Beşir Atalay: Bütün Kurumlarımız Kar İçin Alarmda - Son Dakika
Güncel

Beşir Atalay: Bütün Kurumlarımız Kar İçin Alarmda

Beşir Atalay: Bütün Kurumlarımız Kar İçin Alarmda

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, yurt genelinde yaşanan yoğun kar yaşına ilişkin tüm tedbirlerin alındığını söyledi.

12.12.2013 18:04  Güncelleme: 18:09

Yurt genelinde yaşanan yoğun kar yaşına ilişkin tüm tedbirlerin alındığını belirten Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "Bugün ülkemizin büyük bir kesiminde kar yağışı var, şiddetli bir kar yağışı hem Güneydoğu'da hem Doğu'da hem Karadeniz Bölgesi'nde. Valilerimiz, kurumlarımız çaba içindeler. Biraz önce burada dile getirildi. Tabii, merkezden de hükümet olarak bütün kurumlarımız bu konuda alarmda" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda bütçe sunumunu yapan Atalay, konuşmasında, kendisine bağlı kurumların çalışmaları hakkında milletvekillerini bilgi verdi. Atalay şunları söyledi:

"Önce, AFAD'la başlıyorum. Tabii, Allah hiçbir ülkeye afet vermesin ama her ülkenin de bu tür kuruluşlara ihtiyacı var. AFAD, biliyorsunuz, 2010 yılında Hükûmetimiz tarafından kuruldu. Afetle mücadele veya afet konusunun yönetimi değişik kurumlardaki birimlerle yürütülüyordu üç ayrı bakanlıkta. Onların hepsi bir araya getirilerek böyle merkezî bir koordinasyon kurumu kuruldu. Doğrusu illerde de birimler var, onların çalışmalarında AFAD'la iş birliği var ama bağlılıkları valilikleredir, oradaki birimlerimizin.

Bir de tabii, afet konusu pek çok kurumu ilgilendiriyor. Onun için, Hükûmetten 11 bakanın içinde olduğu Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulumuz vardır. Mevzuatın oluşturulması, genel politikaların belirlenmesini de bu kurul tarafından yürütürüz ve şu anda da özellikle son iki yılda, Türkiye'deki afet yönetimini baştan sona tekrar değerlendiriyoruz ve yeniliyoruz. Sizler de buna şahitsiniz aslında, bir iki yasamız da buradan geçti o manada. Yani afetle ilgili, hem ülkemizi afete daha hazır hâle getirme, yani riski azaltıcı çalışmalar hem de afet sonrası daha hızlı müdahale ve zararları daha kısa sürede telafi yönünde ciddi çalışmalar yapılıyor. Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı, Türkiye Afet Müdahale Planı gibi planlarımız, çalışmalarımız, bunlar tamamlandı ve bunların uygulamalarını gerçekleştiriyoruz.

Doğrusu, afet riskini azaltma yönünde, özellikle okullarımıza dönük, iş yerlerine dönük ve bütün topluma dönük, "Afete hazır Türkiye" gibi bir başlık altında da çalışmalar yürüyor. Biliyorsunuz, okullarda müfredatın içine de girdi bu konular çünkü bu bilinçlendirmeyi biz çok önemli görüyoruz. Yani her seviyede bu bilinçlendirme önemli çünkü hepimiz bunu kabul etmek durumundayız. Türkiye özellikle deprem açısından risklere çok açık bir ülke, ülkemizin büyük kesimi deprem bölgesi, dolayısıyla da bu konuda -kabullenerek- önceden hazırlıklar çok önemli, biz de bunu yapmaya çalışıyoruz.

Burada tabii, özellikle iki yasayı da önemli görüyor ve anıyorum. Birincisi, Kentsel Dönüşüm Yasası, biliyorsunuz, çıkarıldı ve Kentsel Dönüşüm Yasası'nın icra görevi Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızda ve bu Bakanlığımız şu anda -ciddi şekilde kendisine çok da finansman ayrıldı- yürütüyor. Ayrıca, Afet Sigortaları Yasası yenilendi. Evvelden de mecburiydi ama denetimi yoktu, şimdi her konut alan veya konut yaptıran, bir konuta oturacak olandan elektrik bağlanması dâhil, deprem sigortasıyla ilgili Tabii, çalışmayı yapmasına ve onu belgelemesine bağlı. Bunun gibi tedbirler de alındı.

Ama uygulama olarak çok önemli iki konuyu, yeni getirdiğimiz çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Birincisi, Türkiye genelinde lojistik depolar. AFAD'ın veya Hükûmetin lojistik depoları yoktu bugüne kadar, bugüne kadar lojistik tamamen Kızılay tarafından sağlanıyordu."

Türkiye'nin bu konuda çalışan tabii en önemli kurumunun, yarı resmi sivil toplum kuruluşu olan Kızılay olduğunu hatırlatan Atalay, Van depreminde, "İstediğimiz lojistiği zamanında ve yeterli şekilde temin edememe gibi durumlarla karşılaştık. Doğrusu, bu lojistik depolar konusu benim kendimin çok özel olarak üzerinde durduğum bir konu. Türkiye'yi afetselliğe göre, nüfus yapısına göre, deprem riskine göre on beş bölgeye ayırdık ve şu anda on beş yerde inşaatları başladı" diyerek şöyle devam etti:

"Bu lojistik depoları yapıyoruz. Çok çağdaş bir şeyle, sayımı dökümü kolay, oradan konteynerlerle alıp hemen afet yerine ulaştırılması kolay bir sistem ve orada çadırdan battaniyeye, ısıtmadan aydınlatma araçlarına, arama kurtarma malzemelerine her şey hazır bulunacak. Malzemeleri şu anda hazır. Mesela, çadır stokumuzda, Kızılayın, ülke ortalaması hazır tutma oranı daha önce genelde 50 bin civarıydı, şu anda biz 112 bine çıkardık ve bu depolarımız yapıldığında hepsinde yeterli sayıda bu malzemeler bulunacak.

İkincisi, önemle üzerinde durduğumuz, kurumlarımızın koordinasyonu. Buna, sivil toplum kuruluşları da dâhil, hepsi, yerel yönetimler de dâhil. Yani, afet anında sıfırıncı dakikaya hazır olma. Bir afet olduğunda, alarm çaldığında, afetin büyüklüğüne göre her kurumumuz ne yapacağını biliyor. Kurumlarımızla bu uzunca çalışıldı, bunu bir yönetmeliğe bağladık, o yönetmelikte her kurumun görevi belli, iş tanımı belli, silahlı kuvvetlerden Türk Hava Yollarına, bütün bakanlıklarımıza ve orada koordinasyon için yeni çabalara girmenize gerek kalmayacak ve o her kurum kendi görevini en iyi şekilde yapmış olacak. Doğrusu biz bunu çok önemli görüyoruz. Bütün bunların envanteri var, sivil toplum kuruluşlarının envanteri var, kimin ne kadar, hangi konuda yardım ulaştırabileceği gibi, hepsi burada belirlenmiş oluyor.

Çok proje yürütülüyor, şimdi, benim tabii zamanım da kısa, burada sizleri doğrusu bunların hepsiyle ilgili bilgilendirmek isterim ama yani şu anda elimizde 20 civarında, yaklaşık 10 tanesi tamamlanmış proje var. Yani kimyasallardan tutun afetin her türüne dönük ve daha iyi koordinasyon, eğer depremse en kısa sürede, şiddet olarak en gerçek veriyi bulmak vesaire ve tek veri açıklamak, bütün kurumların koordinasyonu gibi. Bunların hepsi yeni şeyler ve ben daha önce de Mecliste, yüksek huzurunuzda ifade etmiştim yani bu 2012-2013 yılı inşallah afet yönetiminde Türkiye için bir dönüşüm yılı olacak diye, o dönüşümü sağlıyoruz yani şu anda büyük mesafe aldık ve son rötuşlarını yapıyoruz diyebilirim.

Bunu ifade ettikten sonra, müsaadenizle üzerinde çok durulduğu için, aslında Van depremi ve sonrası burada çok konuşuldu. Biliyorsunuz, gensorulara konu oldu falan Mecliste ama bugün yine değinildiği için, özellikle bir Van milletvekilimizin hiç olumlu bir cümle kullanmadan yani yapılan her şeyi olumsuz ve felâket gibi göstermesi üzücüdür tabii, böyle olgun, yetişmiş bir milletvekili arkadaşımızın. Onun için bazı şeyleri söylemek istiyorum.

Bakın, değerli arkadaşlar yani bunlar abartılı şeyler değil, biz yaptığımız için değil, Türkiye'nin gururudur. Uluslararası alanda, Van depreminin yönetimi örnek olay olarak alındı, Birleşmiş Milletler ve diğer kuruluşlar Yani koordinasyonu, hızlı ulaşımı, çadır kentin hızlı oluşumu, konteyner kent, 30 bin konteyner 1 tır 2 konteyner alıyor. Ankara'dan dizseniz tırları, Van'a kadar dizin, işte o kadar tır gitti buraya ve bütün bunlar o kadar kısa şekilde yapıldı ki ve bir yılda da 15 bin konutu teslim ettik."

Depremin ardından Van'ın yenilendiğini vurgulayan Atalay, "2 su projesi, sadece 2 su projesi 150 milyon TL. Bir, mevcut eski su altyapısı tamamen, sıfırdan yenilendi. İki, su kaynağı yetersizdi, 40 kilometreden Devlet Su İşleri yeni su getirdi, şu anda ulaşmak üzere, bitiyor. Yani yoluyla, çevre yoluyla, imar planıyla Van, köyleri ve Erciş yenilendi. Gidin Edremit'e, Allah aşkına, milletvekilimiz çok sık gidiyor, bir baksın havadan, uçak inerken. Edremit'te yeni bir şehir kuruldu, herkes onu övüyor. Ha, eksikler varsa söyleyelim ama devlet oraya tam 5 milyar TL harcadı, 5 milyar TL. Bir yılın içinde bu para harcanmıştır, bakın" dedi.

Konuya ilişkin yapılan konutların "Parayla satıldı" yönündeki eleştirileri de cevaplayan Atalay, "Yani burada bir defa daha açıklamak istiyorum: Değerli milletvekilleri, afetzedelere, evi yıkılan veya ağır hasar görenlere -ve sonradan bunu kiracılara da genişlettik- 110 bin TL maliyeti olan evler 75 bin TL'ye verildi yani yüzde 30 sübvanse edildi. Yirmi yıl vade, peşin ödeme yok, iki yıl ödeme yok, sonrası on sekiz yılda taksitlerle ödenecek, vade farkı yok, faizi yok. Herkes, aklı yeten herkes hesaplasa yirmi yıl sonra bunun zaten neredeyse parasız şekilde verildiği gibi bir yere gelir" dedi.

Atalay, İnsan Hakları Kurumuna ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu kurumumuz yeni kuruldu, çalışmalarına başlayalı daha bir yıl olmadı ve çok verimli şekilde çalışıyor. 2013 yılı içinde, ekim ayı sonuna kadar kuruma ihlal iddiası içeren 748 başvuruda bulunulmuştur. Kuruma yapılan başvurular incelenerek ilgili kurum ve kuruluşlarla temasa geçilmekte, başvuru sonucu ve yapılabilecek diğer işlemler konusunda başvuranlar bilgilendirilmektedir. Uzunca metin, ben onu okumuyorum ama yani bu kurumumuz hem uluslararası kuruluşlarla Türkiye'nin muhatap kuruluşu olarak hem içeride kendisine verilen görevleri yapmaktadır. Şimdi, burada 'İşte, Paris Şartı'nın karşılamıyor' gibi falan, bunlar çok tartışıldı sayın milletvekilim, komisyonunuzda. Paris Şartı üyelerin atanmasını falan içermiyor. İngiltere ve Fransa'da üyeleri bir bakan atıyor. Yani, bunları hepimiz biliyoruz ama üyelerin vasfına bakın. Burada 7 üye nasıl? Bu 11 üyenin vasıflarına bakın. Hangi işleri yapmışlar? Birikimlerine bakın. Yani, burada biz doğrusu bunların çalışmasından çok memnunuz. Ha, bir de 'Uluslararası akreditasyon yok' diyorsunuz. Bakın, çok teknik bir bilgidir, akreditasyon talebinde henüz bulunmadık çünkü onun şartı var: Bir yılınız dolacak, bir yıllık raporunuzu hazırlayacaksınız, ondan sonra uluslararası akreditasyon için başvuracaksınız. Şu anda, henüz böyle bir başvuru olmadı ama gerek Avrupa Birliği muhtevasındaki kuruluşlarla gerek diğerleriyle de ilişkileri sürmektedir.

Bakın, 'Bir buçuk yıldır yönetim kurulu toplanamıyor' diyor. Her iki haftada bir, perşembe günleri İnsan Hakları Kurulu toplanıyor, bunu ifade edeyim ben. Yani efendim, tabii, yeni kurulmuş, mevzuatını yeni tamamlıyor, kendi çalışma şartları yeni oluşuyor. Bunları da bu şekildeAyrıca, cezaevi ziyaretleri, başka konular, bana çokça not verdiler, değinemiyorum şimdi dakikalarım sayılı olduğu için. Ama yani İnsan Hakları Kurumu kendisine düşen görevini şu anda yapıyor, onu ifade etmek isterim."

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Beşir Atalay: Bütün Kurumlarımız Kar İçin Alarmda - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement