Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in vefatına ilişkin, "Ben o işlerden, onun varlığından, onun yaptıklarından mağdur olmuş bir insan olarak onun hakkında güzel şeyler söylemek, bunu ifade etmek noktasında değilim. Söyleyeceklerimi de derununda muhafaza etmek isterim. Ölünün arkasından kötü şeyler de söylenmemeli. Elbette bizim bildiğimiz bir dua vardır, Allah rahmete müstahak olanlara rahmet etsin" dedi.
Arınç, Vakıflar Haftası'nın başlaması nedeniyle TBMM'de düzenlenen törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gazetecilerin, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e devlet töreni yapılmasıyla ilgili tartışmaların yaşanması ve kendisinin törene katılıp katılmayacağı yönündeki sorusu üzerine Arınç, Evren'in Cumhurbaşkanlığı sıfatını taşımış olduğu için bir devlet töreni yapılabilmesinin mümkün olduğunu söyledi.
Bununla ilgili görevin Dışişleri Bakanlığı Protokol Dairesine düştüğüne işaret eden Arınç, "Onlar ailesiyle görüşüp ne zaman, nasıl bir cenaze töreni istediklerini de tespit etmiş olmalılar" dedi.
Bugün Genelkurmayın bir açıklaması olduğunu anımsatan Arınç, burada, Genelkurmayda bir askeri tören yapılacağının daha sonra da galiba Ahmet Hamdi Akseki Camisi'nde kılınacak cenaze namazından sonra defnedileceğinin bildirildiğini ifade etti.
Arınç, "Tabii devlet töreni yapılacaksa Genelkurmaydaki tören, cenaze, Ahmet Hamdi Akseki Camisi'ndeki dini tören sırasında hükümeti temsilen bir arkadaşımız bulunacak mı, ondan habersizim. Yani bu konuda Başbakanlık Müsteşarlığımız herhalde bir çalışma yapıyordur, gerekiyorsa bu tür törenlerde hükümetin temsili de söz konusuysa -özel olarak incelemedim, araştırmadım, merak etmedim- herhalde bir arkadaşımızın burada tören gereği bulunması gerekebilir. Kendi açımdan baktığımda benim yarın Diyarbakır daha sonra da Batman'da programlarım var, Ankara'da olamayacağım. Sayın Başbakanımız kimi takdir ederse, müsteşarlık kimin temsili noktasında sayın Başbakanımıza bir arzda bulunursa o gerçekleşir" diye konuştu.
"Emri hak vaki oldu"
Arınç, Kenan Evren'in 98 yaşında vefat ettiğini, uzun süredir GATA'da tedavi altında olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Emri hak vaki oldu. Kur'an da diyor ki, 'bütün faniler ölümü tadacaktır.' Bu hepimiz için geçerlidir. Adaletin en eşit, en güzel olduğu nokta ölümdür. Hiç kimse ölümden kendisini kurtaramıyor fani olmak hasebiyle. Dolayısıyla Kenan Evren'in vefatında da söylenecek şeyler az çok bellidir. Ailesi, yakınları, sevenleri vardır. Onların duyguları farklıdır. Ama 12 Eylül 1980'de darbe yaparak parlamentoyu kapatan, siyasi partileri yasaklı kılan, bazı siyasi parti yöneticilerini cezaevlerinde yargılatan ve pek çok üzücü hadiselerin içerisinde bulunduğumuz bir kişi hakkında şahsen söylenecek sözler de farklıdır. Bir defa hükümetin bir üyesi olarak, hükümet sözcüsü bir arkadaşınız olarak hükümetimiz adına bir söz söylemem gerekirse şu ana kadar yapılan açıklamaların dışında bir söz söylemem mümkün değil. Ama şahsen bu konuda ne düşünüyorsunuz derseniz, ölüm büyük şeydir Peygamberimizin söylediği kadarıyla da ölüm hakkında söylenmiş, yapılmış pek çok ibretli sözler ve davranışlar vardır."
"O darbe günü alkış tutanları biliyorum"
Arınç, 12 Eylül 1980 darbesi olduğunda Milli Selamet Partisi Manisa İl Başkanı olduğunu bildirdi. Arınç, "Gözaltına alındım, aramalar yapıldı. Çocuğum da yeni doğmuştu, ilk yavrumuz hemen hemen 3-5 günlük bir evlatken kapımızın önüne asker, polis karışımı bir ekibin geldiğini, bize siyasi yasaklı olduğumuz bildiren bir kağıt imzaladığımızı, bu siyasi yasaklar sebebiyle hemen hemen 7 sene hiçbir siyasi faaliyette bulunamadığımızı, seçme ve seçilme hakkımızın olmadığını biliyorum" dedi.
Arınç, daha sonra parti binasında yapılan aramada parti levhasının indirilmesi sırasında bir tartışmanın yaşandığını, bunun kavgaya dönüştüğünü, siyasi hayatında da dönüm noktası olan olayların yaşandığını belirtti.
