"Dünün Çobanları İşçi Partisinin Koyunu Oldu" - Son Dakika
Güncel

"Dünün Çobanları İşçi Partisinin Koyunu Oldu"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir araya gelmeleri hiç düşünülemeyen uçların AK Parti karşısında ittifak yaptığını savundu.

29.04.2013 13:31  Güncelleme: 13:39

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir araya gelmeleri hiç düşünülemeyen uçların AK Parti karşısında ittifak yaptığını savunarak, "CHP, MHP, Türkiye Komünist Partisi, emekli siyasetçiler, milletin defterini dürdüğü siyasetçiler, sandığa gömülüp oradan çıkamayan siyasetçiler, dikkatinizi çekiyorum; İşçi Parti'sinin önderliğinde yeniden kucaklaştılar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir araya gelmeleri hiç düşünülemeyen uçların AK Parti karşısında ittifak yaptığını savunarak, "CHP, MHP, Türkiye Komünist Partisi, emekli siyasetçiler, milletin defterini dürdüğü siyasetçiler, sandığa gömülüp oradan çıkamayan siyasetçiler, dikkatinizi çekiyorum; İşçi Parti'sinin önderliğinde yeniden kucaklaştılar. Dün lakabı çoban olanlar şimdi İşçi Partisi'nin koyunu oldular" dedi.

Başbakan Erdoğan, Kızılcahamam Asya Termal Otel'deki il ve ilçe başkanları toplantısına katılarak bir konuşma yaptı. Başbakan Erdoğan, millete hizmet yolunda hiçbir mazeret, hiçbir bahane kabul etmediklerini ifade ederek, "Mazereti, bahanesi, engeli olan arkadaşlarımız yolu açmalı" ifadesini kullandı. "Aldatan olmayacağız, aldanan da olmayacağız" ifadesini kullanan Erdoğan, "Siyasi partilerin üst yönetimleri ile o partilere oy veren kardeşlerimizi ayrı tutacağız. 76 milyonun tamamına tek bir nazarla bakacağız" şeklinde konuştu.

-"SİZ KAPILARINIZI KAPATTIĞINIZ ANDA, ORAYA IŞIK GİRMEZ"-

Başbakan Erdoğan, devlet geleneğini, özellikle de partisinin üzerine bina edildiği temel felsefeyi anlatırken, çınar ağacı benzetmesini çok sık kullandığını vurguladı. Çınar ağacının, hem Selçuklu devletinde hem Osmanlı cihan devletinde hem de Türkiye Cumhuriyeti'nde geçmişin, bugünün ve istikbalin önemini anlatmak için sıkça kullanıldığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Güçlü bir çınar, öncelikle kökleri derinlerde olan çınardır. Kökü derinde olmayanın, gövdesi yere yakın olur. Kökü derinde olmayan, rüzgarda eğilir, fırtınada kırılır, uzun yaşayamaz ve toprağa devrilir. Öncelikle biz, adeta bir çınar gibi, besinimizi, gıdamızı, özümüzü, işte o derinlerdeki köklerimizden alacağız. Köklerimiz vesilesiyle derinlere ulaşırken, o derinlerden, tecrübeyi, birikimi, bilgiyi, en önemlisi de ibretlik dersleri alacak, en uçtaki filizlere, en uçtaki dallara, yapraklara kadar onları taşıyacağız.

Çınarın kökleri tarih ise gövdesi bugün, dalları ve yaprakları ise yarındır. Gövdeyi, köklerden aldığımız gıda ile dallardan ve yapraklardan aldığımız ışık ve umut ile güçlü tutacağız. Çınarın, dalları ve yaprakları, en az kökler kadar, en az gövde kadar önemlidir, en az onlar kadar hayatidir. Kökü olmayan ağaç nasıl ayakta duramazsa, dalıyla, yaprağıyla irtibatı olmayan ağaç da ayakta duramaz. Sizler, ilçe başkanları olarak İl Başkanları olarak sizlerle birlikte belde başkanlarımız, kadın, gençlik kollarımız, mahalle, köy temsilcilerimiz, sandık müşahitlerimiz, işte bu ulu çınarın, milletin fertleri olarak gövdesi, sorumluluk mevkiinde kişiler olarak da yaprakları, dallarısınız."

Erdoğan, teşkilattaki herkesin görevinin çok önemli ve hayati olduğunu ifade ederek, il, ilçe başkanlarına şöyle seslendi:

"İlçenin nüfusu az olabilir, uzak olabilir, sapa olabilir, ücra olabilir. Hiç ama hiç fark etmez. Her bir dal, her bir yaprak, çınarın gövdesinin sağlığı, istikbali için hayati derecede öneme haizdir. Nerede nefes alıp veren bir insanımız varsa, sizin, onun farkında olmanız, daha da önemlisi, onun sizin farkınızda olması gerekiyor. Yayla, mezra, köy, mahalle olsun, her bir insanımızın, ilçede, ilde bir AK Parti Başkanlığının olduğunu bilmesi, oraya derdini anlatabileceği bir rahatlık içinde kendisini görmesi gerekir. Siz kapılarınızı kapattığınız anda, oraya ışık girmez, çınarın yaprağı ışık alamaz ve yapraktaki bir sorun, gövdeyi doğrudan doğruya etkiler.

-"24 SAATİMİZİ, SADECE VE SADECE MİLLETE HİZMETLE GEÇİRECEĞİZ"-

Bizim, Genel Başkanlık makamımızdan, sandık müşahitliği makamına kadar, her kadememiz, koltuk sahibi olmak için değil, sadece ve sadece hizmet için bu makamlardadır. Bizim tek gayemiz millete hizmettir. Millete hizmet dışında hiçbir gaye için bu görevlere gelmedik.

Öyleyse, 24 saatimizi, evet 24 saatimizi, sadece ve sadece millete hizmetle geçireceğiz. Millete hizmet yolunda hiçbir mazeret tanımıyoruz, hiçbir bahane tanımıyoruz, hiçbir engeli asla ve asla tanımıyoruz. Mazereti, bahanesi olan, engeller karşısında korkan, ürken, yılan ve yorulan arkadaşlarım, hiç tereddüt etmeden, kibir yapmadan, gurur yapmadan, yolu açmalı, kanalları açık tutmalıdır.

İnanın, boşa geçirecek tek bir saniyemiz bile yok. Boşa geçirdiğimiz her bir saniyenin hesabının bize sorulacağı idrakinden hiç uzaklaşmayacağız. Her bir arkadaşım, hangi kademede olursa olsun, gece başını yastığa koyduğunda, "bugün vatanım ve milletim için ne yaptım' bu soruyu kendisine sormalıdır. Yaptıklarını gözden geçirmeli, yapamadıkları için hemen o sabah kolları sıvamalıdır."

-"ALDATAN OLMAYACAĞIZ, AMA ALDANAN DA OLMAYACAĞIZ"-

Erdoğan, AK Parti'nin siyaseti millete hizmetin aracı olarak görürken, rakiplerinin siyaseti, bir makam elde etme, güç ve çıkar devşirme aracı olarak gördüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nitekim, AK Parti, siyaseti hizmet yoluyla yaparken, rakiplerimiz, siyaseti sembollerle, sloganlarla, iftira, itham ve tahriklerle yapmaya çalışıyorlar. Bir kere şunu özellikle bilmenizi ve bunun da gereğini hakkıyla yerine getirmenizi sizlerden rica ediyorum; halkımız, on yıllarca devam eden, gerilim siyasetinden, slogan siyasetinden, tahrik siyasetinden dün olduğu gibi bugün de hiç hazzetmiyor. Halkımız, siyasetten, bölücü, ayrıştırıcı, parçalayıcı bir dil değil, birleştirici, bütünleştirici, kucaklaştırıcı bir dil bekliyor. Milletimiz, siyasetten, kırıcı, kaba, edep ve adab dışı bir dil değil, gönüller yapıcı, gönüllere hitap edici, gönülleri fethedici bir dil bekliyor. Bunu hiç kimse yanlış anlamasın. Bu, AK Parti'nin, bir yanağına vurana diğerini çevireceği anlamına gelmez. Bu, iftiraları, ithamları yutacağımız, sineye çekeceğimiz, sessiz, tepkisiz kalacağımız anlamına gelmez. Ancak, özellikle yerelde, bu kaba dilin, bu ayrıştırıcı dilin, bu tahrip ve tahrik dilinin tuzağına düşmeyeceğiz. Her zaman ifade ediyorum, aldatan olmayacağız, ama aldanan da olmayacağız."

Erdoğan, siyasi partilerin üst yönetimleriyle, o partilere oy vermiş, gönül vermiş vatandaşların ayrı tutulması, ayrı değerlendirilmesini isterken, "Yaylalardan, mezralardan, köylerden kasabalara, ilçelere, büyükşehirlere kadar 76 milyonun tamamına tek bir nazarla bakacağız. Vatandaşın, herhangi bir partiye oy vermesi, herhangi bir partinin gönüldaşı olması, üye olması, onun farklı olduğu anlamına gelmez. O da milleti, ülkesi için en iyiyi istiyor, biz de milletimiz, ülkemiz için en iyiyi istiyoruz. Yöntem konusunda, usul konusunda, tarz konusunda hem fikir olamayabiliriz. Bu, diyalog kanallarının kesilip atılmasına gerekçe asla olamaz. Sabır, her zaman ama her zaman bizimle olacak. Bıkmayacağız, usanmayacağız, yüz çevirmeyecek, tekrar tekrar anlatacağız" dedi.

-"BİR ARAYA GELMELERİ TAHAYYÜL DAHİ EDİLEMEYEN UÇLAR AK PARTİ'NİN KARŞISINDA İTTİFAK YAPTI"-

Başbakan Erdoğan, konuşmasında muhalefet partilerine sert bir şekilde eleştirdi.

2010 halk oylamasında CHP, MHP, BDP, İşçi Partisi, Türkiye Komünist Partisi ve diğerlerinin cephe halinde AK Parti'nin karşısında durduğunu söyleyen Erdoğan, "22 Temmuz ve 12 Haziran seçimlerini hatırlayın, bir araya gelmeleri tahayyül dahi edilemeyen uçlar AK Parti'nin karşısında ittifak yaptılar. Milletim bunlara gereken cevabı hem halk oylamasında hem de 22 Temmuz ve 12 Haziran seçimlerinde gayet net şekilde verdi. Bunlara derslerini defalarca aldılar ama ezberlerini yapamadılar" dedi.

-"GARİBAN AİLELERİN ÇOCUKLARI DAĞA ÇIKIYOR, ÖLÜYOR CENAZELERİ GELİYORDU"-

Çözüm sürecinde de aynı blok ve aynı cephenin birkaç eksiği ve fazlasıyla yine tespih taneleri gibi AK Parti'nin karşısına dizildiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"CHP, MHP, Türkiye Komünist Partisi, emekli siyasetçiler, milletin defterini dürdüğü siyasetçiler, sandığa gömülüp oradan çıkamayan siyasetçiler, dikkatinizi çekiyorum; İşçi Parti'sinin önderliğinde yeniden kucaklaştılar. Dün lakabı çoban olanlar şimdi İşçi Partisi'nin koyunu oldular. Güya ulusalcı CHP İşçi Partisi'nin piyonu oldu, güya milliyetçi MHP İşçi Partisi'nin yedeği haline geldi. Önceki gün MHP Genel Başkanı bizim ifadelerimizle ilgili yazılı açıklama yapıyor. Yine hakaretler, iftiralar, ithamlar... Edepsizlik yapınca İşçi Partisi ile ittifaklarının görünmeyeceğini zannediyor. MHP'nin İşçi Partisi'nin yedeği haline getirildiğine dair tatmin edici cevap vermiyor, veremiyor. Çünkü böyle bir ittifak var. Benim MHP'ye gönül vermiş kardeşlerimin o ittifakı çok net olarak görmeleri lazım. MHP'nin terör örgütüne akıl tanelik yapan İşçi Partisi ile nasıl kucak kucak olduğunu benim MHP'li kardeşim şok net olarak aslında görüyor. Şu anda şehirlerde bir avuç çapulcunun Akil İnsanlar Heyeti'ne karşı gerçekleştirdiği eylemleri İşçi Partisi ile bir avuç sözde MHP'linin yan yana yaptığını benim milletim de MHP'ye gönül vermiş kardeşim de görüyor. İşçi Partisi'nin şu anda Silivri'deki lideri 1990 yıllarda terör örgütü liderleriyle sarmaş dolaş fotoğraflar çektirdi. MHP, CHP, İşçi Partisi ortak eylemlerinde bir zahmet o fotoğrafları kullansalar da millet kimin ne olduğunu daha iyi görse. Bu CHP, MHP yönetimi, İşçi Partisi ve bunlara ek olarak bu emekli siyasetçiler bugün bir araya gelmiş değiller. Bunların fikir, eylem, gönül birliği bu güne ait bir şey değil. Bunlar siyaset sahnesinde oldukları dönemde de böyle birliktelik içindeler. Kavga ediyormuş gibi yapıyor çarpık sistemi, statükoyu ayakta tutuyorlardı. Yoksul, gariban ailelerin çocukları dağa çıkıyor, ölüyor cenazeleri geliyordu, benim gariban Mehmet'im davul zurna ile askere gidiyor, şehit oluyor naaş'ı geliyordu. Bu kan ticareti içinde iş bu beyefendiler al gülüm ver gülüm geçinip gidiyorlardı. Şimdi tuzak bozuldu, tezgah alt üst oldu, takke şimdi bir kez daha düştü."

-"ŞİMDİ CAN HAVLİYLE BİRBİRLERİNE TUTUNDULAR"-

"Bunların ellerinde tek bir tutunacak dal vardı, o da terördü, şimdi o da sona eriyor ve bunlar işte son sığınaklarını kaybetmenin telaşı içindeler" diyen Erdoğan, "Şimdi can havliyle birbirlerine tutundular. CHP'si, MHP'si, İşçi Partisi, Komünist Partisi, emekli siyasetçisi can havliyle terör bitmesin diye çırpınıyorlar. Kolay değil on yıllardır kurdukları tezgah alt üst oluyor, ekmek teknelerini kaybediyorlar. Ellerinde milleti korkutacak, sindirecek, hizaya getirecek, siyaseti dizayn edecek hiçbir malzeme kalmıyor. Bunlar olmaz ya iktidara gelseler, Kandil'e davetiye gönderir, Türkiye'den çıkacak teröristleri mağaralarına geri buyur ederler. Bu yönetimlerle, bu politikalarla bu partiler terörsüz bir ortamda ayakta kalamazlar. İstedikleri kadar ittifak yapsınlar, istedikleri kadar birbirlerinin yedeği olsunlar, istedikleri kadar bir arada sokakları terörize etmeye kalkışsınlar, bir bunların ittifakına değil milletin ittifakına bakarız. Millet kan dursun, gözyaşını dinsin, acılar sona ersin diyor, biz milletin partisiyiz, milletle ittifak yapar, milletin rotasında yürürüz" şeklinde konuştu.

-"DÜŞMEDİK, ALÇALMADIK, ASLA DA ALÇALMAYIZ"-

Erdoğan, çözüm sürecinde Türkiye'nin başını öne eğecek hiçbir girişimin içinde olmadıklarını anlatırken, "Çözüm sürecinde şehitlerimizin ruhunu incitecek hiçbir girişimin içinde değiliz. Müzakere, taviz verme, pazarlık asla ve asla sözkonusu değildir. Bizi İmralı ile pazarlık sürecindeymiş gibi gösterenlere sesleniyorum; biz bu güne kadar kimseyle bu ülkenin, bu milletin menfaatlerini pazarlık konusu yapacak kadar düşmedik, alçalmadık, asla da alçalmayız" diye konuştu.

Türk ve Kürt'lerin aynı zeminde kucaklaştığı bir vatan toprağını tesis ettiklerini ve etmeyi de sürdürdüklerini dile getiren Erdoğan, "Biz yeni anayasaya da bir kavram oturttuk. Biz ne MHP'nin anladığı mana Türk milleti kavramını anlarız, ne bir başkasının anladığı kavramda. Bizim Türk milleti kavramı anlayışımızın içerisinde Türkiye'de ne kadar etnik unsur varsa onların hepsi bu kavramın içindedir. Bizim yeni anayasa önerimizde de bu zaten yerini ayrıca alıyor" dedi. (ANKA/DEVAM)

(HM/ÖZK) - Ankara

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel 'Dünün Çobanları İşçi Partisinin Koyunu Oldu' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement