GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun konuşması Sağlık Bakanı Müezzinoğlu:
"Avrupa'ya bakıyorsun en çok insan haklarını onlar konuşuyor ama 100 bin ya da 200 bin mülteciyle muhatap olduklarında hemen toplumsal reaksiyon gösteriyorlar. Ölümleri, savaşı film seyreder gibi seyrediyorlar"
"Suriyelilerin getirdiği yük aşikar ancak bu millet, yükleri kaldırabilme dinamiği olan bir millettir. Biz medeniyet değerleriyle, insani duruşuyla, yükümüz ağır da olsa bu yükü kaldırabilecek kadar ve bu yükün altından ezilmeden, saygınlığımızla, onurumuzla, milletin tarihi geçmişinden getirdiği, tarihi geleceğe yürüyecek bir bakış açımız var"
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Avrupa ülkelerinin 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' bakışıyla hareket ettiğini söyledi.
Bir dizi ziyaretler için kentte gelen Bakan Müezzinoğlu, Gaziantep Kent Konseyinin "Sağlık" başlıklı 8'inci Olağan Genel Kuruluna katıldı.
Kent konseylerinin ortak vizyon oluşturmak, kentti yöneticilere, idarecilere yön gösteren, şehrin geleceğiyle ilgili temel taşları belirleyen toplumla beraber, demokrasinin ruhunu derinleştiren bir amacı olduğuna işaret eden Bakan Müezzinoğlu, Gaziantep'te bu amacın örnek bir tabloyla yürütülmesinin takdire şayan olduğunu söyledi.
Diyarbakır'da daha çok terörün sağlığı etkilediği boyutlar tartışılırken bu bölgede de Suriyeli misafirlerin sağlığa getirdiği yük, topluma getirdiği yük, kentteki sağlık açısından sıkıntılar ve gelecekle ilgili değerlendirmeler yaptıklarını belirten Bakan Müezzinoğlu, "Suriyelilerin getirdiği yük aşikar ancak bu millet, yükleri kaldırabilme dinamiği olan bir millettir. Almanya bizden fakir mi, İngiltere, Fransa bizden fakir mi? Bir 100 bin ya da 200 bin rakamıyla muhattap olduklarında hemen toplumsal reaksiyonları veya idari bir sürü tedbirler geliyor. Bir bakıyorsun ki insan haklarını en çok onlar kullanır, en çok onlar konuşur, en çok onlar bahseder ama insan hakları insanların mağduriyeti, açlığı, yoksulluğu, savaştan mağduriyetleri bahsedildiğinde 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' dercesine, oradaki ölümleri bir film seyreder gibi seyrettikleri ortada. Ne zaman ki Türkiye'den gelen yükün 2,5 milyonları aştığında, bu yükün bir kısmı onlara kaydığında, denizlerde ölenler ölsün diyebiliyorlar. Hatta Türkiye'ye sınırları açın ihtiyacı olan herkes gelsin ama Türkiye'de sınırlarını kapatın bize sıkıntı verecek hiç kimse gelmesin dercesine davranıyorlar. Böyle bir çelişkiler dünyasında da yaşayan bir ülkeyiz. Ama biz medeniyet değerleriyle, insani duruşuyla, yükümüz ağır da olsa bu yükü kaldırabilecek kadar ve bu yükün altından ezilmeden, saygınlığımızla, onurumuzla, milletin tarihi geçmişinden getirdiği, tarihi geleceğe yürüyecek bir bakış açımız var. Bu zorluklar rağmen devam edecektir" dedi.
Türkiye'de hekim azlığına dikkat çeken Dr. Müezzinoğlu şunları kaydetti:
"Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkelerinde 10 bin nüfusa ortalama 37 hekim düşerken, biz de 17 hekim düşüyor. Hemşire oranında da yüzde 40'lar seviyesindeyiz. Bütün bunlara rağmen biz her hangi bir gerekçenin arkasına gizlenmeden 13-14 yıldır, vatandaşın her kesimine sağlığa hakkaniyetli bir şekilde ulaştırmaya çalışıyoruz. Ayrıca OECD ülkesi vatandaşların hekime ortalama müracaat sayısı yüzde 8 küsür. Bu onuda eleştiri alıyoruz ancak bizimki de 8 küsür. Avrupa'da Alman ya da ingiliz'in hekime müracaat etme hakkını normal görüyoruz da bizim vatandaşımızın hekime başvurma hakkını neden normal görmüyoruz. Planlamayı daha iyi yapmak konusunda ise yine sıkıntı hekim azlığından. Aile hekimi sayısı 22 bin hekim yerine 30 bin hekim olsa bir aile hekimine 3 bin 700 vatandaşımızı vermek yerine 2 bin 500 vatandaş verdiğimizde tabi ki oradaki standart yükselecek. Asgari bazda 20 bin uzman hekim açığımız var, 10 bin pratisyen hekim açığımız var. Peki bu açığı nasıl kapacağız. Değerli arkadaşlar kimseyi suçlamak istemiyorum ama 2007 yılına kadar YÖK bu ülkede hekim fazlası olduğunu belirterek hekim kontenjanlarını 25 yıl nüfus artış oranını da kale almadan kontenjanları dondurdu. 1987 yılından 2007 yılına kadar Türkiye'de "hekim fazlası var" denildi. 2007'den sonra YÖK'teki değişikliği sağlayınca ilk defa Tıp Fakültelerine 5 bin yerine 7 bin 500 öğrenci aldık. Bir tıp fakültesi öğrencisinin uzman olarak karşımıza gelmesi ise en erken 10 yıl sürüyor. Eleştirmek kolay ama sorunun çözümü konusunda birşeyler yapmak lazım. Arkadaşlar bina yapmak gibi değil, teknolojiyi almak gibi değil. 10 yıl eğitim görmüş birini görevlendirmek gerekiyor. Açığımız da bu. TBMM'de muhalefet arkadaşların verdiği notlara bakıyorum, Mersin'e doktor istiyor. Bu zamana kadar Türkiye'de hekim fazlası var diyen zihniyete bir gün Avrupa'da bir kişiye düşen hekim sayısını örnek göstererek, bizdeki düşüklüğü kimse sormadı. Yunanistan'da 10 bin vatandaşa 72 hekim düşünüyor, bizde 17 hekim düşüyor. Ülkenin aydınları, bu ülkenin geleceğine katkı sağlayan bir duruşu ne yazık ki sergilemediler"
Toplantıya, Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve çok sayıda davetli katıldı.
Son Dakika › Güncel › Müezzinoğlu - Suriyeli Mülteciler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?