"Ben 12 Eylül darbesini alkışlayanlardan değilim, bu darbeden şahsen de ülkem adına da zarar gördüğümüzü bilenlerdenim. Siyasi yasaklı oldum, gözaltında kaldım, 1985 yılında refah gecesinde yaptığım bir konuşma sebebiyle bizzat yukarıdakilerin verdiği talimatla İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandım" diyen Arınç, şöyle devam etti:
"4 yıl 2 ay ağır hapis cezası aldım. 1 sene 2 ay da Eskişehir'de sürgün cezasına mahkum oldum. Bunları başıma getirenler hakkında ne düşündüğümü, ne düşüneceğimi az çok tahmin edersiniz. Daha sonraları da bu darbe, bu darbeyi yapanlar, bu darbe anayasası, bu darbe anayasasından mağdur olan milletimizin her ferdi gibi ben de siyasi hayatımda bunun mücadelesini verdim. Bugün ben kendim, şahsım, özgün düşüncelerim olarak ne hissediyorsam birtakım insanların da mürai olmamasını tercih ederim. Mürai olmamak şudur; iki yüzlü olmaktır. Çünkü ben o darbe günü alkış tutanları biliyorum. Ülkeye huzur geldi, kardeş kavgası önlendi. Peki niye bu zaman? 'Niye 5, 6 bin kişinin hayatının son bulmasına göz yumuldu' dediğimizde onu boşver, bak darbe yaptılar ortalık süt liman oldu diye alkış tutanları hatırlıyorum. Manisa'ya gelip hükümet binasının üstündeki terastan binlerce insana konuştuğu zaman biz bir kenarda üzüntüyle bunu izlerken ellerini çırparak, Evren için tezahüratta bulunan, ona sevgi ve sempati duyan binlerce insanı hatırlarım. Daha sonra Cumhurbaşkanı seçilmesini anayasa oylamasına bağladığında yüzde 90'ı aşan bir oyla anayasaya 'evet' diyenlerin de bulunduğunu bilirim."
"Darbeden bu yana onun ismine bağlı kalmış insanlara sormanız gerekir"
Arınç, kendisinin ve Kenan Evren'in Manisalı olduğunu anımsatarak, hemşehriliğin güzel, hemşehriciliğin ise kötü bir duygu olduğunu bildirdi.
Her insanın hemşehrisini sevdiğini, saydığını, arayıp bulduğunu belirten Arınç, "Ama hemşehri olmak ne olursa olsun onunla birlikte olmak, onun arkasından gitmekse bunun yanlış olduğunu da düşünürüm. Manisa'ya geldiği zaman yeni milletvekili olduğumda konuşmasına karşı çıkmış, özellikle Türkçe ezan ve Türkçe ibadeti anlatırken bu söylediklerinin yanlış olduğunu, bunun zamanında söylendiğini ama terk edildiğini ifade etmiştim. 'Kim bu çocuk' denildiğinde de 'İşte efendim Refah Partisi'nin yeni milletvekili' demişlerdi. İlk tanışmamız da öyle olmuştu" dedi.
O günden bu yana 12 Eylül darbesinin yargılanmaya başladığını, referandumla anayasada değişikliklerin yapıldığını vurgulayan Arınç, "Tahsin Şahinkaya ile birlikte idam talebiyle -ki şimdi ağırlaştırılmış müebbettir- yargılandığı zamanlarda Kenan Evren'in isminin okullardan, yollardan, caddelerden, daha önce verilmiş olduğu yerlerden kaldırılması gündeme geldi. Manisa'nın merkezinde Kenan Evren Sanayi Sitesi vardır. Bu küçük sanayi sitesinden de Kenan Evren'in isminin silinmesi gündeme geldiğinde o sanayi sitesinin başta sahipleri olmak üzere şehrin ileri gelenleri buna yanaşmadılar" diye konuştu.
Arınç, bunun bir hemşehricilik duygusu da olabileceğini, bir başka şekilde de ona sahip çıkmak olabileceğini İfade etti.
Arınç, "Dolayasıyla bugün 'Evren hakkında ne düşünüyorsun, vefatında ne hissettin' diye soracağınız kimseler varsa ona darbeden bu yana alkış tutmuş, onun yanında olmuş, onu çok sevmiş, onun ismine bağlı kalmış insanlara sormanız gerekir. Bunların da sayısı eksik değildir. Dolayısıyla ben o işlerden, onun varlığından, onun yaptıklarından mağdur olmuş bir insan olarak onun hakkında güzel şeyler söylemek, bunu ifade etmek noktasında değilim. Söyleyeceklerimi de derununda muhafaza etmek isterim" görüşüne yer verdi.
Ölünün arkasından kötü şeylerin de söylenmemesini isteyen Arınç, şunları kaydetti:
"Elbette bizim bildiğimiz bir dua vardır, Allah rahmete müstahak olanlara rahmet etsin. Söyleyebileceğimiz budur. Bu ülkede darbe yapan, müdahale eden, muhtıra veren sadece o da değildi. Ama 12 Eylül ülkeyi maalesef çok kötü noktalara götürdü, çok kötü işler yaptı. En azından benim partim siyasi yasaklıydı. 3 partinin seçime girmesine, 3 partinin seçime girmemesine karar veren de Milli Güvenlik Konseyi'ydi. O günleri yaşayan, canlı hatıralara sahip bir insan olarak bugün ben bir darbecinin vefatı karşısında ancak bunları söyleyebiliyorum. Ama hayatları darbeleri alkışlamakla geçmiş insanlara bugün hissiyatlarını sorarsanız onlar da mürai değilse herhalde eski düşüncelerini tekrarlayacaklardır. Evren'in de bu tür düşüncelere bugün çok daha ihtiyacı olduğunu zannediyorum."
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da Evren'in cenaze törenine katılıp katılmayacağı sorusu üzerine, katılmayacağını belirterek, yarın Afyonkarahisar'da daha önceden planlanmış temel atma töreni olduğunu söyledi. Eroğlu, "Allah rahmet eylesin. Ölünün arkasından kötü konuşulmaz. Hayırla yad edilir her ölü" dedi.
Son Dakika › Politika › Başbakan Yardımcısı Arınç Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?