Kamuoyunda, "3. Yargı Paketi" olarak bilinen Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İlişkin Deva Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak, yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi.
Kanuna göre, Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecek.
Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilecek. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkansız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunlu olacak. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek.
Rekabet Kurumu ve Şeker Kurumu'nun nihai kararlarına karşı Danıştay yerine idare mahkemesinde dava açılabilecek. Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava, öncelikli işlerden sayılacak. İdari para cezaları dahil, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan iptal davaları da Danıştay yerine yetkili idare mahkemesinde açılabilecek.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun sektörle ilgili işlemlerine karşı açılacak davalar ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu'nun düzenleyici ve denetleyici nitelikteki kararlarına karşı, Danıştay yerine yetkili idare mahkemesinde dava açılabilecek.
-Ağır ceza mahkemesinde görülecek davalar-
Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesinin başlığı, "görev ve yargı çevresinin belirlenmesi" olarak değiştirildi. TMK kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar, Adalet Bakanlığı'nın teklifi üzerine, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülecek. Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri, Adli Yargı Adalet Komisyonu'nca, bu mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemeyecek. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile Askeri Mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklı kalacak.
TMK kapsamına giren suçlarla ilgili olarak soruşturma, HSYK'ca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılacak. Bu Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başka mahkemelerde ve işlerde görevlendirilemeyecek.
-Savcılar izne bağlı olmadan soruşturma yapabilecek-
Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "anayasayı ihlal", "yasama organına karşı suç", "hükümete karşı suç", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyan" "silahlı örgüt",
"silah sağlama" ve "suç için anlaşma" maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlemiş olsa bile cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılacak.
Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 26. maddesi hükmü saklı olacak. Bu kanunun 26. maddesi, "MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması, Başbakan'ın iznine bağlıdır" hükmünü içeriyor.
Yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere yeteri kadar hakim görevlendirilecek.
Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalamanın ardından itibaren 48 saat saati geçemeyecek.
Soruşturmanın amacı tehlikeye düşebilecekse yakalanan veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan kişinin durumu hakkında, Cumhuriyet savcısının emri ile sadece bir yakınına bilgi verilecek.
Gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı, cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim kararıyla 24 saat süreyle kısıtlanabilecek. Bu zaman zarfında ifade alınamayacak.
Kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılacak. Kolluk görevlilerinin ifadesine başvurulması gerektiği hallerde çıkartılan davetiye veya çağrı kağıdı, kolluk görevlisinin iş adresine tebliğ edilecek. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında iş yeri adresi gösterilecek.
Güvenliğin sağlanması bakımından duruşmanın başka bir yerde yapılmasına karar verilebilecek.
Açılan davalara adli tatilde de bakılacak.
-Ağır ceza mahkemelerinde görülecek davalar-
Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yer alan örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini aklama suçu, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlarla ilgili açılan davalar, ağır ceza mahkemelerinde görülecek.
"Temel milli yararlara karşı hakaret", "halkı askerlikten soğutma",
"askerleri itaatsizliğe teşvik", "savaşta yalan haber yayma", "seferberlikle ilgili görevin ihmali", "düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü" ve
"askeri yasak bölgelere girme" suçları hariç, ağır ceza mahkemelerinde görülecek diğer davalar ise şunlar:
"Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "düşmanla işbirliği yapmak", "devlete karşı savaşa tahrik", "yabancı devlet aleyhine asker toplama", "askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma", "düşman devlete maddi ve mali yardım", "anayasayı ihlal",
"Cumhurbaşkanı'na suikast ve fiili saldırı", "yasama organına karşı suç",
"hükümete karşı suç", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyan",
"silahlı örgüt", "silah sağlama", "suç için anlaşma", "askeri komutanlıkların gasbı", "yabancı hizmetine asker yazma, yazılma", "savaş zamanında emirlere uymama", "savaş zamanında yükümlülükler", "devletin güvenliğine ilişkin belgeler", "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme" "siyasal veya askeri casusluk", "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama", "gizli kalması gereken bilgileri açıklama", "uluslararası casusluk", "devlet sırlarından yararlanma",
"devlet hizmetlerinde sadakatsizlik", "yasaklanan bilgileri temin",
"yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini", "yasaklanan bilgileri açıklama", "yasaklanan bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklama", "taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi", "devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma."
-Çocuklara uygulanmayacak-
Bu suçlarda Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) öngörülen tutuklama süresi 2 katı olacak. Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamayacak. Bu mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma hükümleri çocuklar için uygulanmayacak.
Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak günlük süreli yayınlar yönünden 4 ay, diğer basılmış eserler yönünden 6 ay içinde açılması zorunlu olacak. Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi duracak. Durma süresi 4 ayı geçemeyecek.
-Özel yetkili mahkemeler kaldırıldı-
TMK'nın 10. maddesinde yapılan yeni düzenleme nedeniyle, özel yetkili mahkemelerin dayanağını oluşturan CMK'nın 250, 251 ve 252. maddeleri yürürlükten kaldırıldı.
-Süren davalar etkilenmeyecek-
CMK'nın yürürlükten kaldırılan 250. maddesinin birinci fıkrasına göre, görevlendirilen mahkemelerde açılan davalara kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar, bu mahkemelerce bakılmaya devam edilecek.
Bu davalarda yetkisizlik veya görevsizlik kararı verilemeyecek. TMK'nın 10. maddesinin, kavuşturmaya ilişkin hükümleri, bu davalarda da uygulanacak.
CMK'nın 251. maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen cumhuriyet savcıları, yürütmekte oldukları soruşturmalara HSYK'ca TMK'nın 10. maddesi uyarınca görevlendirilen cumhuriyet savcıları göreve başlayıncaya kadar devam edecekler.
TMK'nın 10. maddesi kapsamına giren suçlarla ilgili olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle açılan davalarda, sanığın taşıdığı kamu görevlisi sıfatı dolayısıyla hakkında soruşturma yapılabilmesi için izin veya karar alınması gerektiğinden durma veya düşme kararı verilemeyecek.
Mevzuatta CMK'nın 250. maddesine göre kurulan ağır ceza mahkemelerine yapılan atıflar, TMK'nın 10. maddesinde belirtilen ağır ceza mahkemelerine yapılmış sayılacak.
Askeri disiplinin sağlanması ve birtakım askeri gerekliliklerden dolayı, Askeri Ceza Kanunu kapsamındaki suçlarda hükmün açıklanmasının geriye bırakılması uygulamasından vazgeçildi.
TMK kapsamına giren suçlarla ilgili davalara, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması nedeniyle, bu mahkemelerde bakılmasına ilişkin hüküm yürürlükten kaldırıldı.
TMK kapsamına giren suçlarla ilgili olarak, CMK'ya göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecek, verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilecek ve ertelenebilecek.
-Haberleşmenin gizliliğinin ihlali-
Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, ceza bir kat artırılacak.
Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa edenlere, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İfşa edilen bu verilerin basın yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı ceza uygulanacak.
-Kişiler arasındaki konuşmanın dinlenmesi-
Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.
Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişiye, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 4 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.
Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kişiye, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Gizlilik, görüntü veya seslerin kayda alınmasıyla ihlal edilirse ceza bir kat artırılacak.
Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alacak. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde aynı ceza uygulanacak.
(Sürecek)
Muhabir: Ferhat Demircan
Yayıncı: Tarkan Demir - ANKARA
Son Dakika › Güncel › '3. Yargı Paketi'Nin Onaylanması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?