Yeniden - Erdoğan Kuzey Afrika'ya Gitti, Gezi Parkı Hakkında Konuştu - Son Dakika
Güncel

Yeniden - Erdoğan Kuzey Afrika'ya Gitti, Gezi Parkı Hakkında Konuştu

Yeniden - Erdoğan Kuzey Afrika\'ya Gitti, Gezi Parkı Hakkında Konuştu

Gezi Parkı eylemi sonrası bugün Kuzey Afrika ülkelerinden Fas, Tunus ve Cezayir'i kapsayan bir geziye çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.

03.06.2013 15:28

Gezi Parkı eylemi sonrası bugün Kuzey Afrika ülkelerinden Fas, Tunus ve Cezayir'i kapsayan bir geziye çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Devlet Konukevi'ne geldikten 40 dakika sonra başladığı basın toplantısında Erdoğan, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Fransız Reuters Ajansı Muhabiri Birsen Altaylı, Başbakan Erdoğan'a "Taksim Olayları yükselen bir muhalefet gibi algılanıyor. 'Sizin toplumdaki bu hareketi küçümser bir tavırda olmanızın kitleleri hareketlendirdiği' şeklinde yorumlar var. Siz yeni yumuşatıcı ifadeler kullanacak bir tavır içine girecek misiniz ve aşırı güç kullandığı söylenen polis için bir önlem alacak mısınız?" sorusunu yöneltti. Başbakan Erdoğan bu soru üzerine şunları söyledi:

Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:

"Önce yumuşatıcı ifadeler ne olabilir? Bana onu öğretirseniz ben ona göre konuşurum. Bütün toplum, diye toplumu suçlamayın. Bütün toplum, demeyin bir defa. Bir kısım derseniz, aklım yatar. Ama bütün toplum, derseniz aklım buna yatmaz. Bütün illerde bunlar olabilir Burada ideolojik yapıların uzantıları vardır. Ana muhalefet partisinin Türkiye'nin genelinde temsilcileri var. Onları ayağa kaldırmış olabilir. Bunları bu işe sürmüş olabilir. Aşırı uçların aynı şekilde belli illerde yapılanmaları var. Siz bu ülkenin bir evladı olarak, insanı olarak aslında şunu görmeniz lazım. Burada ne oluyor da, yani ne yapılmadı ki de bu ülkede böyle bir adım atılıyor? Siz ne mesaj aldınız? Sizin aldığınız bir mesaj var mı?"

Bunun üzerine muhabir, "Toplumun yarıya yakın kesimini eğitimden tutun, alkol yasağına kadar birçok konuda hareket geçmiş olarak görüyorum. Bu harekete katılan insanlar gerçekten hiçbir siyasi ideale bağlı olmayan insanlar Beni şaşırtan da bu. Bu insanların çoğu CHP'yi de desteklemiyor. Hiçbir örgütü desteklemeyen insanlar. Neden bu insanlar ayağa kalktı bu soruyu soruyor musunuz?

Bunun üzerine Başbakan Erdoğan, "Bir dakika çok ilginç bir yere geldiniz. Burada şimdi CHP yok. Peki kim var orada? " dedi. Reuters muhabirinin, "Ama CHP'yi desteklemeyen de bir sürü insan var sokaklarda" diye cevap verince, Başbakan, " CHP'yi desteklemeyen olabilir. Üniversite öğrencilerinin idelalleri yok mu? diye konuştu. Bunun üzerine Reuters muhabirinin, " İşte onlar ayaklandı " demesi üzerine Başbakan Erdoğan şunları söyledi:

"Şu anda evlerinde bizim zorla tuttuğumuz bu ülkenin yüzde 50 insanı var. Biz onlara 'aman sabırlı olun' diyoruz. Sakın bu oyunlara gelmeyin. Eğitim diyorsunuz. Eğitim de Cumhuriyet tarihinin görülmemiş adımlarını atmış olan biz şu anda eleştiriliyoruz. Siz eğitime yönelik orada bir pankart mı gördünüz? Söyler misin bana. Siz işte buradan Reuters'u böyle bilgilendiriyorsunuz. Topladığınız bilgileri böyle gönderiyorsunuz. Şu anda Türkiye'de bütün fiziki şartlarıyla eğitim meselesini en ideal noktaya getiren 81 vilayetin tamamında üniversitelerini kuran, bütün bunların yanında 400 bin derslik açan tümüyle harçları kaldıran bir sistemi biz kurmuşuz. Siz de hemen kalkıp eğitim diyorsunuz. Alkol yasağı diyorsunuz, alkol yasağı yok. Alkolün düzenlemesi vardır. Dünyadaki gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar ne ise orada. Bak Fransa'da Reuters'in mensubusun. Fransa'daki uygulamalara bak. Orada bunların ne denli ileri olduğunu göreceksin. Biz de bunları yapıyoruz. Bu uygulamaları bundan sonra da yapacağız. Karayollarında benzin istasyonlarında alkol satışını ortadan kaldırmakla trafik kazalarını nasıl miniminize ederiz. Bunun gayreti içersindeyiz."

Başbakan Erdoğan, "Yabancı menşeli ve Türkiye'den bazı firmaların televizyonlara ve gazetelere verdiği reklamları ve rezervasyonları iptal etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki bir soruya ise, "Bunu doğru bulmuyorum. Gerekeni yapacağız. Bu tür yerli yabancı şirketler bunu bu olaylara bağlantılı olarak yapıyorlarsa bunun bedelini çok ağır öderler. Onlar bunu bu şekliyle yapıyorlarsa, bunu ideolojik ambargo olarak görürüz ve gerekli müdahaleleri de yaparız. Bunlar bizden ileri derecede destek görmüşlerdir. Bu ülkeyi onlar yönetmeyecekler. Bu ülkeyi biz yöneteceğiz" diye cevap verdi.

TENCERE TAVA HEP HAVA

Erdoğan bir başka gazetecinin "İnsanlar tencere tava çalarak eylem yapıyor" şeklindeki hatırlatması üzerine "Tencere tava hep aynı hava. Bunları geçmişte de gördük, alışkanlıklar bunlar" dedi. Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin Taksim'deki olayların aynı Arap Baharı'na benzetilerek Türk Baharı yakıştırması yapıldığını söyleyince şu cevabı verdi:

" Bu haberleri Türkiye'yi tanımayanlar tarafından sadece bir özenti içersinde yapılmış haberler olarak görüyorum. Arap baharının olduğu ülkelerde acaba çok partili bir sistem, her isteyenin siyasi parti kurması ve her isteyenlerin seçime girmesi gibi bir hakkı var mıydı? Tunus'ta, Mısır'da böyle bir hak var mıydı? Şu anda Suriye'de böyle bir imkan var mı? Oralarda seçimler aylar sürerdi ama bakın Türkiye'de sandıklar açılır 6 saatte neticesi açıklanır. Türkiye'de parlamenter demokrasi oturmuştur. Türk Baharı'ndan bahsedenler doğrudur. Ama bunu kış mevsimine çevirmek isteyenler var. Onlar da buna kavuşamayacaklar."

ORADAKİ OTELLERİN YERİNDE DE YEŞİLLİK VE AĞAÇLAR VARDI.

Başbakan Erdoğan bir gazetecinin, "Kültür Bakanı Ömer Çelik, 'mesajlar alındı değerlendiriliyor' dedi. Sizin değerlendirmeniz ve tansiyonun düşmesi için sizin planladığınız bir durum var mı? sorusunu şöyle cevapladı:

"Gazeteci olarak siz ne mesajı aldınız? Ben sizden bunu bir sohbetle öğrenmek istiyorum. Ben bakanımın hangi mesajı aldığını bilmiyorum. Ama ben bir vatandaş, bir İstanbullu, bir Başbakan olarak saf, temiz ve duygusal olarak da bu işleri sosyal medyadan aldıkları bilgiler neticesinden oraya katılanları ayırırsak bunun dışında aşırı uçların organize ettiği böyle bir eyleme maalesef katılma durumunda olanlar var. Olay bir gezi parkı olayı değildir. Çünkü gezi parkında ağaçların kaldırılması olayı yok. Burada İstanbul Büyükşehir Belediyemiz bir yaya kaldırım genişletme çalışmalarında 10 tane ağacı kesmiyor. 10 tane ağacı söküyor. Bu ağaçlar da Çağlayan Parkı'na yerleştiriliyor. Bunun dışında da iki tane ağaç hırpalanmış oluyor. Olay bu. Peki bizim gezi parkı ile ilgili hedefimiz ne? Biz bu hedefi 2011 seçimleri önce açıkladık. O günden bu yana bir ses var mı? Yok. Orada ne olacağını, ne yapılacağını açıkladık. Aradan iki yıl geçti. Şu anda Taksim'de yayalaştırma çalışmaları yapıyoruz. Buna yönelik de bir sıkıntı yaşamadık. Ama şu anda burada böyle bir adımın atılması, organize içerden ve dışardan bağlantıları olan bir adımdır. Bu oyuna benim aklı selim vatandaşımın gelmemesi gerekir.

Burada yapılacak olan bir Topçu Kışlası olayıdır. Bu nedir? Bu bir milletin yöneticilerinin tarihine, kültürüne sahip çıkmasıdır. Sene 1780. Orada bu eser yapılmış. Selimiye Kışlasının muadili olarak yapılmış. Daha sonra CHP zihniyeti tarafından Lütfü Kırdar'ın Vali ve Belediye Başkanı olduğu dönemde bu kışla maalesef yıkılmış. Yerine Taksim Stadı yapılmış. Daha sonra Dolmabahçe Sarayı'nın ahırlarının olduğu, şimdiki İnönü Stadyumu'nun olduğu yere Taksim Stadı alınıyor ve gezi parkı ondan sonra ortaya çıkıyor. Gezi Parkı'nın Cumhuriyet Caddesi tarafından alışveriş yerleri var mı? Var. Mete Caddesi tarafı şu anda malum. Şu andaki adıyla Ceylan Otel, daha önceki adıyla Sheraton Otel, orası da ağaçlıktı, orası da yeşil alandı. Aynı şey yine Etap Marmara da orası da yeşil alandı. Orası da temizlenip söküldü."

FİTİL ATEŞLEME OLAYI

Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı olayının aslında bir fitili ateşleme olayı olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:

" Gezi parkındaki ağaç olayı aslında bu işin fitilini ateşleme olayıdır. Vebali olanlar bunun hesabını verecekler. O ayrı mesele. Ama daha sonraki gelişmeler maalesef. Tabii CHP'nin bu işin içinde çok aktif olarak yer alması suretiyle, benim saf temiz vatandaşlarımı da buraya yönlendirmek suretiyle, örneğin 'Kadıköy'de miting yapacağım' diyor. Bu zat belli bir saatten sonra mitingi Taksim'e kaydırdıklarını söylüyor. Taksim'e geliyor, Taksim'de konuşma yapacak ama orada aradığı pozisyon ve imkanı bulamayınca konuşmayı yapmadan dönmek zorunda kalıyor. Kendi milletvekilleri de zaten bu işin içinde. Şu anda geldiğimiz nokta itibariyle burada tabii çok ciddi bir vebali, tüm bu olayların içersinde aktif rol oyanlardan bir tanesi olarak CHP'nin rolü vardır. Aşırı uçlarla her zaman olduğu gibi bir dayanışması vardır. Benim vatandaşım hukuk içersinde miting mi yapacak, yapma hakkı var. Bizim miting yapılacak yerlerimiz bellidir. Gider orada mitingini göğsünü gere gere yapar. Biz de onların güvenliğini sağlarız. Bütün bunları yaparken kendileri için temel vak ve hürriyet olduğunu iddia edenler, eğer benim temel hak ve hürriyetlerime saldırıyorsa bu ne olacak? İşin bir de bu boyutu var. Bu kadar araç yakıldı. Allahtan ölen yok. Bu araçların sahibi benim sivil vatandaşlarım. Ankara'nın İzmir'in İstanbul'la ne alakası var?"

10 AY SONRA SANDIK GELİYOR.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

" Olay aslında sandıkta AK Partiyi mağlup edemeyenler, sandıkta AP Partiyi demokratik yollardan geride bırakamayanlar, bu yollarla geride bırakabilir miyiz. Bunun gayreti içindeler. Süreç yakın. 10 ay sonra sandık geliyor. Bu sandıkta zaten gereken cevabı milletim verecek. Biz hakikaten antidemokratik bir uygulama yapıyorsak bu ülkede milletim bizi al aşağı eder. Ama bunlara zemin hazırlayanlar bu süreci bu hale dönüştürürlerse milletim onlara da gerekli olan cevabı en güzel şekliyle verir. Çünkü biz milletimize hizmetkarız. Efendi olmadık. Onun için sakin ve rahat olun. Bütün bunların hepsi evvelallah aşılır geçilir. Bunlar ülkemizde ilk olan şeyler değil. Geçmişteki Cumhuriyet eylemleri oralarda da bir çok çağrılar yapıldı, olmadı. Bakın bu gün enflasyon açıklandı. Tek haneli rakamlarda bir enflasyon süreci var. Bun hazmedemiyen çevreler var. Türkiye'nin güçlenmesini istemeyen çevreler var. Kişi başına milli gelirimiz 3 bin 500 dolardı, şimdi 10 bin 500 dolar. Şimdi bizim bu gezimiz için birileri çıkıyor ve 'Başbakan hep bu durumlarda yurt dışına çıkar' diyor. Bunlar zavallı. Bunlar, aylarca önceden planlanmış ziyaretler." - İstanbul/ Bakırköy

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Yeniden - Erdoğan Kuzey Afrika'ya Gitti, Gezi Parkı Hakkında Konuştu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement