Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, birliğin, beraberliğin her zamankinden çok daha büyük önem arz ettiğini belirterek, "Bakın bir terör mücadelesi şu anda bizim için en önemli sıkıntıdır. Bu terörün kaynakları bellidir. Hele hele sanat camiamız bunu çok iyi bilir. Spor camiamızdaki dostlar, arkadaşlar bunu çok çok iyi bilir. Çünkü eğer bu ülke teröre kurban edilirse yazık olur. Şunu bilin ki Türkiye'nin birliği, beraberliği sadece Türkiye için değil bölge için ve dünyadaki mağdur, mazlum milletler için bir örnek teşkil edecektir" dedi.
Huber Köşkü'nde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğinde spor ve sanat dünyasından çok sayıda ismin katılımıyla iftar programı düzenlendi.
Programda konuşan Erdoğan, katılımcıların ramazan ayını tebrik ederek, cuma günü Ramazan Bayramı'nın kutlanacağını hatırlattı.
Erdoğan, "Bu ayın bize kazandırdıkları var. En önemli kazanım açlık nedir, fakirlik nedir? Bu ayda aslında bunu öğreniyoruz. Bunu talim ediyoruz ama edenler için tabii. Etmeyenler de var. Kritik bir safhanın içerisindeyiz. Kritik bir sürecin içerisindeyiz ve böyle bir sürecin içerisinde o fakir fukarayı, garip gurebayı arayanlara, bulanlara ne mutlu" ifadelerini kullandı.
İslam dininin bu noktada kazandırdığı en büyük zenginliğin, zekat başta olmak üzere, sadakayla fakiri, fukarayı, garip, gurebayı bulabilme anlayışı olduğunu belirten Erdoğan, sağ elin verdiğini sol elin görmemesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, "İşte bu işin en önemli nezaket kuralı. Yani bağıra bağıra zekat vermek değil, bağıra bağıra sadaka vermek değil. Tam aksine sağ elin verdiğini sol el görmeyecek, böyle bir anlayış. Bu da bizim dinimizin bu konudaki nezaket kuralı" dedi.
Bütün bunların içerisinden süzüle süzüle gelen bir tarihe sahip olunduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu tarihtir ki dünyanın bir ucundan bir diğer ucuna kadar ecdadımız ulaşmış ve oralara yardım elini uzatmak suretiyle de o insanların yanında olmuş. Biz buradan hareketle 12 yıl önce dünyanın bu tür el uzatılmayan ülkelerine elimizi uzattık. Donörler olarak dünyada, o zaman Türkiye, 2002 sonu itibarıyla söylüyorum 45 milyon dolar ödüyordu. Fakat 2014 sonu itibarıyla biz yıllık bu rakamı 4,5 milyar dolara çıkardık. Yani bire yüz artırdık ve nerede bir dara düşmüş, fakir, garip varsa oralara uzandık. İşte şu anda Suriye ve Irak'tan ülkemize, biliyorsunuz, gelen insanların sayısı 2 milyonu buldu. Bunların 300 bini Irak'tan, 1 milyon 700 bini Suriye'den. Biz açık kapı politikasıyla bu insanlara kapımızı kapamadık. Çünkü bombalar altındaki bu insanlara kapıyı kapatamazdık ve kapılarımızı açtık. Şu ana kadar bizim burada yaptığımız harcama, 6 milyar doları aşmış vaziyette. Peki bize, Birleşmiş Milletler'den ki Birleşmiş Milletler kendi kasasından vermiyor. O da donörler toplantısı yapıyor, oraya değişik ülkelerden yardımlar, destekler gidiyor, örneğin Suudi Arabistan 50 milyon dolar göndermiş, 'Türkiye'ye gönderilmek üzere' demiş. Ne kadar geldi bize? Gelen rakam 365 milyon dolar. Harcadığımız 6 milyar dolar ve bizde 2 milyon insan şu anda kamplarda ve şehirlerimize yayılmışken, batının tamamında şu andaki göçmen, mülteci sayısı 200 bin. Bu kadar komik."
"Türkiye'nin büyümesi, güçlenmesi birileri tarafından istenmiyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir tablo içerisinde Türkiye'nin bu süreci işletmeye devam ettiğini aktararak, "İşte ramazanın bu inceliği, bu özelliği de bununla örtüşüyor. Böyle bir tablo içerisinde bu millet, ben inanıyorum ki aynı kararlılığıyla yarınlara farklı bir şekilde yürüyecektir" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin ekonomik olarak daha da güçleneceğini ve bundan hiç şüphe, endişe duymadığını dile getiren Erdoğan, "Birilerinin farklı farklı şeyler söylemesi, yalan yanlış şeyler söylemesi çok komiktir. Bizim şu anda 78 milyon nüfusumuz var. 78 milyon nüfusta şu anda hamdolsun bizim 10 bin doların üzerine çıkmış kişi başına bir milli gelirimiz var. Bire on, bir atış kaydeden bir tabloyla Türkiye çok farklı bir konumda. En azından bire beş artış kaydeden ekonomik hareketlerle çok farklı bir konumda. Bu kıskanılıyor. Onun için de Türkiye'nin büyümesi, güçlenmesi birileri tarafından istenmiyor. 'Acaba nerede nefesini keseriz' bunun gayreti içerisindeler" diye konuştu.
Erdoğan, bunun karşısında sanatçının, sporcunun, özellikle ulusal ve uluslararası bazdaki temsilcilerin konumunun çok önemli olduğuna işaret ederek, sporda, sanatta elde edilen başarıları örnek gösterdi.
