Bolu'da dere taştı, evleri su bastı
BOLU'da etkili olan sağanak nedeniyle 14 evde su baskını yaşandı.
Kent merkezinde gece başlayan yağmur, sabahın erken saatlerinde sağanak yağmura dönüştü. Etkili olan sağanak nedeniyle Tepecik Mahallesi'ndeki Gücük Deresi taştı. Derenin taşması sonucu Tepecik Mahallesi'nde bazı sokaklar dere yatağına döndü. Tepecik Mahallesi'nde giriş katta bulunan 14 evde su baskını yaşandı.
Bolu Belediyesi iş makinesiyle dere yatağını temizleyerek suyun mahalleye akışını engellemeye çalıştı. Mahalle sakinleri, kendi imkanlarının yanı sıra Bolu Belediyesi itfaiye ekiplerinin yardımıyla suları tahliye etmeye çalıştı.Su baskınlarının ardından Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, bölgeye geldi. Tanju Özcan burada yaptığı açıklamada, "Yapımı devam eden Güney Çevre Yolu ile ilgili Karayolları müteahhidi derenin yatağını değiştirmiş. Bir menfez oluşturmuş ama menfezin ucu açık. O şekilde bırakmış. Ne Devlet Su İşleri'ne ne de belediyemize bu konuda bilgi de verilmemiş. Bunun sonucunda Gücük Dere'sinin suyu karların da hızlı erimesi neticesinde mahallemizi bu hale getirdi." dedi.Bolu Valisi Ahmet Ümit ve siyasi parti temsilcileri de su baskınından zarar gören mahalleye geldi. Vali Ümit, çalışmalar hakkında bilgi aldı. Bölgede hasar tespit çalışması sürerken, evlerdeki suları da tahliye çalışmaları devam ediyor.
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİMurat KÜÇÜK/BOLU,
============================
Saman deposunda yangın
ORDU'da 5 katlı binanın altındaki saman ve yem üzerine satış yapan bir iş yerinin deposunda çıkan yangın, itfaiye tarafından söndürüldü. Yangında, yaklaşık 70 ton saman hasar gördü.
Altınordu ilçesi, Şahincili Mahallesi'nde, 5 katlı binanın alt katındaki saman ve yem üzerine satış yapan Sebahattin Aktaş'a ait iş yerinin deposunda, saat 06.00 sıralarında, bilinmeyen nedenle yangın çıktı. Alevler kısa sürede depoyu ve binayı sararken, korku ve panik yaşayan ev sakinleri, çevredekilerin uyarısı üzerine dışarıya çıktı. İhbar üzerine bölgeye gelen itfaiye ekipleri, yangına müdahalede bulundu. Yangın, ekiplerin yaklaşık 3 saatlik çalışmasıyla kontrol altına alınıp, söndürüldü. Yaklaşık 200 ton samanın bulunduğu iş yerindeki samanlar da, tedbir amaçlı iş makineleri yardımıyla dışarıya çıkarıldı. Yangında, yaklaşık 70 ton saman hasar görürken, kurtarılan saman balyaları ise kamyonetle başka depoya taşındı. Yangının çıkış nedeninin belirlenmesi için inceleme başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-Yangına müdahale-Saman balyaları görüntüleri
HABER KAMERA: Ahmet BAYRAK/ORDU,
==================================
Haberi olmadan ağaçlarını kestiler, gözyaşı döktü
MERSİN'in Silifke ilçesinde Mehmet Erdoğan Dölek'e ait zeytin bahçesindeki ağaçlar, haberi olmadan kesildi. Gördüğü manzara karşısında büyük üzüntü yaşayan Dölek, "15 yıldır gözüm gibi, çocuklarım gibi bakıp büyüttüm" diyerek gözyaşı döktü.Hırmanlı Mahallesi'nde Mehmet Erdoğan Dölek'e ait bahçedeki zeytin ağaçlarının kesildiğini görenler, durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine olay yerine giden ekipler, bahçedeki zeytin ağaçlarının kesildiğini tespit etti. Mahalle muhtarının bahçeye çağırdığı Dölek, gördüğü manzara karşısında büyük üzüntü yaşadı. Bahçede kesilmiş ağaçları gören Dölek, "15 yıldır gözüm gibi, çocuklarım gibi bakıp büyüttüm" diyerek gözyaşı döktü. Muhtarın haber vermesiyle durumu öğrendiğini anlatan Dölek, "Bahçemdeki verimli ve iri ağaçların tek tek seçilerek kesildiğini gördüm. Bu nasıl bir insanlık? Bu insanlığa sığar mı. Ben yıllarımı verdim bu bahçeyi yetiştirmek için. Suyunu taşıma suyla 2 kilometre ileriden getirdim, toprağını tek tek işledim. Yetkililerden bunu yapanların biran önce yakalamalarını ve gerekli cezayı vermelerini istiyorum" dedi.'NASIL KIYDILAR BU AĞAÇLARA'Zeytin ağaçlarını gövdelerinden balta ile ayrıldığını ve diğer ağaçların üzerlerine atıldığını söyleyen Dölek, "Balta sesi duyulmaz mı? Bu kadar ağacımı katletmişler kimse duymamış. Şimdi ben ne yapacağım. Benim çocuklarımın geleceği bu bahçeye bağlıydı. Bizim başka bir gelir kaynağımız yok. 100-150 civarı zeytin ağacım var ama bugün 40'ın üzerinde ağacım katledildi. Nasıl kıydılar bu ağaçlara" diye konuştu.Anlaşmazlık yaşadığı kişiler olduğunu belirten Dölek, bu kişilerin isimlerini jandarmaya verdiğini açıkladı. Yetkililerin bahçesinde inceleme yapmasını beklediğinin altını çizen Dölek, ağaçlarını kesen kişi ya da kişilerin biran önce yakalanmasını istediğini sözlerine ekledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------Kesilen ağalardan genel ve detay görüntülerBahçe sahibinin kesilen ağaçları göstermesiBahçe sahibi ile röp.
Haber-Kamera: Atike CEYLAN KAÇAR/SİLİFKE,(Mersin),
===============================
Köksal Toptan: Proje bittiğinde daha güzel bir Türkiye olacaktır
KAMU Görevlileri Etik Kurulu Başkanı, Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu üyesi ve TBMM eski Başkanı Köksal Toptan, Antalya'da düzenlenen toplantıda 'Yerel Yönetimlerde Etik Farkındalık Projesi'nin 2021 başında tamamlanacağını söyledi. Toptan, "Bittiğinde daha güzel bir Türkiye olacaktır. İnsanlığımızın mayasındaki güzel özellikleri dışarı çıkarmaya çalıyoruz. 81 ilin tamamına ulaşmaya çalışıyoruz. Ankara'da oturup proje üretmek yerine projenin amacını yüz 100'e paylaşmayı daha anlamlı bulduk" dedi. Avrupa Birliği (AB) ile ortak finanse edilen ve Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından yürütülen 'Yerel Yönetimlerde Etik Farkındalık Projesi' kapsamında, Antalya'da çalıştay düzenlendi. Kamu Görevlileri Etik Kurulu üyelerinin yer aldığı toplantının açılış konuşmasına, Antalya'daki ilçe belediye başkanları ve kamu kuruluşlarının yöneticileri katıldı. Açılışın ardından Etik Kurulu Başkanı Köksal Toptan, basın toplantısı düzenleyerek, çalışmalar hakkında bilgi verdi.'HİÇ HOŞUMUZA GİTMEYEN SONUÇLAR ÇIKTI'Yerel yöneticilerin, halka en yakın birimler olduğunu belirten Köksal Toptan, yöneticilere değer katılması ve yerel yönetimlere sağlanan imkanların halka ulaşması gerektiğini söyledi. Dünyada yükselen değerlerin zaman zaman kalıcı hale gelebildiğini kaydeden Toptan, kamuda etiğin bu değerlerden olduğunu aktardı. Yerel yönetimlerdeki ilgili durumu öğrenmek için anketler düzenlediklerini dile getiren Toptan, "Hiç de hoşumuza gitmeyen sonuçlarla karşılaştık. Vatandaşlara 'Yerel yönetimlerde yolsuzluk olur mu' sorusuna çok yüksek oranda 'evet' cevabı geliyor. Biz bu kadar kötü çalıştığına inanmıyoruz. Elbette vardır ama bu kadar olmadığını düşünüyoruz. Kayırmacılığı soruyoruz; yüzde 90 oranında olumsuz cevap geliyor. 'Bunların düzeleceğine inanıyor musunuz' sorusunda yüksek oranda olumlu cevap geliyor. Bu bizi ümitlendiriyor" dedi.'BİTTİĞİNDE DAHA GÜZEL TÜRKİYE OLACAK'Etik değerlerin geleneklerde var olduğunu kaydeden Köksal Toptan, 'etik ilkeler' diye sayılan 18 temel maddenin benimsenmesi durumunda Türkiye'nin, özüne döneceğine vurgu yaptı. Dürüstlükten ödün verilmemesi gerektiğine dikkat çeken Toptan, şöyle devam etti: "Yerel yöneticilerin bu işe gönül vermesi lazım. Herkesin bunun ucundan tutması lazım. Proje ile eksiklerimize bakıyoruz. Projeyi 2021 başında bitirmiş olacağız. Bittiğinde daha güzel bir Türkiye olacaktır. İnsanlığımızın mayasındaki güzel özellikleri dışarı çıkarmaya çalıyoruz. 81 ilin tamamına ulaşmaya çalışıyoruz. Ankara'da oturup proje üretmek yerine projenin amacını yüz 100'e paylaşmayı daha anlamlı bulduk."Yaptıkları anket çalışmalarının sonuçlarından örnekler veren Toptan, şunları kaydetti: "Adam kayırma, yakınını işe alma, ihale yolsuzluğu, imar değişiklerinde algı çok kötü, yüzde 90'ının üstünde olumsuz bir tablo ile karşılaştık. Biz tespitte bulunuyoruz. Kötü görülen tabloyu düzeltmek için mevzuat boşluğu mu var, ona da bakıyoruz. Almanya'da Berlin Belediyesi'nde bağımsız bir savcı var. Sadece belediyedeki yolsuzluklara bakıyor. Bizde öyle bir sistem yok. Küçük belediyelerde valinin gönderdiği bir kişi denetleme görevi yapıyor. Yargı yetkisi yok denetim yetkisini kullanarak başkana müdahale edebiliyor. Böyle bir öneri gelir mi, bilmiyoruz ama anlaşılıyor ki mevzuat boşlukları var. Yasa koyuculara önerilerde bulunacağız."Proje kapsamında gezdikleri illerde çok güzel tablolar da gördüklerinin altını çizen Köksal Toptan, " Diyarbakır'da muhteşem şehircilik anlayışını gördük. Keşke bütün şehirler bu anlayış ile yönetilse. Orada olan tablo gurur verici, eski Diyarbakır muhteşem onarılmış, pırıl pırıl olmuş. Yeni Diyarbakır bulvarların olduğu modern bir şehir olmuş" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Toplantı salonundan detay görüntülerKöksal topdanın basın toplantısı
HABER: Hasan DEMİRBAŞ- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA,
===============================
Prof. Dr. Cömert: Yarasalarda koronavirüs, uzun süre bulunabiliyor
BÜLENT Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Füsun Cömert, koranavirüsün insanlara, hayvanlardan bulaşan bir virüs olduğunu söyledi. Cömert, "Yarasalar özellik arz ediyor koronavirüs için. Yarasalar koronavirüse enfekte olmuyorlar ama vücutlarında bu virüsü uzun süre bulundurabiliyorlar. Dolayısıyla virüslerin evrim geçirmesi için ortam oluşturuyorlar" dedi.Prof. Dr. Füsun Cömert, Çin'de ortaya çıkan koronavirüs salgınıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Koronavirüsün ilk kez 2002 yılında Çin'de ortaya çıktığını anlatan Prof. Dr. Cömert, 8 bin kişinin virüsten etkilendiğini ve yüzde 10 oranında ölüm olduğunu söyledi. Bu virüse 'sars koronavirüs' adı verildiğini ardından ise 2012'de 'mers koranavirüs' olarak tespit edilen yeni tip virüsün ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Cömert, şunları kaydetti: "Bu virüs daha az yayılım göstermesine rağmen yüzde 35 civarında etkilenen insanlarda ölüme neden olmuş. Koronavirüsler aslında doğada yaygın olarak bulunan virüsler. Solunum yolu enfeksiyonuna yol açıyorlar. Her yıl enfekte oluyoruz ama bu korkutucu tablo ortaya çıkınca dikkatimiz çekiyor. Farklı canlılarda enfeksiyona neden olabiliyor. İnsanlara hayvanlardan bulaşan bir virüs. Kedilerde, köpeklerde, büyükbaş hayvanlarda, kuşlarda tespit edilmiş. Yarasalar özellik arz ediyor koronavirüs için. Yarasalar koronavirüse enfekte olmuyorlar ama bu vücutlarında bu virüsü uzun süre bulundurabiliyorlar. Dolayısıyla virüslerin evrim geçirmesi için ortam oluşturuyorlar. Yapılan çalışmalar şunu gösteriyor ki sars ve mers virüsü de aslında yarasalardan insanlara bulaşıyor. Sars virüsü yarasalarda misk kedilerine oradan insanlara bulaşmış. Mers virüsü de yarasalardan develere, develerden insanlara bulaşmış olan bir virüs. Fakat etkilenen kişilerde ölüm oranı sarsa göre oldukça düşük. Yüzde 2,5 ölüm oranı açıklanmış durumunda şu anda. Sars ve merse göre tehlikesi daha düşük bir virüs olduğunu söyleyebiliriz yeni koronavirüsün." NASIL KORUNMALI?Koronavirüsten korunma yollarını da sıralayan Prof. Dr. Cömert, el hijyeninin çok önemli olduğuna vurgu yaptı. Tüm solunum yolu enfeksiyonlarından korunma yöntemlerinin aynı olduğunu belirten Prof. Dr. Cömert, "Solunum yoluyla viral etkenler hapşırık ve öksürükle etrafa damlacıklarla yayılması ve bunlarla ellerimizle dokunmamız sonucu ellerimizi gözlerimize ağzımıza değdirmemizle bize bulaşıyor. Direkt olarak solunmasıyla da bize bulaşmakta. Solunum yolları önemli. Solunum yolu enfeksiyonu olan kişilerle 1 metreden fazla yakında bulunmamak gerekir. El hijyeni çok önemli. Şu süreçte diğer solunun enfeksiyonlarında da el hijyenine daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor. Daha sık yıkamaya önem vermemiz gerekiyor. En temel korunma yönetimleri bunlar, diyebiliriz" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------Prof. Dr. Füsun Cömert'in çalışması-Labaratuardan detay-Füsun Cömert ile röp.
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,
=================================
Hastane personeli, 'Coronavirüs'e karşı bilgilendirildi
SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde Çin'in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı tedirgin ölümcül 'Coronavirüs' hakkında personel için bilgilendirme toplantısı düzenlendi.Prof. Dr. Behsan Önol Konferans Salonu'nda düzenlenen programda Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Seyit Ali Büyüktuna hastalığın ortaya çıkması ve mevcut durum hakkında sağlık çalışanlarını bilgilendirdi. Dr. Öğretim Üyesi Seyit Ali Büyüktuna, "Coronavirüsler tek zincirli, pozitif iplikçikli, zarflı RNA virüsleridir. İnsanlarda coronavirüsün neden olduğu hastalıklar basit soğuk algınlığından ciddi akut solunum sendromuna kadar değişkenlik gösterebilmektedir. İnsan ve hayvanlarda çeşitli derecelerde solunum, mide-bağırsak, karaciğer, böbrek ve sinir sistemi tutulumlarıyla seyreden klinik tablolara neden olabilmektedir. Coronavirüslerin insanlarda dolaşımda olan alt tipleri çoğunlukla soğuk algınlığına sebep olan virüslerdir. SARS, 21'inci yüzyılın ilk uluslararası sağlık acil durumu olarak 2003 yılında, daha önceden bilinmeyen bir virüs halinde ortaya çıkmış olup yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Yaklaşık 10 yıl sonra coronavirüs ailesinden, daha önce insan ya da hayvanlarda varlığı gösterilmemiş olan MERS-CoV (Middle East Respiratory Syndrome Coronavirüs) Eylül 2012'de ilk defa insanlarda Suudi Arabistan'da tanımlanmıştır. 31 Aralık 2019'da Dünya Sağlık Örgütü Çin Ülke Ofisi, Çin'in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde etiyolojisi bilinmeyen pnömoni vakalarını bildirmiştir. 7 Ocak 2020'de etken daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir coronavirüs (2019-nCoV) olarak tanımlanmıştır" dedi.BULAŞMA YOLLARICorona Virüsü'nün bulaşma ve klinik özelliklerine değinen Dr. Öğretim Üyesi Büyüktuna "Hastalığın başlangıcındaki ilk kaynak olarak Wuhan Deniz Ürünleri Toptan Satış Pazarında yasadışı olarak satılan vahşi hayvanlar düşünülmekle birlikte, insandan insana ve sağlık merkezlerinde bulaştığı bildirilmiştir. Şu ana kadar hastalığın bulaşma yolunun damlacık yoluyla olduğu görülmüştür. Ortalama inkübasyon süresi 2-14 gün arasında olabileceği düşünülmekle birlikte şu an için bulaştırıcılık süresi ve virüsün dış ortama dayanma süresi net olarak bilinmemektedir. Enfeksiyonun yaygın belirtileri solunum semptomları, ateş, öksürük ve dispnedir. Daha ciddi vakalarda, pnömoni, ağır akut solunum yolu enfeksiyonu, böbrek yetmezliği ve hatta ölüm gelişebilir. Ancak eldeki veriler doğrultusunda hastalığın şiddeti konusunda yorum yapılamamaktadır" diye konuştu.VİRÜSTEN KORUNMA YOLLARICoronavirüsten korunma yolları hakkında da bilgi veren Dr. Öğretim Üyesi Büyüktuna, "Hastaneye yatış gerekmediği düşünülen ve altta yatan akciğer, kalp, böbrek yetmezliği ve bağışıklık yetmezliği hastalığı bulunmayan vakaları semptomlar düzelene kadar evde takip edilebilir. Şu anda enfeksiyonunu önleyecek bir aşı yoktur. Enfeksiyonu önlemenin en iyi yolu bu virüse maruz kalmaktan kaçınmaktır. Virüsün yayılmasını önlemek için el hijyenine çok dikkat edilmelidir. En az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkanmalı, sabun ve su yoksa gözle görülür kirlenme yoksa alkol bazlı el dezenfektanı kullanılmalıdır. Eller yıkanmadan asla gözlere, buruna ve ağıza dokunulmamalıdır. Hastalar kalabalık ortamda bulunmamalı, kalabalık ortamda bulunmaları gerekiyorsa basit cerrahi maske kullanmalıdır. Solunum yolu hastalığı belirtileri olan hastalarla maskesiz yakın temastan kaçınılmalıdır. Öksürürken ve hapşırırken ağız ve burun mendille kapatılmalı, ardından mendil çöp kutusuna atılarak eller yıkanmalı, mendil yoksa ağız ve burun dirseğin ön yüzüyle kapatılmalıdır. Hasta kişilerin kişisel eşyaları ortak kullanılmamalıdır" ifadelerini kullandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -----------------Toplantıdan görüntüler-Büyüktuna'nın konuşmaları
Haber: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,
================================
Töre cinayetlerine dikkat çeken 'Dördüncü ay' seyirciyle buluştu
MERSİN'de gönül ilişkisi yaşadığı erkekten hamile kalınca töre cinayetine kurban giden kızın yaşamını konu aldığı 'Dördüncü Ay' isimli oyun, Şehir Tiyatroları'nda sahnelenmeye başlandı. Oyun, kadına yönelik şiddet ve töre cinayetlerinin yarattığı trajediye dikkat çekiyor.Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı'na bağlı Şehir Tiyatroları, yeni sezonun üçüncü oyunu olarak 'Dördüncü Ay' adlı oyunu sahneye koydu. Kongre Merkezi'ndeki oyuna, kalabalık bir izleyici topluluğu ilgi gösterdi. Şehir Tiyatroları oyuncularından Gökhan Şimşek'in yönettiği oyunun başrollerini yine Şehir Tiyatroları oyuncularından Güvenç Gümüş ile Gülhatun Kutlay paylaştı. İsveç'te yaşayan ve anne babalarını trafik kazasında kaybeden 2 kardeşin dramının anlatıldığı oyun, kadına yönelik şiddet ve töre cinayetinin yarattığı trajediye dikkat çekiyor. Oyunda, kız kardeşinin bir erkekle gönül ilişkisi olduğunu öğrenen ağabeyinin, akrabalarının da telkiniyle törenin gereklerini yerine getirerek kardeşini öldürmesi ve cezaevindeki süreçte kardeşinin hayaliyle konuşarak yaptığı vicdan muhasebesi ile aklını kaybetmesi başarılı bir dille anlatılıyor.Kadına yönelik şiddet ve töre cinayetlerinin yaratmış olduğu trajedilere farklı bir gözden bakılmasını sağlayan oyun sonrası sahneye gelen Vali Yardımcısı Süleyman Deniz, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gökbel ile Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Bengi İspir Özdülger, oyunun yönetmeni Gökhan Şimşek ile oyuncular Güvenç Gümüş ve Gülhatun Kutlay'ı tebrik etti.Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Bengi İspir Özdülger, Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları olarak, bu tür toplumsal mesaj veren oyunları sahnelemeye devam edeceklerini belirterek, "Sanatseverlerimizin beklentilerine uygun etkinliklerimiz artarak devam edecek ve Mersin gerçek anlamda bir kültür ve sanat kenti olacak" dedi.Oyun, Şubat ayının sonuna kadar her cuma saat 19.30'da Büyükşehir Belediyesi Kongre Merkezi'nde ücretsiz olarak sahnelenecek.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------Salonda bulunanlardan genel ve detay-Oyundan genel ve detay-Oyuncuları tebrik edenler
-Günün anısına fotoğraf çekilirken
Haber: Mustafa ERCAN-Kamera: MERSİN,
================================
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ - 8 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?