Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "Cenevre 8 Şubat'ta düşünülüyordu, 20 Şubat'a ertelendiğini öğrendik. Bu aslında umutlarımızı biraz daha artıran bir gelişmedir. Bundan benim anladığım, 20 Şubat'a kadar çözüme yönelik daha kapsamlı çalışmalar yapılacaktır. Fırat Kalkanı, Astana'ya da Cenevre'ye de asla engel değil, tersine büyük destek veren bir operasyondur." dedi.
Kaynak, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, Türkiye'nin öteden beri savunduğu güvenli bölge ile ilgili açıklaması ve ABD'nin terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu YPG'ye zırhlı araçlar gönderdiğine ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Başbakan Yardımcısı Kaynak, dün bu yılın ilk Milli Güvenlik Kurulu toplantısı yapıldığını anımsatarak, Kıbrıs'tan Suriye ve Irak'taki gelişmelere ve Türkiye'deki terörle mücadeleye kadar çok geniş bir değerlendirme yapıldığını belirtti.
Kaynak, şöyle devam etti:
"ABD 60 küsur yıldan beri NATO'da birlikte ittifak içerisinde olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni değil -en azından kara operasyonu için değil, hava operasyonu beraber olsa da- maalesef 30 küsur yıldan beri Türkiyemizin başına bela edilen, birçok insanımızın şehit olmasına, vefat etmesine sebep olan terör örgütüyle iş tutmayı yeğlemiştir.
Düşünün ki DEAŞ terör örgütü icat, ihdas ediliyor. Irak'ın ve Suriye'nin topraklarının neredeyse yüzde 40'ını işgal etmiş, petrol yataklarının neredeyse, 3'te birinden fazlasına hakim olmuş bir terör örgütü. Bu terör örgütüne karşı bir başka terör örgütü kullanılmaya çalışılıyor. O da cani, o da cani. Bir cinayet örgütüne karşı bir cinayet örgütü kullanılabilir mi? Bir cinayet örgütüne karşı meşru silahlı kuvvetler kullanılır. Türkiye bunun için var. Türkiye bunun için var olduğunu 5 yıldan beri söylüyor. Bunun en güzel örneğini de Fırat Kalkanı Harekatı'yla göstermiştir."
Kaynak, 24 Ağustos'ta Cerablus'tan başlayan operasyonun bugüne kadar başarıyla sürdüğünü, ancak şehitler verildiğini de belirterek, "Ama bu mücadelenin böyle bir faturası vardır." dedi.
Bütün dünya tarafından meşru kabul edilen Özgür Suriye Ordusu'nu (ÖSO) destekleyerek, 2 bin kilometrekare alanın DEAŞ terör örgütünden temizlendiğine dikkati çeken Kaynak, şöyle devam etti:
"Yapılacak yöntem budur. Ama maalesef ABD hem Musul için hem Rakka için böyle bir yöntemi tercih ediyor. Şimdi İncirlik hava üssümüzü açmışız, Diyarbakır'ı, Malatya'yı. 65 ülkeden koalisyon güçleri var ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti hükümeti, hükümetleri, başbakanlığından beri sayın Cumhurbaşkanımız hep bunu söylüyor. Bizim bölgede birlikte yapacağımız doğru bir hadise güvenli bölge oluşturmaktır. Burası uçuşa yasak bölge olsun. Ancak bu güvenli bölgeyi güvende tutmak için de yerel, meşru insanlardan bir güvenlik gücü oluşturmamız lazım. Onun için de eğit, donat verildi biliyorsunuz. Eğitelim onları silahlandıralım, donatalım ve kendi kolluk görevlerini kendileri yapsınlar."
Musul'un DEAŞ terör örgütünden kurtulması için orada da bir başka terör örgütünün kullanılmaya çalışıldığını vurgulayan Kaynak, şunları söyledi:
"Haşdi Şabi kullanılmaya çalışılıyor. DEAŞ kurban olsun Sünni İslam adına cinayet işlerken, Haşdi Şabi de kurban olsun Şii İslam adına cinayet işleyen bir örgüt. Bir cinayet örgütünün ilacı, panzehiri bir başka cinayet örgütü olamaz. Barış masası cinayet örgütlerinin yapacağı faaliyetlerle kurulamaz. Barış masası kurulacaksa meşru güçler o masa etrafından oluşarak ancak barış tesis edilebilir.
Bizim Fırat Kalkanı harekatımız çok iyi bir örnektir dünya için. 'Güvenli bölge' dediğim gibi. Bizim güvenli bölgeden anlayışımız budur. O insanlar kendi topraklarında güven içerisinde, huzur içerisinde otursunlar. Bunu sağlamanın yolu bölgeyi terör unsurlarından temizlemektir. Fırat Kalkanı'nda yaptığımız gibi. Daha sonra bölgenin kendi insanını eğitmektir ve onlara kolluk görevlerini vermektir. Bakın Cerablus'ta şimdi Türkiye tarafından belli eğitimlerden geçirilen ve donanımları yapılan, kılık kıyafeti üniformalar dahil polis gücü yakın zamanda faaliyete geçecektir. Ama onlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil, bizim insanımız değil, kendi insanları. Dolayısıyla Trump'ın güvenli bölgeden anladığı hadise böyleyse bu çok doğru bir hadisedir ama başka bir hadiseyse onun gelişmelerine, detaylarına bakmamız gerekir."
"Astana sürecinde Türkiye ve Rusya çok iyi bir iş çıkardı"
Başbakan Yardımcısı Kaynak, "Astana görüşmelerinin ardından, 20 Şubat'ta Cenevre'de Suriye sorununun bir kez daha masaya yatırılması bekleniyor. Bu süreç sonunda ortaya çıkacak tablo, Türkiye'nin Suriye'de yürüttüğü Fırat Kalkanı Harekatı'nı nasıl etkiler?" sorusu üzerine, Astana sürecinde Türkiye ve Rusya'nın İran'ı da alarak çok iyi bir iş çıkardığını vurguladı.
"Meşru muhalefetin bütün unsurları o masa etrafından bir araya geldiler. Astana süreci Cenevre için Cenevre'deki kalıcı barış için iyi bir zemin oluşturmuştur. İyi bir zemin oluşturduğunu düşünüyorum. Fırat Kalkanı Harekatı'nın bu süreçle ilgili asla olumsuz bir tesiri olmayacaktır. " diyen Kaynak, şu bilgileri verdi:
"Fırat Kalkanı Operasyonu'nu biz ÖSO'yu destekleyerek, meşru muhalefeti destekleyerek yapıyoruz. Bizim şu anda El Bab'ta diyelim ki Türk Silahlı Kuvvetlerinin desteklediği ÖSO'nun savaşçıları savaşıyorlar. Zaten Fırat Kalkanı'nın temel mantığı da budur. Türkiye'nin olayın başından beri yaklaşımı budur. Suriye'de rejimin karşısında olan bir meşru muhalefet grupları var. Birçok adı var bunların, birçok grup var. Yine terör unsurları var. El Nusra, DEAŞ gibi. Bunlar da rejimin karşısındadırlar ama onlar da terör örgütleridir. Cenevre 8 Şubat'ta düşünülüyordu, 20 Şubat'a ertelendiğini öğrendik. Bu aslında umutlarımızı biraz daha artıran bir gelişmedir. Bundan benim anladığım, 20 Şubat'a kadar çözüme yönelik daha kapsamlı çalışmalar yapılacaktır. Fırat Kalkanı, Astana'ya da Cenevre'ye de asla engel değil, tersine büyük destek veren bir operasyondur."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Kaynak, Aa Editör Masası'na Konuk Oldu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?