Başbakan Binali Yıldırım, "Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun yeri Türkiye'nin mülküdür, orada Türkiye'nin bayrağı dalgalanacaktır. Suriye'deki işler yoluna girdikten sonra aynen orada bu Süleyman Şah Saygı Karakolu tekrar faaliyete geçecektir." dedi.
Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, baştan beri Katar'la bölge ülkeleri arasındaki ihtilafın bir an önce dostane şekilde çözümlenmesi için aktif rol oynadıklarını,
gelinen noktada bu çabaların sonuç verdiğini görmekten memnuniyet duyduklarını söyledi.
Yemen, Libya ve Somali'de uzun zamandır devam eden bölünmüşlüğün ve iç çatışmanın sonlandırılması için yoğun temaslarının sürdüğünü anlatan Yıldırım, bugünlerde Myanmar'da, insan haklarının ayaklar altına alındığını, büyük bir trajedi ve etnik kıyımın yaşandığını belirtti. Yıldırım, "Myanmar Rohingya Bölgesi'nde yaşayan Müslümanlar maalesef ülkelerinden, yerlerinden atılmış, köyleri ve evleri yakılmış durumdadır. Bu insanlık suçuna sessiz kalan dünyayı harekete geçiren de Türkiye olmuştur, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Orada insani yardımları en önce ulaştıran ülke Türkiye olmuştur. Önümüzdeki günlerde bu ülkeye yapacağımız ziyarette buradaki sorunları yerinde göreceğiz ve gerekli yardımların koordinasyonunu bizzat yapmış olacağız." diye konuştu.
"Terör örgütü ağır darbe almış ve katılımlar bitme noktasına gelmiştir"
2017 yılının terörle 35 yıllık mücadelede en etkin, sonuç alıcı bir mücadelenin yılı olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bu başarıda siyasi kararlılığın sonucu olarak güvenlik, istihbarat birimlerimizin tam bir uyum içinde çalışmasının büyük etkisi vardır. Vatandaşlarımız da bu süreçte güçlü bir iradeyle terörün ve terör örgütünün tam karşısında yer almıştır. Terör örgütü ağır darbe almış ve teröre katılımlar bitme noktasına gelmiştir.
Yurt içinde çaresiz kalan bölücü terör örgütü varlığını sınır ötesine taşımaya çalışmaktadır. Ancak şu bilinmelidir ki terör ister içeride ister dışarıda olsun; mutlaka yok edilecek, vatandaşımızın can ve mal güvenliği mutlak suretle sağlanacaktır. Terörle milletimiz arasında asla ve asla bir bağ kalmayacaktır."
Başbakan Yıldırım, Fırat Kalkanı Bölgesi'nin terör örgütü PKK ve DEAŞ'tan tamamen temizlendiğini ve 70 bin Suriyeli'nin yurtlarına döndüğünü bildirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Süleyman Şah Saygı Karakoluna ilişkin iddialarını anımsatan Yıldırım, "Şunun bilinmesini istiyoruz ki tarihi haklarımız konusunda çok hassasız. Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun yeri Türkiye'nin mülküdür, orada Türkiye'nin bayrağı dalgalanacaktır. Kısa vadede güvenlik sebebiyle burası boşaltılmış. Suriye'deki işler yoluna girdikten sonra aynen orada bu Süleyman Şah Saygı Karakolu tekrar faaliyete geçecektir." dedi.
Terörün azalmasının ekonominin canlanmasına ivme kattığını, bölgedeki otellerin turistlerle dolup taştığını dile getiren Yıldırım, terörden arındığı için bölgede ekonomik canlılık, yeniden yapılanma, TOKİ ve alt yapı faaliyetlerinin en güzel şekilde devam ettiğine dikkati çekti.
Bunu en son Hakkari'ye programsız yaptığı bir ziyarette çok yakından gördüğünü anlatan Yıldırım, ay yıldızlı bayrağıyla meydana koşan on binlerin kendilerini coşkuyla karşıladığını ve o zaman artık bu topraklarda terörün yer bulamayacağını gördüğünü aktardı. Yıldırım, "Terör bitecek ve ülkemizin bütün çocukları geleceğe umut ve güvenle bakacak.
Zira, sadece terörü ve teröristleri değil, senelerdir gençlerimizin istikbalini karartan karamsarlığı ve umutsuzluğu da ortadan kaldırıyoruz." diye konuştu.
"Türkiye'nin imkan ve kaynaklarını Türkiye için kullandık"
Başbakan Yıldırım, 2017'nin Türkiye için kazanımlarla dolu bir yıl olduğunun altını çizerek, Türkiye'nin imkan ve kaynaklarını yine Türkiye için kullandıklarını söyledi. Kötü ve karamsar senaryoların, yazanların elinde kaldığını ve yeni hükümet sisteminin halk oylaması ile kabul edildiğini belirten Binali Yıldırım, "Anayasa değişikliği olursa büyüme durur, ekonomi krize girer." diyenlerin siyaseten iflas ettiğini, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilirse Türkiye dünyadan tecrit edilir." diyenlerin de mahcup olduğunu anlattı.
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çevremizdeki bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin büyümesi sürdü. Hem terörle mücadele ettik hem de barışa hasret kalan komşularımızın yarasını sardık, yanında yer aldık. Tökezlemeden dünyanın en büyük projelerini tek tek hayata geçirdik. Türkiye büyüdü. Bize 'kaybedeceksiniz' diyenler bir kez daha kaybetti. Milli irade bir kez daha kazandı. Hiç şüpheniz olmasın 2018 ve takip eden yıllarda Türkiye güven içerisinde, istikrarla kalkınmasını sürdürecektir. Bizim hedefimiz ve yolumuz Cumhuriyetimizin 100. yılına giderken Türkiye'yi Gazi Mustafa Kemal'in işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaktır. Bu yol Türkiye'nin refah, esenlik yoludur. Bu yol adaletin ve hakkaniyetin yoludur. Bu yol huzurun, demokrasi ve hukukun yoludur. Bu şerefli yolda ülkemize hizmet imkanı verdiği için Rabbimize hamd ediyoruz. Türkiye, umudun vicdanın adıdır. Türkiye adaletin, merhametin adresidir."
Adaletin mülkün temeli olduğunu, demokrasi ve hukuk düzeninin kalkınmanın ve refahın da güvencesi olduğunu belirten Yıldırım, bugüne kadar adalet sistemi ile ilgili biriken sorunların çözülmesi için birçok reform gerçekleştirdiklerini, yargı bağımsızlığı ile yargının tarafsızlığı ilkesini anayasaya taşıdıklarını, kurumların aldığı ağır yaralara rağmen yargı sisteminin FETÖ darbe girişiminin ardından hızla toparlanarak çalışmaya başladığını hatırlattı. Yıldırım, yoğun iş yüküne rağmen hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan ve gece gündüz darbe davalarını sonuçlandırmak için gayret eden bütün yargı mensuplarına teşekkür etti.
Yıldırım, adalet hizmetlerinin hızlanması için kurumsal kapasitenin güçlendirildiğini, 15 yılda 230'un üzerinde adalet sarayının hizmete açıldığını, hakim ve savcı sayısında 16 bine ulaşıldığını ve sadece 15 Temmuz'dan sonra 108 yeni mahkemenin kurulduğunu, yargı mensuplarının kuyumcu titizliğiyle haklıyı haksızdan, suçluyu suçsuzdan, mağduru mücrimden ayırmak için yoğun bir çalışması olduğunu söyledi.
"Bütçe, büyümeyi, istihdamı, yatırımı destekleyen bir bütçedir"
2018 yılı bütçesinin AK Parti Hükümetinin hazırladığı 16. bütçe olduğuna işaret eden Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu bütçe mali disiplini esas alan, insan odaklı, gelecek on yılları da göz önüne alan bir bütçedir. Bu bütçe, büyümeyi, istihdamı, yatırımı destekleyen bir bütçedir. Bütçe, güven ve istikrarı önemseyen, koruyan bir bütçedir.
Eğitim, altyapı yatırımlarını öncelikli olarak ele alan özel sektörü destekleyen, vatandaşın refahını artırmaya yönelik bir bütçedir. 2018 yılı bütçemizin hedefi mali disiplini devam ettirmek, büyümeyi, istihdamı arttırmak, gelir dağılımını daha da iyileştirmek olacaktır. İktidara geldiğimizde bütçe açığımız milli gelire göre yüzde 11,5'tir. Bu oran 2017'de yüzde 2'nin altında, 2018'de yüzde 1,9 olacak. Bu ne demektir? Gelişmiş ülke ortalamaları ve Maastricht Kriterlerine göre çok daha iyi bir konumdadır. 15 yıl içinde, sadece bütçeyi büyütmekle kalmadık; bütçeyi daha etkin kullandık, milletten gelen kaynağı milletin ihtiyacına harcadık.
Bütçeyle ilgili eğer biz, Gayri Safi Milli Hasıla'nın yüzde 11,5'i kadar faiz ödemesi yapsaydık Türkiye 700 milyar faiz ödemeyecek, 2,6 trilyon faiz ödeyecektik. Yani 1,9 trilyonluk bir tasarruftan bahsediyoruz. Hani, 'bu işler nasıl yapıldı?' diyorsunuz ya, işte bu tasarrufla yapıldı. Bu köprüler, barajlar, hastanelerin hepsi faize gidecek paralardan tasarruf yapıldı, milletten gelen kaynak milletin ihtiyacına harcandı. Yani bu, sizin hesap uzmanlığınızın alanına girecek kadar büyük bir mesele değil. Vatandaşın kolayca anlayacağı bir iş."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › 2018 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?