18. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Ferhat Özgen, "Çanakkale Zaferi, Türk askerinin direnme gücünün, fedakarlık ruhunun, millet ve vatan sevgisinin bir abidesi, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk milletinin makus talihini yendiği ilk savaş alanıdır" dedi.
Tuğgeneral Özgen, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 98. yıl dönümü kapsamında, Gelibolu Yarımadası'ndaki Şehitler Abidesi'nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla düzenlenen törende, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) adına yaptığı konuşmada, bugün Türk harp tarihinin en müstesna zaferlerinden olan Çanakkale Zaferi'nin 98. yıl dönümünün kutlandığını söyledi.
Gururla kutlanan günün, 98 yıl önce yedi düvelin Çanakkale'de, kahraman Türk askerinin iman dolu göğsüne çarpa çarpa bütün ümitleriyle Türk sularına gömüldüğü gün olduğunu ifade eden Özgen, "Bugün, büyük insan, ulu önder, eşsiz komutan Mustafa Kemal Atatürk'ün, Anafartalar sırtlarında dünyaya komutanlık sanatını öğrettiği gündür. Bugün, yurdumuza namus ve milli bütünlüğümüze göz dikenlere karşı, her karış toprağımızın kanımızla yıkanarak düşmandan temizlendiği gündür" diye konuştu.
Özgen, 98 yıl önce şubat ayında, İtilaf Devletleri'nin amacının, bir an önce Çanakkale Boğazı'nı geçip, İstanbul'a ulaşmak ve 1. Dünya Savaşı'nı en az kayıp ve en çok kazançla sona erdirmek olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"İlk saldırı 19 Şubat 1915 günü boğazın girişini koruyan tabyalara yöneltildi. 25 Şubat'taki ikinci saldırı sonucunda boğaz girişini koruyan 4 tabyamız da susturuldu. Artık Çanakkale Boğazı'nın girişi korumasızdı. Bu durum düşmanı cesaretlendirdi. Ancak ihtiyatı elden bırakmadı ve kesin sonucu alacağı asıl saldırı günü 18 Mart 1915 gününe kadar, boğaz girişinde var olduğunu sandığı mayın hatları ve her iki kıyıda mevzilenmiş Türk obüs bataryalarının yerini tespite ve imha etmeye uğraştı. 18 Mart 1915 sabahı o heybeli armada sahip olduğu bütün silahlarını Türk topraklarına çevirip, ateş ve ölüm kusmaya başladığında, merkez tabyalarındaki Türk topçusu tarafından, sahip olduğu yaklaşık 30-40 yıllık topların menzil yetersizliği nedeniyle ilk saatlerde çok fazla cevap verilemedi."
Çanakkale Boğazı'na doluşmaya başlayan ve hedef olarak belirledikleri noktalara ateş yağdıran düşman donanmasının yavaş yavaş boğaza doğru ilerlemesi sonucu tabyalardan ve obüslerden açılan ateşlerin etkili olmaya başladığını anlatan Özgen, ümitlerin kırılmaya başladığı anlarda, Nusret'in döktüğü mayınların, Seyit Onbaşıların, Üsteğmen Hasanların ortaya çıktığını vurguladı.
Özgen, 25 Nisan 1915 sabahı, Gelibolu Yarımadası'nın güney kesimindeki sahillerde tam anlamıyla "Türk'ün ateşle imtihanının" başladığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çıkarmanın başladığı ilk saatlerde, Arıburnu sahillerinde 20'ye karşı bir, Seddülbahir sahillerinde ise 13'e karşı bir olarak Mehmetçik direndi. Düşmana, terk etmek zorunda kaldığı her karış vatan toprağını asil kanıyla sulanmadan vermedi ve düşmanın ilk 24 saat içinde ele geçirmeyi planladığı hedefleri olan Alçıtepe ile Conk Bayırı-Kocaçimen hattına ulaşmasını engelledi. Çünkü o Mehmetçiğin başında, Seddülbahir'deki 3. Tabur'un kahraman komutanı Binbaşı Mahmut Sabriler, İkiz Koyu'nda 8 kat üstün düşmana pervasızca taarruz eden Yüzbaşı Yusuf Kenanlar, ölene kadar mevzisini terk etmeyen Yahya Çavuşlar, 'Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir' diyen Mustafa Kemaller vardı."
Çanakkale'de düşmanın 8,5 ay saldırdığını ve karşı konulduğunu ifade eden Özgen, siper hatlarına saatlerce süren bombardımanlarda 10 binlerce top mermisi atıldığını, kimsenin yerinden kıpırdamadığını kaydetti.
-"Denizden de karadan da Çanakkale'yi geçemediler"-
Tuğgeneral Özgen, Türk askerlerinin Arıburnu'nda, Anafartalar'da, Conk Bayırı'nda, Kirte'de, Kerevizdere'de, Zığınder'de üzerlerine yağdırılan "çelik yağmurlara" aldırmadığını, düşmana kaptırılan vatan toprağını geri alabilmek uğrunda gözlerini kırpmadan ölümle kucaklaştığını söyledi.
Denizden olduğu gibi karadan da Çanakkale'yi geçemeyeceklerini anlayan müttefik kuvvetlerin 9 Ocak 1916 günü sessizce bölgeden çekilip, gittiğini anlatan Özgen, şunları kaydetti:
"Çanakkale Zaferi, Türk askerinin direnme gücünün, fedakarlık ruhunun, millet ve vatan sevgisinin bir abidesi, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk milletinin makus tarihini yendiği ilk savaş alanı, başka bir deyimle İstiklal Savaşı'nın başlangıcı, ebedi başkomutan, büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk'ün doğuşudur. Çanakkale muharebeleri, bir yandan ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Türk komutanı, askeri ve bunların arkasındaki yüce Türk milletinin, vatanını savunma, bayrağını ve bağımsızlığını koruma konusundaki azim ve özverisini gösterirken, diğer yandan düşmanına karşı bile gösterilen saygı, hoşgörü ve insan sevgisinin anıtlaştığı bir destandır."
-"Cesedimi siper yapıp hedefe kadar gidin"-
Tuğgeneral Özgen, bu anlamlı günde yurdun dört bir yanında ve yurt dışında bulunan şehitlerin sesini duyar gibi olduklarını belirterek, şunları söyledi:
"Çünkü biz, düşman siperlerine attığı bombaları kapıp tekrar tekrar düşmana atmakla ün salan ve 'sağ kolumu kaybettim ama sol kolum var' diyen bombacı Mehmet Çavuş'uz. Biz, 'ben şehit olursam eğer, cesedimi siper yapıp hedefe kadar gidin' diyen Üsteğmen Şevket'leriz. Biz, 'sütünü helal ettirmek için dövüşeceğim. Benden dualarını esirgeme anacağım' diyen Erzurumlu Teğmen Ahmet Hamdi'yiz. Biz, 'son yongam sensin, vatan düşmana eline geçecekse öl de köye dönme. Allah yolunu açık, yüzünü ak etsin, haydi oğlum git. ya gazi ol ya da şehit' diyen analarız. Biz Çanakka'leyiz, Dumlupınar'ız, Sakarya'yız. Biz Anadolu'yuz, Kıbrıs'ız, biz Mehmetçiğiz, biz milletin ta kendisiyiz. Bizler, savaş meydanlarında, can yoldaşı silah arkadaşıyla katığını, suyunu paylaşacak kadar kanaatkar ama gemilerin yelkenlerini atlastan, iplerini kumaştan, teknelerini gümüşten yapacak kadar güçlü, zengin bir milletin torunlarıyız. Bu toprakları, atalarımızdan miras kalan gönül ve iman zenginlikleriyle dökülen şehit kanlarıyla vatan yaptık. Onun için
'sen ağlama' şehit anası. 'Sen başını eğme' şehit babası. Gözlerinden akan her damlaya milyonlarca şükranı var, minneti var bu yüce milletin."
Özgen, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Aziz şehitlerimiz, huzurunuzda ant içiyoruz ki bizlere bıraktığınız eserleri sonsuza dek yaşatacağız, vatanımız düşman eline geçecekse bu uğurda canımızı seve seve feda edeceğiz. Sizleri hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Sizler bizim yol göstericimiz, ışığımız, eşsiz kahramanlarımızsınız. Bu vesileyle başta ebedi Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, bu vatanı bizlere emanet eden ve canlarını feda etmekten çekinmeyen aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz."
Muhabir: Zafer Akpınar/ Haluk Yüksel
Yayıncı: Selçuk Aval - ÇANAKKALE
Son Dakika › Güncel › 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?