Özellikle sanatçıların yaptığı filmlerin Körfez'den Batı'ya, Amerika'ya kadar uzandığını vurgulayan Erdoğan, oralarda dahi Türk yapımı filmlerin izlendiğini söyledi.
"Ülke teröre kurban edilirse yazık olur"
Erdoğan, bunların birer iftihar vesilesi olduğunu aktararak, devlet olarak ellerinden gelen desteği vermek suretiyle bunu çok daha ilerilere taşıyacaklarını belirtti.
"Ama sizler bizim hakikaten hiçbir zaman kırılmayan, inanıyorum ki bir çınar gibi kökleri, şöyle maziye uzanan ağaçlarımız durumundasınız. Bununla iftihar ediyoruz, etmeye devam edeceğiz" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ama birliğimiz, beraberliğimiz her zamankinden çok daha büyük önem arz ediyor. Bakın bir terör mücadelesi şu anda bizim için en önemli sıkıntıdır. Bu terörün kaynakları bellidir. Hele hele sanat camiamız bunu çok iyi bilir. Spor camiamızdaki dostlar, arkadaşlar bunu çok iyi bilir. Çünkü eğer bu ülke teröre kurban edilirse yazık olur. Şunu bilin ki Türkiye'nin birliği, beraberliği sadece Türkiye için değil, bölge için ve dünyadaki mazlum, mağdur milletler için bir örnek teşkil edecektir. Onun için herkes Türkiye'nin kalkınışına bakıyor. O kalkınma etkiliyor. Her alanda. Şu anda bilişim teknolojisinden tutun, ileri teknolojilerde Türkiye ciddi bir sıçrama içinde. Bunu dahi hazmedemeyenler var. 'Türkiye nasıl olur da buralara gelir.' Türkiye nasıl olur da buralara gelmez. Gelecek tabi. 2003'ün başı itibarıyla baktığımızda 36 milyar dolar milli gelire sahipken, şu anda bu ülke hamdolsun 820 milyar dolara ulaştı. Böyle bir noktaya geldik. Nerelerden nerelere geldik. İhracatımızda gayet güzel gelişmeler var. Fakat bunun da önünü kesmeye gayret edenler var ama bunu da aşacağız."
"Hep birlikte Türkiye olursak o zaman bizi kimse yıkamayacaktır"
Türkiye'nin çok daha iyi bir noktaya geleceğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Bütün bunlarla birlikte benim bir Cumhurbaşkanı olarak hep arzum, isteğim şu, diyorum ki biz birlikte olursak, biz iri, diri, kardeş olursak, hep birlikte Türkiye olursak o zaman bizi kimse yıkamayacaktır. Bunu başarmamız lazım. Çünkü Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Bizim ikide bir önümüze getirilen Türk'tü, Kürt'tü, Laz'dı, Çerkez'di, Gürcü'ydü, Abaza'ydı... Ben artık diyorum, bizim kitabımızda bunların yeri yok. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında bütünleşmeye mecburuz, orada bir olmaya, beraber olmaya mecburuz. Çünkü burada bir millet kavramı nedir diye soruyorsak, millet kavramının içerisinde Türk'ü de vardır, Kürt'ü de Lazı'ı da Çerkes'i de vardır. Millet budur. Millet bir çeşnidir. Bunu farklı yerlere çekmenin hiçbir anlamı yok. Allah bizleri farklı kavimler halinde yarattı ama birbirimizle daha iyi tanışalım, anlaşalım diye yarattı. Yoksa ne Türk'ün Kürt'e, ne Kürt'ün Türk'e üstünlüğü yoktur. Ne Arap'ın beyaza, ne beyazın Arap'a üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece ve sadece Allah'a ne kadar yakın olursak onunladır. Onun için de bir olalım, beraber olalım, Hacı Bektaş-ı Veli'nin dediği gibi 'İri olalım, diri olalım, kardeş olalım.' Hep birlikte Türkiye olalım. Mesele bu."
Ceceli'nin okuduğu ezanla oruç açıldı
Huber Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğinde düzenlenen iftar programında katılımcılar oruçlarını, sanatçı Mustafa Ceceli'nin okuduğu ezanın ardından açtı.
Sanatçı Mustafa Keser ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Tasavvuf Müziği Topluluğu'nun konser verdiği programda, sanatçılar Orhan Gencebay, Sibel Can, Yavuz Bingöl, Hasan Kaçan, Gülben Ergen, Cengiz Kurtoğlu, Kenan İmirzalıoğlu, Eser Yenenler, Fettah Can, Muazzez Ersoy, Zerrin Özer, Hande Yener, Yavuz Bingöl, Mustafa Sandal, Sinan Özen, Niran Ünsal, spor dünyasından Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, eski A Milli Takım Teknik Direktörü Mustafa Denizli, eski milli futbolcular Rıdvan Dilmen, Oğuz Çetin, Rıza Çalımbay, Tanju Çolak, basketbolcu Hidayet Türkoğlu, milli motosikletçi Kenan Sofuoğlu, Burcu Çetinkaya ve yapımcı Acun Ilıcalı'nın da aralarında bulunduğu yaklaşık 100 kişilik bir davetli topluluğu yer aldı.
İftar programına katılanlara, günün anısına Prof. Dr. Celaleddin Vatandaş tarafından kalem alınan "Hazreti Muhammed'in (S.A.V) hayatı ve İslam Daveti" isimli eserin yanı sıra şal ve kravat hediye edildi.
Son Dakika › Güncel › Erdoğan, Sanat ve Spor Dünyasından İsimlerle İftarda Bir Araya Geldi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?