Dha Yurt Bülteni-3

1)SİİRT'TE PKK'LI TERÖRİST, ATAK HELİKOPTERİYLE ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

SİİRT'in Eruh İlçesi kırsalında bir grup PKK'lının tespit edilmesi üzerine güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonda, ATAK helikopteriyle bir terörist etkisiz hale getirildi.

Siirt Valiliği'nden yapılan açıklamada, dün Eruh İlçesi Çırpılı Jandarma Komutanlığı sorumluluk bölgesinde bulunan Şeyh Ömer Dağı bölgesinde bir grup terörist bulunduğu duyumu üzerine operasyon başlattığı belirtildi. Açıklamada, şöyle denildi:  "Siirt İl Jandarma Komutanlığı Özel Harekat timleri, Asayiş Komando timleri, güvenlik korucuları ve Siirt İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin katılımıyla İHA (İnsansız hava aracı) destekli operasyon başlatılmıştır. Aynı gün saat 20: 00 sıralarında bölgede tespit edilen 1 bölücü terör örgütü mensubu, 3'üncü Komando Tugay Komutanlığı'na bağlı ATAK taarruz helikopterleri vasıtasıyla etkisiz hale getirilmiştir. Bölgede yapılan arama tarama faaliyetinde 1 adet kalaşnikof piyade tüfeği, 5 adet şarjör, 1 adet gündüz görüş dürbünü, 1 adet el telsizi, 1 adet şemsiye, 2 adet el bombası ele geçirilmiştir. Bölgede bulunduğu değerlendirilen bölücü terör örgütü mensuplarını etkisiz hale getirmek için başlatılan operasyon aralıksız devam ettirilmektedir."

SİİRT,

===================================================

2)DARBE GİRİŞİMİ GECESİ, HAVA ÜSSÜ TELSİZİNDEN 'HAYIRLISI OLSUN' ANONSUNA SORUŞTURMA

İZMİR'de, Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturmada, örgüt elebaşı Fethullah Gülen'in 1 numaralı sanık olduğu 272 kişinin yargılandığı davada, o geceye ilişkin ortaya çıkan telsiz konuşmaları, tanık olan iki astsubay hakkında soruşturma başlatılmasına neden oldu. Darbe gecesi, Çiğli Hava Üssü'ndeki kule nöbetçi olan astsubaylar F.A. ile H.S. hakkında, uçuşa yasak kararını yetkili yerlere bildirmedikleri, ayrıca birbirleriyle yaptıkları telsiz görüşmelerinde, 'Güzel olmuş', 'Hayırlısı olsun' diye anons ettikleri gerekçesiyle, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Cumhurbaşkanına suikaste teşebbüs' suçlamasıyla mahkeme heyeti tarafından suç duyurusunda bulunuldu.

15 Temmuz darbe girişiminin İzmir bölümüne ilişkin sürdürülen soruşturma sonrasında, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in 1 numaralı sanık olduğu 267 kişiye, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, Cumhurbaşkanına suikaste teşebbüs etme' suçlarından dava açıldı. Soruşturmada hazırlanan ek iddianame ve dosyaları birleştirilen 5 kişi daha dosyaya ilave edilince, yargılanan sanık sayısı 272'ye çıktı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ihraç edilen, darbe girişiminde bulunan 'Yurtta Sulh Konseyi'nce Manisa ve İzmir'de sözde 'sıkıyönetim komutanı' ilan edilen, dönemin Ege Ordu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen, NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Salih Sevil, Bornova 57'inci Topçu Tugayı Komutanı Tuğgeneral Mehmet Nuri Başol, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız, Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur, Hava Teknik Okulları Komutanı Tümgeneral Ahmet Cural, Amfibi Gemiler Komutanı Tuğamiral Erdal Ergün, Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı Tümgeneral Mustafa İlter, İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Osman Nadir Saylan, Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Süleyman Manka, Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Veyis Savaş ile Gaziemir Hava Sınıf Okulları Komutanı Tuğgeneral Ersal Ölmez'in de aralarında bulunduğu sanıkların, Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunda yargılanmaları sürüyor.

TANIKLIKLIKTAN SORUŞTURMAYA

Sanıkların ifade ve çapraz sorgularının tamamlanmasından sonra tanıkların dinlenmesine geçilen davada, ortaya çıkan telsiz konuşmaları, soruşturmaya yeni askerlerin alınmasına neden oldu. Buna göre duruşmada darbe gecesine ilişkin Çiğli Hava Üs Komutanlığı'ndaki iki kulede görevli olan Astsubay H.S. ile Astsubay F.A.'nın bilgisine başvuruldu. Ancak dinlenen telsiz konuşmalarında, iki nöbetçi astsubayın darbe gecesi birbirlerine darbeyi kastedip 'Güzel olmuş', 'Hayırlısı olsun' diye telsizden anons ettikleri belirlendi. Ayrıca Hava Kuvvetleri Komutanlığı adına gönderilen uçuş yasağı kararlarını da yine yetkili yerlere bildirmedikleri saptandı. İki astsubayın böylelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele suikast girişiminde bulunun timleri taşıyan helikopterlerin de kalkmasına engel olmadıkları tespit edildi. Bu gelişmeden sonra mahkeme heyeti, kule görevlisi iki astsubay hakkında 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Cumhurbaşkanına suikaste teşebbüs' suçlamasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Mahkemede ortaya çıkan bu yeni ayrıntılar üzerine, iki asker hakkında dava açılması için Cumhuriyet Savcılığı'nın tekrar soruşturma yaptığı belirtildi.

Taylan YILDIRIM/İZMİR, -

=====================================================

(ÖZEL)

3)YOLA SAÇILAN PAMUKLAR GEÇİM KAYNAĞI OLDU

TÜRKİYE'nin pamuk üretiminin önemli bölümünün yapıldığı Şanlıurfa'da çiftçiler tarlalarda hasada başlarken, dar gelirli aileler yola saçılan kirli pamukları satarak aile bütçelerine katkı sağlıyor. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında sulu tarımın yaygınlaştığı Harran Ovası'nda pamuk, çiftçinin umudu olmaya devam ediyor. Tekstil, yağ sanayi ve hayvancılık sektöründe önemli oranda ham madde sağlayan pamuk hasadının başlamasıyla birlikte bölgede 'beyaz altın' olarak adlandırılan pamuk tarlalarında sabahın ilk ışıklarıyla tarlaların yolunu tutan ve akşama kadar pamuk toplayan işçilerle dolup taşıyor. Satılmak için özel kasa yapılan kamyon ve traktörlere istiflenen pamukların geri kalan kirli veya yola saçılmış pamuklar ise çoğu Suriyeli olmak üzere gar gelirli ailelerin geçim kaynağı olmaya başladı. Kamyonlardan yola savrulan kirli pamukları toplayan dar gelirli aileler, bunları kilosunu 1 lira 20 kuruştan yol kenarına kurulan seyyar komisyonculara satıyor. Şanlıurfa- Akçakale karayolu üzerinde aralarında kadın ve çocukların bulunduğu kişiler gün boyunca torbalarına istifledikleri kirli pamukları satarak aile ekonomilerine katkı sağlamaya çalışıyor.

Yolda pamuk toplamanın tarlaya göre çok kolay olduğunu ifade eden Abbas Akbaş, "Benim 6 çocuğum var. Onlara bakabilmek için yol kenarına saçılan bu pamukları topluyorum. Bazen günlük 40- 50 kilo pamuğu bu yolda topluyorum. Daha sonra bunu yol kenarındaki komisyonculara yarı fiyatına satarak elime 40- 50 lira geçiyor "dedi.

Yol kenarında pamuk toplayan Suriyeli Muhammet Faris ise, "Ben ve oğlum yol kenarına saçılan bu pamukları toplayarak satıyoruz. Elimize geçen 30- 40 lirayı ev ihtiyaçlarında kullanıyoruz" diye konuştu.

