AvivaSA Emeklilik ve Hayat Üst Yöneticisi (CEO) Meral Eredenk Kurdaş, Türk halkının yüzde 62'sinin emekli olduğunda yeterli bir yaşam standardı sağlamaya yetecek kadar parasının olamayacağından endişe duyduğunu belirterek, "Ancak nüfusun yüzde 16'sı emeklilikten kaygı duymasına rağmen gerekli önlemi almıyor" dedi.
"Tüketicilerin Tasarruf Tutumları Araştırması 2014" sonuçlarının paylaşılması için düzenlenen toplantıda konuşan Kurdaş, ABD, Çin, Endonezya, Fransa, İngiltere, İrlanda, İspanya, İtalya, Kanada, Polonya, Singapur ve Türkiye'de yapılan araştırma kapsamında 13 bin tüketici ile görüşüldüğü bilgisini verdi.
Kurdaş, 2004 yılından bu yana düzenli olarak global ölçekte yapılan araştırma ile tüketici güveni, ürün sahipliği, tasarruf, borçlanma ve emekliliğe yönelik davranışları gözlemlediklerini anlattı. Türkiye'de araştırmaya katılanların yüzde 49'unun "kıt kanaat geçiniyoruz", yüzde 20'sinin "idare ediyorum", yüzde 6'sının "çok sıkıntı çekiyorum", yüzde 17'sinin ise "epey sıkıntılı yaşıyorum" dediğini aktaran Kurdaş, sadece yüzde 8'inin "rahat yaşıyorum" dediğini dile getirdi.
Kurdaş, krizin pençesindeki Avrupa'da ise geçim sıkıntısının azalmış göründüğünü vurgulayarak, "Finansal açıdan rahat olduklarını söyleyenler en çok yüzde 68 ile Kanada'dan çıkıyor. Rahat geçinenlerin oranının yüzde 28 olduğu Türkiye, 12 ülke arasında geçim koşulları en zor ülke olarak öne çıkıyor" ifadelerini kullandı. Türk tüketicilerin yüzde 23'ünün gelecek 12 ayda ülkenin genel ekonomik durumunun iyiye, yüzde 45'inin ise kötüye gideceğini düşündüğüne dikkati çeken Kurdaş, sözlerine şöyle devam etti:
"Önümüzdeki 12 ayda ekonominin nasıl seyredeceği konusunda en kötümser olanlar yüzde 51 ile Fransızlar. Fransızları yüzde 45 ile Türkler takip ediyor. Finansal açıdan rahat olanların sayısında finansal açıdan sıkıntı çekenlerin sayısı çıkarıldığında ortaya çıkan net finansal rahatlıkta ise en kötü ülke, eksi yüzde 42 ile yine Fransa. Net finansal rahatlıkta geçen yıla göre en kötü değişim ise eksi yüzde 21 ile Türkiye'de."
"Tasarruf araçlarına en az sahip ülke yüzde 29 ile Türkiye"
Kurdaş, Türklerin yüzde 45'inin gelecek 12 ayda ülkenin durumunun kötüye gideceğini düşünürken, hane halkının finansal durumunun kötüye gideceğini söyleyenlerin oranının ise yüzde 21 olduğunu belirtti. Ülkenin ekonomik durumunun gelecek 12 ayda iyiye gideceğini düşünenlerin oranı yüzde 23 iken hane halkı finansal durumunun iyiye gideceğini düşünenlerin oranının ise yüzde 33 olduğunu dile getiren Kurdaş, bir başka deyişle ülke ile kendi hane halkının finansal durumunu ayrıştıran bir kitle olduğunu kaydetti.
Kurdaş, Türklerin hane halkının gelecekteki finansal durumuna ilişkin düşüncelerinin, genel ekonomi hakkındaki düşüncelerden daha pozitif olduğunun altını çizerek, "Ülke kötüye gider ama ben toparlarım" denildiğini söyledi. Araştırmaya katılanların yüzde 28'inin yatırım, yüzde 29'unun tasarruf, yüzde 21'inin ise emeklilik ürünlerine sahip olduğunu bildirdiğini aktaran Kurdaş, "Bu bizim için iyi bir rakam. 2013'te yüzde 13 olan bireysel emeklilik (BES) sahipliği 2014'te yüzde 21'e çıkmış durumda" bilgisini paylaştı.
Kurdaş, tasarruf araçlarına en az sahip ülkenin yüzde 29 ile Türkiye olduğuna dikkati çekerek, dolayısıyla emeklilik sektörünün en fazla büyüme potansiyelinin Türkiye'de olduğuna işaret etti. Nüfusun yarısının ne kadar tasarruf ettiğini net olarak bilmediğini vurgulayan Kurdaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de 'En fazla 160 lira tasarruf/yatırım yapıyorum' diyenlerin oranı yüzde 17 iken, 160-320 lira aralığı yüzde 16'yı buluyor. 320-800 lira aralığı yüzde 10 iken, 800-1600 lira aralığı ise yüzde 7 civarında. Bin 600 lira ve üzeri tasarruf/yatırım yapanlar ise yüzde 3 ile sınırlı.
Türkiye'de hiç tasarruf yapmayanların oranı ise yüzde 34. Türkiye bu oranla 12 ülke arasında en üst sıralardaki yerini koruyor. Buna karşın Çin ve Endonezya gibi ülkelerde ise düşük gelir seviyesine rağmen tasarruf oranları yüksek. 'Gelir seviyem düşük o yüzden tasarruf yapamıyorum' cevabı da doğru bir cevap değil. Gelir seviyem düşük ama iPhone 6 almaya çabalıyorum. Bu dengeyi halen oluşturamadık."
- "İnsanlar emekliliğini düşünmek istemiyor"
Kurdaş, son 3 yılda BES ile 'emeklilik için bir yere para koyuyorum' diyenlerin payının arttığını söyledi. Yüzde 61 ile devletten alınan maaşın yine en yüksek oran olduğunu anlatan Kurdaş, Türkiye'de gelecek yıl tasarruflarını artırmayı düşünen kişilerin oranının yüzde 28 ile yüzde 17 olan tasarruflarını azaltmayı düşünenlerden daha fazla olduğunu, bunun cari açığın kapatılmasına yönelik tedbirlerin vatandaşlar tarafından da okunduğu ve aksiyona alındığını gösterdiğini kaydetti.
Kurdaş, Türkiye'de nüfusunun yaklaşık üçte birinin emekliliğinde ne kadar gelire ihtiyacı olacağını bilmediğini vurgulayarak, "İnsanlar emekliliğini düşünmek istemiyor" yorumunda bulundu. Tasarrufun insanlara zorunlu kılındığı zaman yapıldığının altını çizen Kurdaş, bundan dolayı Türk tüketicisini suçlamanın da yanlış olduğunu dile getirdi.
Kurdaş, Türk halkının yüzde 62'si emekli olduğunda yeterli bir yaşam standardı sağlamaya yetecek kadar parasının olamayacağından endişe duyduğunu belirtti. Nüfusun yüzde 16'sının emeklilikten kaygı duymasına rağmen gerekli önlemi almadığını aktaran Kurdaş Uzakdoğu ülkelerinin ise kaygılı olmasalar da para biriktirdiğini ifade etti.
Kurdaş, emeklilerin yüzde 76'sının emekli olduktan sonra "finansal açıdan hayatı çok daha zor" bulduğunu hatırlatarak, emeklilerin yüzde 70'inden fazlasının çalışmak zorunda olduğunu bildirdiğinin altını çizdi. Türkiye'nin emeklilikten sonra en çok çalışmak zorunda kalan ülke olduğunu vurgulayan Kurdaş, bir başka deyişle Türkiye'de her 6 kişiden birinin emeklilik dönemi için kaygılı olmasına rağmen yeterli önlem almadığını söyledi.
Kurdaş, Türkiye'de en uzun vadeli düşünenlerin genç çalışanlar olduğunu, bunu gençlerin hiç finansal kriz görmemesine bağladıklarını kaydetti. Türk halkının yüzde 62'sinin acil veya önceden öngörülemeyen durumlar için, yüzde 33'ünün aileye güvence olması için, yüzde 13'ünün emeklilik için tasarruf/yatırım yaptığını aktaran Kurdaş, geçmişle karşılaştırıldığında, garantili getiri beklentisinin yüzde 38'lerden yüzde 23'lere düşerek son 1,5 yılda önemli oranda azaldığını bildirdi. Bunun, insanların konuyu daha gerçekçi okuduklarını gösterdiğini ifade eden Kurdaş, artık finansal okuryazarlığın da arttığını aktardı.
Kurdaş, araştırmaya katılan tüm ülkelerde yüzde 31 ile "Borçlarımın miktarı beni tedirgin ediyor" dediğini, Türklerin ise borçlarıyla ilgili duydukları endişe konusunda yüzde 56'lık oranla ortalamanın hayli üstüne çıkarak en çok endişeli ülke konumuna yükseldiğini kaydetti.
"BES'e devlet katkısının gelmesiyle 2 puan artış var"
Kurdaş, faturalarını ödemekte en çok zorlananların yine Türkler olduğunu söyledi. Katılımcıların risk algılarını da ölçtüklerini bildiren Kurdaş, insanların en çok kaygı duyduğu şeyin yüzde 60 ile terörizm, yüzde 25 ile savaş, yüzde 53 ile de doğal afetler olduğunu dile getirdi.
Kurdaş, tasarruf yapılırken risk algısının nasıl olduğu konusunda insanların bugün itibarıyla en çok terör ve savaşlardan kaygı duyduğunu belirtti. Bu sonucun 5 yıl önce bu kadar yüksek olmadığına dikkati çeken Kurdaş, ancak savaşların Türkiye sınırına yaklaştıkça vatandaşların da bundan endişe etmeye başladığını anımsattı.
Kurdaş, "Doğal afetler de bu konuda etkili. Dünyada iletişimin gelişimiyle de algı yükseliyor. Bütün bunların sonucunda da insanlar yaşam standardının düşmesinden endişe ediyor" diye konuştu. Geçim sıkıntısından endişelenenlerin yüzde 50'lerde, 'Emeklilik için tasarruf yapamıyorum' diyenlerin sayısının da yüksek olduğunu aktaran Kurdaş, bunun da farkındalığın yükselmesi açısından önemli olduğunu vurguladı. Kurdaş, bu konuda aksiyon alınamaması açısından ise bu durumun çok pozitif olmadığını kaydetti.
Kurdaş, finansal tavsiye alma konusunda ise önceden 'Arkadaşa, eşe dosta sorarım' diyenlerdense artık bireysel karar verenlerin sayısının arttığını belirtti. "Kara gün için para biriktiriyorum" diyenlerin oranının yüzde 27, "Bireysel emeklilik planım var" diyenlerin oranının yüzde 10 olduğunu ve bu oranın giderek arttığını aktaran Kurdaş, ancak "Gelecek için henüz çalışma yapmadım" diyenlerin yüzde 40 olduğunu söyledi.
Kurdaş, geçen yıl yüzde 12 ile tasarruf oranının dibe vurduğunu hatırlatarak, "BES'e devlet katkısının gelmesiyle 2 puan artış var. Zaten amaç tasarrufu artırmaktı. İyi bir gelişme var. 'Bunun önemli kısmını BES sağladı' dersek yanlış olmaz ama hala gidecek çok yer var. Ayrıca devletten emekli maaşı alma beklentisi düşerken, BES'ten alma beklentisi yükseliyor. Bu da iyi bir durum" ifadelerini kullandı.
"Ayda 100 lira ödersen bin lira maaş almana imkan yok"
Kurdaş, toplantıdan sonra basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Yıllık gelir sigortası irat ile ilgili bir soru üzerine Kurdaş, ömür boyu maaş verecek alternatifi en iyi şekilde hazırlamaya çalıştıklarını anlattı. Hazine Müsteşarlığı'nın şirketler ve sigorta birliğinin de desteğiyle çalışma yaptırdığını aktaran Kurdaş, şunları kaydetti:
"2016 için böyle bir ürün ortaya çıkacaktır diye tahmin ediyorum. Bizim de bu ürünü destekleyecek devlet kağıdına ihtiyacımız var. Biz size bir maaşı garanti ediyorsak, bizim de bu maaşa paralel uzun vadeli, sizin paranızla yatırım yapabileceğimiz bir kağıda ihtiyacımız var. Bu konuda da görüşmeye başladık. Hazinenin olumlu yaklaşımlarını alıyoruz."
Kurdaş, ömür boyu maaş ödemesi konusunda devletin ne yapacağına yönelik bir soruyu ise şöyle cevapladı:
"Biz de hep Hazinenin sigorta tarafıyla görüşüyorduk. Ancak irat için söylüyorum, bizim ihtiyacımız olan kamu finansmanı tarafı... Bunlar, Hazine Müsteşarlığı'na bağlı olmak üzere ikisi de iki ayrı otorite. Kamu finansmanı istediği gibi, ihtiyaca göre kağıt çıkıyor. Biz dedik ki, 'Eldeki kağıtlar, daha kısa vadeli ve karakter itibarıyla da bizim ihtiyacımıza cevap verecek kağıtlar değil'. Biz istiyoruz ki, her yıl maaşının artmasını bekleyen bir vatandaş, 'Ben 1000 lirayla giriyorum ama gelecek yıl enflasyon kadar artsın benim maaşım' diyecek. Peki benim elimdeki kağıt sabit getiriliyse ben onu enflasyon kadar nasıl artıracağım? O zaman biz de kamu otoritesine 'Bize enflasyon kadar artan özelliği olan bir kağıt çıkarır mısın?' diye sorduk. 'Olabilir' dedi, reddetmedi. Biz de sabit maaş isteyen olursa ona nasıl kağıt olur, artan maaş isteyen olursa ona nasıl kağıt olur bunları düşünmeye başladık."
Kurdaş, BES'e otomatik katılımın desteklenmesi konusunda ise "Destekleyeceklerini söylediler ancak nasıl destekleneceğini söylemediler. Çok gündemde olan bir konu ancak netleşmiş bir kanun, kararname, yönetmelik yok. Bu önemli bir adım. Konu gelecekte buraya gidecek gibi... Ancak hangi gelecekte bilmiyoruz. Ancak plana konmuş olması çok önemli, çok iyi bir haber. Detaylar henüz net değil" değerlendirmesini yaptı.
Kurdaş, emeklilikte ne kadar maaş alındığına da değindi. Emeklilikte 2 bin 200 lira maaş alanın da 500 lira alanın da olduğunu belirterek, "Ne biriktirirlerse onu veriyoruz. 10 yılda ne öderseniz onu alıyorsunuz. Ama 10 yıl emeklilik için yeterli bir süre değil. Ayda 100 lira ödersen bin lira maaş almana imkan yok. Öyle bir matematik yok, o yüzden finansal okuryazarlığın artması önemli. Artık SSK'da bile öyle olmuyor" görüşünü de paylaştı. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Tüketicilerin Tasarruf Tutumları Araştırması 2014' Sonuçları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?