2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda - Son Dakika
Politika

2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Demokratik standartlarımızı yükseltmek, saydamlığı getirmek zorundayız. Her kuruşun hesabının verildiği bir devlet yönetimini inşa etmek zorundayız. Bunları yapmadığınız takdirde Türkiye kaybeder." dedi.

11.12.2017 18:44

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Demokratik standartlarımızı yükseltmek, saydamlığı getirmek zorundayız. Her kuruşun hesabının verildiği bir devlet yönetimini inşa etmek zorundayız. Bunları yapmadığınız takdirde Türkiye kaybeder." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, 2018 yılı bütçe tasarısının tümü üzerindeki görüşmelerde söz alan Kılıçdaroğlu, bütçelerin halka umut vermesi gerektiğini ancak görüşülen bütçenin böyle bir nitelik taşımadığını ileri sürdü.

Türkiye'nin yarınını bilmeyen bir ülke durumuna geldiğini, bunun da sebebinin her şeyin bir kişinin iki dudağı arasında belirlenmesi, hükümetin göstermelik kalması olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Çocuklarımızı okula gönderiyoruz, bir sınav sistemi var, sonra bir kişi çıkıyor diyor ki 'Bu sınav sistemini değiştirin'. Hangi yetkiye dayanarak? Hangi bilgiye dayanarak?" dedi.

Devlette liyakat kuralının çiğnendiğini, devletin iyi yönetilmediğini öne süren Kılıçdaroğlu, kürsüden Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) resmi internet sitesinde yer alan organizasyon şemasını gösterdi. Kurulun yedi kişiden oluşması gerektiğine ancak iki kişinin bulunduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, kurulun toplanma şartında da en az beş kişinin olması gerektiğinin altını çizdi.

Kılıçdaroğlu, "Ben sormak istiyorum Sayın Binali Yıldırım'a, altı aydır BDDK'ya niye üye tayin etmiyorsunuz? Sizi engelleyen kim? Hangi güç sizi engelliyor?" diye sordu.

Şeker Kurumunun yönetim kurulu şemasında ise hiç kimsenin yer almadığını belirten ve kürsüden kurumun internet sitesinden alınan ilgili sayfayı gösteren Kılıçdaroğlu, 16 aydır atama yapılamamasının nedeninin açıklanmasını istedi.

TÜİK Başkanlığının da bir yıldır vekaletle yürütüldüğünü söyleyen Kılıçdroğlu, bağımsız olması gereken Merkez Bankasının baskı altına alındığını, Merkez Bankası Başkanının konuşamaz hale getirildiğini öne sürdü.

-"Özür dilerim ama sizin iradenizle oynuyorlar"

Hükümetin kanunları dahi uygulamadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, doğal afet, salgın hastalık gibi istisnaya konu durumlar olmadığı halde Kamu İhale Kanunu kapsamına çıkarılan çok sayıdaki ihalenin, bu durumun göstergesi olduğunu dile getirdi.

Bir anayasal kurum olan ve üç ayda bir toplanması gereken Ekonomik Sosyal Konseyin en son 5 Şubat 2009'da toplandığını bildiren Kılıçdaroğlu, "Siz kanun çıkarıyorsunuz, sizin kanunu uygulamıyorlar. 'Biz onları istediğimiz gibi çıkarırız, istediğimizi yaptırırız onlara' diyorlar. Özür dilerim ama sizin iradenizle oynuyorlar, sizin iradenizi yok sayıyorlar. Özür dilerim ama sizi milletvekili olarak kabul etmiyorlar. Yasama organını da yasama organı olarak kabul etmiyorlar." şeklinde konuştu.

-"Vergi cennetlerinin listesi 11 yıldır niye belirlenmiyor?"

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun ilgili maddesinin vergi cennetlerinde şirket kurulur ve bunların paraları Türkiye'ye gelirse yüzde 30 oranında vergilendirileceğini hüküm altına aldığını aktaran Kılıçdaroğlu, ancak vergi cennetleri olarak tabir edilen ülkelerin listesinin 2006 yılından bu yana Bakanlar Kurulunca belirlenmemiş olmasına işaret etti.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"11 yıldır niye belirlenmiyor? Bu mancılar yüzünden belirlenmiyor. Hani varya o Man Adası'nda para trafiği yapan, paraları getirip götüren insanlar onlar yüzünden çıkmıyor bunlar. Siz sormayacak mısınız bu hükümete? Bu parlamento iradesini ortaya koydu, bir karar aldı, vergi cennetlerinin açıklanması lazım. 'Efendim biz tespit edemedik'. Ben ipucu vereyim; çok basit MASAK Başkanını çağırın, 'Vergi cennetleri listesini bana getirin.' deyin. Size en geç 15 dakika içinde listeyi verir ama siz bunu çıkartamazsınız. Çünkü sizin iradeniz de saray tarafından ipoteğe alınmıştır. Elin oğlu vergi vergi verecek, tüyü bitmemiş çocuk vergi verecek, o mancılar Türkiye'de vergi vermemek için her türlü dümeni çevirecekler. Sonra da diyecekler ki 'Kılıçdaroğlu, sen konuşma'. Ben tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar savunacağım. Bu benim namus borcum."

-"Cepleriniz büyüdü, vatandaşın cebinde bir şey yok"

Kılıçdaroğlu, Tarım Kanunu'nda, "Milli gelirin en az yüzde 1'i oranında çiftçiye destek verilir" hükmünün bulunduğunu hatırlatarak, bu durumda 800 milyar dolar olan milli gelirin yüzde birine karşılık gelen 8 milyar doların çiftçiye destek olarak verilmesi gerektiğini vurguladı.

"Verildi mi? Hayır verilmedi" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, çiftçinin çok zor koşullarda olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Çiftçinin hali perişan. Çiftçinin traktörü var, tarlası da var, ikisi de kendisinin değil, bankanın. Gidin bakın bakalım, çiftçinin ağzını bıçak açmıyor. 'Efendim yüzde 11 büyüdük'. Cepleriniz büyüdü. Vatandaşın cebinde bir şey yok." dedi.

Türk çiftçisinin iktidarın yanlış uygulamaları nedeniyle dünyanın en pahalı mazotunu kullandığını, sadece çiftçilerin değil, tüm kesimlerin ekonomik yükler altında ezildiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Bu bütçe onların bütçesi değil, bu bütçe mancıların bütçesidir." ifadesini kullandı.

-"Usulen 'Ben milletvekiliyim' diye gezersiniz"

Görüşülen bütçenin üç özelliğinden birini, "tefecilerin bütçesi olması" olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu, iktidarın yanlış uygulamalarının sonucunda on beş yılda yurt dışındaki bir avuç tefeciye 145 milyar dolar faiz ödediğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, hükümetin bunlarla mücadele etmesi halinde her türlü desteği vereceklerini de bildirdi.

Bütçenin denetlenmeyen ve denetlenemeyen bir nitelik taşıdığını bunun da ikinci özelliği olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Üçüncü havalimanı bu bütçede yok, Osman Gazi Köprüsü bu bütçede yok, nükleer santral bu bütçede yok, şehir hastaneleri bu bütçede yok. Kaça mal oldu bunlar biliyor musunuz? Bilemezsiniz. Öğrenebilir misiniz? Öğrenemezsiniz. Söylüyorum hükümetin önünde, siz bunların maliyetini öğrenemezsiniz ama usulen 'Ben milletvekiliyim' diye gezersiniz. Hükümete çağrımı yapıyorum, gel buraya kardeşim, şehir hastanelerinin her birisini kaça mal ettin? Üçüncü havalimanını kaça mal ettin? Nükleer santrali kaça mal ettin? Hepsini kaça mal ettin? Bunu söylerlerse eyvallah diyeceğim. 'Efendim, bu bir ticari sırdır' diyecekler size. Sayın Başbakan demişti ki 'Biz bunları cebimizden beş kuruş çıkmadan yaptık.' ama 2018 bütçesine 6 milyar 200 milyon lira koydular. Niçin? Bunlara para ödemek için."

Vatandaşların kullandıkları her şey için çok çeşitli vergi ödediğini belirten Kılıçdaroğlu, bu vergilerin zengin fakir ayrımı olmaksınız alındığını hatırlattı. Kılıçdaroğlu, "Mesela bir kamyon şoförü, hayatının her tarafı vergi. Peki bu vergi cennetlerinde şirket kurup, malı götürenler ne ödüyor? Tık ödemiyor, tık" dedi.

-"Hangi adaletten söz ediyorsun?"

Bütçenin üçüncü özelliğinin ise anayasaya aykırılık olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, 2017 yılı ve daha önceki bütçelerin anayasaya aykırı hükümleri hakkında Anayasa Mahkemesine yaptıkları başvurular sonucunda iptal kararlarının çıktığını ancak aynı aykırı düzenlemelerin 2018 yılı bütçesine de konduğunu söyledi.

Anayasaya aykırı bir bütçeyi gündeme getirenlerin adaletten söz edemeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Hangi adaletten söz ediyorsun? Açlıktan ölen çocuğun adaleti mi, Man Adası'nda şirket kurup malı götürenlerin adaleti mi? Ben bunu sormayacak mıyım?" dedi.

CHP olarak faizci düzeni yakacaklarını, şeffaf bir ekonomi yönetimi kuracaklarını da dile getiren Kılıçdaroğlu, zenginin vergi verdiği, yoksulun onurlandırıldığı bir düzeni getireceklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Öyle Man adalarında şirket kuranları bu ülkede yaşatmayacağız. Git kardeşim oraya o zaman, 'Ben yerliyim, ben milliyim.' diyorlar. Ne yerlisi, ne millisi kardeşim? Bu ülkeye fakir fukara vergi verirken sen vergiden kaçınmak için, vergi kaçırmak için Man Adası'nda şirket kurup dalavere çevireceksin, 'Ben yerliyim, milliyim.' diyeceksin. Sen ne yerlisin, sen ne millisin. Sen olsa olsa gayri millisin. Man Adası'nda ya da benzer adalarda kim şirket kurarsa onları Türkiye'ye sokmayacağız, git oraya diyeceğiz. Sen bu ülkenin evladıysan, kazandığın paranın burada vergisini vereceksiniz."

-"Bir ay 2 bin lirayla geçinin bakalım"

Kılıçdaroğlu, taşeron işçilerin kadrosunun takipçisi olacaklarını de belirterek, asgari ücretin ise en az iki bin lira olması gerektiğini vurguladı. Konuşması sırasında Bakanlar Kurulu sıralarına dönen Kılıçdaroğlu, "Bu beylere söylüyorum, 2 bin lirayı bulamıyorsanız, 'Çok yüksek' diyorsanız bir ay 2 bin lirayla geçinin. Niye geçinmiyorsunuz? Bir deneyin bakalım" dedi.

Ülkenin "israf ekonomisi" ile yönetildiğini de savunan Kılıçdaroğlu, israfın saygınlık olarak sunulamayacağını, israfın tüm dinlerde haram olduğunu söyledi.

Ülkede demokrasinin hakim kılınması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hapishaneleri tıka basa dolu bir Türkiye'yi kabul etmiyoruz. Milletvekillerinin hapiste olduğu bir Türkiye'yi kabul etmiyoruz. Gazetecilerin hapiste olduğu bir Türkiye'yi kabul etmiyoruz. Üniversitelerden atılan öğretim üyelerinin olduğu bir Türkiye'yi kabul etmiyoruz. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti istiyoruz biz. Herkesin düşüncesini özgürce dile getirdiği bir Türkiye istiyoruz. Benimle aynı görüşte olmayabilir ama o da benim gibi düşüncesini özgürce ifade edebilsin. Hapishane müjdesi veriyorlar. 2018'de 45 tane yeni modern hapishane yapılacakmış. Bunları asla ve asla doğru bulmuyoruz. Demokratik standartlarımızı yükseltmek zorundayız. Saydamlığı getirmek zorundayız. Her kuruşun hesabının verildiği bir devlet yönetimini inşa etmek zorundayız. Bunları yapmadığınız takdirde Türkiye kaybeder."

(Bitti)

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement