Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (2) - Son Dakika
Politika

Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (2)

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "HDP'nin dediği mi oluyor?

06.06.2015 00:33
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "HDP'nin dediği mi oluyor? Kandil onu çağırıp hesap soruyor. Kandil onları azarlıyor. Kandil'in dediği oluyor. Davul Selahattin Demirtaş'ın boynunda, tokmak Kandil'in elinde. Bundan dolayı örgüte 'silah bırak' dediğinde örgüt silah bırakır mı? 'Birisi var, onun sözü etkili, onu nasıl devre dışı bırakırız', bunun arayışı içindeler" dedi.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, TRT Haber'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

HDP'nin güveni sarstığını ve bundan sonra Çözüm Süreci'nin nasıl içinde yer alacağına Hükümetin karar vereceğinin altını çizen Akdoğan, bugün Çözüm Süreci ve yeni anayasa vaadine bulunan partinin AK Parti olduğunu söyledi. AK Parti'nin öncelikli konularından birinin Çözüm Süreci olduğunu dile getiren Akdoğan, sürecin başarıya ulaşacağını ancak hangi aktörlerle olacağını yeniden düşüneceklerini kaydetti.

"Barajı geçerler muhatap olmayabilirler, geçmeyebilirler muhatap olabilirler" diyen Akdoğan, bu konunun HDP'nin barajı geçip geçmemesinden bağımsız bir konu olduğunu vurguladı. PKK'ya silah bıraktıracak olanın HDP olmadığına dikkati çeken Akdoğan, bu partinin burada "etkisiz eleman" olduğunu söyledi. Akdoğan, şöyle devam etti:

"HDP'nin dediği mi oluyor? Kandil onu çağırıp hesap soruyor. Kandil onları azarlıyor. Kandil'in dediği oluyor. Davul Selahattin Demirtaş'ın boynunda, tokmak Kandil'in elinde. Bundan dolayı örgüte 'silah bırak' dediğinde örgüt silah bırakır mı? 'Birisi var, onun sözü etkili, onu nasıl devre dışı bırakırız', bunun arayışı içindeler."

-"Meselede muhatap millettir"

Akdoğan, Kürt meselesinde bir çok adım attıklarını ve paradigmayı değiştirdiklerini ifade ederek, "Kürt meselesi dediğiniz meselede muhatap millettir. Allah'ın verdiği bir hakkı bizim kuldan esirgeyecek halimiz yok. Bütün kesimler bu sürecin paydaşıdır. Bir örgüt ve onun yandaşları değildir muhatap. Örgütün silah bırakması konusunda devletin yürüttüğü temas var. Bu bağlamda bunların üstlendiği bir rol var. Bu role de ihanet eden, onu sabote eden davranışlar geçmişte sergilediler. Kobani olayları süreci zehirleyen bir durumdu. Öcalan'ın çağrısını üç hafta boyunca yapmamaları ayrı bir sıkıntıydı. Daha sonra kongre toplanmaması vesaire..." diye konuştu.

"Provokasyondan medet ummak korkaklıktır"

Diyarbakır'daki patlamanın tekrar hatırlatılması üzerine Akdoğan, "Provokatif hadiselere en iyi cevap bu amacı boşa çıkarmaktır. Birlik, bütünlük görüntüsü vermek, sağduyu çağrısı yapmaktır. Provokasyondan medet ummak en basit tabiriyle korkaklıktır. Bu oyuna gelmemek lazım, suçlayıcı ve tahrik edici söylemlerden de kaçınmak lazım. Siyaset kurumunun bir bütün olarak bu tür olaylara tepki göstermesi lazım" dedi.

Can kaybına neden olmayan saldırıların da olduğuna değinen Akdoğan, "Burada ilkesel bir tavır takınıp hepsini kınamak lazım. Bu tür hadiseler milletin iradesine saygısızlıktır, ipotek koymaktır. İnşallah bu geri kalan 2 günü sukunet içinde geçiririz. Vatandaş söyleyeceğini sandıkta söyler. Vatandaşın iradesine herkes saygı duymalı. Bu tür şeylerden medet ummamak lazım" diye konuştu.

