Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, siyasi Kürtçülüğe de siyasi Türkçülüğe de karşı olduklarını belirterek, "Her ikisi de her iki anlayış da bizim düşmanımızdır" dedi.
Erdoğan, Beşyol Meydanı'ndaki toplu açılış töreninde, 23 Ekim 2011'de Van'daki depremi haber aldıkları andan itibaren tüm imkanları ve güçleriyle halkın yardımına koştuklarını ifade etti.
Depremin olduğu gün bakanlar, milletvekilleri ve ilgili bürokratlarla gece Van'a gittiklerini anımsatan Erdoğan, helikopterle Erciş'e geçtiklerini, incelemelerde bulunduklarını kaydetti.
Erdoğan, daha sonra Van merkeze geldiklerini, buraları sokak sokak dolaştıklarını, gece geç saatlere kadar incelemeler yaptıklarını, gerekli talimatları verdiklerini, arama kurtarma çalışmalarını hızlandırdıklarını anlatarak, barınma, gıda ve ısınma çalışmalarına ivme kazandırdıklarını söyledi.
Başta Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay olmak üzere Çevre ve Şehircilik, İçişleri ve Kalkınma bakanlarının depremin ardından kentte adeta karargah kurarak, yoğun bir çalışmayı, dönemin Valisi Münir Karaloğlu, bürokratlar, teknokratlar ve sivil toplum örgütleriyle beraber yürüttüklerini anlatan Erdoğan, o çalışmaları hiçbir zaman unutamayacağını dile getirdi.
-"Çalışmalar akıncı ruhuydu"
Erdoğan, o çalışmaların bir akıncı ve kardeşlik ruhu olduğunu ifade ederek, "O ancak gönülden gelirse böyle yapılırdı ve böyle yaptılar" dedi.
Yeni bir Van'ın nasıl inşa edilebileceği noktasında yoğun bir gayrete girdiklerine işaret eden Erdoğan, Van'ı asla kendi kaderine terk etmediklerini asla da terk etmeyeceklerini bildirdi.
"Van'ı asla yalnız bırakmadık. Van bizim canımızdır. Van bizim kardeşimizdir" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
" Bingöl'deki depreme nasıl var gücümüzle müdahale ettiysek, Elazığ Karakoçan'daki depreme de aynı ölçüde müdahale ettik. Kütahya Simav depremi için nasıl seferber olduysak, Van depremi için de aynı ölçüde, aynı derecede seferber olduk. İki yılda Van depremi için kullandığımız kaynak eski rakamla 5 katrilyon. Dile kolay, 5 katrilyon. Van, tarihinde böyle bir yatırım görmedi. Toplam bedelini alın böyle bir yatırım yok. Ama biz bu yatırımı yaptık. Niye? Çünkü yeni bir Van inşa etmemiz gerekiyordu. Asla durmayacağız, asla bununla da yetinmeyeceğiz. Van'ın tüm yaralarını sarana kadar, Van'ın tüm sorunlarını çözene kadar çalışmaya devam edeceğiz. Benim sizden bir ricam var, bir isteğim var. Biz size bir söz verdik. Ne dedik? 'Van'ı büyükşehir yapacağız' dedik. Van'ı büyükşehir yaptık mı? Sözümüzde durduk mu? Durduk. Artık Van büyükşehir."
Erdoğan, artık planların tüm Van'da yapılacağını, bu planlarla beraber modern bir şehir inşa edeceklerini ve şehri çok daha güzel inşa edeceklerini dile getirerek, "Ama şehircilik kültürü olan büyükşehir belediye başkanlarıyla bu olur. Belediyecilik bizim işimiz. AK Parti'nin işidir" diye konuştu.
İstanbul gibi bir şehrin belediye başkanlığından geldiğini hatırlatan Erdoğan, oradaki sıkıntıları bilerek, bu illeri büyükşehir yaptıklarını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını onun için kurduklarını ve Van'ın da bundan nasibini almasını istediklerini anlattı.
-"Milletin hizmetkarıyız, efendisi değiliz"
Erdoğan, meydandaki vatandaşlara "Bu meydandan bir ses duymak istiyorum. O da şu 'AK belediyecilik Van'a yakışır' bunu görmek istiyorum" şeklinde seslendi.
"Durmak yok, yola devam" demeleri, kapı kapı dolaşmaları, gayret etmeleri ve çalışmaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu bir ideoloji değildir, bu sadece hizmet aşkıyla olur. Efendilikle olmaz. Bizim kültürümüzde, AK Parti iktidarı anlayışında millete efendilik yoktur, millete hizmetkar olmak vardır. Bu milletin hizmetkarıyız, efendisi değiliz. Onun için Türküyle Kürt'üyle Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle Abaza'sıyla, Roman'ıyla, Boşnak'ıyla kim olursa olsun hepsi bizim kardeşimizdir. Yaradılanı Yaradan'dan ötürü seviyoruz. Türkü Kürt'e, Kürt'ü Türk'e düşman etmeye gayret edenler bu milletin tümünün düşmanıdır. Bunu böyle bilmenizi istiyorum. Onun için de biz siyasi Kürtçülüğe de karşıyız, biz siyasi Türkçülüğe de karşıyız. Her ikisi de her iki anlayış da bizim düşmanımızdır. Türkiye'yi bir bütün olarak bizim hizmet sahamızdır. Bizim için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında 76 milyon birdir, beraberdir. Onun için ne diyoruz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep beraber Türkiye olacağız. Türkiye'nin hizmetinde olduğumuzu hep söyledik."
-"Türkiye haritasını renklere ayıranlardan değiliz"
Erdoğan, Türkiye'nin belli bölgelerine, belli şehirlerine değil, 780 bin kilometrekarenin tamamına, 7 bölgeye, 81 vilayete, 76 milyona aynı oranda sevdalı olduklarını ifade ederek, "Sevgimiz hepsi için aynı. İstanbul bizim için neyse Van'da odur. Van neyse İstanbul'da bizim için odur. Rizeli bizim için neyse Vanlı da bizim için işte odur. Bizde ayrım yok. Biz Türkiye haritasını renklere ayıranlardan değiliz. Sadece oy aldığı yere, sadece oy aldığı bölgeye hitap edenlerden, Türkiye'nin geri kalanına kalbini kapatanlardan değiliz. 780 bin kilometrekare bizim için birdir. 76 milyonun tamamı bizim için birdir, beraberdir, istisnasız Türkiye'nin kendisidir" ifadelerini kullandı.
Türkiye, özellikle doğu ve güneydoğuyla Van için artık eski günlerin geride kaldığına dikkati çeken Erdoğan, yaptıkları reformlarla, attıkları adımlarla, Türkiye'ye çizdikleri yeni ufuklarla eskinin artık geride kaldığını söyledi.
-"Başka bayrak arama derdimiz yok"
Erdoğan, Türkiye'nin 76 milyonun ülkesi olduğunu, cumhuriyetin de cumhurun yani halkın, milletin, 76 milyonun cumhuriyeti olduğunu vurguladı.
Her türlü ayrımcılığı ellerinin tersiyle ittiklerini, her türlü ötekileştirmeye samimiyetle itiraz ettiklerini, inkar, ret ve asimilasyon politikalarına asla geçit vermediklerini vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bu ülke hepimizin, bu cumhuriyetin hep birlikte sahibi biziz. Bin yıl bu güzel topraklar üzerinde nasıl yaşadıysak, hangi formülle bir arada yaşadıysak bundan sonra da aynı şekilde, bir olmaya, beraber olmaya devam edeceğiz. Birbirimizin diline, kültürüne, hayat tarzına, inancına, fikrine saygı göstereceğiz. Birbirimizi olduğumuz gibi kabul edeceğiz. Birbirimizi dönüştürme gayretine girmeyeceğiz. Farklılıklarımızı zenginlik olarak göreceğiz. Ortak bir vatanda, tek bir bayrağın altında, tek bir millet olarak ortak bir geleceğe yürüyeceğiz. Onun için ne diyoruz. 'Tek millet' diyoruz, 'tek bayrak' diyoruz, 'tek vatan' diyoruz, 'tek devlet' diyoruz. Onun için bizim başka bayrak arama derdimiz yok. Onun için bizim tek millet dışında bir millet oluşturma gayretimiz yok. Çünkü millet kavramını bilmeyenler arayış içine giriyorlar. Millet kavramının içinde ne vardır biliyor musunuz? Türk'ü de vardır, Kürt'ü de vardır, Laz'ı da vardır, Arap'ı da vardır, Çerkez'i de vardır, Gürcüsü de vardır, Boşnak'ı da vardır. Millet kavramı bu kadar geniş bir kavramdır. Onun için buna farklı anlamlar yüklemeye çalışanlar, ihanet içindedir, onlar bölücülük gayreti içerisindedir. Buna fırsat vermeyeceğiz."
-Katsayı sorunu
Tarih boyunca bunu başardıklarını, hep birlikte başardıklarını, geleceği de birlikte inşa edeceklerini belirten Erdoğan, bu topraklar üzerinde acıları, zulmü, baskıyı ve ötekileştirmeyi hep birlikte yaşadıklarını ifade etti.
Erdoğan, değerlerinin aşağılandığını, kimliklerinin yok sayıldığını, inançlarına saldırıldığına işaret ederek, bütün bu dönemlerin artık geride kaldığını vurguladı.
Demokratikleşme paketi açıkladıklarını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Düne kadar üniversitelerin kapısından mahzun geriye döndürülen başörtülü kızım, kardeşim, artık üniversitelerin kapısından geri döndürülemeyecek. O iş bitti. Artık kamuda benim başörtülü kardeşim, başörtülü olarak hizmet verebilecek mi? Verebilecek. Artık bunun da adımı atıldı. Bütün bunlarla beraber katsayı denilen bir bela vardı biliyorsunuz. Neymiş, meslek liselerine bir katsayı engeli. Meslek lisesinden mezun olan yüksek puan alıyor ama layık olduğu üniversiteye giremiyordu. Şimdi ne oldu? O da değişti. Artık bütün öğrenciler ister meslek lisesi olsun ister fen, ister Anadolu, ister düz, ne olursa olsun. Yarışta kim öne çıkarsa, kim hangi puanla nereyi tutturursa oraya girme hakkına sahip. Ben bunu şahsımda yaşadım. Oğlum Boğaziçi Üniversitesini tutturuyordu. Ama katsayı engeliyle imam hatip mezunu olduğu için maalesef oraya giremedi. Doğru dürüst bir yere de girme şansı yoktu. Ne yaptık, imkanımız vardı, gönderdik yurt dışına, orada okudu. Gitti Harvard'da mastırını yaptı. Şimdi doktorasını yapıyor. Aynı şey kızlarım için. Onlar da imam hatipte okudular. Ama başları örtülü olduğu için ülkemdeki üniversitelere gidemediler. Ne yaptılar? Onlar da yurt dışına gittiler. Dünyanın en iyi üniversitelerini onlarda mastırını, doktorasını yaptılar, yapıyorlar. Bu adaletsizlik değil miydi, bu haksızlık değil miydi?. Bu zihniyet bu ülkeye hizmet edebilir miydi? İşte bu hizmetin maalesef geri gelmesi için sizler bize vekalet verdiniz, sizler bize görev verdiniz. Hamdolsun bizde onu şimdi bu demokratikleşme paketiyle bitirdik. Şimdi yola devam ediyoruz."
Erdoğan, idari olanları bitirdiklerini, yasal düzenleme gerektirenleri de Meclis'e gönderdiklerini ve gelecek haftalarda komisyonlara gireceğini ve yasa gerektirenlerin de TBMM'den süratle geçeceğini sözlerine ekledi.
- Ankara
Son Dakika › Politika › Başbakan Erdoğan Van'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?