CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Türkiye'nin, Suriye'de ABD ve Rusya arasına sıkışmış pozisyona düşmemesi gerektiğini belirterek, "Bununla ilgili her türlü askeri, diplomatik, stratejik tedbir alınmalıdır." dedi.
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, içinden geçilen sürecin polemik yapmayı hoş karşılamadığını, milli meseleler üzerinde polemik yapmadıklarını söyledi. Altay, iktidar partisi genel başkanı başta olmak üzere bu meselelerde daha ciddi, tutarlı, polemikten uzak, Meclisi ve muhalefeti bilgilendiren bir yaklaşımla süreci götürmesinin ülkenin yararına olduğunu ifade etti.
Afrin ve İdlib'de mevzi kazanılması, bu noktalarda terör örgütlerinin devre dışı bırakılmasının Suriye'nin geleceği ve güvenliği için önemine işaret eden Altay, başından beri Suriye'nin toprak bütünlüğünün işin esas olduğunu söylediklerini anımsattı. Altay, Soçi ve Cenevre süreçlerinin olumlu sonuçlanmasını, sayıları milyonları bulan Suriyeliler'in, barış sağlanmış, toprak bütünlüğü korunmuş olarak tekrar ülkelerine dönmesini temenni etti.
ABD ile Türkiye arasında çok sıcak bir temas başladığını dile getiren Altay, ABD Dışışleri Bakanı Rex Tillerson'ın Türkiye'ye geldiğini, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli'nin de ABD Savunma Bakanı James Mattis ile görüştüğünü anımsattı.
Engin Altay, her iki tarafın da birbirlerini çelişkili tutum takınmakla eleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin, "Trump başka Pentagon başka söylüyor." dediğini, ancak Türkiye'de de Cumhurbaşkanı, Başbakan, Milli Savunma ve Dışişleri bakanlarının "ayrı tellerden çaldığını" savundu.
Canikli'nin, mevkidaşıyla görüşmesinden sonra, "ABD'li mevkidaşım YPG'ye silah vermediklerini söyledi. İspatlayacak, karşı kanıt koyamayacağımıza göre inanmak zorundayız." dediğini öne süren Altay, bu açıklamayla "milletin aklıyla alay mı edildiği" sorusunu yöneltti.
Altay, bir Dışişleri Bakanı'nın, neredeyse yarım asrı aşkın müttefik olunan, stratejik ortak diye nitelenen bir ülkeyle ilişkilerin ya biteceğini ya düzeleceğini söyleyip, keskin, köşeli tehdit savuramayacağını, bir Başbakan'ın diplomasi kanalları çalışırken, "Gerekirse bunlara savaş açarız." diye efelenemeyeceğini ifade etti.
Hükümetin dil birliğine ihtiyacı olduğunun altını çizen Altay, konu gündeme geldiğinde, "Terör örgütlerine silah ve benzeri yardım eden ABD dahil bütün ülkelere karşı Türkiye Hükümeti'nin alacağı önlem, karşı koyacağı reflekslere karşı hükümetin arkasındayız." dediklerini ve demeye de devam edeceklerini vurguladı. Altay, hükümetin bu süreci doğru taşımaması noktasında endişelerini söylemek zorunda olduklarını dile getirdi.
Altay, "Hükümete samimi uyarı bile yapsak yerlilik ve millilik tantanası, iddiası, polemiğiyle adeta bu işe CHP'nin olumlu dahil karışması istenmediği de artık sağır sultan duydu. Mesele CHP-AKP, Erdoğan-Kılıçdaroğlu meselesi değil. Mesele Türkiye'nin bekası meselesidir. İnsanları, partileri, kitleleri bu meseleden uzak durun, karışmayın, karışacaksanız benim kullandığım dili kullanın anlayışı doğru değil." diye konuştu.
Hükümete öneriler
Afrin'de stratejik dikkat ve tedbire ihtiyaç olduğunu belirten Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümete dört samimi öneri ve uyarı yapmayı görev sayıyoruz: Türkiye, Suriye'de ABD ve Rusya arasına sıkışmış pozisyona düşmemelidir. Bununla ilgili her türlü askeri, diplomatik, stratejik tedbir alınmalıdır. Türkiye, terörle mücadele ederken Suriye'de barışı hedeflediğini, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasının esas olduğunu somut adımlarla göstermelidir.
Türkiye, diplomatik süreci kesintiye uğratacak söylemlerden kaçınmalıdır. AK Parti, Afrin operasyonunu iç siyasete malzeme olarak kullanmaktan imtina etmiyor, iç siyasette Afrin ile ilgili bunun AK Parti meselesi, operasyonu olduğuna yönelik algı oluşturuyor.
Dışişleri Bakanlığından, Başbakanlıktan, Cumhurbaşkanlığından Afrin operasyonuyla ilgili kamuoyuna bilgi verildiğine tanık olmadım. Bütün bilgiler AK Parti kongrelerinden veriliyor. Diplomatik temasları, müzakereleri kesintiye uğratacak, koparacak söylemlerin, iç politikada AK Parti'ye oy getirme anlayışıyla yapılması bu ülkeye yapılacak ihanettir. Umarım ve dilerim Erdoğan, bu süreç sonunda bir gün milletin karşısına çıkıp, 'bu sefer de beni şu kandırdı' demesin, kandırılmasın, uyanık olsun. Bunun yolu içeride istişaredir, demokrasi kanallarını açık tutmak, ana muhalefet başta olmak üzere Meclisle bilgi alışverişidir. "
Altay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, ABD Dışişleri Bakanı'nın temaslarının ardından kapalı ya da açık bir oturumla Meclisi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu bilgilendirmesi gerektiğini söyledi.
İlgi ve duyarlılık için teşekkür
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün küçük bir operasyon geçirdiğini, bugün, yarın evde istirahat edeceğini anlatan Altay, Kılıçdaroğlu ile görüştüğünü, sesinin, eskisinden daha canlı, gür olduğunu aktardı.
Engin Altay, Kılıçdaroğlu'nu arayarak geçmiş olsun dileğinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'a ilgi ve duyarlılıklarından dolayı teşekkür etti.
Son Dakika › Politika › CHP Grup Başkanvekili Altay Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?