Başbakan Binali Yıldırım, "2010 referandumuyla başkanlık süreci başlamıştır. Yapılması gereken bu vesayet anayasasındaki durumla fiili durumu aynı hale getirmek." dedi.
Yıldırım, TRT Haber'de katıldığı canlı yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Başkanlık sistemi ya da partili cumhurbaşkanlığı konusundaki bir soruyu yanıtlayan Yıldırım, bununla ilgili hazırladıkları düzenlemenin yaz tatili öncesinde ortaya çıkarılmasının çok mümkün olmadığını söyledi.
Yıldırım, siyasetin çözüm üretmek anlamına geldiğinin altını çizerek, vatandaşların sorunlarına çözüm üreten, hayat kalitesini yükselten projelere imza attıklarını anlattı. Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye'yi dönüştürdüklerini ve üçüncü dünya ülkesinden gelişmiş ülkeler arasına getirdiklerini vurguladı.
Türkiye'nin bugün gelişmiş ülkelerde ne varsa hemen hemen hepsine sahip bir çoğundan da iyi konumda olduğunun altını çizen Yıldırım, Türkiye'nin bu yılın ilk çeyreğinde dünyada ekonomisi en çok büyüyen 5 ülkeden biri olduğuna işaret etti. Başbakan Yıldırım, her türlü olumsuzluğa rağmen bunu gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Başbakan Yıldırım, dünyada yaprak kıpırdamadığı bir dönemde mega projeleri hayat geçirdiklerine dikkati çekerek, bu perşembe dünyanın dördüncü büyük köprüsü Osmangazi'nin açılışını yapacaklarını aktardı.
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyasette çözüm esastır, anayasa değişikliği bütün partilerin vazgeçilmez vaadidir. 2002 seçimlerinden itibaren bütün partiler 'artık vesayet ürünü anayasa gitsin, halkın ve meclisin iradesiyle yapılan anayasa gelsin' diyor, öyle değil mi? Ama bugüne kadar böyle kısmi değişiklikler, ufak tefek günlük ihtiyacı karşılayacak, konjonktürel değişikliklerle geldik. Mutlaka burada artık bir sağduyuyla, ortak akıl ile bu anayasayı yapmak lazım.
Eğer 2007'de 367 icadını çıkarmasalardı bugün başkanlığı belki de konuşmayacaktık ama orada maalesef ne hukukta ne demokraside ne de siyasette yeri olan bir icat çıkardılar, 367 ve ondan sonra Türkiye'de her şey değişti. Değişen ne; biz de o sorunu aşmak için dedik ki cumhurbaşkanını halk seçsin, anayasa değişikliği getirin. Bugün milyonlar cumhurbaşkanı seçiyor. 20-21 milyondan fazla insan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a oy verdi, seçti. Anayasanın lafzında sorumsuzdur cumhurbaşkanı ama yani şimdi cumhurbaşkanımız bu millete 'ben sorumsuzum' mu diyecek? Öyle bir şeyi kim bekleyebilir? 21 milyondan fazla insanın oyunu almış birisi yarın bunun yarın siyasi sorumluluğu olduğunu bilmez mi? Gelip vatandaş 2019'da demeyecek mi 'şunu şunu söylediniz hani bunlar yapıldı mı yapılmadı mı, şunu yaptınız Allah razı olsun' demeyecek mi? Dolayısıyla fiilen 2010 referandumuyla başkanlık süreci başlamıştır. Yapılması gereken bu vesayet anayasasındaki durumla fiili durumu aynı hale getirmek."
Başbakan Yıldırım, anayasanın yenilenmesi gerektiğinin altını çizerek bunun için milletvekili sayılarının yetmediğini ama bunun gerçekleşmesi için ellerinden geleni yapacaklarının altını çizdi. Yıldırım, diğer partilere bu konuyla ilgili son kez yeniden çağrı yapacaklarını söyledi.
Yeni anayasanın şuan yazıldığını ve bittiği zaman hem kamuoyuyla hem de diğer siyasi partilerle paylaşacaklarını anlatan Yıldırım, her şeye rağmen AK Parti grubu olarak tekliflerini vereceklerini bildirdi. Yıldırım, "Buradan sonuç aldık, almadık; dünyanın sonu değil, alternatifilerimiz de elimizde olacak o alternatifi devreye sokacağız ve gerekeni yapacağız." ifadesini kullandı.
Terör
"Dokunulmazlıklar ve terörle mücadele sonucunda HDP'lilerin milletvekilliklerinin düşürüleceği ve bir erken seçim ile 367 eşiğinin geçilerek başkanlık sistemi getirileceğine" yönelik iddiaların sorulması üzerine Binali Yıldırım, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerini anımsatarak, "Seçim, seçim ne zaman geçim, millet geçim bekliyor." dedi.
Milletin seçimden yorulduğunu ve artık icraat görmek istediğini ifade eden Yıldırım, "Seçimi gündeme getirmek bu ülkeye iyilik değil kötülüktür. Asla ve asla hiç kimse keyfi, şahsi maceraları için öyle yollara girmesin." diye konuştu.
İstikrarın, siyasi iradenin olduğu bir süreçte AK Parti'nin hem sorunların hem de çözümlerin farkında olduğunu vurgulayan Yıldırım, milletin arkalarında olduğu sürece gereğini yapacaklarını ve Türkiye için üretmeye devam edeceklerini belirtti. Yıldırım, geçmişte yaptıklarının da bunun ispatı olduğuna dikkati çekti. Kendilerini ispat etmekle yükümlü olmadıklarını söyleyen Yıldırım, rakiplerinin de kendileri olduğunu kaydetti.
Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bugüne kadar bizim rakibimiz olmadı. Hep kendimizle yarıştık, bundan sonra da belli ki kendimizle yarışacağız çünkü rakiplerde 'tık' yok. Ne memleket meselelerinde ne de ülkenin geleceği ile ilgili bir şey duyabiliyor musunuz Allah aşkına? Hiçbir şey yok, işleri güçleri Cumhurbaşkanı'na laf yetiştirmek. ya bırakın da gelin deyin ki 'Şu işi yanlış yapıyorsunuz, doğrusu budur, biz size doğruyu gösteriyoruz bundan da yararlanın.' diyen gördünüz mü?
Şimdi HDP, efendim dokunulmazlıklar niye kalkmış Türkiye'de? Bize hukuk ve demokrasi dersi vermeye çalışan dostlarımız var, kusura bakmasınlar. Bir tane patlama oldu herşeyi askıya aldı Fransa. İnsan haklarını da askıya aldı ve İnsan Hakları Mahkemesi'ne müracaat etti ve '15. madde hakkımı kullanıyorum' dedi. Türkiye'de ölüm kalım mücadelesi veriyoruz hiçbir şeyi askıya almadık. Bu kadar da acımasızca, haksızca üzerimize gelmesin, kusura bakmasın. Dünyada ne oluyor kimin ne iş yaptığını biz herkesten iyi biliyoruz."
Şehitlere işaret eden Yıldırım, onların Türkiye'nin yaşaması için hayatlarını verdiğinin altını çizdi. Başbakan Yıldırım, şehitlerin ruhunu acıtacak hiç bir işi yapmayacaklarını anlatarak, "Teröre açıkça destek veren teröre yardım ve yataklık yapan kim olursa olsun sıfatı ne olursa olsun bunun bedelini ödeyecek." dedi.
Sınır güvenliği
Başbakan Binali Yıldırım, sınır güvenliği ile ilgili bir soru üzerine konunun muhatapları ile görüştüklerini ve zaman zaman sıkıntılar yaşandığını aktardı.
Türkiye'nin toprak bütünlüğü, birliği ve beraberliğinin kendileri için hassas konuların başında geldiğini ifade eden Yıldırım, riski artıran bir yapılanmanın "hayat memat" meselesi olduğunu vurguladı.
Yıldırım, şöyle konuştu:
"Orada suni devletler oluşturma ve Türkiye'yi sürekli tehdit altında tutma gayretleri olduğunu görüyoruz ve müttefiklerimizi bu konuda usulünce uyarıyoruz ve diyoruz ki 'Burada yapıyı bozmayalım, Suriye'nin Irak'ın toprak bütünlüğünü bozmayalım. Bunlar şimdi sözde Suriye'de rejime karşı sizinle işbirliği yapıyorlar gibi olsa da bunların sicili bozuk, bunlar terör gruplarının uzantıları, Kandil'in batıya doğru kaymış unsurları, bunlarla işbirliğinize biz razı değiliz' açıkça söylüyoruz bunları, Amerika'ya söylüyoruz.
O yüzden buralarda anlaşamadığımız durumlar oluyor ama anlaşalım ya da anlaşmayalım bizim için olmazsa olmaz o güney sınırımızın, 911 kilometrelik o uzun güney şeridin emniyet altın alınmasıdır."
-"Piyasaya yansıması lazım"
Başbakan Binali Yıldırım, Merkez Bankası'nın faiz indirimi ile ilgili kararlarının sorulması üzerine, "Bu indirimlerin piyasaya yansıması lazım." dedi.
Piyasanın da bunu hissetmesi gerektiğini belirten Yıldırım, alacakları tedbirler ve açıklayacakları "müjde paketi"nin de bunu içereceğini bildirdi.
Yıldırım, bir soru üzerine taşeron işçi konusu ile ilgili bir soruyu yanıtlarken de bu konuda çalışmaların sürdüğünü anlattı. Bu konunun değişik statülerde çalışan işçiler dolayısıyla karmaşık bir konu olduğuna dikkati çeken Yıldırım, konunun muhatapları ile görüşmelerin sürdüğünü ve yıl sonuna kadar gerçekleşmiş olmasını beklediklerini söyledi.
"Bilek güreşi"
Binali Yıldırım, "paralel yapının organize suç işleme kabiliyetinin kırıldığına ilişkin bir tespitlerinin olup olmadığına" ilişkin soruya, "Paralel yapı ile mücadelede önemli bir mesafe katedildi ama henüz istediğimiz noktaya gelmiş değil, risklerimiz devam ediyor" karşılığını verdi.
Mücadelenin zorluklarına işaret eden Yıldırım, suçlu ile suçsuzu ayırt ederek bu mücadeleyi sonuçlandırmanın kolay olmadığının altını çizdi. Sürecin yavaş ilerlediğini ancak her geçen gün daha iyi bir duruma geldiğini ifade eden Yıldırım, "Şunu herkesin bilmesi lazım; hiç kimse istediği kadar zayıf olsun, bir devletle bilek güreşine tutuşamaz. Böyle bir şey yapmaya kalkan, her dönemde bedelini öder gerekli karşılığını da görür. Onun için otorite, irade olmayan yerde idare olmaz . Dolayısıyla biz, bu konuda bugüne kadar yapılanları da biliyoruz ama bundan sonra neler yapacağımız konusunda da kafamızda hiç bir karışıklık yok." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, finansal kaynakların kesilmesi ve devlet içerisinde bu unsurların temizlenmesi sürecinin biraz zaman alacağını vurguladı.
Toplumdaki gerilimler
Başbakan Yıldırım, bir din görevlisinin "Namaz kılmayan hayvandır" sözleri ve Firuzağa'daki bir plakçıya yapılan saldırının hatırlatılarak toplumdaki gerilim noktaları ile ilgili görüşlerinin sorulması üzerine şunları kaydetti:
"Bu konuda ben bahsettiğiniz olayla ilgili çok net görüşümü ortaya koydum. Böyle bir şey diyen varsa halt etmiş yani ona mı kalmış kimin namaz kılıyor kılmıyor, kılan şöyle, kılmayan böyle. Bu ne din adamlığına ne de insanlığa sığan bir şey değil. Bu çok açık.
Firuzağa'daki olay da istismara çok müsait bir olaydır. Din bizim tepemizin üzerindedir, dini buraya getirip konuşmaya başladık mı anlaşmazlık kapısını açarız. İnancımız, dinimiz, bizim kutsalımız her şeyin üzerindedir ama diğer yandan da insanları yargılayacak, sorgulayacak bir yetkimiz de yok, böyle bir sorumluluğumuz da yok sadece insanların inançlarını, düşüncelerini rahatça ortaya koyacakları ortamı sağlamakla mükellefiz. Bunu biz yapmak zorundayız. İnanana ne kadar baskı varken o bizi rahatsız ederse inanmayana da baskı aynı şekilde bizi rahatsız eder."
(Bitti)
Son Dakika › Politika › Başbakan Yıldırım: (6) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?