Trafiğin yoğun olduğu Şanlıurfa-Akçakale karayolunda pamuk toplayanlar zaman zaman kazalara adeta davetiye çıkarıyor.

Görüntü Dökümü

-----------------------------------

Yol kenarına savrulan pamuklar

Yol kenarındaki pamukları toplayıp çuvala dolduranlar

Topladıkları pamukları yol kenarındaki komisyonculara satanlar

Genel ve detay görüntüler

( Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 162 MB

=======================================================

4)UYUŞTURUCUYA İSOTLU KAMUFLAJ İŞE YARAMADI

ADANA Emniyet Müdürlüğü ekipleri şüphe üzerine durdurduğu otomobilde 35 kilo esrar ele geçirdi. Gözaltına alınan otomobilin sürücüsünün yakalanmamak için uyuşturucu paketlerinin üzerine yemek yağı ve isot olarak bilinen acı biberi sürdüğü ortaya çıktı. Kent merkezinde asayiş kontrolü yapan Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi Narkotim polisleri, durdurdukları otomobilin sürücüsü 39 yaşındaki A.Z.'nin davranışlarından şüphelendi. Getirilen hassas burunlu narkotik köpeği, 'Coco' yardımı ile yapılan aramada otomobilin bagajındaki valizler içerisinde 35 kilo esrar bulundu. Zanlının köpekli aramada yakalanmamak için, paketlerin üzerine sıvı yağ ve isot biberi sürdüğü ortaya çıktı. Diyarbakır'dan geldiği tespit edilen A.Z., Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Buradaki sorgusunda uzun süre gözyaşı döken şüpheli, para karşılığında bu işi yaptığını öne sürdü. Adliyeye sevk edilen İşlemleri tamamlanan A.Z. tutuklandı.

Görüntü Dökümü

------------------------

Polis ekibinin yol kontrolünden görüntü

Narkotik köpeğinin bir otomobilde arama yapması

bagajdaki bavullardan görüntü

Polisin bavulları dışarı çıkarması

Bavulların içindeki esrar paketlerinden görüntüler

SÜRE: 01'32"    BOYUT: 94,2 mb

Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,

================================================

5)ARDAHAN'DA ŞAİR, ŞİİR VE AŞİK GÜNLERİ

ARDAHAN Üniversitesi tarafından, bölgenin önemli değeri olan aşıklık geleneği ile şairliğin ve şiirlerin yaşatılıp, geleceğe aktarılması mamacıyla ilk kez "Kafkaslardan Anadolu'ya Şair, Şiir ve Aşık Günleri" etkinliği düzenlendi.

Hoca Ahmet Yesevi Konferans salonunda düzenlenen ve iki gün boyunca devam eden etkinlik, tanınmış şair ve yazarların 'Dede Korkut Coğrafyasında Aşk ve Şiir' konferansı ile başladı. Soru cevap şeklinde devam eden konferansın ardından şiirler okundu, 'aşk ve şiir' konulu resim sergisinin açılışı gerçekleştirildi. Etkinliğin ikinci gününde sahne alan halk ozanları ise saz eşliğinde söyledikleri türküler ve sert atışmalarla etkinliğe renk kattı. Halk ozanlarının değişleri, büyük beğeni topladı.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Türkiye Yazarlar Birliği Erzurum Şube Başkanı Hanefi İspirli, şiirin medeniyet olduğuna dikkat çekerek, "Şiirin, sanatın, kitabın ve edebiyatın konuşulduğu yerde insanın yüreği vardır. Orada yüreğimiz vardır. Tarihin hiçbir döneminde şairlerin arasından kötü insan çıkmamıştır. Onun için bu bölümle ilgili olarak öğrencilere şunu söylemek istiyorum. Şiirle uğraşın, şiir okuyun. Yazamıyorsanız dinleyin, birbirinize şiirle seslenin. Çünkü şiir bir medeniyettir, medeniyetin kurucu anahtarıdır. Eğer şiiriniz yoksa medeniyetten gelecekten bahsetme şansınızda yoktur" diye konuştu.

