Yüksek İstişare Toplantısı Adalet Bakanı Ergin.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ifade özgürlüğü konusunda yapılan değişikliklere "terör endişesi" ile karşı çıkıldığını ifade ederek, "İnsan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda, attığımız adamlarla, koyduğumuz kurallar doğru ise bu doğru kuralların gelmesinden dolayı birileri tahliye oluyorsa, onların tutuklu olmaları yanlıştır Adalet Bakanı Sadullah Ergin, ifade özgürlüğü konusunda yapılan değişikliklere "terör endişesi" ile karşı çıkıldığını ifade ederek, "İnsan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda, attığımız adamlarla, koyduğumuz kurallar doğru ise bu doğru kuralların gelmesinden dolayı birileri tahliye oluyorsa, onların tutuklu olmaları yanlıştır. Bir yanlışı düzeltiyoruz" dedi.

TÜSİAD heyeti, bu sabahki konsey toplantısının ardından Adalet Bakanı Sadullah Ergin'le öğle yemeğinde biraraya geldi. Yemeğin ardından konuşan Ergin, işadamlarının sorularını da yanıtladı. Türkiye'nin çok önemli bir coğrafyada yer aldığını, bu coğrafyanın sorunları da beraberinde getirdiğini belirten Ergin, 1950'de yapılan seçimlerle çok partili hayatın başladığını, o günden bugüne demokrasi tarihinin parlak bir geçmişinin olmadığını söyledi. Siyaset tarihinin 1950-2007 yılları arasında her 10 yılda bir muhtıra ve darbelerle kesildiğini ifade eden Ergin, "Türkiye'nin böyle bir tablo ile yola devam edebilmesi mümkün değil. Müdahalelerin bir çoğunda Avrupa Konseyi üyeliğimiz askıya aldı" dedi. Yaşanan ekonomik krizleri anımsatan Ergin, son 10 yılda siyasi olarak sağlanan istikrarın ekonomiye de yansıdığını ifade etti. Türkiye'de yargının, darbeler arası siyaset tarihinin oluşmasında aktör olarak yer aldığını savunan Ergin demokrasiye yapılan dönemlerde yargının, ceket ilikleyerek, müdahale edenlerin emrinde olduğunu ifade ettiğini öne sürdü. Güven veren adaletin temin edilmesi için gereken ortamın yaratılmasının önemine dikkat çeken Adalet Bakanı, yargının fiziki alt yapısının sorunlarının önemli bir kısmının çözüldüğünü aktardı. Ergin, Avrupa Konseyine üye ülkeler arasında Türkiye'nin yargı alanında en iyi teknik alt yapıyı kuran ülke olduğunu ifade etti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın yargının sorunlarına ilişkin önemli tespitlerde bulunduğunu ifade eden Ergin, Kılıç'ın Anayasa'nın 90. maddesinin hakimler tarafından kullanılmadığına yönelik eleştirilerine şöyle yanıt verdi:

"Haklı bir eleştiriydi. Bu yüzdendir ki Türkiye önemli kayıplara uğradı. Türkiye'de yapısal sorunlarla baş edebilmek için Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırlığı başladı. Aradan geçen 3 yıla yakın bir sürede bu planda belirtilen önceliklerin yüzde 70'i hayata geçirildi. Türkiye ile "aldı' ile "oldu' arasında bazen farklılaşma olabiliyor. Türkiye'de en çok tartışılan konuların başında uzun süren yargılamalara ve uzun tutukluluklara ilişkin tartışmalar var. Bir diğer konu ise AİHM'de Türkiye'nin karnesi. Yargı paketleri getiriyor. 1. paket, 2. paket, 3. paket, 4 paket... Artık paket numaraları yukarı doğru gitmeyecek. 4A, 4B, 4C diye..."

-4 BİN DOSYA AİHM SİCİLİNDEN DÜŞÜRÜLECEK-

Hukuk eğitiminden başlayan bir çalışma hazırlığı içinde olunduğunu, eğitimin daha nitelikli olması için mezunların daha tahkim edilmiş bir şekilde bu alana geçmelerinin amaçlandığını ifade eden Ergin, dünyanın en genç hakim, savcı ve avukatlarının istihdam edildiğini kaydetti. 23-24 yaşında hakim ve savcıların kürsüde görev yapmaya başladığını anımsatan Ergin, "Ya akademik, ya arazide avukat ya da kamuda istihdam edilme gibi bir takım aşamalardan sonra hakim ve savcı olunması, avukatlığında ciddi staj sonrasında kazanılmasına yönelik çalışmalar yapılıyor. AİHM önündeki tablo, geçmiş 50 yılımızı özetliyor. 1959-2013 yılları arasındaki sürecin sonucudur 2 bin 500 civarında aldığımız ihlal kararları var" diye konuştu. 2011 yılında ihlal kararlarının hangi nedenlerden oluştuğuna dair çalıştay yaptıklarını ifade eden Ergin, başvuruların başında adil yargılanma, mülkiyet hakkı ve özgürlük ihlali gibi konular yer aldığını anımsattı. 2011 yılında Türkiye'nin ihlal başvurularında ikinci sıraya gerilediğini hatırlatan Ergin, AİHM'e doğrudan yapılan başvuruların Anayasa Mahkemesi'nin filtresinden geçirilmesi için bireysel başvuru yolunu getirdiklerini belirtti. Dışişleri Bakanlığı'nın AİHM'de yapmış olduğu savunmaları Adalet Bakanlığı'nın üstlendiğini belirten Ergin, "Uzun yargılamalardan dolayı yapılan başvuruların sayısı 4 bin civarında. Bizim toplamda 16 bin 900 civarında görüşülmeyi bekleyen dosyamız var. AİHM ile görüştük. Türkiye'de bir iç hukuk yolu oluşturma mutabakatı sağladık. bize 1 yıl süre verdiler bu süre içinde biz tazminat komisyonu oluşturduk. AİHM'de gidip uzun yargılamalardan mağdur olduğundan dolayı Türkiye aleyhine dava açmış vatandaşlarımıza "5-6 sene AİHM'de beklemeyin' dedik. "6 ay içinde problemi çözelim AİHM'den kazanacağınız tazminat konusunu biz karşılayalım' dedik" diye konuştu. 1,5 ay olmasına karşın bu komisyona bin 500 dosyanın müracaat ettiğini ifade eden Ergin, hızlı bir şekilde Türkiye'nin 4 bin dosyasının AİHM sicilinden düşürüleceğini kaydetti.

-KİM İSTİFADE EDERSE ETSİN KARDEŞİM...-

AİHM'de ifade özgürlüğü ihlalleri Türkiye'nin açıkara şampiyon olduğunu ifade eden Ergin, İfade özgürlüğü konusunda yapılan değişiklikleri anlattı. Yapılan düzenlemere terör endişesi ile karşı çıkıldığını ifade eden Ergin, "insan hakları ve ifade özgürlüğünde attığımız adamlarla koyduğumuz kurallar doğru ise bu doğru kuralların gelmesinden dolayı birileri tahliye oluyorsa onların tutuklu olmaları yanlıştır. Bir yanlışı düzeltiyoruz" dedi. İfade özgürlüğüne ilişkin yapılan düzenlemelerin ardından "terörün önü açılıyor" şeklinde eleştiriler aldıklarını söyleyen Adalet Bakanı, "Yaptığımız şey şudur; Türkiye'nin AİHS'de tanınmış olan hakları ve altına imza koyduğu imkanları bu ülkeye getirmek. Biz imza koymuşuz Konseyin kurucu üyeleri arasındayız ama uygulamasında sorunlar yaşıyoruz. Bu sorunları gideriyoruz. Kim istifade ederse eder kardeşim... Doğru prensibi koy kim istifade ederse etsin. Bundan korkmamak lazım, çekinmemek lazım. Güçlü demokrasi tahkim edilmiş demokrasi sorunların çözümü için elzemdir. İfade özgürlüğü demokrasinin kalbidir, bunlar bir lütfi şahane olarak sunulamaz, bunlar, insanın doğuştan sahip olduğu haklardır" dedi.

-MEMNUNİYETİNİZİ BİZE, ŞİKAYETLERİNİZİ GENEL MERKEZİMİZE-

Uzun tutukluluğa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Ergin, Türkiye'deki uzun tutukluluk algısının da kamuoyunun yakından takip ettiği birkaç kişi tahliye edilmedikçe devam edeceğini söyledi. Uzun tutukluluk konusunda 2002 yılından bu yana önemli gelişmeler yaşandığını dile getiren Ergin, 2001 yılında her 100 mahkumdan 50,4'ü tutuklu iken bugün her 100 mahkumdan 23'ünün tutuklu olduğunu bildirdi. Ergin, AB ülkeleri ortalamasının yüzde 24,8 olduğu dikkate alındığında, Türkiye'nin katettiği mesafenin daha net anlaşılacağını söyledi. Ergin konuşmasının ardından işadamlarının sorularını da yanıtladı.

Bir iş adamının, "Siz parti olarak tüzüğünüzü değiştirseniz, 3 dönem sınırını kaldırsanız, yeni anayasa çalışmaları daha uzun zamanda yapılsa ülkemiz için daha yararlı olmaz mı?" sorusu üzerine, Ergin, tüzük değişikliğinin, geçmişteki siyasetçilere bir tepki ve gençlerin önünü açmak için konulmuş bir kural olduğunu söyledi. AK Parti kurulurken bunu topluma taahhüt ettiklerini belirten Ergin, "Şu anda kural bu. Bu kuraldan memnuniyetinizi bize, şikayetlerinizi genel merkezimize aktarırsınız" dedi. Bakan Ergin, İzmir'den katıldığını söyleyen bir iş adamının, "Yargının bağımsızlığı konusunda özellikle İzmir'de endişeler var" demesi üzerine de bu konudaki tartışmaların yıllar öncesinden yapıldığını belirtti. Hakimin tarafsız olmasının yetmeyeceğini, tarafsız algılanması gerektiğini de belirten Ergin, vatandaşların yargıdan hak arama konusunda en ufak çekincelerinin kalmaması için çalışmalarının devam edeceğini ifade etti.

-T.C. VURGUSU-

2013 yılının ilk Yüksek İstişare Konseyi'ni Ankara'da toplayan TÜSİAD'ın programındaki T.C. vurgusu dikkat çekti. Konsey'in onur konuğu olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in titrlerinin başına "T.C. Anayasa Mahkemesi Başkanı, T.C. Adalet Bakanı" yazıldığı görüldü. - Ankara