Büyükşehir Belediye Başkanlık Adaylığı İçin Adı Geçen Ege-Koop Başkanı Aslan'dan Demirel'li Mesaj...

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı olduğunu açıklamadığı halde adı sıkça geçen ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi tarafından aday gösterilmesi muhtemel isimler arasında yer aldığı düşünülen Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, İzmir'de yerel seçim propagandalarının proje, plan ve hizmet eksenli yürüyeceğini beklediğini söyledi.

Hüseyin Aslan, aday olmadığı halde CHP Genel Merkezi tarafından aday gösterilecek muhtemel en güçlü isimler arasında gösterilen mevcut İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun adaylığını açıklamama kararını, 'takdirle karşıladığını' belirtti. Aslan, Aslan, "Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Aziz Kocaoğlu, zaten şu anda görevinin başında. Tabii ki her zaman en tabi, en doğal adaylardan birisi. Kararında sanıyorum herhalde çeşitli etmenler vardır. Hem kamuoyunun nabzını bir kez daha ölçmeye devam edecek hem de siyaseten birtakım düşünce ve planları vardır, ona göre hareket edecektir. Daha adayların kesinleşmesine en az üç ay var. Siyasette üç ay uzun bir süre. O yüzden on yıldır başkanlık yapan başkanımız elbette kendi kararını en doğru şekilde, bugününü ve geleceğini düşünerek kendisi verecektir. Bugüne kadar önemli hizmetleri olmuştur, sıkıntıları da yaşamıştır. Kolay değil tabii ki... O yüzden kararını takdirle karşılıyorum. Aziz Başkan on yıldır belediye başkanlığı yapıyor, kentin sorumluluğunu taşıyor. Pergelle büyüyen İzmir'in sorunlarıyla karşı karşıya geldi, kucağında buldu bu sorunları. Kendi kadrosu ilk dönem yoktu. Eğer kamuoyu, vatandaş tekrar Sayın Kocaoğlu'nu belediye başkanlığında görmek istiyorsa ya da CHP işaret ederse olur, benim ne düşündüğüm önemli değil" diye konuştu.

"SİYASETTE 24 SAAT İÇİNDE HER ŞEY DEĞİŞEBİLİR"

Ege-Koop Genel Başkanı Aslan, buna karşın siyasette 24 saat içinde her şeyin değişebileceğini belirten 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in bu yöndeki açıklamalarına katıldığını belirterek, bir şey söylemek için zamanın henüz erken olduğunu ifade etti. Aslan, "Adaylıkla ilgili şu anda beklentimizi bilmeyen yok. Eğer koşullar uygun olursa, kentine borcu olan ve kentini seven birisi olarak, ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı konusunda önümüzdeki günlerde net kararımı bildireceğim. O süreç beni fazla bağlamıyor. İkincisi şimdi büyükşehir diyeyim, olmazsa bir ilçe belediye başkanlığını düşüneyim gibi bir düşüncem asla yok. Benim derdim koltuk değil. İlla koltuk olsun, nerede-nasıl olursa olsun diye bir derdim yok. Hizmet ve projelerim için varım. Proje insanıyım ben. Biz hakikaten sürdürülebilir kent yaşamını kolaylaştırmak ve bu kentin önünü açmak için, bu kentte yaşayanlarla birlikte bu kenti yönetmeye talibiz. Başka bir isteğimiz yok bizim. Talebimiz de beklentimiz yok. Seçimlerde her zaman sürpriz olabilir. Seçim zaten sürpriz demektir. Demirel'in o meşhur lafı hala herkesin dilinde; 'siyasette 24 saatte çok şey değişir.' Bugün için bir şey söylemek için erken" şeklinde konuştu.

"VERİLECEK HER TÜRLÜ KARARA SONUNA KADAR SAYGI DUYARIM"

Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, aday gösterilmemesi durumunda da kırılmayacağını vurgulayarak, "Aday gösterilmezsek zaten Ege-Koop Başkanlığımız sürüyor. Ben varsam varım yoksam yokum anlayışı bana göre değil. Güçlü bir sivil toplum kuruluşunun başkanıyız. Biz demokrasiye inanıyoruz. Verilecek her türlü karara sonuna kadar saygı duyarım, bugüne kadar olduğu gibi kırılmayacağım. Benim işim belli, yerim belli, çok şükür itibarım belli. Hiçbir kırılmam söz konusu olmaz. 2 Eylül'de dolan süre, CHP'nin bu genelgesi, kamu görevlilerini ve sivil toplum kurulu temsilcilerini bir anlamda ayrı tutuyor. Biz boşta gezen adam değiliz. Şu anda bir sorumluluğum var. Önemli olan parti genel merkezinin karar verirken neye göre karar vereceğine bakmak lazım" dedi.

"ŞU ANDA 200'E YAKIN PROJEMİZ VAR"

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday gösterilmesi durumunda 200'e yakın projelerinin hazır olduğunu dile getiren Hüseyin Aslan, yönetim tarzının da halkın karar mercilerine katılması şeklinde olacağını belirtti. Aslan, aday gösterilmesi durumunda, on gün sonra projelerini kamuoyuyla paylaşacaklarını da aktararak, şöyle devam etti:

"2011 genel seçimlerinde Sayın Binali Yıldırım'ın İzmir ile ilgili açıkladığı 35 proje ile birlikte bence yerel seçim startı da verilmiş oldu. İzmir'deki yerel seçimlerin hizmet ve proje bazında geçeceği anlaşıldı. Öyle de olmalı. Yani İzmirli artık bu süreçte hizmet odaklı bir yerel seçim dönemi bekliyor, onu istiyor. O nedenle erken başladı. Mutlaka kentliye yeni bir yönetim tarzını, anlayışını, adeta bir namus sözü vererek başlarız. Yani kentliyle ortak hareket etme sözü veriyoruz. Ortaklarla seçimden seçime değil sürekli onlarla bir arada olarak, karar mercilerine katarak davranacağız. Şu anda 200'e yakın projemiz var. Biz öyle önce seçilelim, sonra 5-6 ay staj görelim, bir yıl sonra işe başlarız diye bir düşüncemiz yok. Çok büyük konuşmayayım ama kısmet olursa, o görev bize uygun görülürse, ben diyebilirim ki 10 gün sonra projelerimizin halkla paylaşılmasına başlarız. ve sırasına göre de hangi yıl, neleri yapabileceğimizi de kamuoyuna baştan söyler ve beraber takip ederiz."

"İZMİR'DE VATANDAŞIN ÖNCELİĞİ HİZMET"

"Yerel seçimler aday kişilerin vizyonuna, planlarına, proje ve hizmetlerine bağlı. Bunların hepsi bir faktördür. Ne yaparsak yapalım. İzmir'in farklı bir özelliği var tabi. Ama sokağa çıkıp baktığınızda vatandaşın önceliği hizmet" diyen Aslan, İzmir'in son 15-20 yılında, İzmir'in büyümesine paralel projeler ve altyapıların geliştirilemediğini savunarak, "Ulaşımla ilgili ciddi önlemler alınamadı. Kentleşme ve kent kültürüyle ilgili, kentsel dönüşümle ilgili ciddi adımlar atılmadı. Bu, bir gerçek. Bu kentin altyapı sorunu gerçekten ciddi. Bu kentin kentleşme sorunu, bu kentin zenginliğini kullanamama sorunu var. Kültürünü, tarihini, denizini, doğal güzelliklerini kullanamıyoruz. İşsiz sayısı çoğalmaz, emekliler kenti konumuna düşmezdi. O yüzden plan ve proje şart. Biz nedense bu yerel seçim tartışmalarına ve aday belirleme sürecine erken başladık bu dönem. Bunun nedeni elbette Taksim Gezi olayları çok iyi incelenmesi gereken bir olaydır. Muhalefetin alması gereken çok ciddi mesajlar var. Türk medyasının ve üniversitelerin alması gereken mesajlar var. Gezi olayları, direnişi, Türkiye'nin ve gençlerin ne kadar demokrasi kültürünün olduğunu göstermiştir. Kadınların da cumhuriyete ve Atatürk devrimlerine ödünsüz bağlı olduklarını göstermiştir. Zamanı geldiğinde korunması ve kollanması için her şeyi göze aldığını ortaya koydu. İnsanlar oraya gönüllü gitti. Sloganlar, tweetler önemliydi. Bu yerel seçim bugüne kadarki yerel seçimlerden daha önemli. Genel seçimden daha önemli, sonuç itibariyle. Ne olursa olsun Türkiye'de genelde de yerelde Türk halkı yenilik ve hizmet peşinde. Siyasi partiler yerel seçim tartışmalarının erken başlaması nedeniyle şu anda yoğun bir çalışma gösteriyor. Vatandaşlar da sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları da hareket halinde. Zaten seçim son üç ay kala tartışılmaz, konuşulmaz. En az beş altı ay önce konuşulması, tartışılması gerekiyor. Adayların seçimden beş ay önce belirlenmesi daha doğrudur. Büyük kentler sürekli gelişen, büyüyen ve büyük kentlerde yaşayanların talepleri de sürekli artar. Sorun bitmez. Tabi İzmir'in çok sorunu var, şöyle çözeriz gibi kesin iddia içinde değiliz. Ama eğer biz yerel idarede halkın katılımını sağlayamıyorsak, eğer halk yerel yöneticilerine sahip çıkmıyorsa, önemli kararlarda görüşü alınmıyorsa, halk kararın içine dahil edilemiyorsa ve sadece şu proje engellendi dediğinde bunun içeriğini, detaylarını, İzmir'e kazandıracaklarını vatandaş tam olarak bilmiyorsa bu engelleme olur. Ama eğer karar sürecinde vatandaş bir şekilde varsa, vatandaş o projeyi biliyorsa, o engel vatandaş tarafından sonuna kadar kaldırılır. Yerel demokrasi budur. Yerelde mutlaka halkın katılımı esas alınmalıdır. Bunu mutlaka sağlamalıyız. Zaten eğer yerelde katılım sağlarsanız, iyi bir ekiple de çalışırsanız, eğer ufkunuz da genişse, dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden AR-GE ekibiniz varsa o zaman siz ona göre proje hazırlarsınız. Bunlar temel sorunlar. Bunlar uygulanmıyor demek istiyorum, sadece bugün için değil, ben bildim bileli böyle iş" ifadelerini kullandı.

"KATILIMCILIĞI İZMİR'DE GÖREMİYORUM BEN"

Belediyecilikte halkın katılımının şartı olduğunu vurgulayan Aslan, "Maalesef katılımcılığı İzmir'de görmedim ben. Bunu sağlayamazsak her zaman biz bir engelle karşı karşıya kalırız. Önce yerel demokrasiye ve yerel katılımcılığa inanmalıyız. Siz mahalle muhtarlarını memurunuz gibi görürseniz, onlarla sorunları paylaşmazsanız, siz halkın seçtiği belediye meclis üyelerini sadece zaman zaman toplanan belediye meclislerinde birer oy makinası gibi görürseniz, onlarla sorunları paylaşmazsanız; o arkadaşlar da görevini halk adına yerine getiremezse sıkıntı olur. Benim belediyecilikte anlayışım bu. Halkın katılımı şart. Her yönetilen kurumun, kuruluşun ilkeleri vardır, kavramları ve prensipleri vardır. Bunlar yoksa orada kargaşa vardır. Ben bugüne kadar siyasete uzak durmuş bir insanım, her ne kadar her dönem adım geçse de. Ben Ege-Koop Başkanıyım. Ancak tabi İzmirliler, özellikle son bir yıldır hizmet ve proje düşüncesiyle sürekli beni soru yağmuruna tutuyorsa, neden aday olmadığım konusunda beni sorguladığı için düşündüm taşındım, yaklaşık bir yıldır sürdürdüğüm çalışmalar sonunda, eğer koşullar uygun olursa İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na hazır ve talip olduğumuzu ifade ettim. İfade etmekle kalmadım, İzmir'in sorunlarını bilen, yaşayan ve bununla kalmayıp çözümleyen bir proje merkezi kurduk biz. Ben projeyi önemsiyorum. Projenin önemi yok, ben seçilirsem şöyle güzelleştiririm, böyle güzelleştiririm, bunlar önemli değil diyenler varsa da bence önemli. Olması ve vatandaşın da bunları bilmesi lazım" dedi.

"SEÇİM TAAHHÜDÜ VATANDAŞ DENETİMİNDE OLMALI"

Aslan, sözlerini şöyle tamamladı: "Şimdi biz her seçim döneminde bunları dinliyoruz, seçim taahhütnamesi var. Alıyoruz, bakıyoruz, ona göre oy veriyoruz. Peki ama bunun yüzde 60-70'i gerçekleşmemişse, yeniden o seçim beyannamesi yeni dönemde de varsa, bunun bir inandırıcılığı kalmaz ki. O zaman benim kardeşim sen bana 5 yıl önce bunları söylemiştin, bunları niye yapmadın diye hesap sorma hakkına sahip olmalı. 'Yazdım, çizdi, oldu' olmaz öyle şey. Seçimlerin proje ve hizmet bazında geçmesini çok temenni ediyorum. Proje projedir. Her projenin İzmir'e getireceği önemli avantajlar vardır. Görmeden eleştirmek doğru değil. Biz de bir zamanlar Çeşme Otobanı'na karşıydık, ama şimdi ihtiyaç. Özal'ın bu kadar otaban yapmasına karşıydık ama şimdi baktık ki medeniyetmiş bu. O yüzden kente önemli kazanımlar sağlayacak olan projelerin tartışılması gerekiyor. Bunu muhalefet ya da iktidar yapar." - İZMİR