Dha Yurt Bülteni-8 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-8

1)ŞEHİT ÖĞRETMENİN INI ASARKEN SİLAHLI SALDIRIYA UĞRAYAN İŞADAMI ÖZER O ANLARI ANLATTITUNCELİ'de 23 yaşındaki öğretmen Necmettin Yılmaz'ın şehit edildiği bölgeye giderek öğretmenin fotoğrafı ve Türk bayrağı asan iş adamı Abdullah Özer, arkadaşı Cahit Sağlam ile birlikte yaşadıkları silahlı...

20.07.2017 14:52

1)ŞEHİT ÖĞRETMENİN INI ASARKEN SİLAHLI SALDIRIYA UĞRAYAN İŞADAMI ÖZER O ANLARI ANLATTI

TUNCELİ'de 23 yaşındaki öğretmen Necmettin Yılmaz'ın şehit edildiği bölgeye giderek öğretmenin fotoğrafı ve Türk bayrağı asan iş adamı Abdullah Özer, arkadaşı Cahit Sağlam ile birlikte yaşadıkları silahlı saldırı anını anlattı. İş adamı Özer'in  kendi silahıyla karşılık verdiği olay tablet kamerayla da kaydedildi.

SİLAHLI SALDIRIYA UĞRADI, TABANCASIYLA KARŞILIK VERDİ

Trabzon'da uluslararası nakliyecilik şirketi sahibi iş adamı Abdullah Özer, tatil için memleketi Gümüşhane'ye giderken Tunceli- Pülümür karayolunda PKK'lı teröristler tarafından kaçırılan ve ardından şehit edilen öğretmen Necmettin Yılmaz'ın saldırıya uğradığı bölgeye karayoluyla giderek terör eylemlerine tepki vermek istedi. Öğretmen Necmettin Yılmaz'ın şehit edildiği bölgeye gelen iş adamı Özer ve arkadaşı Cahit Sağlam, tünel girişindeki elektrik direklerine ip gererek şehit öğretmen Yılmaz'ın fotoğrafını, "Bu elleri ayıramayacak, bu vatanı bölemeyeceksinizö yazılı afiş, iki tane de Türk bayrağı astı. Özer ve Sağlam, bu sırada çevrede bulunan terörist grubun silahlı saldırısına uğradı. Özer de ruhsatlı tabancasıyla teröristlere karşılık verdi. Yaşanan bu anlar tablet kamerası tarafından görüntülendi. Teröre Türk bayrağıyla mesaj vermek isteyen Özer, saldırı anına ilişkin yaşanan görüntüleri sosyal medya hesabından paylaştı.

'YA ADAM GİBİ YAŞAYACAKSINIZ, YA DA İT GİBİ ÖLECEKSİNİZ'

Görüntülerde yanına isabet eden mermiyle kısa süreli şaşkınlık yaşayan Özer'in, "Bu ülkede Necmettin öğretmenler de Aybüke öğretmenler de bitmez. Bu ülke hainlere, itlere, teröristlere bırakılamaz. Kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi öğretmenler kandil gibidir, bu ışıklar bitmez. Burası Türkiye Cumhuriyeti bu bayrağın altında ya adam gibi yaşayacaksınız, ya da it gibi öleceksiniz" dediği, silahıyla saldırganlara karşılık verdiği, ardından da aracına binerek korunmaya çalıştığı görüntülere yansıdı. Abdullah Özer ve Cahit Sağlam'ın yara almadan kurtulduğu olay anına ait görüntüler sosyal medyada hızla paylaşıldı.

CHP İL BAŞKANI GÜDER'E TEŞEKKÜR

Yaşadığı olaya ilişkin DHA'ya konuşan iş adamı Abdullah Özer, "Öğretmenimiz kaçırıldıktan sonra bayramın ikinci gününde de bölgeye gittim. Hem oradaki kahramanlarımızla bayramlaşmak, onlara moral vermek, hem de öğretmenimizle ilgili belki bilgi edinirim  düşüncesiyle bölgeye gittim. Biz demokrasi nöbetindeyken öğrendik ki öğretmenimizi haince öldürerek bir dereye attılar. Şükürler olsun ki bir vatandaşımız öğretmenimizi gördü ve öğretmenimizin naaşı ebediyete uğurlandı. Teröre tepki vermek ve CHP İl Başkanı Ali Rıza Güder'e teşekkür için Tunceli'ye seyahat planladım. CHP İl Başkanı'nı telefonla arayarak teröre karşı yaptığı açıklamadan ötürü teşekkür ettim. Tüm siyasilerinde böyle açıklama yapmasını bekliyorum. Tunceli'de yapılan açıklamayla Trabzon'da yapılan açıklama arasında çok fark var" dedi.

'YETİŞEMEYECEKLERİNİ ANLAYINCA ATEŞ ETMEYE BAŞLADILAR'

Saldırgan teröristlerin kendilerini sağ elde etmek istediklerini anlatan Özer şöyle konuştu:

"Kendimce bir tasarım yaptım. Türk bayrağı üzerine, öğretmenimizin resmini koydum, yanına da, 'Bu elleri ayıramayacaksınız, bu vatanı bölemeyeceksiniz' diye yazdım. Yanımıza Türk bayraklarını da alarak arkadaşımız Cahit Sağlam ile yola çıktık. Tunceli'den Pülümür'e 28'inci kilometrede hazırladığımız bayrak ve pankartı iple astık. Biz bu işlemi yaparken sonradan anlıyoruz ki terör mensupları bizi fark etti. Bize doğru geliyorlardı ve bizi sağ olarak yakalamak istiyorlardı. Biz direkten inince yetişemeyeceklerini anlayınca ateş etmeye başladılar. Biz de anında tepkimizi verdik. Elimizdeki silahımızla onlara ateş ederek 1-2 saniye kazanmış olduk. Arabaya bindik, o arada çekim için kullandığımız tableti orada unuttuğumuzu fark ettik. Ateş sırasında tableti de aldık. O sırada yine bir iki el daha ateş edidi isabet olmadı. Çünkü açılarından çıkmış olduki."

'İKİNCİ MERMİ AYAĞIMIN DİBİNE GELDİ'

Kendilerine uzun namlulu silahla yaklaşık 400 metre mesafeden 8 el ateş edildiğini dile getiren Özer şöyle devam etti: " Daha sonra Tunceli'ye geldiğimizde olayı yetkililere anlattık. İHA'lar orada uçuşlara başladı. Biz yaklaşık 4 saat ifade verdik. Kurşunun biri pantolonu deldi ama vücüda temas etmedi. Sıyırdı, az bir kızarıklık oluştu. Hastaneye gittik ve gerekli işlemleri yaptık. Doğuda hangi siyasi parti olursa olsun yapılan bir açıklama bizi mutlu etti. Yaptığı konuşmadan dolayı Tunceli CHP İl Başkanı'ndan Allah razı olsun. Olay yerinde yapılan incelemelerde uzun namlulu silahla 8 el ateş edildiği tespit edildi. İlk kurşun direğin dibine geldiğinde ben mantar gibi bir şey patladı zannettim. 400 metre gibi bir mesafeden atıldığı söylendi. Toz çıktı, ikinci mermi de ayağımın dibine geldi. Silahımı çektim, mermi zaten namludaydı. Hazırlıklıydık, hissediyorduk olacakları.  Giderken Cahit abiye, 'Sen arabada dur, her hangi bir durumda gider yardım getirirsin' demiştim."