ARÜ Rektörü Pof. Dr. Mehmet Biber yaptığı konuşmasında, "'Kafkaslardan Anadolu'ya Şiir, Şair ve Aşık Günleri-1" programını başlattık. Bundan sonra da programlarımız ikincisi, üçüncüsü ve devamını geleneksel olarak devam edeceği ümidindeyiz ve bunun azmi içerisinde olacağız. Şairlerin söylediğini herkes söyleyemez. Çünkü şairin söylediği şiirdir. Merhum Cemil Meriç, karanlıkları devirmek ve aydınlık bir çağın kapılarını açmak için en mükemmel silahın kalem olduğunu söyler. Dirileceğimiz yer kalemdir ve onun yazdıklarıdır. Medeniyetin ve aydınlığın yegane aracı kalemdir. ve bu kalemin de yazdığı: Şiirdir. Makaledir. Hikayedir. Romandır. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim'de de bir surenin adı Kalemdir ve bu sure 'Kaleme ve onun yazdıklarına and olsun' diye başlar. Buradan baktığımızda yaptığımız işin ciddiyetini, yaptığımız işin nasıl, ne kadar büyük bir iş olduğunun altını tekrar çizmek için bunları vurgulamak istedim" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Saygı duruşu ve istiklal marşı

Hanefi İspirli'nin konuşması

-Rektör Biber'in konuşması

-Belediye Başkan Vek. Günal'ın konuşması

-Resim sergisi açılışlı ve serginin gezilmesi

-Konferans

-Şiirler

-Aşıkların türküleri

-Genel, detay görüntüler

Haber-Kamera: Dinçer AKTEMUR/ARDAHAN, , (606 MB/19: 02 Dk)

================================================

6)KAYMAKAM ÇETİN PARKE TAŞI VE PEYZAJ ÇALIŞMALARINI DENETLEDİ

Muş'un Varto ilçe Kaymakamı ve Belediye Başkanı vekili Mehmet Nuri Çetin, Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerince mahallelerde yürütülen çalışmaları inceledi.

Gümgüm Mahallesi'ndeki Nahır Yolu Sokakta devam eden çalışmalar hakkında Fen İşleri Müdürlüğü ve yetkililerden bilgi alan Kaymakam Çetin, çevreye duyarlı ve kent estetiğine önem veren bir anlayışla çalışmaları sürdürdüklerini söyledi. İlçedeki yolları sıcak asfaltla yenileyerek, Nahır yolunda yapılan sıcak asfaltın ardında kilitli parke taşı ve peyzaj çalışması başlatarak yolu yürüyüş parkuru olacak şekilde vatandaşların hizmetine açacaklarını belirten Çetin, "Varto çok güzel bir ilçe olacak" dedi. İlçe Jandarma Bölük Komutanı Binbaşı İsmail Terzi ile birlikte incelemelerde bulunan Kaymakam Mehmet Nuri Çetin sokakta karşılaştıkları çocuklarla sohbet etti ve kendilerinden bir isteklerinin olup, olmadığını sordu. Çocuklarla derslerinde başarılar dileyen Kaymakam Çeti hatıra fotoğrafı çektirdi.

Görüntü Dökümü

--------------------------

-Kaymakam yapılan çalışmaları incelerken

-Çetin'in açıklamaları

-Kaymakamın çocuklarla sohbet etmesi

( Haber-kamera: Fatih ÇELİK/ MUŞ/ VARTO,

SÜRE 58.1 boyut: MB 01 dk 53 sn)

===========================================================

7)KOLUKISA: VELİYİ VE ÖĞRENCİYİ TEDİRGİN ETMEK DOĞRU DEĞİL

EĞİTİMCİLER Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, sınav sistemlerinin değiştirilmesiyle ilgili, "Veliyi ve öğrenciyi tedirgin etmek doğru değil. Kaldırma kısmı tamam da getirme kısmı halen daha eksik" dedi.

Eğitim-Bir-Sen Burdur Şubesi'nin il divan toplantısı bir restoranda yapıldı. Toplantıya Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Hüseyin Çetinkaya ile sendika üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, değiştirilen sınav sistemleriyle ilgili eleştirilerde bulundu. Eğitimin kendi içerisinde birçok meselesi olduğunu söyleyen Kolukısa, sistem değişmeden önce yapılacak değişikliğe karar verilmesi gerektiğini aktardı. Arızaları tespit edip bunları giderecek yeni model geliştirip eğitim paydaşları ve sahadaki uygulayıcılarla işbirliği ve fikir alışverişi yapılması gerektiğini vurgulayan Kolukısa, "'Değerli vatandaşımız, çok kıymetli öğrenciler, sayın veliler, TEOG'un şöyle şöyle sıkıntıları vardı, biz dersimize çalıştık, bu sıkıntıları giderdik, eksileri artı yaptık, artılarını devam ettiriyoruz, yeni ölçme ve yerleştirme modelimiz budur' dendiğinde herkes yeniyi konuşurdu. Şu anda hala eskiyi konuşuyoruz ve ortada benimsenmiş bir formül, kamuoyuyla paylaşılmış bir model yok. Veliyi ve öğrenciyi tedirgin etmek doğru değil. Kaldırma kısmı tamam da getirme kısmı halen daha eksik" diye konuştu. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sistemini eleştiren Kolukısa, şunları söyledi: "Önce kaldırılacağı söylendi. Sonra herhangi bir değişiklik olmayacağı deklare edildi, ardından apar topar yeni bir model getirildi, masaya konuldu. Hala tartışılıyor. Çünkü kendi içinde bir sürü eksiği var. Sadece belirli dersleri merkeze alarak, diğer dersleri dışlayarak öğrencinin ilgi alanının dışına iterek, belli dersleri tamamen ağırlıklı hale getirip diğer dersleri kötürümlüğe sürükleyecek anlayış doğru bir ölçme anlayışı değildir. Belli derslerin ağırlığı diğerlerinden fazla olabilir ancak bütün derslerin formülasyonda yerinin ve payının olması gerekir. Çünkü herkes bu ülkede akademik başarıya odaklanmış, sınavı kazanıp kendisine itibar kazandıracak bir mesleğin mücadelesini veriyor. Herkesin kaygısı bu iken bu kaygıya kayıtsız kalacak hiçbir formül kendi içinde doğru bir formül değildir. Hiç bir zaman da kamuoyu tarafından tam olarak kabul görmeyecektir."

Sınavla ilgili ders kapsamının genişletilmesi gerektiğini kaydeden Kolukısa, şöyle devam etti:

"Bir sınav yapıyoruz sonra tartışıyoruz. 'Bir sınavla çocuğun kaderi mi belirlenir kardeşim? ya çocuğun o günkü durumu müsait değilse' diyoruz, sınav sayısını artırıyoruz. Birkaç sene sonra 'bu kadar sınav mı olur kardeşim, bu sınav sayısını azaltalım' diyoruz, geri tek sınava dönüyoruz. Şimdi bu sefer de başka bir formül bulduk. İki sınav yapıyoruz ama bir sınavmış gibi yapıyoruz. Bir sınav yapıyoruz ama iki sınavmış gibi yapıyoruz. Birinin sonucu belli olmadan çocuk diğerine girecek. En azından diğerinde birincisinin sonucunu öğreniyordu ikincisinde telafi edebilecek bir şey varsa telafi ediyordu. Şimdi hem iki sınav yapıyorsun, hem telafi süresi vermiyorsun. Bu boyutlarıyla bu da tartışmalı. Bu konuda da yeni adımlar atılması gerektiğini buradan bir kez daha yineliyorum."

Şube Başkanı Murat Bulut, konuşmasının ardından Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa'ya plaket verdi.

Görüntü Dökümü

------------

Kuran okunması

Murat Bulut'un konuşması

Şükrü Kolukısa'nın konuşması

Salondan detay

Plaket takdimi

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,