Yalçın Akdoğan Çözüm Süreci'nin devam ettiğini, şu anda bu sürecin dondurulmuş veya rafa kaldırılmış durumda olmadığını vurgulayarak, konunun 8 Haziran'da da AK Parti'nin öncelikli meselesi olduğunu anlattı. Bu sorunların Türkiye'ye yakışmadığını ifade eden Akdoğan, "Diğer partiler bu konuda sessiz kalabilir ama AK Parti'nin öncelikli meselesidir" dedi.

- "Aslında aynı zihniyet dünyasının insanları"

PKK'nın İmralı karşısında ne kadar durabileceğinin sorulması üzerine Akdoğan, şunları kaydetti:

"Aslında bunlar aynı zihniyet dünyasının insanları. Yöntem ve taktik olarak farklılıklar olabilir ama aynı kaynaktan besleniyorlar. Böyle bir farklılık yok aralarında. Ama zaman zaman farklı yönlendirmelerin tesiri altında kalan farklı gruplar ortaya çıkıyor. Kandil'in içinde farklı klikler de çıkabiliyor. HDP, İmralı arada bazı farklılıklar çıkabiliyor. Herkes kendi yöntemini veya kendi taktiğini dayatabiliyor."

Daha önceki süreçleri bozduklarını hatırlatan Akdoğan, "'Devrimci halk savaşıyla ben netice alacağım' diye büyük kitlesel saldırılar başlattılar. Ama devlet güvenlik tedbirleriyle bunu boşa çıkardı, o stratejiyi çökertti. O dönemde bin 500'e yakın PKK'lı etkisiz hale getirildi" dedi.

Akdoğan, Kandil'in, "bölgede silah tekrar geçer akçe oldu ben neden silah bırakacağım", "siyasi çözüm diyorsunuz ben bunu niye kabul edeyim, ben daha büyük bir şeyin peşindeyim, kızıl elmam var onu ele geçireyim" diyerek ayak dirediğini kaydetti.

Dış etkinin bu süreçte çok öne çıktığını belirten Akdoğan, "İmralı'yı nasıl devre dışı bırakıp, Türkiye'nin kendi inisiyatifiyle bu sorunu çözmesine nasıl sekte vurabiliriz" şeklinde bir gelişmeyi son dönemde görmeye başladıklarını bildirdi.

Akdoğan, o bölgede yaşayan insanların da bu oynanan oyunu görmeye başladığını ifade eden Akdoğan, "Düşün, sen AK Parti'yi devirmeye çalışan bir senaryonun parçası oluyorsun. AK Parti, bugüne kadar yapılan her şeyi yapan Çözüm Süreci'ni başlatan, bugün de 'bunu ben tamamlayacağım' diyen aktör. O olmazsa hiçbir şey olmuyor. O olmazsa zaten diğerleri bunu yapamıyor. Bunu orada yaşayan insanların görmemesi mümkün değil" diye konuştu.

"PR objesi olduğun zaman bu gerçek ortadan kalkmıyor"

Selahattin Demirtaş'ın 'Robin Hood' açıklamalarına değinen Akdoğan, şöyle devam etti:

"Gariban Kürt'e sen haraç mektupları gönderiyorsun. Zorla kepenk kapattırdığın insanlar Kürt değil mi? Oy vermeye giderken yolunu çevirdiğin vatandaş Kürt değil mi? Burada ceberut bir anlayış var. Kendi insanına saygı duymayan, kendine teslim olmayan Kürtleri de bölgeden kaçırtmaya çalışan, kimseye hayat hakkı tanımayan ceberut  bir anlayış var. Batıda şirinlik yaparak, kartel medyasının, medya patronlarının parlattığı bir PR objesi olduğun zaman bu gerçek ortadan kalkmıyor. Bugüne kadar mahalle baskısını onlar kullanıyordu. Demirtaş'ı parlatmaya çalışan medya çıkardı bu mahalle baskısını. Mahalle baskısı dediğinizin dik alasını bugün bu örgüt yapıyor.  KCK, şehirlerde yapıyor. Biz vatandaşımızı burada 'terör örgütüne ezdirmeyelim' diye iç güvenlik paketini çıkardık."

"Bu bir ihtiyaç, fantezi değil"

Yalçın Akdoğan, 12 yıl boyunca gece gündüz çalıştıklarını ifade ederek, "Tuğla üstüne tuğla, beş-on katlı bina yaptık birisi gelecek bir saniyede düğmeye basacak, binayı yerle bir edecek. Tahrip etmek kolay. Bütün o kazanımları geriye götürmek kolay. Bunun için bu kazanımların kökleşmesi için yeni anayasa başta olmak üzere bu büyük yürüyüşün devam etmesi gerekiyor" dedi.

AK Parti'nin, bir seçim beyannamesi, bir de öncelikli ele alacağı 10 maddesinin bulunduğunu vurgulayan Akdoğan, yeni anayasanın bunlardan biri olduğunu, bunun içinde başkanlık sisteminin de yer aldığını ifade etti.

Akdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun mitinglerde yaptıkları konuşmalarda yeni anayasadan sonra ikinci cümlesinin başkanlık sistemine ilişkin olduğunun altını çizerek, "Konuşulmayan bir mesele değildir. Bunu konuşuyoruz. Bu bir ihtiyaç, fantezi değil. Türkiye'de sistem tıkandı ve bu tıkanma yeni değil. 90'lı yıllarında başında bir bu tartışmayı yapıyorduk" dedi.

Halkın cumhurbaşkanını seçtiğini hatırlatan Akdoğan, "Buna karar verildiği gün aslında başkanlık sisteminin masaya yatırılması gerekiyordu. Biz bunu çok da tartıştık. Ama kimse yanaşmadı. Bu bizim yeni anayasa bağlamında öncelik olarak gördüğümüz bir konu. Türkiye'nin ihtiyacıdır" diye konuştu.

Halk buluşmalarını örnek gösteren Akdoğan, "AK Parti, iktidarını muhafaza edecek. Bu sayede güven ve istikrar sürecek. Çözüm Süreci başarıya ulaşacak diye inanıyorum" dedi.

Milletin sandıkta konuşacağını dile getiren Akdoğan, "Kimse buna gölge düşürmesin, kimse bunu sabote edecek provokasyonlara yönelmesin. Milletin iradesine saygı duyalım" görüşünü paylaştı.

Akdoğan, demokrasinin tahammül ve uzlaşı rejimi olduğuna vurgu yaparak, ellerinin hep havada kaldığını, bütün görüşme taleplerinin reddedildiğini ancak bu çabalarını sürdüreceklerini söyledi.

Muhalefet partilerinin kampanyalarını Cumhurbaşkanına muhalefet ederek başlattığına dikkati çeken Akdoğan, "Asıl sorun bu. Devletin başındaki ismi sen hedefe koyarsan, sürekli onun üzerinden polemik yürütürsen, seçimlerin ötesinde bir sorundur. Aslında bunun sorgulanması gerekiyor" dedi.

"Herkes sandığa gitsin, iradesini ortaya koysun"

"Seçim sonuçları AK Parti'nin iç bütünlüğü açısından belirleyici midir?" sorusuna Akdoğan şöyle cevap verdi:

"Bu kolay değil. Tayyip Erdoğan gibi büyük bir karizmatik liderden sonra partide genel başkan değişimi, kabine revizyonu, kongreler, bunların yapılması kolay bir şey değil. Partinin belli bir oy diliminde durması, bu çok büyük bir başarıdır. Bu teşkilatlar açısından ahlaki bir duruştur. Yeni genel başkanın arkasında dimdik durmaları, ona sahip çıkmaları, seçim sürecinin başarıyla gerçekleşmesi, herhangi bir çatırtının olmaması... Genel başkan olarak ismi geçen bir sürü arkadaşımız vardı. Hepsi arazideler, hepsi çalışıyor. Üç dönemlik arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyorlar. Şehir şehir geziyorlar. Aday değiller, siyasi hayatları belki de bitmiş olacak. Buna rağmen çalışıyorlar. Milletvekili oldukları halde listeye konmayan arkadaşlarımız var. Bunlar gece gündüz çalışıyor. Bu bir dava şuurudur. Milletvekili listeye konmamış, çalışıyor. Herkes genel başkanının arkasında dimdik duruyor. Bu büyük bir ahlaki erdemdir. Ben böyle baktığımda parti içerisinde herhangi bir olumsuzluk görmüyorum"

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, vatandaşlara da çağrıda bulunarak, "Herkes sandığa gitsin, iradesini ortaya koysun" dedi.

"Herhangi bir partiyi desteklemeyeceğim diyerek sandığa gitmediğinizde dolaylı olarak, bir partiyi desteklemiş oluyorsunuz" diyen Akdoğan, vatandaşların bunu unutmaması gerektiğini sözlerine ekledi.

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (2) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement