İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada sanıklar ve avukatlara usule ilişkin söz verildi.
Tutuklu sanık CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, "Bu mütalaada bir ceza yargılamasının en önemli unsurları olan usule ve esasa uyulmamıştır. Suçun 2005'ten sonra işlediği iddia edilmektedir. Benimle ilgili suç tarihi olarak gözaltına alındığım tarih yazılmıştır. Ben gözaltına alındığımda evimde oğlumu uyutmaya çalışıyordum. Ben küçük bir terörist mi yetiştiriyorum" dedi. Söz alan Danıştay saldırısı sanığı Erhan Timuroğlu da "Sayın savcı muhtemelen bu mütalaayı Washington portakalı yerken hazırlamış. Mütalaayı reddediyorum. Ben Anayasa'yı bilmiyorum ki Anayasa'yı değiştirmekle suçlanayım" dedi.
Timuroğlu'nun şiveli savunması salonda gülüşmelere yol açtı.
Tutuklu sanık İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi Bedri Gültekin, savcıların esas hakkındaki mütaalayı 13 Aralık'ta hazır olarak duruşmaya çıktıklarını, ancak bazı sebepler nedeniyle açıklayamadıklarını öne sürdü. Gültekin, "Savcılar mütalaayı 18 Mart'ta açıkladılar. Savcılar mütaalayı hazırladıktan sonra dosyaya 90 bin sayfalık belge geldi. Daha sonra yeni belgeler de geldi, bugünde yeni belgeler okudunuz. Bu deliler değerlendirilmeden hazırlanan mütalaaya karşı nasıl savunma yapılabilir" diye konuştu.
"ATASAGUN'UN DİNLENİLMESİNE MİT İZİN VERMEDİ"
İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi Erkan Önsel ise davada usul ihlalleri yapıldığını savunarak, "Hazır edilen tanıkların dinlenilmesi gerekirken buraya gelen Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, ve emekli kuvvet komutanları dinlenilmedi" diye konuştu. Önsel'in Eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un tanık olarak dinlenilmesine karar verildiği halde dinlenilmediğine ilişkin sözleri üzerine Başkan Özese "Şenkal Atasagun mahkememize MİT'ten izin almamız için dilekçe yazdı. Ancak MİT izin vermedi" diye açıklama yaptı.
"MECLİS KOMİSYONU DİNLİYOR, AMA BU HEYET DİNLEMİYOR"
Önsel, tanık olarak dinlenilmesini istedikleri Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un Meclis'te kurulan yasadışı dinlemeleri ilişkin araştırma komisyonunda verdiği ifadelerin gazetelerde yayınlandığını belirterek, "Meclis Komisyonu dinliyor, ama bu heyet dinlemiyor. Sabri Uzun'ın tanık olarak dinlenilmesini yeniden talep ediyorum" dedi.
Eski yarbay Mustafa Dönmez, hakimlerin sanıklara karşı önyargılı davrandığını ve sanıkları konuşturmadığını öne sürdü. Başkan Özese, "39 bin sayfadan fazla duruşma zaptı var. Bu kadar kim konuşmuş? Savcılar mı, biz mi konuşmuşuz? Bunlar sizin beyanlarınız. Ama hala sizi konuşturmadığımızı söylüyorsunuz" diye konuştu.
Tutuklu sanık CHP Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal 8 Nisan Pazartesi günü yaşanan olayları hatırlatarak, "Mahkeme açılışını yaparken millet adına yargılama yaptığını söylüyor. Arkanızda yazılan 'Adalet Mülkün temelidir' ifadesinde bunu doğrular nitelikte. Vatandaşlarımızın ve milletvekillerimiz burada neden tutuklu olduğumuzu öğrenmek için geliyorlar. Milletvekilleriyle aramızdaki mesafe o kadar fazla ki onları tanımakta zorlanıyoruz. Onlar milli iradeyi temsil ediyorlar. Biz de milletvekili olarak milli iradeyi temsil ediyorsak, bu her yerde geçerlidir. Pazartesi yapılan uygulamayla basının rahat çalıştığı ortamın değiştirilmesini kabul etmek etmek mümkün değil" dedi. Hekimlik ve hakimlik mesleklerinin insan hayatıyla doğrudan ilgili olduğunu söyleyen Haberal, "Hastam karşıma geldiğinde benim görevim tıbbın bütün imkanlarını kullanıp, o kişiyi topluma kazandırmaktır. Siz de en kısa zamanda somut delillere dayanarak, bir kişinin suçu varsa gereğini yapıp o insanı topluma kazandırmalısınız" diye konuştu. Haberal insan hayatında iki önemli durum olduğunu vurgulayarak, "Zaman ve insan hayatının geri dönüşü yoktur. Kanuni döneminde bir ay süren yargılama zulüm olarak kabul edilirdi" dedi.
"BAŞKAN GANNİŞ YEMEĞİN HAZIR BEKLİYORUZ DİYOR"
Davanın tutuklu sanıklarından İbrahim Şahin de esas hakkındaki mütalaada darbe iddiasıyla hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiğini belirterek, "Suikast plandığım iddia ediliyor. Tutuklu olduğum 5 sene içinde iddiaların doğru olmadığını belirttim. Ancak yine hakkımda müebbet hapis cezası istendi. Suçlamalarla ilgili somut bir delil yok. 15 Mayıs 2008'de tutuksuz sanık Ersin Gönenci bana attığı mesajında 'Başkan ganniş yemeğin hazır bekliyoruz' diyor. Ancak savcılar '.....iş hazır bekliyoruz" şeklinde yazıyor. Bu şekilde beni darbe ile suçluyorlar. Bu iddialar 5 senedir acı çekmeme neden olmuştur. Aleyhime olan delillerin dosyadan çıkarılmasını talep ediyorum" diye konuştu.
GÖKTAŞ: KENDİMİ YAKACAĞIM
Emekli Albay Levent Göktaş, mütalaada kendisine yönelik suçlamaların dayandırıldığı 51 No'lu DVD'nin adli emanette kırıldığına dikkat çekti. Örgüt irtibatı gerekçesiyle birlikte yargılandığı kimseyi tanımadığını belirten Göktaş şöyle devam etti: Mütalaanın sonunda 'Göktaş'ın savunmalarına itibar edilmemiştir' deniliyor. Cumhuriyet Savcıları bana DVD üzerinde bir parmak izini göstersin ben de hemen kabul edeyim. 51 No'lu DVD üzerinde hukuka uygun bir emare gösterilsin. DVD içinde benim eşimin adı da var. İnsan kendi eşini fişler mi? İlhan Selçuk, Levent Ersöz ve Turhan Çömez ile örgütsel bağlantı içinde olduğum iddia ediliyor. Rahmetli İlhan Selçuk'u hayatımda hiç görmedim. Örgütsel ilişki içinde bulunduğum iddia edilen kişilerle telefon konuşmamı göstersinler kendimi yakacağım" dedi.
ŞİNAL'İN İDDİALARI
Tutuklu sanık Bedirhan Şinal, bir savcının kendisine "Hükümeti zor durumda bırakmak için Afyon'daki patlamayı davanın sanıklarından İlker Başbuğ ve Hurşit Tolon'un talimatıyla Sedat Peker'in yaptırdığını söyleceksin" şeklindeki iddiasını hatırlattığı sırada Mahkeme Başkanı Özese "O konuda suç duyurusunda bulunduk" dedi. Şinal, elinde bir evrakı kaldırarak "Afyon'daki patlamada olayında gizli tanık olmayı kabul etmediğim için soruşturmada şüpheli olmuşum. İşte savcılık yazısı" diye konuştu. Şinal'den usul hakkında konuşmasını isteyen Başkan Özese, mikrofonu kapattırdı.
"MÜTALAADA KANAATLER DELİLLERİN YERİNE GEÇMİŞTİR"
Gazeteci Tuncay Özkan' da mütalaayı içerik olarak "yoz ve çürük " sözleriyle nitelendirdi. Özkan "Bu mütalaada kanaatler delillerin yerine geçmiştir.Bana bu iftirayı atanlar aynı şeref ve erdemle bu iddialarını kanıtlasın. "dedi. Özkan, kendisine yöneltilen ' cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya taesebbüs' suçlamasıyla ilgili olarak da bu eylemi nerede hangi saatte gerçekleştirildiğinin kendisine söylenmesini istedi. Özkan bu suçlamaya yönelik somut delil olmadığını savundu.
AVUKAT ÇİÇEK: BU MÜTALAA DENEN ŞEYİ CİDDİYE ALMIYORUM
Tutuklu sanık Emekli Albay Dursun Çiçek'in kızı aynı zamanda Avukatı İrem Çiçek de "Bu mütalaa denen şeyi ciddiye almıyorum. Esas hakkındaki mütalaada Dursun Çiçek'in örgütün amaçları doğrultusunda Erzincan'a gittiği iddia ediliyor. Ancak MİT ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan mahkemeye gönderilen yazıda, Çiçek'in Erzincan'a gitmediği belirtilmektedir. Bu mütalaa, mütalaa olmaktan çıkmıştır. Lehe olan belgeler dikkate alınmamıştır. Taleplerimizi tekrar reddedeceğinizi biliyoruz. Çünkü adil yargılama içinde değiliz" ifadelerini kullandı. Duruşma avukatların usule ilişkin beyanlarının alınması ile devam ediyor.
Öte yandan basın mensupları ve milletvekilleri 8 Nisan'da yapılan oturumda olduğu gibi bugün görülen oturumda da yine izleyicilere ayrılan bölümde oturtuldu. İzleyicilere ait bölümde oturtulan basın mensuplarına daha rahat çalışabilmesi ve not alabilmesi için kolçaklı sandalye verildi.
Son Dakika › Güncel › Ergenekon Davası'nda Söz Sanıklarda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?