Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Her türlü saldırıya göğüs gererek, Türkiye'yi büyütmeye devam edeceğiz, demokrasimizi ilerletmeye devam edeceğiz. Çocuklarımıza, gençlerimize, artık üzerinde operasyon yapılamayan bir Türkiye emanet etmek için aynı heyecanla, aynı gayretle çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın TBMM Genel Kurulu'ndaki son gün görüşmelerinde hükümet adına konuşan Babacan, Türkiye'nin uluslararası kuruluşlarla ilişkisini farklı evreye soktuğunu söyledi.
Türkiye'nin ilk kez IMF'de kredi veren ve yöneten ülke kategorisine geçtiğini belirten Babacan, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı'nın IMF Yönetim Kurulu'na girdiğini kaydetti. Türkiye'nin Dünya Bankası'nda 2014-2016 yılları arasında İcra Direktörlüğü Vekilliği yaptığını anlatan Babacan, 2020-2024 arasında ise İcra Direktörlüğü görevini üstlendiğini ifade etti.
Babacan, Türkiye'nin G-20 dönem başkanlığına da üye ülkelerin mutabakatıyla seçildiğine dikkati çekerek, "Seçimlerde başarılı olduk. Başkanlığımız boyunca önemli sınav vereceğiz. Türkiye'nin dünyadaki gelişmeleri ne kadar yakından izlediğini ve gelişmelere yön verecek bilgi, tecrübe ve kapasitede olduğunu göstereceğiz" diye konuştu.
G20'nin dünya nüfusunun üçte ikisi, dünya ticaretinin yüzde 75'i, dünya ekonomisinin yüzde 85'i demek olduğuna işaret eden Babacan, "Dünya ekonomisinin daha hızlı büyümesini nasıl sağlayacağımızı, altyapı yatırımlarının çoğalması, birçok ülkenin büyümesine destek vermesi için neler yapmamız gerektiğini, istihdamın artması, sağlam finans sistemi için neler yapmamız gerektiğini masaya yatıracağız" dedi.
Küresel ekonominin temel konularının dönem başkanlığı sırasında Türkiye'de görüşüleceğini anlatan Babacan, liderler zirvesinin 15-16 Kasım'da Antalya'da yapılacağını, bunun 2004'teki NATO zirvesinden sonra Türkiye'nin ev sahipliği yapacağı en önemli uluslararası organizasyon olacağını vurguladı.
Bütün bu politikalarda insanı ön plana koyduklarını dile getiren Babacan, en az gelişmiş ülkelerin sorunlarının ve şimdiye kadar G-20 gündemlerinde yer almayan KOBİ'lerin her başlık altında görüşülmesi fikrinin kabul gördüğünü söyledi.
Babacan, Uluslararası Ticaret Odası ile Küresel KOBİ Forumu kuracaklarını, bunun merkezinin kalıcı olarak İstanbul olmasını beklediklerini ifade etti.
"Demokrasi ve ekonomi eşzamanlı yükseldi"
"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" ilkesinin her alanda hayata geçirildiğini belirten Babacan, milletin refahı artarken devletin de güçlendiğini ve itibarının arttığını dile getirdi.
Babacan, milletin tamamını kucaklayan, tamamının sesine kulak veren, 77 milyonu eşit gören anlayışla devleti milletin hizmetkarı haline getirdiklerini ifade eden Babacan, şöyle konuştu:
"Demokratikleşmede çok önemli adımlar attık. Demokrasiyle ekonomiyi beraber yükseltmek için büyük gayret içinde olduk. Biliyoruz ki ileri demokrasi olmadan gelişmiş, ileri ekonomi olamaz. Aynı zamanda hızla kalkınan bir tablo yoksa, o ülkedeki demokrasinin ilerlemesinde sorunlar ortaya çıkabilir. Yani ekonomi ve demokrasiyi beraber yükseltmek temel politikamız oldu. Her iki alanda da eşzamanlı yükselme oldu."
Babacan, dış politikadaki aktif tutumla dünyada hakkı savunan Türkiye olarak takdir topladıklarını söyledi.
"Şeffaflık ve hesap verebilirlik temel ilkemiz"
Türkiye'nin çözüm süreciyle millet olarak topyekun kazanmaya çalışırken, birilerinin vandalizmi teşvik ettiğini, terörün devam etmesinden nemalanmaya çalıştığını belirten Babacan, çözüm sürecindeki kararlılıklarından bir adım geri atmayacaklarını vurguladı.
Babacan, AK Parti'nin iktidara gelmesinden itibaren yolsuzluklar konusunda ciddi hassasiyet içinde olduğunu ifade ederek, "Şeffaflık ve hesap verebilirlik temel ilkelerimiz olmuştur. AK Parti iktidarı, yolsuzlukla, yasaklarla, yoksullukla mücadeleyi en temel ve en acil hedefler olarak belirlemiş, bu 3Y'nin üzerine kararlılıkla gitmiştir" dedi.
AK Parti hükümetlerinin en belirgin vasfının güven ve hizmet olduğunun altını çizen Babacan, şunları söyledi:
"Hükümetimiz yolsuzluklara karşı büyük hassasiyet içinde olmasaydı, refahın bu kadar artması mümkün olmazdı. AK Parti iktidarı yolsuzluklara karşı son derece dikkatli olmasaydı, var olan 347 bin dersliğe 12 yılda 234 bin derslik eklenemezdi. Yolsuzluklara müsamahanın olduğu Türkiye'de Marmaray yapılamazdı, hızlı tren hatları inşa edilemezdi, Suriye'de, Somali'de, Myanmar'da, Filistin'de, Afganistan'da yoksulların elinden tutulamazdı. Yolsuzlukların üstü örtülse Merkez Bankası'nın rezervi 28 milyar dolardan 132 milyar dolara yükselmezdi. IMF'ye borç sıfıra inemezdi. Hazine'nin borçlanma faizleri yüzde 63'ten yüzde 8'lere inmezdi. Yolsuzlukların üstü kapatılsaydı kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 74'ten yüzde 33'e inmezdi. Türkiye yolsuzluklara göz yumsaydı AK Parti girdiği bütün seçimlerden zaferle çıkamaz, milletin güvenini kazanamaz, milletin teveccühüne mazhar olamazdı."
"Millet cevabı verdi"
Babacan, geçen yılki bütçe görüşmelerinde, 17-25 Aralık operasyonunun zamanlama ve işleniş açısından siyaset mühendisliği olduğunu ve Türkiye'nin ideallerini hedef aldığını söylediğini anımsatarak, "Daha sonra ortaya çıkan belgeler, Sayın Cumhurbaşkanımıza 'dönemin başbakanı' ifadesi, bu teşhisimizin ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Milletimiz tuzağı gördü 30 Mart'ta da 10 Ağustos'ta da gereken cevabı verdi" diye konuştu.
Koalisyon çabalarının, kapı kapı dolaşılarak yapılan AK Parti aleyhtarlığının ve din istismarının kimseye itibar getirmediğini vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:
"Bunu 30 Mart'ta, Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşadık. Millet bu operasyonu yapanlara ve arkasına takılanlara, 'biz bu iktidardan memnunuz, bu hükümetin bizim irademizi temsil ettiğini ve hizmet ettiğini biliyoruz. Öyle operasyonlarla, tuzaklarla milli iradeyi çiğnetmeyiz' dedi. Millet, 'dönemin başbakanı' ifadesine 'biz o başbakanı alırız Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı yaparız' cevabını verdi.
Millet ferasetiyle en büyük hakemdir. Milletimiz sergilenen oyunları çok net görüyor, izliyor. Milletimizin gönül penceresi açık. Milletimiz olaylar karşısında çok süratli analiz yapabiliyor. Doğruyu, iyiyi çok iyi ayırt edebiliyor. Sizlerin ve milletimizin şunu çok iyi bilmesini istiyoruz ki her türlü saldırıya göğüs gererek, Türkiye'yi büyütmeye devam edeceğiz, demokrasimizi ilerletmeye devam edeceğiz. Çocuklarımıza, gençlerimize, artık üzerinde operasyon yapılamayan bir Türkiye emanet etmek için aynı heyecanla, aynı gayretle çalışmaya devam edeceğiz.
Çözüm sürecini, kim ne derse desin, kararlılıkla devam ettireceğiz. Etnik kökeni mezhebi ne olursa olsun 77 millet bunu gördü. Milletimiz çözümsüzlükten, terörden nemalananları, gençlerimizin kanından beslenenleri gördü. Milletimizin sağduyusu son derece kuvvetli. Bunun için ölümden, kandan beslenenlerle mücadele etmeye, gençleri yaşatmak için çırpınmaya devam edeceğiz. Yıkanlara karşı duracağız, inşa etmeye devam edeceğiz. İstikrarla, güvenle, daha güçlü kardeşlikle Türkiye'yi yüceltmeye devam edeceğiz. Demokrasiyi daha da derinleştirmeye devam edeceğiz. Devletimiz 77 milyonun tümünü aynı samimiyetle kucaklıyor, kucaklamaya devam edecek.
İtibarı artan Türkiye'nin, kirli çıkarları zedelenen bazı çevreleri rahatsız ettiğini biliyoruz. Türkiye'nin güçlenmesini, büyümesini, tüm dünyada sözü dinlenen itibarlı ülke olmasını kıskananlar olduğunu biliyoruz. Kim ne derse desin, biz dünya genelinde hakkı savunmaya, doğruyu savunmaya devam edeceğiz."
"İddialı ama gerçekçi hedefler"
Cumhuriyetin ilan edilmesinin 100. yılına 9 yıl kaldığını anlatan Babacan, bu süre içinde 2 trilyon dolar milli gelire, 25 bin dolar kişi başı milli gelire, 500 milyon dolar ihracat hedefine ulaşacaklarına olan inancını dile getirdi.
Türkiye'nin hayalleri olduğunu dile getiren Babacan, "Bizim kendi denizaltısını üreten, kendi savaş uçaklarını imal eden, kendi ürettiği uyduları kendisi uzaya fırlatabilen bir Türkiye inşası hayalimiz var. Somut adımlarla bu hayali gerçekleştiriyor ve hedeflerimize basamak basamak ulaşıyoruz. Türkiye'yi küresel yatırım üssü haline getirmeyi planlıyoruz. Son 12 yıllık icraatımız, bu hayallerimizin aslında iddialı ama bir o kadar da gerçekçi hedefler olduğunu bize göstermekte" diye konuştu.
Hayalin ulaşılamayanı da düşünmek olduğunu ifade eden Babacan, "Biz, çok şükür bugüne kadar hayal ettiklerimizi tek tek gerçekleştirdik ve bundan sonraki dönemde de hedeflerimize inşallah hep beraber ulaşacağız. Türkiye'yi bu hedeflerinden, bu hayallerinden uzaklaştırmaya çalışanlar oldu, olacak ama bunlar kararlılığımızdan asla geri adım attırmayacak" dedi.
- TBMM
Son Dakika › Politika › 2015 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?