AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Ruslar da 'Biz Soçi mutabakatını kaldırıp attık.' diyemiyor. Zaten Ruslar da Amerikalılar da biliyor, Türkiye olmadan İdlib sorununun, Suriye'deki bu karmaşanın çözülebilmesi imkan ve ihtimal dahilinde değildir." dedi.
Kurtulmuş, Şanlıurfa'da yayın yapan Güneydoğu TV, Kanal Urfa ve Edessa Tv'nin, Şanlıurfa Müzesi'nde ortak yaptıkları canlı yayına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
İdlib'de yaşanan gelişmelerin sorulmasının üzerine Kurtulmuş, bölgenin özel bir konu olduğunu belirterek zulümden kaçan insanların buraya sığındığını söyledi.
Suriye'nin İdlib kentinde sorunun çatışmasızlıkla çözülebileceğini ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu kriz Rusya, ABD ve Avrupa ülkeleri için çok uzakta bir yerdeki krizdir. Türkiye için ise hemen sınırlarımızın ötesinde, bizim 30-40 kilometre ötemizdeki bir bölgeden bahsediyoruz. Burada gelişen her bir olayın Türkiye'nin hemen yanı başında Türkiye'nin canını yakma potansiyeli olan bir tehdit olduğunu görmeleri lazım. Biz sınırlarımızın dışındaki bölgeden terör örgütleri üzerinden çok çektik. Sınır kentlerimizin çoğu tehdit altında kaldı. Burada da Akçakale ve Ceylanpınar'da kardeşlerimiz atılan füzelerle şehit oldular. Bir taraftan DEAŞ, PKK/YPG/PYD'nin çok çeşitli tacizlerine karşı Türkiye ağır bedeller ödedi. O bölgeden Türkiye'ye karşı yapılan terör saldırıları, o da Türkiye için çok büyük bir güvenlik meselesidir."
Kurtulmuş, Türkiye'de 4 milyona yakın Suriyeli bulunduğunu hatırlatarak 400 Suriyeli gören Avrupa ülkelerinin dizlerinin titrediğini ve bu insanların ülkelerine girmesini önlemeye çalıştıklarını dile getirdi.
İdlib'de 4 milyon insanın sıkışıp kaldığını ifade eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Rejime sesleniyorum, 'İdlib'deki 4 milyon insanın hepsini tek tek öldürürsen sorunu çözeceğini mi zannediyorsun?' Daha ağır bir intikam ve kan gölü üzerine oturacaksın. Aynı şekilde Rusların da rejime destek vermemesi lazım. Eğer Ruslar uluslararası camia, diğer bütün ilgili taraflar Suriye'de bir çözüm istiyorlarsa çözüm insani çözümdür. Çözüm masadan geçen bir çözümdür, ilgili bütün taraflar otursunlar bunun için de elimizde, şu anda pratik olarak uygulanmıyor ama bir Soçi mutabakatı var sahanın rahatlatılabilmesi için. Türkiye'nin gözlem kuleleri var, Türkiye'nin İdlib'in içerilerinde rejim unsurlarından temizlenmiş o bölgede sivil halkı koruyabilmek bakımından gösterdiği olağanüstü gayret var, onun dışındaki çevrelerde de Rusya oraları bir şekilde kontrol altına alacak. Şu anda bu mutabakat uygulanamıyor ama sonuçta Ruslar da 'Biz Soçi mutabakatını kaldırıp attık.' diyemiyor. Zaten Ruslar da Amerikalılar da biliyor, Türkiye olmadan İdlib sorununun, Suriye'deki bu karmaşanın çözülebilmesi imkan ve ihtimal dahilinde değildir.
Kurtulmuş, "Rusya'nın isteği bir savaş mı çıkarmak?" sorusuna, "Bu öyle anlaşılıyor ki hem rejim hem Rusya sahada varlıklarını güçlü göstererek masada daha fazla söz sahibi olmak istiyorlar." yanıtını verdi.
Gezi Parkı olayları
Gezi Parkı olaylarına ilişkin yargı süreci hakkındaki bir soru üzerine, Kurtulmuş, 7 Şubat, 17-25 Aralık ve Gezi Parkı olaylarının iç içe geçmiş bir zincirin halkası olduğunu belirtti.
Büyük resimde, bu coğrafyada güçlü ve büyük Türkiye'nin olmaması için bir sürü engel çıkarıldığını anlatan Kurtulmuş, o dönemde Türk bayrağının yakıldığını, terör örgütü elebaşının posterlerinin asıldığını anımsatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mahkeme hangi safahatla devam ederse etsin, bu da insanları yaralayan bir durumdur bu ayrı bir konu, mahkemede varsayalım ki bu adamlar hakkında beraat kararı verse dahi Gezi Parkı eylemlerini Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümetini yıkmak için yakan bir ateş olduğu sonucunu kimse değiştiremez. Gezi Parkı, 17-25 Aralık, 15 Temmuz darbe teşebbüsüne bakıyoruz; hepsinin ortak tarafı enflasyon çıkmış, faizler yükselmiş, dolar yükselmiş, Gezi Parkı olaylarından sonraki bir ay içerisinde 8 milyar dolar İstanbul'daki yabancı sermaye yurt dışına gitmiş. Bunun bedelini kim ödeyecek, çok açık Türkiye'yi hem ekonomik hem siyasi bakımdan çökertme meselesiydi bu. Millet dik durdu, 15 Temmuz'da da tankların önüne yatarak demokrasiyi savundu, bayrağını savundu. Bunların hepsi bir parça bunları yan yana koyduğumuzda ortaya çıkan resim şu; emperyalist güçler bu coğrafyayı yeniden paylaşırken, bölüşürken, Türkiye'nin güçlü bir aktör olarak burada var olmasını istemiyorlar ve hazmedemiyorlar."
Darbe teşebbüsü olabileceği iddiaları
Yeni bir darbe teşebbüsünün olabileceğine ilişkin söylentilerin gündeme getirildiği ifade edilerek bu konudaki değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Çok şükür 15 Temmuz Türkiye'nin aynı zamanda darbe tarihleriyle bir hesaplaşmadır. İnsanlar tankların önüne geçerken hep şöyle düşündü; 'Ya biz bu memlekette Menderes'in asılmasını bir şekilde seyrettik'. Hep babalarından, dedelerinden bunları duyarak yetişmişti insanlar. Bir taraftan da 70 yıldır yapılan bütün antidemokratik uygulamaların hesabını sormak için millet tankların karşısına çıktı. 28 Şubat'ın hesabını sormak, 27 Nisan muhtırasını vermek isteyenlerin o arka plandaki zihniyetini çöpe atmak için millet sokağa çıktı, Allan'ın lütfuyla başarılı oldu. Türkiye'de 15 Temmuz'un kesin sonuçlarından birisi, artık bir darbe teşebbüsünde olanların 50 kere bunu düşünmek zorunda kalacaklarıdır. Bu millet bir daha Allah muhafaza böyle bir teşebbüste bulunacaklara haddini çok daha ağır bir şekilde bildirecektir. Çünkü bu 15 Temmuz'un bize vermiş olduğu bir sonuçtur. Ben bir darbe ihtimali görmüyorum ama 'Türkiye'de darbe niyetleri olanlar hepten mi ortadan kalktı?' derseniz ne yazık ki hala zihinlerinin bir tarafından darbe niyetleri olanlar bulunabilir, onlara da asla pabuç bırakılmayacaktır."
Son Dakika › Güncel › AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, canlı yayında soruları yanıtladı Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?