Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "1960 darbesiyle başlayan, 1971 muhtırası, 1980 darbesiyle tahkim edilen, 28 Şubat müdahalesiyle zirve noktasına ulaşan vesayet düzeninin son sıkıntılarını da hep birlikte ortadan kaldıracağız" dedi.
Erdoğan, Radisson Blu Hotel'deki yemekte bir araya geldiği sivil toplum örgütü temsilcilerine hitap etti.
Muhabbet sofrasında olduklarını ve herkesi selamladığını ifade ederek, sözlerine başlayan Erdoğan, "Malum, muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl. İnşallah, Sevgili Peygamberimizin, şu anda izinde öyle bir STK gayreti ile bu sofrayı bereketlendiririz" dedi.
Erdoğan, iki gece önce idrak edilen Miraç Kandili'ni ve içinde bulunulan üç ayların, millet, ülke ve tüm insanlık için huzura, barışa, kardeşliğe vesile olmasını dileyerek, "Rabbim'den bizleri huzur, emniyet, güven içinde sağlıklı bir şekilde Ramazan-ı Şerif'e ulaştırmasını özellikle niyaz ediyorum" dedi.
Bugün resmi açılışı yapılan özel sektör yatırımlarıyla birlikte toplamda 458 trilyon liralık 50 ayrı projenin de Kayseri'ye ve Kayserililer'e hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, bu yatırımları Kayseri'ye kazandıran bakanlıkları, belediyeleri, özel sektör kuruluşlarını, hayırseverleri gönülden tebrik ettiğini bildirdi.
Erdoğan, Kayseri'nin bir ticaret ve sanayi şehri olduğunu belirterek, bu yatırımlarla Türkiye'nin 2023 hedeflerine bir adım daha yaklaşmasını dilediğini söyledi. Kayseri'nin şimdiye kadar bölgesinde, tüm Türkiye'de örnek alındığını ve başarılarının gıpta ile takip edildiğini vurgulayan Erdoğan, kentin bundan sonra da yoluna bu şekilde devam edeceğine inandığını kaydetti.
-"Anadolu'nun bağrından bir Cumhurbaşkanı seçtirmemek için her yola başvurdular"
Erdoğan, "Kayseri'nin tarihi aynı zamanda Anadolu'nun öz evlatlarının yıllarca ötekileştirilmiş, dışlanmış, ikinci sınıf muameleye tabi tutulmuş vatandaşlarının tarihidir" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kayseri'nin tarihi, tıpkı bir kardelen gibi başarının, umudun, inancın tarihidir. Kayserili kardeşlerimin, nasırlı ellerinde vakurlu bir anlayışla vakur bakışlarında onurlu ve kararlı bir mücadelenin izleri vardır.
Sizler, millet iradesinin egemen olduğu demokrasinin de her türlü özgürlüğün ayaklar altına alındığı darbelerin de ne anlama geldiğini de çok iyi bilirsiniz. Yakın tarihimizin en muşum, uğursuz günlerinden biri olan 28 Şubat'ı sizler, iliklerinize kadar hissettiniz. Sermayenin renklere ayrıldığı, baskıların, tehditlerin ayyuka çıktığı, asılsız haberlerle iş adamlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın yıpratıldığı günleri hep birlikte yaşadık.
İstanbul'daki bir avuç elit, tüm köşe başlarını tutarken; Kayserili, Konyalı, Gaziantepli, Mersinli iş adamlarımız, Anadolu'nun fedakar, cefakar müteşebbisleri, üvey evlat muamelesine maruz kaldı. Anadolu'nun birçok şehri gibi Kayseri de kendi yağıyla kavrulmayı, kendi imkanlarıyla büyümeyi, kendi gücüyle ayakta durmayı başardı. Bu sebeple Kayseri, aynı zamanda yiğitliğin, mertliğin, çalışkanlığın, helal kazancın, bereketin şehridir. Bütün olumsuzluklara, şevk kırıcı, motivasyon kırıcı uygulamalara ve bütün bunların karşısında sizler sabrettiniz, mücadele ettiniz ve sonuçta zafere ulaştınız."
Erdoğan, bugün "Kayseri Modeli" diye ifade edilen bir başarı hikayesinin sahibi olduklarını dile getirerek, "2007 yılında değerli kardeşim 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün adaylığını ilan ettiğimizde, biliyorsunuz önümüze olmadık engeller çıkartılmıştı. Eski Türkiye'nin güçleri el ele verdiler, bize kendi içimizden Anadolu'nun bağrından, bu topraklardan bir Cumhurbaşkanı seçtirmemek için her yola başvurdular" diye konuştu.
-"Vesayet düzeninin son sıkıntılarını da hep birlikte ortadan kaldıracağız"
"Anayasa'yı ve tahammülleri çiğneme pahasına 367 gibi bir hukuk garabeti üreterek, önümüzü kesmeye çalıştılar. Biz, bu durum karşısında kararlı bir duruş sergiledik ve hemen milletimize müracaat ettik" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ve seçim sonrasında Abdullah Gül kardeşimizi Cumhurbaşkanı olarak hak ettiği makama uğurladık. Akabinde, Kayseri'nin yüzde 82,1 gibi çok yüksek bir oranla destek verdiği anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının doğrudan milletin oylarıyla belirlenmesinin önünü açtık. 10 Ağustos 2014 tarihinde Türkiye ilk defa Cumhurbaşkanını seçmek için sandığa gitti. Kayseri, yüzde 66 oy oranıyla Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir teveccühle şahsımı bu göreve layık gördü.
Ben, bu vesileyle tüm Kayserili kardeşlerime bir kez daha teşekkür ediyorum. Geçen yıl 30 Mart ve 10 Ağustos'ta gerçekleşen seçimlerle, yeni Türkiye'nin kapısını aralayacak olan iki kilidi açmış olduk. Bu kapının üçüncü kilidi ise 20 gün sonra açılacak. Ülkemizin geleceği bakımından son derece önemli bir dönüm noktası olan 7 Haziran tarihi yaklaştı. Bu seçimlerin ardından inşallah, yeni Türkiye'nin inşası yolunda daha süratli, daha verimli şekilde çalışmaya devam edeceğiz."
Bu kutlu yola, mayın döşeyenlerin, bizi engellemek isteyenlerin, bize çelme takmaya çalışanların tüm umut ve beklentilerini boşa çıkaracağımıza inanıyorum. 1960 darbesiyle başlayan, 1971 muhtırası, 1980 darbesiyle tahkim edilen, 28 Şubat müdahalesiyle zirve noktasına ulaşan vesayet düzeninin son sıkıntılarını da hep birlikte ortadan kaldıracağız."
Bunun için yeni anayasanın ve başkanlık sisteminin süratle hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "İnşallah, 8 Haziran'dan itibaren kolları sıvayıp, bu doğrultuda çalışmaya başlayacağız" dedi.
Beyaz Türkler, zenci Türkler ayrımı
Erdoğan, Kayseri'nin yeni Türkiye'nin inşasında da öncü rol üstleneceğinden şüphe etmediğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Allah, yar ve yardımcımız olsun. Bu sabah, bazı köşe yazarı arkadaşlarımızla bir kahvaltı yapalım istedim ve bu kahvaltıda arkadaşlarımızın çok anlamlı tespitleri vardı. Ekranlardan da kendilerini gayet iyi tanıdığımız bu arkadaşlarımız, şöyle bir noktaya özellikle vurgu yaptılar. Dediler ki, tabii yıllar yılı bu ülkede malum beyaz Türkler, zenci Türkler, bu ayrım yapıldı. Sen Anadolu'nun bir esnafıysan, tüccarıysan, zaten o zamanlar sanayicisi yoktu. Sen, o zaman 'zenci Türksün.' Diğerleri, 'beyaz Türk' malum.
Bu beyaz Türkler, baktılar ki şimdi Anadolu'dan bu 'zenci Türk' diye baktıkları, artık sanayicileşmeye de başladı. Para, pul sahibi olmaya başladı. Bu defa ne demeye başladılar, dikkat edin, bu çok önemlidir. Son 12-15 senede şu ifadeyi kullanmaya başladılar. Bunun geliştirilmesi çok önemli. Bu bir kasta mahsustur. Dediler ki, şu andaki sıfatımla konuşmuyorum tabii. O zaman AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanım. 'AK Parti, kendi zenginlerini yarattı' dediler. Bununla da kalmadılar ne dediler, 'AK Parti, kendi aydınlarını yarattı' dediler. Şimdi, bir partinin bu tür bir çalışması olabilirse, varsa, sen bunu teşvik edersin. Böyle bir şey de yok ama bunlar Anadolu'nun bağrından çıkacak bu yiğit sesi, bu eli nasırlı insanların sermaye sahibi olmasına katlanamıyor, buna tahammülü yok. Bunlar, kendi bağırlarına bakın, o bağırlarının içerisinde Anadolu'nun sesini bulamazsınız. Niye hazmedemiyorsun? Niye Kayseri'den, Konya'dan, Van'dan, Erzincan'dan, Elazığ'dan, burada birisi olmasın? Niye, buna tahammül edemiyorsun?
Sermayeyi de oralara doğru yaymazlar. Oralarda yatırım yapmazlar. Ben, kendilerine hep onu söylerdim. Niye, gidip de bak 6. bölge teşvik bölgesi. Gelin oraya yatırım yapın. Beşinci bölge teşvik bölgesi, gelin oraya bir yatırım yapın. Dördüncü bölge, önemli bir teşvik bölgesi, oraya bir yatırım yapın. Beyefendiler, en ufak bir riske dahi girmezler. Çünkü, oraya o yatırım yaparsa o bölge ayağa kalkacak."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri'de - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?