Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, "Bilindiği gibi 15 Temmuz yıkıcı darbe girişiminin faili nerede yaşıyor? ABD'de yaşıyor. Biz onlara tırlarca belge gönderdik. Hani yargı bağımsız diyorlar ya yargı siyasetten arınmış değil orada. Tamamen siyasetin güdümünde ve etkisinde bir yargı var orada." dedi.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Yargıtay ve Orman Genel Müdürlüğü tarafından Bolu'nun Abant ilçesinde bulunan bir otelde "Orman Ceza Hukuku" sempozyumu düzenlendi.
Sempozyuma, Yargıtay Başkanı Cirit, Orman ve Su İşler Bakanı Veysel Eroğlu, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz, Bolu Valisi Aydın Baruş, Adalet Komisyonu Başkanı Yalçın Akçil, çok sayıda yargı ve Orman Bakanlığı personeli katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Cirit, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra başlayan kurulu dünya düzeninin iyi işlemediğine vurgu yaparak, Türkiye'nin, iyi işlemeyen bu kurulu dünya düzenine karşı adalet haykıran bir devlet olduğuna dikkati çekti.
"1984'ten sonra bölücü terör örgütü PKK ve onun bugün uzantısı net bir şekilde görülen bütün yazışmalarda bütün varlığı ile net bir şekilde görülen PYD ile birlikte terörün her çeşidi ile bu millet karşı karşıyadır." diyen Cirit, Türk milletinin bu yapılara karşı mücadelelerini sürdürdüğünü belirtti.
Cirit, bu mücadelenin bedelleri olduğunu aktararak, "Dün akşam verdiğimiz gibi. Yıllarca verdiğimiz gibi. Kan kaybı yaşatmakta ama bu güzel coğrafyada bu mücadeleyi yapmak zorundayız. Hiçbir mücadele bu kadar haklı ve doğru değildir. Bugün uluslararası kuruluşlar ve devletler, birçok devletin bu terör örgütlerinin arkasında olduğunu bilmekteyiz. Net bir şekilde. Dün 8 şehidimizin verildiği Afrin'de oradaki silahların ABD tarafından verildiği malumdur." dedi.
"Tırlarca belge gönderdik"
Son dönemlerde Türkiye'deki yargı bağımsızlığıyla ilgili bazı eleştiriler olduğuna değinen Cirit, kurum ve kuruluşların tarihleriyle gelenekleriyle yaşadıklarını ve bu devletin köksüz olmadığını vurguladı.
Cirit, Türkiye'deki yargı bağımsızlığının, olmayan olgular varmış gibi gösterilerek eleştirildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bu eleştirilerden sonra hücumlar başlıyor. Yok böyle bir şey. Yok da ispat etmek oldukça zor. Bilindiği gibi 15 Temmuz yıkıcı darbe girişiminin faili nerede yaşıyor? ABD'de yaşıyor. Biz onlara tırlarca belge gönderdik. Hani yargı bağımsız diyorlar ya yargı siyasetten arınmış değil orada. Tamamen siyasetin güdümünde ve etkisinde bir yargı var orada. Yoksa burada Türkiye mahkemeleri tarafından terör örgütü olarak tanınan en son merci olan Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından da tasdik edilen bir olayda, bu terör başı, terörist başı 250 şehidimizin 2 bin 500'e yakın yaralımızın olduğu, gazimizin olduğu, suçüstü hali olan bir meselede sen örgüt başını buraya göndermiyorsan bana boşu boşuna yargı bağımsızlığını anlatmasın. Avrupa da anlatmasın. Çekya meselesi. Yunanistan meselesi. Burada darbe yapıyor sivil vatandaşları öldürüyor. Ondan sonra gidiyor sınırın öbür tarafına geçiyor. İade et diyoruz. Helikopter var, helikopterle beraber geldi. Helikopteri iade ediyor, adamı iade etmiyor."
"Küçücük bir devlet iade etmem diyor"
Çekya'nın terör örgütü PYD/PKK'nın eski eş başkanı Salih Müslüm'ü iade etmemesinin oradaki yargı bağımsızlığının da siyasetin güdümünde olduğunun en büyük ispatı olduğunu söyleyen Cirit, "Çekya gibi küçük bir devlet. Küçücük bir devlet iade etmem diyor. Bu adam, adam öldürdü. Ankara gar saldırısını yaptı. Reyhanlı saldırısını yaptı. Bunun faili olarak aranmakta. Bu konuda tereddüt mü var, bir şey mi var? Yani 'yargı bağımsız, yargı siyasetten bağımsız, Yunanistan mahkemesi siyasetten bağımsız.' Boşu boşuna anlatmasınlar. 'Çekya mahkemesi siyasetten bağımsız'. Boşu boşuna anlatmasınlar." ifadelerini kullandı.
Cirit, FETÖ/PDY'den aranan 10 bine yakın şüphelinin ABD, Almanya ve Belçika'da yaşadığının bilindiğini de belirterek, bugün terör örgütünün önemli üyelerinin Almanya'da ve Belçika'da yaşadığını söyledi.
Cirit, "Asıl yıkıcı ve kıyıcı olan bilebildiğimiz yakalama kararı olan 10 bin kişi. Sadece FETÖ/PDYden ve o kadar da bölücü terör örgütü PKK/PYD'den Avrupa'da yaşayan terörist var. Siz bunları terörist ilan etmiyor musunuz. PKK Avrupa'ya göre terör örgütü değil mi? 'Evet terör örgütü' diyorlar. Niye iade etmiyorsunuz bunları? Bunlar adam öldürmüşler burada. 'Bizde yargı bağımsız.' Bırakın bunları anlatmaya gerek yok." değerlendirmelerinde bulundu.
"Adalet çökerse devlet çöker"
HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz ise Türk milletinin bekası, bölge halkının huzuru ve güvenliği için Afrin'de olan Mehmetciğe zafer ve Türk milletine baş sağlığı diledi.
Bu seneyi eğitim yılı ilan ettiklerini anlatan Yılmaz, "Aslında eğitime hep önem veriyorduk... 2014 yılından sonra özellikle Adalet Akademisi gerçekten bir destan yazdı hakim ve savcı eğitiminde. Bu sene olaya çok daha farklı bakıyoruz. Sebebi şu, özellikle 2016 hain darbe teşebbüsünden sonra 4 bine yakın meslektaşımızı biz meslekten uzaklaştırdık. Sayısal olarak özellikle kıdemli hakimlerde bayağı sıkıntılı bir duruma düştük." dedi.
Yılmaz, adaletin eskiden de tartışıldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Şimdi çok daha geniş kesimlerde tartışılır hale geldi. Hem iyi hem de kötü tarafı var. İyi tarafı şu, üzüm yemeye yönelik her eleştiri baş tacımız ama eleştiri bağcı dövmeye dönüşürse işte o çok büyük haksızlık olur hem bize hem adalete hem de ülkeye büyük haksızlık oluyor. Şunu hiç kimse unutmasın, eğer adalet çökerse devlet çöker. 'Adalet mülkün temelidir' sözü adliye binalarında duruşma salonlarında asılmış bir süsten ibaret değildir. Gerçekten adalet, mülkün temelidir. Devletin temelidir. Onu yok ettiğiniz anda devletin çökmesi mukadder değil, muhakkaktır. Buna emin olunuz. O yüzden sorumlu olan herkes, özellikle siyasetçilere rica ediyorum iktidar, muhalefet. Herkes adalet konusunda çok duyarlı olmalı. Adaletle ilgili eleştirileri sağlam bilgiye dayanmalı ve yapıcı olmalı."
Adaletin sadece hükümetlerin meselesi olmadığını vurgulayan Yılmaz, adaletsizlik inancının yayılması ve devletin zaafa düşer hale gelmesinin sadece hükümetlere değil, topluma da zarar vereceğini belirtti.
Yılmaz, "Türkiye'deki adaletin 2016 yılından sonraki sürecini düşünürken en büyük sorunumuz bilgi seviyesi açısından noksan, tecrübesiz hakim ve savcılar. Bunları biz de biliyoruz ama diğer yandan eğitim eksikliği giderebileceğimiz bir konu ama diğer yandan altyapı eksiklerimiz, hızla tamamlanan altyapı eksiklerimiz. Adalet sadece bugün değil, dün de hata yapıyordu. Türkiye'de adalet yoktur demek ve bu inancı yaygınlaştırmak hiç kimseye yarar sağlamaz." ifadelerini kullandı.
"Hain darbe teşebbüsünden sonra bile adliyeleri açık tuttuk"
2016 yılı rakamlarına göre 2,5 milyon ceza, 3,5 milyon hukuk davası olmak üzere 6 milyon dava üzerinde çalışıldığını kaydeden Yılmaz, şunları kaydetti:
"Ankara Adliyesi'ne belki 80 ile 100 bin kişi, İstanbul Adliyesi'ne 100 ile 150 bin kişi günde adalet arayışı için gidiyor. Bu davaların içerisinde sadece belli davalar yok. Gasp var, ırza geçme, adam öldürme, ticari davalar, boşanma davaları, icra davaları..."
Eğer bu kadar yoğun iş yükü altında çaba gösteren hakimlerin bu fedakarlığı görülmez ve Türkiye'de adalet yok denirse evvela o hakim ve savcılara büyük haksızlık yapmış oluruz. Sizlere büyük haksızlık yapmış oluruz. Biz eksiklerimizi herkesten iyi biliyoruz. Eğitim yolu ile bu eksiklerimizi hızla gidereceğiz."
Son Dakika › Güncel › Orman Ceza Hukuku Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?