkenin topraklarını korumaya devam edecek. Milletimizin efendileri; bu fabrika sizindir" ifadelerini kullandı.
Başkan Soyer fabrikanın adını çiftçilerle koydu
Başkan Soyer, konuşmasında üreticilere seslenerek, "Bu fabrikanın ismini '100. Yıl Bayındır Süt İşleme Fabrikası koymaya var mısınız' diye sordu. Çiftçilerin alkışları eşliğinde Başkan Soyer fabrikanın adını açıkladı.
100 yaşındaki Cumhuriyetin üç büyük anlam taşıdığını söyleyen Başkan Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyet, hakimiyetin kayıtsız şartsız milletimize ait olması demek. Cumhuriyetimiz, kadınların özgürleşmesi, kadın ve erkeğin eşit olması demek. Cumhuriyet, ekonomik bağımsızlığımız demek. Atalarımız ekonominin bağımsızlığı için İzmir'de düzenlenen İktisat Kongresinden başlamak üzere dev adımlar atıyor. Az zamanda çok işler başarıyor. Fabrikalar kuruyor, tarımı büyütüyor, ülkeyi demir ağlarla örüyor, köy enstitüleri kuruyor. Halkın gücüne güç katarak, ülkenin gücünü büyütüyor. Buradan bir müjde daha vermek istiyorum; 100. Yılın Köy Enstitüleri Tarım Okulunun da bu yıl içinde temelini atacağız ve ikinci yüzyıla köy enstitüsüyle başlayacağız. Yazık ki bugün, 100 yıl sonra, köylünün doğduğu ata topraklarını terk etmek zorunda kaldığı, çiftçilerimizin elindeki ürünleri yollara döktüğü, kırsaldaki gençlerimizin, şehirlerde karın tokluğuna iş aradığı bir dönemdeyiz. Kısacası milletin efendilerinin yerinden yurdundan edildiği hazin bir döneme tanıklık ediyoruz. Biz, böyle bir dönemde toprağımızın, insanımızın sesine kayıtsız kalamazdık; kalmadık. Çiftçimizin, çobanımızın alın terine sahip çıktık. Giderek artan maliyetlerin altında ezilen küçük üreticimizin yanında durduk."
"Bu kale topraklarımız yeniden özgürlüğe kavuşsun diye var"
Konuşmasında iklim krizine dikkat çeken Başkan Soyer, "Buğday, meyve, sebze üretilen bereketli ovalarımızda artık sadece mısır tarlaları var. Hükümetin ısrarla desteklediği bu üretimin arkasında kimlerin olduğunu çok iyi biliyoruz. Kirli postallarıyla işgal edemedikleri topraklarımızı, şimdi tohumlarıyla gasp etmek istiyor emperyalizm; fakat iyi bilsinler. İzmirli bu oyuna gelmez; çünkü artık İzmir'de yükselen bir Cumhuriyet kalesi var. Bu kale, topraklarımız yeniden özgürlüğüne kavuşsun diye var. Göreceksiniz, bu kale, yerli ve milli tohumlarımızı yeniden toprakla buluşturacak. Başka bir tarımının mümkün olduğunu İzmir'den tüm dünyaya tüm Türkiye'ye gösterecek. Ne mutlu bize ki, İzmir'de 'Başka bir tarım mümkün' diyerek başlattığımız devrim, bu Cumhuriyet kalesinde ölümsüzleşti. Artık İzmir'de geçim derdi yaşayan tek bir çoban, umut ışığının söndüğü tek bir ağıl, bereketin eksik olduğu tek bir tarla olmayacak" dedi.
"İzmir'de yaşayan milyonların gıda güvenliğini teminat altına alıyoruz"
Milliyetçiliğin hamasetle olmayacağını belirten Başkan Soyer, "Bu vatanı sevmek demek; onun dağlarını, ağaçlarını, derelerini korumak demektir. Bu cennet yurdun, toprağını yaşatmak, dağlardaki çoban ateşini korumak demektir. Yerli ve milli olana, bu ülkenin öz değerlerine sahip çıkmak demektir. Bizim için vatanseverlik budur. Bu kalede İzmir'de yaşayan milyonların gıda güvenliğini teminat altına alıyoruz. Çocuklarımız için sağlıklı süt, peynir, yoğurt üretiyoruz. İzmir'in refahını büyüterek, hakça, kardeşçe paylaşıyoruz ve ülkemizin topraklarını koruyoruz. Bu şehrin belediye başkanı olma görevini bir onur madalyası olarak göğsüme taktınız. Yaklaşık 5 yıldır birlikte, omuz omuza İzmir aşkıyla çalışıyoruz. Bu yolda hiçbir zaman mazeret üretmedik. Asla yorulmadık; çünkü aşkla çalışan yorulmaz. Aşkla çalışan gücünü doğrudan halktan alır. Tıpkı Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk gibi. İşte bu yüzden bizim yolumuz Mustafa Kemal'in yoludur. Hep birlikte, İzmir'in Cumhuriyet kalelerini inşa etmeye devam edeceğiz. Karış karış, adım adım bu toprakların bereketini büyüteceğiz. Yüzyıl sonra cumhuriyetin mirasına, hatırasına sonuna kadar sahip çıkacağız. Ata'mızın heykelini de dikeceğiz, cumhuriyetin fabrikalarını da dikeceğiz. Asla yolundan dönmeden, izinden ayrılmadan cumhuriyeti korumaya devam edeceğiz. Sevgili Ata'm asla vazgeçmeyeceğiz. Size söz; İzmir'de tek bir gencimiz hayallerinden vazgeçmeyecek. Çiftçinin, çobanın, üretenin yüzü daima gülecek. Bu toprakları rant çetelerine ve tohum tekellerine teslim etmeyeceğiz. Bayındır Süt Fabrikası İzmir'deki en yeni Cumhuriyet eserimizdir" şeklinde konuştu.
"Çok şükür hem üretime hem istihdama açıyoruz"
Bayındır Kaymakamı Emin Bayram da, "Atatürk, Kurtuluş Savaşından sonra ilk hamlesini İzmir İktisat Kongresinde başlatmıştı. Bağımsızlıktan sonra en önemli olay ekonomik bağımsızlıktır. Bölgemiz dünyanın en özel alanlarından biri. Buradaki en kıymetli varlığımız çiftçimiz. Türkiye'deki her ürünün üretimini burada denemiş, ilkleri gerçekleştirmiş, yenilikçi bir çiftçi yapımız var. Üreticilerin ürünlerini işleyerek kalkındıracak bu proje için Tunç Soyer'e çok teşekkür ediyorum. Umarım giderek büyüyerek ciddi bir katkı sağlayacak. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Bayındır Belediye Başkanı Uğur Demirezen ise "Burası 1984 yılından beri kurulan tek sanayi imarlı arsasıydı. İzmir Büyükşehir Belediyesi burada çok güzel bir tesis kurdu. Allah razı olsun, çok şükür hem üretime hem istihdama açıyoruz. Teşekkürler Tunç Başkanım. Allah bereketini artırsın. Ben ilçem adına yerel yöneticiler adına burada yaşayan bir fert olarak teşekkür ediyorum" dedi.
Başkan Soyer, butona bastı, üretim başladı
Konuşmaların ardından Başkan Soyer, butona basarak Bayındır Süt İşleme Fabrikasında üretimi başlattı. Ardından Başkan Soyer ve beraberindeki heyet, fabrikanın tüm üretim birimlerini gezerek bilgi aldı. Şenlik tadında düzenlenen fabrikanın açılış töreninin ardından Türk halk müziği sanatçısı Sümer Ezgü, sevilen türkülerini seslendirdi.
Başkan Tunç Soyer'in "Mera İzmir" projesi çerçevesinde çiftçiden alınan sütlerin işlenerek "İzmirli" markasıyla satışa sunulacağı Bayındır Süt İşleme Fabrikası, İzmir Büyükşehir Belediyesinin iştiraki İzTarım A.Ş. tarafından işletilecek. 350 milyon liralık yatırımla hayata geçirilen fabrika, 6 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 18 bin metrekarelik alan üzerine kuruldu. 130 kişinin istihdam edildiği fabrika, günlük 100 ton süt işleme kapasitesine sahip. Bayındır Süt İşleme Fabrikası, 250 milyon TL'lik işlem hacmiyle, yıllık 36 milyon 500 bin litre süt işleyebilecek.
Açılış törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve İzmir Köy Koop Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer'in yanı sıra CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP İzmir Milletvekilleri Rıfat Nalbantoğlu ve Murat Bakan, Bayındır Kaymakamı Emin Bayram, Bayındır Belediye Başkanı Uğur Demirezen, Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, Torbalı Belediye Başkanı Mithat Tekin, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya, Tire Belediye Başkanı Salih Atakan Duran, Beydağ Belediye Başkanı Feridun Yılmazlar, Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı, İzTarım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali İhsan Özgürman, İzTarım Genel Müdürü Murat Onkardeşler, siyasi parti temsilcileri, il ve ilçe müdürleri, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, kooperatifler, muhtarlar, meclis üyeleri ve yüzlerce yurttaş katıldı.
Son Dakika › Ekonomi › 350 milyonluk yatırımla kurulan 100. Yıl Bayındır Süt İşleme Fabrikası kapılarını açtı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?