TERÖRİSTLERİN ETKİSİZ HALE GETİRİLDİĞİNİ ÖĞRENDİ

Kendilerine saldıran terörist grubun etkisiz hale getirdiği bilgisini edindiğini ifade eden Özer, "Daha önce o bölgede bayrak astığımızda bir yetkili bana, 'Buraya bayrak asmayın, provokatörlük yapmayın' dedi. Türk bayrağını provokatörlük olarak gören yetkililerimiz var. Bunu üzülerek söylüyorum. Bunlara devletimiz el atsın. Onların demesine rağmen ben şanlı Türk bayrağımızı ve Cumhurbaşkanımızın fotoğrafını asmıştım daha önce. Şu anda gittiğimde orada yok ama bir günde olsa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının terörü tiye almadığını göstermek istiyoruz. Topraklarımızda terörün hiç bir gücü dolaşmamızı engelleyemez. Terör örgütüyle gerçek mücadele 15 Temmuz'dan sonra başladı. 2016 yılından beri Doğu'ya gidiyorum, işimi gücümü bıraktım ve hiç kimseden destek beklemeden bu tür tepkimi ortaya koyuyorum. Çünkü ben rahatsız oluyorum. Benim bayrağımla Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde dolaşmamı engelleyecek sadece Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bundan başka hiç bir güç beni engelleyemez. Bunu başaramadılar,  Allah'ın izniyle de başaramayacaklar inşallah. Tüm vatandaşlarımızın bu sorunlu olarak görülen bölgeye gitmesini istiyorum. Çünkü Trabzon neyse Şırnak, Tunceli aynı, İstanbul aynı. Bunu göstermek gerekir. Vatandaşlarımız seyahatlerini Doğu'ya planlayarak yaparsalar inanın teröristler kaçacak delik arayacaklar. Bir Türk vatandaşının astığı bir bayrak Türkiye Cumhuriyeti'nin attığı bir füzeye, bir rokete eş değerdir. Resmi olmayan bilgiye göre orada 5 tane leş varmış. İnşallah bu kısa zamdan açıklanır. Bu gurup şehit öğretmenimizin afişi ve bizim sayemizde mağaralarından çıkan itlerin sonu oldu. Bunlar bize saldıran gruptu. Güvenlik güçleri arkadaşlarımız aradı, 'Sağ olun' dediler. Oradan fotoğraf bekliyorum; bakalım bize ateş edenler yakışıklı mı? Nedir, neyin nesidir bekliyorum" diyerek konuşmasını noktaladı.Bu arada iş adamı Abdullah Özer,  daha önce Şırnak'ın Şenoba bölgesinde 31 Mayıs akşamı yüksek gerilim tellerine çarparak düşen helikopterde şehit olan 13 askerin fotoğraflarının yer aldığı dev Türk bayrağını da, 2 bin 900 rakımlı Kato Dağı'na asarak teröre tepki göstermişti.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Özer'in açıklamaları

-Detaylar

-Bayrak asma görüntüleri

Haber-Kamera: Fatih TURAN-TRAZON DHA)

====================================================

2)VİNÇ SEPETİYLE ÇATIYA ÇIKARTILAN İŞÇİLER HALAT KOPUNCA DÜŞTÜ: 2 ÖLÜ, 4 YARALI/ Ek görüntü dökümü

Görüntü Dökümü

--------------------------

Fabrikadaki cenaze aracının görüntüsü

Vincin görüntüsü

Adana Valisi Mahmut Demirtaş'ın fabrikaya gelmesi

Bilgi alması

SÜRE: 01'04"   BOYUT: 66 MB

Haber: Çağlar ÖZTÜRK -Kamera: Eser PAZARBAŞI/ADANA,

====================================================

3)KAÇIRMAK İSTEDİĞİ ÇOCUĞUN AİLESİNİN ŞİKAYETİYLE YAKALANDI

MANİSA'daki parklarda, kız çocuklarına cep telefonundan porno görüntüler izletip, cinsel istismarda bulunduğu ve 9 yaşındaki bir kız çocuğunu kaçırmaya çalıştığı ileri sürülen 36 yaşındaki A.A. (Arif Alıncak), saklandığı evde polis tarafından gözaltına alındı. Sağlık kontrolüne götürüldüğü hastanede vatandaşlar tarafından linç edilmek istenen A.A., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Yeni Mahalle'deki bir çocuk parkında geçen 13 Temmuz akşamı 9 yaşındaki bir kız çocuğu bir kişi tarnafından bileği kıvrılıp, ağzı kapatılarak kaçırılmak istendi. Küçük kızın durumu anlattığı ailesi Manisa İl Emniyet Müdürlüğü'ne şikayetçi oldu. Şikayet üzerine harekete geçen polis, çocuğun ifadesinden yola çıkarak kendisini kaçırmak isteyen kişinin daha önce bir okulda özel güvenlik görevlisi olduğunu belirledi. Bu bilgiden yola çıkan polis, özel güvenlik şirketlerini tek tek incelemeye alıp şüphelinin çeşitli suçlardan sabıkalı olan ve bir süre önce cezaevinden çıktığı belirlenen 36 yaşındaki A.A. olduğunu tespit etti. Polis, operasyon düzenleyip, A.A.'yı saklandığı evde dün (çarşamba) saat 22.00 sıralarında yakalayıp, gözaltına aldı. Soruşturmayı derinleştiren polis, A.A.'nın bir hafta boyunca aynı parka gelip, kız çocuklarına önce cep telefonundan oyun oynattığı ardından da porno videolar izletip, cinsel istismarda bulunduğu, bunu ilçedeki diğer parklarda da yaptığını belirledi. Bu sabah Manisa Devlet Hastanesi'ne sağlık kontrolüne götürülen şüpheli A.A., burada vatandaşlar tarafından linç edilmek istendi. Polis, A.A.'yı öfkeli kalabalığın arasından hızla uzaklaştırıp, İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürdü. Burada mağdurlar tarafından da teşhis edilen A.A., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Şüphelinin adliyeye sevk edilmesinden görüntü

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ersan ERDOĞAN/ MANİSA,

=======================================================

4)İŞYERİ YANDI, MALİYE CEZA KESTİ, 9 YILDIR DANIŞTAY'IN KARARINI BEKLİYOR

İZMİT'te, Mustafa Patır'ın sahibi olduğu gıda firması 10 yıl önce yandı. Maliye, 2004 yılı ile 2007 yılları arasındaki faturaları talep ederken, yangın nedeniyle evrakları sunamayan Mustafa Patır'a 6 milyon lira ceza kesildi. Mustafa Patır karara itiraz ederek firmalardan talep ettiği faturaları vergi mahkemesine sundu. Mustafa Patır'ın talebi geri çevrilirken, Danıştay kararı bozdu. Maliye'nin itirazı üzerine 9 yıldır Danıştay'ın karar verilmesi bekleniyor. Mustafa Patır tüm mal varlıklarının hacizli ve blokeli olduğunu, 9 yıldır Danıştay kararını beklediklerini söyledi. İzmit Toptancılar Sitesi'nde gıda toptancılığı yapan Mustafa Patır'a ait işyeri 16 Ekim 2007 tarihinde elektrik kontağı sonucu çıkan yangında yandı. Yangının şokunu atlatamayan Mustafa Patır daha sonra vergi şoku yaşadı. Gebze'de bir firmayı denetleyen vergi denetmenleri, firmanın Mustafa Patır'a firmadan mal alım satımı yaptığını tespit etti. Daha sonra Mustafa Patır'ın firmasını mercek altına alan vergi denetmenleri, 2004 ile yangının olduğu 2007 yılları arasındaki faturaları talep etti. Mustafa Patır yangın nedeniyle gerekli evrakları sunamayınca yaklaşık 6 milyon lira ceza çıkarıldı. Bunun üzerine Mustafa Patır, Kocaeli Vergi Mahkemesi'nde dava açtı. Mustafa Patır, mahkemenin talebini geri çevirmesi üzerine bu kez yerel mahkemenin kararını Danıştay'a taşıdı. Danıştay kararı bozarken, Maliye yeniden karara itiraz etti. Danıştay'dan gelecek kararı bekleyen Mustafa Patır, "Firma 1924 yılında dedem Selahattin Patır tarafından kuruldu. Kocaeli'nin en eski firmalarından biridir. 16 Ekim 2007'de bir yangın geçirdik. Yangında şaibe olmadığına dair, evrakların yandığına dair karar var. Gebze'de incelenen bir firmadan sonra bizden de Maliye evrakları istedi. Biz elimizdeki dokümanları, mahkeme kararlarını sunduk. Bunları Maliye dikkate almadı, bizden gecikme zammıyla beraber 6 milyon lira para istendi" dedi.

HERŞEY BLOKELİ, HACİZLİ

Mahkemeye 40 klasör sunduğunu fakat 8 klasörün kaybolduğunu iddia eden Mustafa Patır, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Maliye'ye karşı bütün sorumluluklarımızı yerine getirmişiz, bütün hukuki işlemler yapılmış. Mahkemenin ara kararıyla firmalardan tekrar faturaları istedik, mahkemeye sunduk. Fakat mahkemeden bilirkişiye eksik gitti. 40 klasör götürdük, bilirkişide 32 tane vardı. 8 tanesi mahkeme arşivinden çıktı karardan sonra. Danıştay buna istinaden yürütmeyi durdurdu. Sonra bizim lehimize davayı bozdu. Danıştay'dan karar bekliyoruz, 9 senedir sürüyor. Bu süreçte her şeyimizi kaybettik, ekonomik olarak her şeyi sıfırladık. Her şey zaten hacizli, blokeli" diye konuştu.

FETÖ İDDİASI

Patır, kendileriyle ilgili raporu hazırlayan kişinin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edildiğini belirterek, şöyle konuştu:  "Bütün bu raporları yazan K.E. isimli vergi denetmeni geçen yıl 20 Temmuz'da FETÖ kapsamında ihraç edildi. İşin bir de bu tarafı var. Bu taraf ayrı bir konu yani. Bu durum bizim Zaman gazetesine abone olmamamızdan kaynaklandı. Bunu 15 Temmuz'dan sonra öğrendik. Biz de bu işin çok ciddi bir mağduruyuz. Her şeyimizi kaybettik. Çok samimi dostumun destekleriyle ayakta kalıyoruz. Karar geldikten sonra biz de Maliye'ye tazminat davası açacağız ama herhalde o da 10 sene sürer, görür müyüz görmez miyiz o da tartışılır bu sağlık problemleriyle. Bu da Türkiye'nin bir gerçeği sistem maalesef namuslu insanlara düşman"

Görüntü Dökümü

----------------------

Mustafa Patır ile röp.

Mustafa Patır'dan görüntüler

(Haber: Ergün AYAZ/Kamera: Alişan KOYUNCU-İZMİT/DHA

======================================================

5)EMEKLİ KÜTÜPHANE MÜDÜRÜ, EVİNDE ÖLÜ BULUNDU

Atatürk Üniversitesi Kütüphane Müdürlüğü görevinden emekli olduktan sonra Erzurum'da tek başına yaşayan 70 yaşındaki Salih Ogur, evinde ölü bulundu.

Olay, Gez Mahallesindeki Kuşkay Sitesinin dördüncü katında meydana geldi. Atatürk Üniversitesi Kütüphane Müdürlüğünden emekli olan Salih Ogur'dan haber alamayan arkadaşları, evinin kapısını çaldılar. Kapının açılmaması üzerine Mahalle Muhtarı Tahir Sağsöz'e ve ardından durum polise bildirildi. Kapının açılmaması üzerine cumhuriyet savcısının talimatıyla çilingir çağrıldı. Çilingirin açtığıkapıdan içeri girenler, yatak odasında Salih Ogur'un cansız bedeni ile karşılaştı. Salih Ogur'un cenazesi Olay yeri inceleme ekiplerini yaptığı inceleme sonrası kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Erzurum Adli Tıp Kurumuna götürüldü.

Arkadaşları, 3 günden beri telefonlara yanıt alamadıklarını belirttiler. Salih Ogur'a prostat kanseri teşhisi konulduğunu ifade eden arkadaşları, ısrar etmelerine rağmen hastanede tedavi olmaya razı edemediklerini bildirdiler.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Kuşkay sitesi

-Sitenin önünde toplanan arkadaşları

-Sağlık ekipleri ve arkadaşlarını evinin kapısının önünde beklemesi

-Arkadaşı ile röp

-Muhtar Tahir Sağsöz ile röp

-Cesedin kokmasından dolayı maske takan arkadaşları ve sağlık ekipleri

-Cesedin çıkarılarak ambulansa bindirlmesi

-Ambulansın gidişi

Haber-Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

SÜRE: 03.45 BOYUT: 224 MB

Görüntü Dökümü

--------------------------

Fabrikadaki cenaze aracının görüntüsü

Vincin görüntüsü

Adana Valisi Mahmut Demirtaş'ın fabrikaya gelmesi

Bilgi alması

SÜRE: 01'04"   BOYUT: 66 MB

Haber: Çağlar ÖZTÜRK -Kamera: Eser PAZARBAŞI/ADANA,

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement