DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3 - Son Dakika
Güncel

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3

(ek bilgi ve ölen kişinin fotoğraflarıyla) 1- TRAFİKTEKİ TARTIŞMA CİNAYETLE SONUÇLANDI- Motosiklet sürücüsü kurşun yağdırdıHaber-Kamera: Alper KORKMAZ / İSTANBUL, Bağcılar'da bir motosiklet sürücüsü trafikte tartıştığı otomobil sürücüsüne kurşun yağdırdı.

03.07.2019 12:56

(ek bilgi ve ölen kişinin fotoğraflarıyla)
1- TRAFİKTEKİ TARTIŞMA CİNAYETLE SONUÇLANDI

- Motosiklet sürücüsü kurşun yağdırdı

Haber-Kamera: Alper KORKMAZ/ İSTANBUL,
Bağcılar'da bir motosiklet sürücüsü trafikte tartıştığı otomobil sürücüsüne kurşun yağdırdı.  4 kurşunla ağır yaralanan sürücü kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken saldırgan olay yerinde bekleyerek polis ekiplerine teslim oldu.
Olay TEM Otoyolu İSTOÇ sapağı mevkiinde meydana geldi. Edirne istikametinde motosikletiyle seyir halinde olan 59 KT 457 plakalı motosiklet sürücüsü Hasan Saykal ile 34 BBE 171 plakalı otomobil sürücüsü Serdar Çekiç arasında yol verme nedeniyle tartışma yaşandı. Sürücüler bir süre ilerledikten sonra durdu. Yol kenarında duran motosiklet sürücüsü Hasan Saykal yanında bulunan silahını çıkararak otomobile doğru 13 el ateş etti. Sürücü Çekiç vücudunun çeşitli yerlerine isabet eden 4 kurşunla ağır yaralandı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Polis ekipleri olay yerinde bekleyen saldırganı gözaltına alırken, ağır yaralanan Serdar Çekiç ambulansla özel bir hastaneye kaldırdı. Hastaneye kaldırılan 2 çocuk babası Çekiç tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Çekiç'in bir firmada satın alma uzmanı olarak çalıştığı öğrenildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------
EK
-Öldürülen kişinin fotoğrafları

//////////
-Olay yerinden görüntü
-Polis ekiplerinden görüntü
-Kovanlardan görüntü
-Kırık camlardan görüntü-
-Araca isabet eden mermiler
-trafikten görüntü
Diğer detaylar

================================

2- İMAMOĞLU: AK PARTİ'DEN GERİ DÖNÜŞ OLDU

İSTANBUL,- İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, " AK Parti'den dün öğleden sonra sadece bütün belediye başkanları ile ziyaretimize gelmek istediklerini noktasında bir geri dönüş iletildi. Pazartesi bir randevu verdik" dedi.
Ekrem İmamoğlu, siyasi partilerin il başkanlarına ziyaretlerini sürdürüyor. İlk olarak Saadet Partisini ziyaret eden İmamoğlu, ardından İYİ Parti'yi ziyaret etti.
Saadet Partisi İl Başkanı Abdullah Sevim'in İstanbul dışında olması nedeniyle İmamoğlu'nu İl Başkan Yardımcısı Bülent Kaya karşıladı. Parti yöneticileriyle bir süre baş başa görüşen İmamoğlu ardından Kaya ile birlikte basın toplantısı düzenledi.

"KENDİLERİNE TEŞEKKÜRÜ BİR BORÇ BİLİYORUM"
Saadet Partisi'nin demokrasiye katkı anlamındaki özgün tavırlarını takdirle izlediğini belirten İmamoğlu, "Bir belediye başkanı ya da bir siyasi kimlik olarak değil. Bu bağlamda Türkiye'nin demokrasi yaşamına bakışları ve ortaya koydukları refleksleri gerçekten Türkiye'nin lehine attıkları adımlardan dolayı bir siyasi parti duruşu olarak da kendilerine teşekkürü bir borç biliyorum. Hem buradaki yönetime hem de kıymetli Genel Başkan Temel Karamollaoğlu'na adına bunu burada ifade etmeyi kendime vazife edinmek istiyorum" diye konuştu.
İmamoğlu ardından İYİ Parti İstanbul il Başkanlığı'na ziyaret etti. İl başkanı Buğra Kavuncu tarafından karşılanan İmamoğlu, Kavuncu ile bir süre baş başa görüştü. İYİ partiye seçim sürecindeki desteklerinden dolayı teşekkür eden İmamoğlu daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

AK PARTİLİ BELEDİYE BAŞKANLARINDAN İMAMOĞLU'NA ZİYARET TALEBİ
İmamoğlu, "MHP ve AK Parti'den ziyaret talebinize ilişkin bir geri dönüş oldu mu?" sorusuna "MHP'den henüz geri bir dönüş almadık. Bekliyoruz. Yani il başkanının şehir dışında olduğuna dair bir bilgi iletildi. Henüz bir geri dönüş almadık. AK Parti'den dün öğleden sonra akşama doğru sadece bütün belediye başkanları ile ziyaretimize gelmek istediklerini noktasında bir geri dönüş iletildi. Pazartesi bir randevu verdik. Ama bu belediye başkanlarının ziyareti elbette bizi çok mutlu eder. Başımızın üzerlerinde yerleri var. Kaldı ki bir arada çalışacağız. Pazartesi günü kendilerini beklediğimizi belirttik. Tabi bizim talebimiz başka bir talep. Onunla bağlantılı olduğunu söylemiyorum, düşünmüyorum da. Böyle bir gelişme olduğunu sizlerle paylaşmış olayım. Taleplerine randevu karşılığımızı hemen verdik. Ama dilerim ve isterim ki AK Parti siyasi parti olarak il merkezinde bizimle buluşmayı aynı zamanda siyasetin dilinin tavrının değişmesine dönük olan toplumun talebine dönük karşılığı olarak cevap vermiş olurlar. Bunu bekliyoruz. Ben beklemiyorum. Bence 16 milyon İstanbullu bekliyor. Bu tavrı her siyasi partiden bekliyorum.  Bu bir normalleşmedir, uzlaşmadır. Her zaman el sıkmanın göstergesidir" yanıtını verdi.

"ANITKABİR'İ ZİYARET EDEREK ATAMIZIN HUZURUNA ÇIKACAĞIZ"
İmamoğlu, Anıtkabir ziyaretinin ne zaman gerçekleşeceğiyle ilgili soruya ise "Biz bu kararımızı verdikten sonra Anıtkabir komutanlığı ile de irtibata geçtik. Bir devlet töreni statüsünde vatandaşlarımızın olmadığı bir saat aralığında sabah erken saatlerinde ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir kurumsal ziyareti. Benimle birlikte belediye meclis üyelerimiz İstanbul'un 39 belediye başkanı, aynı zamanda onlarda İBB Meclis üyesi. Anıtkabir'i ziyaret ederek atamızın huzuruna çıkacağız ve çelenk töreni olacak. Törenin zamanlamasını yazılı bir şekilde hem siyasi partilere hem de belediye başkanlıklarına bildirdik. Geri dönüşleri alıyoruz, bu hafta sonuna kadar dönülmesi noktasında da bir takvim belirledik. Aynı zamanda Pazartesi de mecliste sözlü olarak dile getireceğim. Umarım hep birlikte belki de ilk defa özellikle son 30 yıldır ilk defa İBB olarak göreve başlamanın verdiği takvim başı itibariyle güzel bir ziyaret yaparak devlet geleneğimizin bir usulünü de yerine getirmiş oluruz. Hem atamızın huzurunda silah arkadaşlarına dualarımızı minnet duygularımızla dile getirmiş oluruz. Dolayısıyla kendilerinden cevap bekliyoruz" şeklinde yanıt verdi.

Görüntü Dökümü:
-Saadet Partisi'ni ziyaret
-Basın toplantısı
-İyi parti ziyareti
-Basın toplantısı
-Soruları cevaplaması
-Toplu fotoğraf çekilmesi
-Detaylar

===========================

3- BAKAN SOYLU: PRENSİBİMİZ DÜZENLİ GÖÇÜ YÖNETMEK, DÜZENSİZ GÖÇÜ ENGELLEMEK ÜZERİNEDİR

Haber-Kamera: Ümit UZUN-İdris TİFTİKÇİ/İSTANBUL

İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye-Afganistan-Azerbeycan-Irak-İran- Pakistan Bölgesel İşbirliği Toplantısı'na katıldı. Soylu, "Bu yıl için de şu ana kadar 62 bin 515 uyuşturucu operasyonu gerçekleştirmiş durumdayız. 2018 yılında 8,5 milyon adet ectasy, 67 ton esrar, 18 ton eroin, 27.7 milyon adet captagon yakalaması gerçekleştirdik. Önemli bir tehdit altında olduğumuzu ve buna karşı önemli bir mücadele içinde olduğumuzun altını çizmek isterim" dedi.

Yeşilköy'de bir otelde düzenlenen toplantıya, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Afganistan Mülteciler ve Geri Dönüş Bakan Yardımcısı Dr. Alema Alema, Irak Göç ve Yerinden Edilmişler Bakan Yardımcısı Sayın Jasim Muhammed Hasan Atıyya, İran İçişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Zülfikari, Pakistan İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Sayın Azam Süleiman Khan, Azerbaycan İçişleri Bakanlığı İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanı Tuğgeneral Haydar Haydrov katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını Vali Ali Yerlikaya yaptı.

"PRENSİBİMİZ DÜZENLİ GÖÇÜ YÖNETMEK, DÜZENSİZ GÖÇÜ ENGELLEMEK ÜZERİNEDİR"

Toplantıda konuşan Süleyman Soylu, Türkiye olarak Ortadoğu kaynaklı düzenli ve düzensiz göçün en kritik noktasında bulunduğumuz belirterek, "Birleşmiş milletler raporuna göre dünyada 2015'ten beri en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkeyiz. Sadece Ortadoğu değil, önemli ölçüde Afrika kaynaklı düzensiz göçle de mücadele ediyoruz. Halen ülkemizde 3.6 milyon Suriyeli, uluslararası koruma statüsüyle bulunmaktadır. 334 bin 154 kişi, özellikle Zeytindalı ve Fırat Kalkanı harekatları sonrasında sağlanan huzur ortamı sayesinde ülkelerine geri dönmüştür. Yakalanan düzensiz göçmen sayısı 2017'de 175 bin 752, 2018'de ise 268 bin 003 kişiydi. Bu yıl ise hafta başı itibarıyla 137 bin 035 kişidir. Bunların 12 bin 798'i denizde yakalanmış ve bir anlamda ölümden kurtarılmıştır. Bizim prensibimiz düzenli göçü yönetmek, düzensiz göçü engellemek üzerinedir. Çok ciddi bir gayret içindeyiz" dedi.

" PKK'YA KATILIM 2014'TE 5 BİN 556, 2018'DE İSE 136 OLARAK GERÇEKLEŞMİŞTİR"

"Türkiye olarak yaklaşık 40 yıldır, PKK terör örgütüyle mücadele halindeyiz" diyen Bakan Soylu, "Ayrıca FETÖ, DEAŞ ve aşırı sol terör örgütleriyle de mücadele ediyoruz. Çok kayıplarımız oldu. Ancak son üç yıldır bu alanda ciddi bir başarı elde ettik. Türkiye, uluslararası raporlarda da ifade edildiği üzere, terör nedeniyle yaşanan ölüm olaylarında en çok azalmanın olduğu 5 ülke arasına girmiştir. Elbette ki bu konuya da önemli bir kaynak ayırdık ve ciddi bir strateji değişikliği yaptık. 2017 yılında 93 bin 508; 2018 yılında ise 129 bin 787 terör operasyonu gerçekleştirdik. Bu yıl son rakamımız ise 72 bin 560'tır. 2017 yılında 697 terör eylemini oluşmadan engellemiştik, 2018'de 361 oldu, bu yıl için ise 125'tir. Buradaki azalma, örgütün eylem kabiliyetinin daralmasından kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda PKK'ya katılım, 2014'te 5.556, 2018'de ise 136 olarak gerçekleşmiştir. Bu yıl için halen 51 kişi katılmıştır" ifadelerini kullandı.

"Dünyada hem doğal hem sentetik uyuşturucu arzı korkutucu şekilde artmaktadır. Dünyada uyuşturucu kullanımına bağlı doğrudan ölümler 300 bin civarındadır" diyen Bakan Soylu, "PKK, Avrupa uyuşturucu pazarının neredeyse tamamını elinde tutuyor. Yılda 1,5 milyar dolar uyuşturucu geliri olduğunu tahmin ediyoruz. Dolayısıyla bu karanlık tablo ile mücadele etme noktasında insiyatif almak, gayret göstermek durumundayız" diye konuştu.

"TÜRKİYE AVRUPA ECSTASY YAKALAMALARINDA UZUN YILLARDIR İLK SIRADA"

Bakan Soylu, "Türkiye Avrupa ectasy yakalamalarında uzun yıllardır ilk sıradadır. 2017'de 8.6 milyon tablet ele geçirilmiştir ve bu miktar bir önceki yıla ait rakamın iki katından fazladır, aynı zamanda Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında ele geçirilen miktardan fazladır. Yakaladığımız amfetamin miktarımız da yine aynı şekilde Avrupa'nın tamamından fazladır, metamfetamin yakalamalarımız da hemen hemen aynıdır. Sadece karada değil, uluslararası sularda da uyuşturucu operasyonları yapıyoruz. 2017 yılında Türkiye olarak toplam 118 bin 007 operasyon yapmıştık, bunu 2018'de 147 bin 562'ye çıkardık. Bu yıl için de şu ana kadar 62 bin 515 uyuşturucu operasyonu gerçekleştirmiş durumdayız. 2018 yılında 8,5 milyon adet ectasy; 67 ton esrar, 18 ton eroin, 27.7 milyon adet captagon yakalaması gerçekleştirdik. Önemli bir tehdit altında olduğumuzu ve buna karşı önemli bir mücadele içinde olduğumuzun altını çizmek isterim" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:

--------------------------

-Toplantı genel ve detaylar

-Vali Ali Yerlikaya açılış konuşması

-Soylu'nun konuşması

-Toplu fotoğraf çekimi

===========================================

4- FETÖ'NÜN FUTBOL YAPILANMASI DAVASI: ADLİ KONTROL KARARLARININ KALDIRILMASI TALEBİ REDDEDİLDİ

Haber: Özden ATİK/ İstanbul, DHA
Eski futbolcular Bekir İrtegün, Uğur Boral, Zafer Biryol, Ömer Çatkıç'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın bulunduğu FETÖ'nün futbol yapılanmasına ilişkin davada, yurtdışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol kararlarının kaldırılması talebi reddedildi.
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklardan katılan olmadı. Sanıkları avukatları temsil etti. Sanıklardan Zafer Biryol'un kullandığı telefonda FETÖ'nün şifreli haberleşme programı Bylock kullanıp kullanmadığının tespitine ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) yazılan yazıya cevap gelmediğini belirten Mahkeme Başkanı Ömer Günaydın, sanık Bekir İrtegün hakkında yürütülen iki ayrı soruşturmadan takipsizlik kararları verildiğini tutanağa geçirdi.

MAHKEME BAŞKANI: DİĞER SANIKLARLA ARALARINDA BAĞLANTI VAR
Sanıklar Bekir İrtegün ve Uğur Boral avukatı Fatih Uzun, "Eksikler giderilsin, ancak dosya sürüncemede kalmıştır. Müvekkillerimin diğer sanıklarla bağlantısı yoktur. Dosyalarının ayrılmasını talep ediyorum. Yaptığı meslek gereği de mağdur durumdadır, bu nedenle haklarındaki adli kontrol kararlarının kaldırılmasını da talep ediyorum" dedi. Bu sözlere karşı Mahkeme Başkanı Günaydın ise "Diğer sanıklarla nasıl bağlantısı yok? Buna ben bile inanmıyorum. Aralarında bağlantı var. Ama, 'transfer süreciyle ilgili mağdur olmuştur' dersen o ayrı bir şey" diyerek tepki gösterdi. Sanık Ersin Güreler'in avukatı Mehmet Metin Karagöz de müvekkilinin futbol menajeri olduğunu, sıklıkla yurtdışına çıktığından yasağının kaldırılmasını talep etti. Sanık Zafer Biryol'un avukatı ise imaj örnekleri alınann dijital materyallerin iadesini istedi.

DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme heyeti dosya kapsamı, delil durumu, sanıkların üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti dikkate alınarak adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması ve ayırma talebinin reddine karar verdi. Tespit edilen IMEI numaralarına kayıtlı telefonlara takılan hatların Bylock kullanıp kullanmadığının sorulması için yazılan yazının cevabının beklenmesine ve cevaplar geldikten sonra dosyanın mütalaa için savcılığa gönderilmesine de karar verildi. Duruşma ertelendi.

İDDİANAME
İddianamede, eski futbolcular Bekir İrtegün, Zafer Biryol, Ömer Çatkıç, Uğur Boral, Ersin Güreler ve antrenör İsmail Şengül'ün, "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisleri talep ediliyor.

Görüntü Dökümü:
-------------
-Arşiv

=========================================

5- ŞULE İDİL DERE'NİN ÖLÜMÜNE İLİŞKİN  6. KEZ BİLİRKİŞİ RAPORU ALINMASINA KARAR VERİLDİ

Yüksel KOÇ/ İstanbul DHA - KADIKÖY Yoğurtçu Parkı'nda hafriyat kamyonunun altında kalarak yaşamını yitiren Şule İdil Dere'nin ölümüne ilişkin açılan davaya devam edildi. Dava dosyasına gelen 5. bilirkişi raporunda eksikler olduğunu, raporun hukuki denetime elverişli olmadığını gerekçe gösteren mahkeme, aynı heyetten bir kez daha rapor alınmasına, raporda her sanık için ayrı ayrı değerlendirme yapılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 9. duruşmasına, tutuksuz yargılanan sanıklar Saffet Altındağ, Kamil Celal Yıldırım, Ergun Ata ve avukatları ile maktül Şule İdil Dere'nin babası Berdan Dere ve annesi Nesrin Aslan ile avukatları katıldı.

ÜÇ SANIĞA KUSUR ATFEDİLDİ
Hakim Rasim Uhrağ, istenen son bilirkişi raporunun dava dosyasına geldiğini söyledi. Dava dosyasına giren 20 sayfalık 5. bilirkişi raporunda, kamyon şoförü Mumin Kılıç kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu bulundu. İSTAÇ A.Ş. Asya Yakası Kıyı Temizlik Şefi Teyfur Bingöl, İBB Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Müdürlüğü Kıyı Temizleme Şefi Saffet Altındağ tali kusurlu bulundu. Raporda, Şule İdil Dere'ye herhangi bir kusur atfedilmedi.

KAZAYI YAPAN SANIĞIN O İŞLE GÖREVLENDİRİLMEDİĞİNİ ÖNE SÜRDÜ
Sanık Saffet Altındağ, sanık Mumin Kılıç'ın olayın gerçekleştiği yerdeki iş ile görevlendirilmediğini savunarak, Mumin Kılıç'ın bu işle görevlendirildiğine ilişkin 3 Mart 2016 tarihli görevlendirme evrağının sahte olduğunu öne sürdü. Altındağ, "Mumin Kılıç bu işle görevlendirilmemiştir. İhale kapsamında çalıştırılan bir personel değildir" dedi.  Hakim Rasim Uhrağ, "Bunu daha önce niye söylemedin" demesi üzerine Altındağ, belgeleri ancak temin edebildiğini söyledi.

AVUKAT: GÖREVLENDİRİLMEDİĞİ BİR İŞTE ÇALIŞMASI HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR
Mumin Kılıç'ın Avukatı İbrahim Ceyhan, müvekkilinin ihale kapsamında görevli personel olmadığını belirterek, "Ancak Büyükşehir Belediyesi'nin yazılı talebi ile bu iş kapsamında çalıştırılmak üzere geçici olarak görevlendirilmiştir. Görevlendirilmediği bir işte çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır" dedi.  Şule İdili Dere'nin annesi Nesrin Aslan, "Bence cinayet çözüldü. Artık gereken neyse onun yapılmasını talep ediyorum, adalet istiyorum" diye konuştu.

6. RAPOR ALINACAK
Bilirkişi raporunun bazı sanıklar yönünden yaptığı değerlendirmede eksikler bulunduğunu, raporun hukuki denetime elverişli olmadığını gerekçe gösteren mahkeme, aynı heyetten bir kez daha rapor alınmasına, raporda her sanık için ayrı ayrı değerlendirme yapılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 13 Mayıs 2016 tarihinde gece vakti Kadıköy Yoğurtçu Parkı ile Kurbağalıdere arasında kalan yaya ve bisiklet yolunda yürüyen Şule idil Dere'nin, Kurbağalıdere ıslah çalışması nedeniyle orada bulunan hafriyat kamyonunun altında kaldığı belirtiliyor.  Dere'nin, Mümin Kılıç yönetimindeki hafriyat kamyonunun manevra yapması ile altında kalarak hayatını kaybettiği belirtilen iddianamede, İSTAÇ (İstanbul Çevre Yönetimi Ticaret A.Ş.) yetkilileri Ruhi Kelleci ve Teyfur Bingöl, Zafer Karasaçlı, İBB Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Müdürlüğü Kıyı Temizleme Şefi Saffet Altındağ, kontrol elemanı Ergun Ata, Kamil Cemal Yıldırım ve şoför Mümin Kılıç'ın, "Taksirle adam öldürme" suçundan 2'şer yıldan 6'şar yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor.

Görüntü Dökümü:
---------
-Arşiv

==================================

6- KADIKÖY'DEKİ VAHŞİ CİNAYETİN SANIKLARI HAKİM KARŞISINDA

Serpil KIRKESER/ İSTANBUL, KADIKÖY'de çöp konteynerinde bulunan iki bacakla ortaya çıkan vahşi cinayete ilişkin davada 4 tutuklu sanık hakim karşısına çıktı. Öz amcası Rıfat Rıza Öztürk'ü silahla ateş ederek öldüren, bıçakla parçalara ayıran ve farklı yerlere atan sanık Fahrettin Öztürk, avukatının kendi ailesi tarafından azledildiğini, barodan istedği avukatla savunmasını yapacağını söyledi. Söz alan diğer 3 sanık da suçlamaları reddederken, vahşice öldürülen Rıfat Rıza Öztürk'ün eşi şikayetçi Meryem Öztürk: "Cinayetin para nedeniyle işlendiğini düşünüyorum. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum." dedi. 4 sanığın  banka hareketlerinin incelenmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

İLK DURUŞMA YAPILDI
Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Fatih Demir, Ferhat Yılmaz, Fahrettin Öztürk ve Turgut Kundakçı hazır bulundu. Savunmasını yapan Ferhat Yılmaz, Fahrettin Öztürk ile 2017 yılının Mayıs ayında motosiklet derneğinin panayırında tanıştıklarını söyledi. Olay günü Fahrettin Öztürk'ün saat 20.21'de kendisini aradığını söyleyen sanık Ferhat Yılmaz, "Buraya gelmen gerekir' dedi. Buna anlam veremedim. Ağlamaklı, korkmuş bir ses tonuyla 'acil gelmen gerekir' diye söyledi. Taksi ile Fahrettin'in attığı konuma gittim. Ancak attığı konumda kimse yoktu, kendisini aradım, 'Geliyorum' dedi. İş yerinden aracı alıp geldi. Arabaya bindiğimde 'Ne oldu?' dedim. 'İş yerine gidince anlayacaksın' dedi. İş yerine girdiğimizde yine sorduğumda 'Amcamı öldürdüm' dedi. Normalde güler yüzlü birisidir. Ancak o gün Fahrettin terliyor, kızgın ve korkmuştu" dedi.

SALONDAKİ SALDIRI ÖNLENDİ
Bu sırada vefat eden Rıfat Rıza Öztürk'ün oğlu Ahmet İhsan Öztürk, sanık Fahrettin Öztürk'e duruşmada saldırdı. Duruşma salonunda bulunan jandarma ve polis saldırıyı önledi. Ancak  müşteki Ahmet İhsan Öztürk küfürler ederek saldırma teşebbüsüne devam etmesi üzerine salondan çıkarıldı.

"BEN İLK İŞYERİNE GİRDİĞİMDE MAKTÜLDE HİÇBİR CANLILIK BELİRTİSİ GÖRMEDİM"
Fahrettin Öztürk'ün farklı bir ruh hali olduğunu, delirdiğini düşündüğünü anlatan sanık Ferhat Yılmaz, Öztürk'ün cesedi nasıl parçalara ayırdığını da ayrıntılarıyla anlattı. "Manzarayı görünce elim ayağım boşaldı" diyen  Ferhat Yılmaz, " Böyle bir duruma nasıl geldim, bunun içinden nasıl çıkarım, gibi kendi kendime sorular sorarken Fahrettin, amcasını başından vurduğunu söyledi. Ortada bir silah var, bıçak kullanılmış ben bu sorular yanında bana zarar verebilir, gibi düşündüm. Oradan kaçmayı düşündüm. Ancak bulunduğumuz yer dağ başı.. Ben ne yapacağımı düşünürken Fahrettin yarım saat sonra poşetlere uzuvları koydu. Önceden çek çekli tekerlekli valiz hazırlamıştı. Cesedin gövde kısmını bu valize koydu. Poşetleri araca koydu. Ben hiçbir işleminde ona yardımcı olmadım. Tamamen kendisi parçalayıp araca koydu. Etrafı temizledi. Ben ilk iş yerine girdiğimde maktulde hiçbir canlılık belirtisi görmedim." dedi.b

"CESEDİN PARÇALANMASINA VE ATILMASINA YARDIM ETMEDİM"
Birlikte yola çıktıklarını, Fahrettin Öztürk'ün viyadükte durduğunu ve valizi indirdiğini söyleyen sanık Ferhat Yılmaz, "Ben sadece arkasından gittim. Herhangi bir şeye temas etmedim. Valizin fermuarını o açtı yine yan çevirdi fermuarın açmak suretiyle beden kısmını viyadükten yuvarladı. Yine valizi araca koydu. Ben bunlara katılmadım. Tekrar araca bindik. Halen titriyordum. Sinirden 'Aracı yavaş yavaş kullan' diye söyledim. Kadıköy'e geldik. Araçtan indik. İş yerinde eşime 'Çay falan yap' diyerek mutfağa gönderdim. Fahrettin, Fatih ve Turgut'a çuval muval bir şeyler ayarlayın' dedi. Çocuklar sebebini sormadı. Fahrettin arabadan 2 veya 3 poşeti çıkarttı ve çocukların getirdiği poşetlere ikinci bir poşet koydu ve bantladı. Fatih ve Turgut bantlamaya yardım ettiler. Ancak neyi bantladılar bilmiyorlardı. Fahrettin de ben de herhangi bir şey söylemedik. Hatta 'Abi ne bunlar?' diye sorduklarında 'Boşver sonra konuşuruz' diye ben de Fahrettin de cevap verdik. Fahrettin 'Bunları atalım' diye ortaya söyledi. Fahrettin araca geçti . Araca Fatih ve Turgut da bindi. Yarım saat sonra geri geldiler poşetleri atmışlardı. Eşimle eve gittim, sabaha kadar uyuyamadı. Daha sonra fazla dayanamadım eşime anlatmaya karar verdim. Anlatmaya başladığımda polisler geldi. Olayı inkar etmedim. Ayrıca Fahrettin amcasının despot bir tavır gösterdiğini, sürekli şoförlüğünü yaptırdığını, kendisinde özel hayat bırakmadığını, işçilere ve ailesine kötü davrandığını söylüyordu. Ayrıca babası yarı felçli olduğu için Fahrettin'in babası hakkında bazı olumsuz söylemlerde ve küfürlerde bulunuyormuş. Fahrettin bunları yüzeysel söyledi detay vermedi. Fahrettin ile amcası aralarında sıkıntı olduğunu söylerdi ancak amcasını öldürmeye yönelik kastı olduğundan bahsetmezdi. Kavga edebileceklerini düşündüm ancak öldürebileceği hiç aklıma gelmezdi. Ben herhangi bir şekilde cesedin parçalanmasına ve atılmasına yardım etmedim. "

"POŞET İÇERİSİNDE İNSAN PARÇASI OLABİLECEĞİNE DAİR BİR HİS DUYMADIM"
Sanık Fatih Demir de attıkları poşetlerde suç konusu olabilecek bir şey olduğunun aklına gelmediğini söylerken, diğer sanık Turgut Kundakçı da  "Çöp poşetlerini poşetlerin içerisine koyduk. Biz de yardım ettik. Ferhat hiçbir şekilde yardım etmedi. Ben poşet üzerinde kan görmedim. Bunun içerisinde insan parçası olabileceğine dair bir his duymadım. Bu poşetleri arabaya Fahrettin koydu ben yardım etmedim. " dedi.

"BU KADAR PARA ORTADA YOK, CİNAYETİN PLANLANARAK İŞLENDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Müşteki Meryem Öztürk de eşinin sanık Fahrettin Öztürk'ü sevdiğini ve güvendiğini belirterek, şunları söyledi: "Benim eşim, bir kardeşi ve Fahrettin'in babası 3 ortaktılar. Ancak diğer kardeşi başka iş yaptığı için ayrıldı. Fahrettin'in babası rahatsızdı bu yüzden tüm işleri eşim yapıyordu. Ancak eşit para alıyorlardı. Hasta diye abisine hiçbir laf etmezdi, severdi.  Eşimin öldürüldüğünü haberlerden öğrendim. O dönemde biz ev bakıyorduk. 900 bin TL ve 1 milyon arası bir rakamla ev alacaktık. Kredi ile almak istemiyorduk. Eşim bu paramızın biriktiğini söyledi. Fahrettin adına özel paramızın ve şirket paralarının bulunduğu bankadaki hesapta 200 bin Euro olduğunu biliyordum. Ancak Fahrettin lütfetmiş sadece 30 bin eurosunu bırakmış. Diğerlerinin hepsini almış. Ayrıca 15 tatilde oğlum işe gitmişti. İş yerindeki kasaya eşim açtığında dolar ve eurolar balya balya varmış. Olay sonrası kasadan sadece eşimin cep telefonu çıktı. Ben bu cinayetin para nedeniyle işlendiğini düşünüyorum. Eşim ile Fahrettin arasında herhangi bir problem yoktu, eşimin ona ve çalışanlarına kötü davranması gibi bir durum söz konusu değildir. Cezalandırılmasını istiyorum. Tartışma nedeniyle bu olayın olacağını düşünmüyorum. Bu kadar para ortada yok, cinayetin planlanarak işlendiğini düşünüyorum. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" diye konuştu.

SANIKLARIN BANKA HAREKETLERİ İNCELENECEK
Söz verilen sanık Fahrettin Öztürk, ailesinin avukatını azlettiğini belirterek, Baro'dan kendisine  avukat talep etti. Bir sonraki duruşmada sanık Fahrettin Öztürk'ün savunmasının alınmasına karar veren mahkeme heyeti, 4 sanığın cinayetten 3 ay ve 3 ay sonraki  banka hareketlerinin incelenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

İDDİANAME
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameye göre olay  26 Şubat 2019 tarihinde Başakşehir'de işlendi. Fahrettin Öztürk, Ferhat Yılmaz'dan temin ettiği silah ile  iş yerinin banyo kısmında abdest alan amcası Rıfat Rıza Öztürk'e silahla ateş etti. Amca Rıfat Rıza Öztürk yere düştü. Fahrettin Öztürk ve Ferhat Yılmaz, ölümünden emin olamadıkları Rıfat Rıza Öztürk'ün bıçakla boğazını kesti. Fahrettin Öztürk ve Ferhat Yılmaz,  gerçekleştirdikleri öldürme eyleminin delillerini gizlemek amacıyla  Rıfat Rıza Öztürk'ün kafasını bedeninden, kollarını dirseklerinden, bacaklarını da diz kapağından olmak üzere  vücudundan ayırdı. Rıfat Rıza Öztürk'e ait cesedi parçalara ayıran Fahrettin  Öztürk ve Ferhat Yılmaz,  ceset parçalarını valize ve  poşete koydu, araca yükledi. Fahrettin Öztürk ve Ferhat Yılmaz ile Yavuz Selim Köprüsü'nü geçerek, viyadük üzerinde durdu, maktulün vücut parçalarını valizden çıkartarak viyadükten aşağıya attı.  Ferhat Yılmaz, Fahrettin Öztürk ile lokale gitti. Lokalde bulunan Fatih Demir ve  Turgut Kundakçı  yaşanan olayı Ferhat Yılmaz ve Fahrettin Öztürk'ten öğrendi. Suç delillerini gizleme eylemine Fatih  Demir ve Turgut Kundakçı'nın iştirak etti.  4 sanık maktulün cesedine ait kollar, bacak ve kafa kısmı ile kıyafetlerini ayrı ayrı poşetledi ve araca yükledi. Araca binen 4 sanık buradan ayrılarak ayak parçalarının bulunduğu poşeti Kadıköy'de, diğer parçaları da farklı bir çöp konteynerine attı. İddianamede Fahrettin Öztürk (32) ile Ferhat Yılmaz'ın (37)  "Canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme", "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ve ""Ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanuna muhalefet" suçlarından birer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 1.5 yıldan 8'er yıla kadar hapislerini talep edilirken,  sanık Fatih Demir (29) ve Turgut Kundakçı'nın (26) "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 6 aydan 5'er yıla kadar hapisleri isteniyor.

Görüntü dökümü:
--------------
-Arşiv

============================

7- HAYVANSEVER KADINDAN, 'SOKAKLARDA KÖPEKLERİ BESLİYORUM DİYE DÖVDÜLER' İDDİASI

Serap ILGIN/İSTANBUL,-SARIYER'de 15 yıldır sokak hayvanlarını besleyen Ayşe Nurten Güler,  'Sizi ve köpekleri burada istemiyoruz' diyen karı kocanın saldırısına uğradığı iddiasıyla şikayetçi oldu.
Ayazağa'da oturan 50 yaşındaki Ayşe Nurten Güler, 15 yıldır, satın aldığı ve çevreden topladığı yiyeceklerle sokak hayvanlarını besliyordu. Güler, geçen Pazar akşamı iddiaya göre saat 22.30 sıralarında yine sokak köpeklerini beslemek için kasaptan aldığı etlerle sokakta yürürken, aynı mahallede oturan N.K. ve kocası C.K., kendisine hakaret etti. Aralarında çıkan tartışma sonrası Güler,  N.K. ve C.K.'nın saldırısına uğradı. İhbar üzerine olay yerine polis çağrıldı. Polis,  N.K. ve C.K.'yı, ifadelerini almak üzere polis merkezine götürdü. Güler ise ambulansla hastaneye kaldırıldı.

"KAFAMA VE VÜCUDUMUN SAĞ TARAFINA DOĞRU TAHTAYLA VURDULAR"
Tedavi altına alınan Güler, yaşadığı olayı şöyle anlattı: "Ben 105. Sokak'tan geçerken  bana hakaret ettiler ancak ben duymazlıktan geldim. O esnada kendileri eşya taşıyorlardı. Bir tahtayla köpeklerden birine vurdular, hayvan acı acı bağırarak yanıma geldi. Ben de gayet soğukkanlı bir şekilde 'Bunun da bir can taşıdığını öğrenemediniz' dedim. Bunun üzerine bana hakarette bulunmaya başladılar. Bana 'Bu sokaktan geçmenizi istemiyoruz. Bıktık köpeklerinizden' dediler. Ne olduğunu anlayamadan kadın bir anda üzerime atladı. Üzerimi komple yırttı. Eşi ise kafama ve vücudumun sağ tarafına doğru tahtayla vurdu. Köpeklerin yiyeceklerini yere fırlattılar. İnsanlar diyor ki 'köpek bana saldırdı', ben de diyorum ki 'insanlar bana saldırdı.' Sebebi ise sokak hayvanlarını besliyor olmam. Suçlu olan, mağdur olan benim. Bu köpeklerin hepsi bizim mahallemizin, Ayazağa halkı ve Türkiye'nin birçok yerinden yardım istiyorum."
Darp raporu alan Güler,  polis merkezinde kendisine saldıranlardan şikayetçi oldu.
N.K. ve C.K. ise polisteki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü:
-----------------------
(CEP TELEFONU)
-Darp edilen kadının ağlaması
-Polis arabası
-Yerdeki etleri yiyen köpekler
-Darp edilen kadının ambulansla hastaneye sevk edilmesi
(AKTÜEL)
-Darp edilen kadınla röportaj


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement