Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Avrupa Parlamentosunun (AP) 1915 olaylarına ilişkin kararıyla ilgili, "Dünya meselelerinin çözümüne dair bir dirayetin ortaya yok, kalkmışsın Türkiye'ye efendilik taslıyorsun. Kimse Türkiye'ye efendilik taslayamaz. Herkes kendi işini yapsın" dedi.
Akdoğan, TRT Haber'in canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının hatırlatılarak, bazı parlamentolardan çıkan kararların sorulması üzerine Akdoğan, 100'üncü yılında bu olayları bir "bayraklaştırma çabası" olduğunu belirtti.
Müthiş lobi faaliyeti yürütüldüğünü aktaran Başbakan Yardımcısı Akdoğan, tüm bunlara karşı devlet ve millet olarak gereken direnci ortaya koyduklarını söyledi.
Hakikatlerin ortaya çıkması için çaba gösterdiklerini dile getiren Akdoğan, "Maalesef 20, 30 yıl belki 40 yıl önce bu yapılar, diaspora, lobiler oluşturup farklı ülkeleri etki altına almaya çalışırken gereken mücadele yeterince verilmemiş, bir ihmal olmuş, önemsenmemiş belki ve bir şekilde kafayı kuma gömünce diğer ülkeler de mesafe almışlar. Bir yere kadar meseleyi getirmişler, ilk zannediyorum 1987 yılında böyle bir parlamentoda kabul edilmiş, ondan sonra tabii birtakım çabalar olmuş" diye konuştu.
AK Parti döneminde bu lobi faaliyetlerine karşı ciddi mücadele ortaya koyduklarını vurgulayan Akdoğan, şöyle devam etti:
"Hep elimizi uzattık. Dedik ki 'Bu Osmanlı'nın acılarının parçasıdır, burada ölenler bizim insanlarımızdır ama bunun adı soykırım falan değildir'. Yani büyük acılar yaşanmış, belki birtakım zulümler ortaya çıkmış, tehcir olmuş, karşılıklı insanlar birbirini öldürmüş vesaire. Hukuken de siyaseten de bunun adı soykırım değildir. Ama bir acı var. Bu acıyı biz paylaşıyoruz. Bunun için taziye mesajları yayınlandı ve Ermenistan'la da ilişkileri normalleştirmek için çok çaba gösterdik ama hep elimiz havada kaldı. Geleceği kin ve nefret üzerine kuramayız. Şimdi bu çabalar, alınan kararlar, açıklamalar vesaire bunlar kin ve nefreti tahrik etmekten başka bir şey değil, bir faydası yok. Şu anda halihazır duruma bir faydası yok. Çünkü buradan bir şey çıkarılamaz. 2003'te zannediyorum Adalet Divanı'nın başvurular üzerine aldığı bir karar var, bunun hukuki bir karşılığı yok. AB-Türkiye ilişkilerini etkileyecek bir boyuta taşımıyor, 'Kendi bağlamında tartışılan bir konudur şeklinde'. Burada biz 'Ortak komisyon kuralım, çalışsın ne karar verirse biz onu kabul ediyoruz' dedik. Bundan ötesi var mı? Kuralım komisyonu ve sonucunu biz kabul edeceğiz."
"Komisyonda biz olmayalım, bilim adamları olsun"
Akdoğan, "Komisyonda biz olmayalım, bilim adamları olsun" dediklerini de hatırlatarak, "Şimdi bunu kabul etmiyorsun. Bu ne demektir; 'Ben diğerini dogma olarak görüyorum. Kutsal bir şeydir bu, bunu herkes böyle kabul etmek zorunda. Bunu eleştiremezsin'. Bazı ülkeler buna ceza verdi biliyorsunuz, yani 'soykırım demedi' diye insanlara ceza verdi. Böyle bir şey olabilir mi" değerlendirmesini yaptı.
Yalçın Akdoğan, şunları söyledi:
"Sen kendi doğrunu bana dikte ediyorsun, dogma olarak bana dayatmaya çalışıyorsun. 'Gel kardeşim, kendine güveniyorsan, aç arşivlerini ispat et'. İspat edemiyorsun. 'Gel beraber komisyon kuralım', onu da kabul etmiyorsun, 'İlişkileri normalleştirelim', bunu da kabul etmiyorsun, şimdi bu yaklaşım yanlış bir yaklaşım. Burada iyi niyetli davranan, elini uzatan, sembolik birtakım adımlar atan Türkiye. Ama bu yapılanlar Türkiye'ye haksızlık ve biz üzülüyoruz. Bunlar, bu kararı alan ülkelerle, Türkiye'nin çoğu ile çok derin ilişkileri var. Buna endekslenecek ilişkiler de değil. Ama bu tür kararlar bizi üzüyor, halklarımızı da üzüyor. Orada yaşayan Türkleri de üzüyor. Bu yüzden artık bunları geride bırakmamız lazım ve geleceği dostluk üzerine, kin ve nefret üzerine değil, dostluk üzerine kurmamız lazım."
Birtakım devlet adamlarının Ermenistan'a gideceğini belirten Akdoğan, Türkiye'de düzenlenecek Çanakkale Kara Savaşları'nın 100'üncü yıl dönümü törenlerine de 25'e yakın devlet ve hükümet başkanının katılacağını bildirdi.
Akdoğan, "Çok büyük bir katılım. Onların tabii buradaki varlığı da Türkiye'ye destek olmak, güç vermek anlamına geliyor. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz" dedi.
"Herkes kendi işini yapsın..."
Avrupa Parlamentosunun kararını da eleştiren Başbakan Yardımcısı Akdoğan, şunları kaydetti:
"Avrupa Parlamentosu konuşuyor. Sen kimsin? Tarih kurumu musun? Ne anlarsın tarihten? Senin bir dirayetin, vizyonun varsa, çık kardeşim dünyada birçok olay oluyor. Mısır'da darbe oldu, 'darbe' diyebildin mi? Suriye'deki zalime, 'zalim' diyebiliyor musun? Yüz binlerce insan öldü. Yanı başında 700 kişi denizde boğuldu. Oraya yardım elini uzatmadın. Sen güya insani değerler üzerine kurulmuş bir birliksin. İnsanlar orada öldü sen müdahale edemedin. Bu kadar beceriksizsin, böyle bir vizyonun yok. Dünya meselelerinin çözümüne dair bir dirayetin ortaya yok, kalkmışsın Türkiye'ye efendilik taslıyorsun. Kimse Türkiye'ye efendilik taslayamaz. Herkes kendi işini yapsın."
Türkiye'nin "özür dilemeci bir tavır sergilediği" yaklaşımlarının doğru olmadığını da dile getiren Akdoğan, polemikler üzerinden bir yere varılamayacağını vurguladı.
AP'nin yaptığı yanlışı kendilerinin de sert şekilde eleştirdiğini belirten Akdoğan, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Ama neticede biz Ermenistan'la komşuyuz. Bu ilişkilerin normalleşmesini biz istiyoruz. Ama onlar bir şekilde ayak diriyorlar. Bu ilişkilerin normalleşmesini de biz körü körüne kabul etmiş değiliz. Elbette, Azerilerle Ermeniler arasındaki meselelerin, Dağlık Karabağ meselesinin çözülmesi vesaire... Onların yaptıkları yanlışlar var. Bunlardan geri adım atmaları da önem taşıyor. Burada peşin peşin her şeyi kabul eden, teslimiyetçi bir anlayış, özür dileyen bir yaklaşımla hareket etmiyoruz. Biz öz güvenle hareket ediyoruz, biz kendimize de güveniyoruz, geçmişimize de inanıyoruz. Acılar yaşanmıştır, bunu yok sayamayız ama bu acılar üzerine geleceği kurmayalım. 'Gelin birlikte öz güven içerisinde, dostluk içerisinde geleceğe yürüyelim' diyoruz. Burada özür dileyici yaklaşım söz konusu değildir. Böyle bir sorun var, bu sorunu yönetmek lazım. Bunu diyenler, geçmişten bu yana bu sorun büyürken kafalarını kuma gömdüler, hiçbir şey yapmadılar. Aldı başını gitti. Birçok ülke parlamentosundan geçti. Ne yaptın kardeşim, sen iktidardın? Sorunları görmezden gelen yaklaşım, sen çözmeye çalıştığın zaman ortalığı ayağa kaldırıyor. Görmezden gelirsen de işte o sorun büyüyor ve bir şekilde seni vurmaya başlıyor. Biz o sorunun Türkiye'yi vurmasına izin vermeyiz. Ama öz güvenle de geleceğe yürümek için ne yapmak gerekiyorsa, onu yaparız."
23 Nisan'ı kutladı
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı da kutlayan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, kutlamalarda TRT'nin önemli rol oynadığını ifade etti.
Dünyadaki ilk çocuk bayramının ilan edilmesinin, Atatürk'ün ileri görüşlülüğünü bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Akdoğan, "Ama egemenlik önemli. Bugün yaşadığımız bütün tartışmaların temelinde de bu var. Bu Meclis kurucu, Gazi Meclis'tir. Hem Cumhuriyeti kuran iradedir hem Kurtuluş Savaşı'nı veren iradedir. Atatürk o zaman doğru bir yöntemi seçmiş ve bütün şehirlerden gelen temsilciler, milletin temsilcileri marifetiyle, Cumhuriyet'in kuruluşunu ve Kurtuluş Savaşı'nın, Milli Mücadele'nin verilişini, milletin temsilcilerinin yönetiminde gerçekleştirmiştir. Bu doğru bir karardır. İnşallah 7 Haziran seçimlerinde de aynı bu ruhla irade sandığa, Meclis'e yansıyacaktır. Ben bütün milletimin bayramını tebrik ediyorum" diye konuştu.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (3) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?