Cumhurbaşkanlığı'nın himayesinde, Adalet Bakanlığı'nın koordinatörlüğünde düzenlenen Uluslararası İstanbul Hukuk Kongresi'nin sonuç bildirgesinde, mülteci sorununun çözülmesi gerektiği vurgulanarak, "Mültecilik sorununun kalıcı olarak çözümü ancak uluslararası toplumun birlikte, samimiyetle ve cesaretle konuyu ele alıp somut adımlar atmasıyla mümkündür." denildi.
"Adli İşbirliğinin Geliştirilmesi Yargı İşleyişinin Hızlandırılması ve Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları" ana temasıyla bu yıl ilki düzenlenen kongre sona erdi.
Kongrenin kapanışında konuşan Danıştay üyesi Doç. Dr. Gürsel Özkan, 3 gün boyunca 15 konunun 29 oturumda ele alındığı kongrede 78 tebliğ sunulduğunu söyledi.
Özkan, daha sonra kongrenin sonuç bildirgesini okudu.
Bildirgede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayeleriyle gerçekleşen kongreye, 47 ülkeden aralarında Adalet Bakanı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu başkan ve üyeleri, Adalet Akademisi muadili kurum temsilcileri ile hukukçu ve akademisyenlerden oluşan 210 kişi ve yurt içinden yüksek mahkeme başkan ve üyeleri, hakim-savcılar, akademisyenler, avukatlar ile çok sayıda saygın meslek mensubunun katıldığı belirtildi.
Kongrede, küresel bir yapılanma olan Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından 15 Temmuz 2016'da seçilmiş Cumhurbaşkanına, Hükümete ve Meclise karşı gerçekleştirilen silahlı darbe teşebbüsünün, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü hedef alan, kabul edilemez bir eylem olarak nitelendirildiği ve en güçlü şekilde kınandığı vurgulanarak, darbe teşebbüsüne karşı demokrasi, hukuk devleti ve milli iradeye sahip çıkan ve bu uğurda bedel ödeyen Türk Milletinin fedakarlığının büyük bir takdirle karşılandığına, bu mücadelenin, tüm dünyaya örnek teşkil edecek birçok yönü bulunduğuna işaret edildi.
Bildirgede, kongreye katılanların da hayatını kaybedenlerin ailelerine en derin taziyelerini sunduğu belirtildi.
Mülteci sorunu
Kongrede yapılan müzakereler ve değerlendirmeler sonucunda kamuoyuna duyurulması kararlaştırılan hususlar da maddeler halinde sıralandı:
İnsanlık suçu olan terörizmin, tüm ülkeler için öncelikli bir sorun olduğuna, terörizmin sınır aşan niteliğinin uluslararası işbirliğini zorunlu hale getirdiğine, terörizme karşı hukuk temelinde ve dayanışma içerisinde, etkin ve kararlı şekilde netice almaya yönelik mücadele edilmesinin önemine vurgu yapıldığı dile getirilen bildirgede, Suriye ve Irak'ta yaşanan iç çatışmalarla bölgede yaşanan terör eylemleri sonucu milyonlarca insanın yerini-yurdunu terk etmek zorunda kaldığı ve mülteci durumuna düştüğü anlatıldı.
Bildirgede, Türkiye, Ürdün ve Lübnan başta olmak üzere birçok devletin ciddi sayıda mülteciyi barındırdığı anlatılarak, şöyle devam edildi:
"Buna rağmen milyonlarca mülteci; özellikle barınma, beslenme, sağlık, eğitim ve güvenlik gibi pek çok sorunla karşı karşıya kalmıştır. Bu bakımdan, mültecilere koruma ve destek sağlanması ile onların sorunlarına kalıcı çözümler bulunması yönündeki faaliyetlere kararlılıkla devam edilmelidir. Uluslararası toplumun Suriye ve Irak'ta yaşanan sorunları çözme konusunda ortak hareket edememesi, bu bölgeden kaynaklı terörü sonlandıramaması, mülteci sayısının her geçen gün artmasına yol açmaktadır. Halen Türkiye'de üç milyon, Lübnan'da bir milyon, Ürdün'de ise 600 bini aşkın mülteci bulunmaktadır. Mültecilik sorununun kalıcı olarak çözümü ancak uluslararası toplumun birlikte, samimiyetle ve cesaretle konuyu ele alıp somut adımlar atmasıyla mümkündür. Sorunu görmemek, mağduriyet yaşayanların feryadını duymamak, konunun çözümü için gerekli reaksiyonu göstermemek meseleyi sadece büyütmektedir. Mülteci sorununun kalıcı çözümü, sınırlara tel örgüler veya duvarlar inşa etmeyi değil, soruna etkin ve kalıcı çözümler bulmayı gerektirir. Bunun için, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası toplumun, uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmek için acilen birlikte hareket etmesi büyük önem taşımaktadır."
Örgütlü suçlarla mücadelede işbirliği
Bildirgede, terörizmin finansmanı, sanal ortamda işlenen suçlar, insan ticareti, göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu madde ticareti gibi insanlığın ortak sorunu olan ve uluslararası işbirliğini zorunlu kılan örgütlü suçlarla mücadele için etkin ve verimli adli işbirliğinin gerekli ve zorunlu olduğu belirtilerek, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmasıyla adalete güven arasında doğrudan bir ilişki bulunduğu, yargılamaların hızlandırılması amacıyla, bilişim sistemlerinin yargı hizmetlerinde etkin bir şekilde kullanılması ve mahkemelerde uzmanlaşmaya gidilmesinin tavsiye edildiği bildirildi.
Adaletin tecellisinin, kanunların objektif ve etkili bir şekilde uygulanması sonucu isabetli karar verilmesiyle doğru orantılı olduğu ifade edilen bildirgede, şöyle denildi:
"Hukuku özümsemiş, güncel gelişmeleri takip eden ve sağlıklı analiz yapabilen hukukçular yetiştirilmesi ancak iyi bir hukuk eğitimiyle mümkündür. Bu nedenle, hakim ve savcıların meslek öncesi ve meslek içi eğitimleri de dahil olmak üzere hukuk eğitiminde uluslararası asgari standartların belirlenmesinin gerekliliği ve önemi vurgulanmıştır. Adalete erişimin önündeki engellerin kaldırılması, toplumun tüm kesimlerine adli yardım hizmetlerinin etkin bir şekilde sağlanması yönünde çalışmalar teşvik edilmiştir. Hukuk devleti, mağduru ve mağdur haklarını koruyan bir devlettir. Ayrıca, sadece suç mağdurlarının değil, haksızlığa muhatap olması nedeniyle mağduriyet yaşayan kişilerin sorunlarıyla da ilgilenilmelidir. Bunun yanı sıra, suç nedeniyle ortaya çıkan mağduriyetin giderilmesi için mağdura her türlü destek ve hizmet sunulmalı, uğradığı zararlar mümkün olduğunca giderilmelidir."
"Uyuşmazlığın çözümünde alternatif yöntemler geliştirilmeli"
Sonuç bildirgesinde, uyuşmazlıklarda dava yolunun her zaman en uygun ve tek çözüm yolu olmadığı vurgulanarak, sayıları her geçen gün artan ve çeşitlenen uyuşmazlıkların çözümünde, uyuşmazlığın mahkeme önüne getirilmeden çözülmesini sağlayacak alternatif yöntemlerin geliştirilmesine ve etkin bir şekilde uygulanmasına önem verilmesi gerektiği vurgulandı.
Suçla mücadelede etkin soruşturma yöntemlerinin geliştirilmesi, delillerin sağlıklı toplanması ve muhafazası amacıyla adli kolluğun kapasitesinin arttırılması ve savcılık kurumunun güçlendirilmesi gerektiği anlatılan bildirge, şu ifadelerle sona erdi:
"Yatırım ve ticaretin teşvikiyle korunması için uluslararası asgari hukuk standartları oluşturulması gerekmektedir. Katılımcı ülkeler, yargı kurumları arasındaki temas ve işbirliği ile bilgi ve tecrübe paylaşımının arttırılmasını vurgulayarak, Uluslararası İstanbul Hukuk Kongresinin 2 yılda bir İstanbul'da yapılması, kongrenin gündeminin bir önceki kongrenin katılımcılarıyla istişare edilerek belirlenmesi ve organizasyon işlemlerinin yürütülmesi için Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı bünyesinde Uluslararası İstanbul Hukuk Kongresi Sekreteryasının oluşturulmasını önermişlerdir."
Son Dakika › Güncel › Uluslararası İstanbul Hukuk Kongresi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?