Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, organik ürünlerin satışının yapıldığı dükkân, süpermarket/hipermarket vb. mağazalar ile semt pazarlarında yapılan denetimler sonucunda son üç yılda organik tarım mevzuatına aykırı davrandığı tespit edilen, organik ürün üreten ve pazarlayanlara 509 bin TL idari para cezası uygulandığını açıkladı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in organik ürün satışı yapılan yerlere ve ürün satışının denetimine ilişkin soru önergesini yanıtlamak üzere yapılan açıklamada denetimlerin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl Müdürlükleri kontrol görevlilerince yapıldığı belirtildi.
Verilen para cezası ne ifade ediyor?
Denetimler sonucu verilen para cezalarının bir bölümü, organik tarım ile ilgisi olmayan, organik ürünlerin popülerliğinden faydalanarak tüketiciyi yanıltmaya çalışan, organik adı altında konvansiyonel ürün pazarlayan kişi veya firmalara kesildi. Söz konusu cezaların bir kısmı ise sadece sahtekarlık ve hile yapan üretici veya pazarlamacılara değil, belgelendirme ve bildirim gibi konularda çeşitli kusurlara yönelik verilen cezalardı.
Bakanlıkça yapılan denetimler sonucu kesilen cezalar, gıdada kontrol ve denetim mekanizmalarının ne denli gerekli olduğunu ve organik sektöründeki denetimlerin ciddiyetini ortaya koyuyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, 2011 – 2016 yılları arasında İl Müdürlüklerince organik tarım mevzuatları çerçevesinde çiftçi, firma, pazar ve satış yerlerinde 30 bin 80 ayrı denetim yapıldı. Bu sayı yılda ortalama 5 bin denetim anlamına geliyor. Sonuç olarak son üç yılda yapılan yaklaşık 15 bin denetimde kesilen toplam cezanın 509 bin lira olması, cezaların yüksek meblağlar olduğu göz önüne alındığında, sahtecilik yapan veya kusurlu bulunan üretici ve satış noktasının az olduğunu ortaya koyuyor.
Haksız yargılar!
Fakıbaba'nın yanıtının, bazı medya kuruluşları tarafından organik üretimin güvenilir olmadığı şeklinde yorumlanıp, "organik kazık" başlıklarıyla yansıtılması da tüketiciyi yanlış yönlendirip kafa karışıklığına neden oluyor. Oysa şu sorulara vereceğimiz yanıtlar, haksız yargıları ve kafa karışıklığını giderebilir: Hiçbir denetimin yapılmadığı ya da hiçbir cezanın kesilmediği bir gıda sektörü mü daha güven verici, yoksa İl müdürlükleri tarafından hem üreticilere, hem pazarlama noktalarına yönelik yapılan habersiz denetimlerde hile yapanların tespit edilip cezalandırıldığı bir gıda sektörü mü?
Yapılan denetimlerde kesilen cezaların bir bölümünün organikle ilgisi olmayan ve organiğin adını kullanan sahtecilere yönelik olması, tüketicilere de sorumluluk yüklüyor. Alışverişlerde her organik denilene kanmamak, ambalajlı ürünlerdeki etikette bakanlığın organik tarım logosu ile sertifika firmasının logosunu aramak, taze sebze meyve gibi tezgahtan satılan ürünlerde ise organik sertifikayı ve faturasını sormak gerekiyor.
Denetimler nasıl yapılıyor?
Ekolojik (organik, biyolojik) tarım -en basit tabiriyle- üretiminde ve işlenmesinde insan ve çevre sağlığına zararlı kimyasallar, işlemler ve yöntemler kullanılmayan üretim şeklidir. Türkiye'de ekolojik tarım sektörüne yönelik uygulamalar ve kurallar, 5262 sayılı "Organik Tarım Kanunu" ve "Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik" ile belirlenmiştir. Ülkemizde organik tarım yapmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler bu yönetmelik hükümlerine uymak zorundadır. Bu konudaki denetimler, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca yetkilendirilmiş kontrol ve sertifika kuruluşlarınca ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı İl ve İlçe Müdürlükleri tarafından haberli/habersiz şekilde gerçekleştirilmektedir.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş, sayısı 30'u aşan kontrol ve sertifikasyon kuruluşu, çiftliklerde ve üretimin her aşamasında haberli ve habersiz denetimler yaptıktan, ürünlerden numune alarak laboratuar analizleri yaparak ekolojik ürünlerde yönetmeliğe aykırı herhangi bir maddenin kullanılmadığından emin olduktan sonra ekolojik ürün sertifikasını veriyor. Her üreticinin üretimine yönelik tohum, fide, yetiştirme teknikleri, kullanılan organik sertifikalı gübreler ve preparatlar, arazi, depo, hasat ve stok verileri kayıt altında tutuluyor; her bir parti satış çiftlikten satış noktasına kadar ayrıca belgelendirilerek tam bir izlenebilirlik sistemi uygulanıyor. Tüm ekolojik ürünlerin bu sıfat ile işlenmesi, taşınması, depolanması, etiketlenmesi ve pazarlanabilmesi için süresi geçerli organik ürün sertifikasının bulunması gerekiyor.
Organik üreticiler zorlu şartlara rağmen vazgeçmiyor
Denetimlerde kesilen cezaları, organik sektörün güvenilir olmadığı şeklinde yorumlamak, her geçen gün yaygınlaşan bütün bir organik ürün sektörünü ve sayısı 70 bine yaklaşan dürüst organik tarım üreticisini zan altında bırakıyor. Aynı zamanda üreticilerin maddi-manevi zarara uğramasına neden oluyor.
Ayrıca, organik üretimin yaygınlaşması ve herkesin sağlıklı gıdaya ulaşabilmesi için çabalayan, bu konuda farkındalık yaratmaya çalışan sivil toplum örgütlerinin ve organik pazar açarak vatandaşları sağlıklı ürünlerle buluşturan yerel yönetimlerin emeğini değersizleştiriyor.
Olumsuz örnekler sektöre maledilmemeli!
Her üretim ve hizmet sektöründe kötüye kullanmalar, hatalar, kusurlar, gözden kaçanlar vardır. Ama birkaç kişi veya kurum yüzünden koskaca bir sektörü hedef almak, birçok insanın sağlıklı beslenmesinin güvencesi olan bu ürünlere yönelik güveni sarsmak, sektöre, dürüst üreticilere ve sağlıklı beslenmek isteyen tüketiciye zarar verir. Üstelik gerçek ve sağlıklı gıdaya ulaşmak bu kadar zorken, piyasada pek çok ürünün nereden geldiği, içeriğindeki katkı maddeleri, GDO'lu olup olmadığı tartışılırken, tezgâhlar tonlarca zirai ilaç kullanılan ürünlerle doluyken, limiti aşan kimyasal kalınıtılar nedeniyle yurt dışından iade edilen ürünler söz konusuyken, gıda ürünlerinde tağşiş bu kadar yaygınken; talep eden herkesi kapsayacak bir alternatif sunmadan, ekosisteme, toprak, su ve canlı sağlığına verilen desteği, insanlarda haksız yere şüphe yaratarak engellemek, doğa dostu üretim ve kullanım yolunda verilen çabalara zarar veriyor.
Ekolojik tarım sektörünün gelişimi ve yaygınlaşması gelecek kuşaklara da yaşanabilir bir dünya, ekosistem, toprak ve su kaynağı bırakmak anlamına geliyor. Gerçek belge ve bilgilere dayanarak ve bunları tarafsızca sorgulayıp yorumlayarak yapacağımız tercihler, gelecek nesillerin hayatı demektir.
Son Dakika › Güncel › Kazık değil, güvenilir gıda! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?