CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, seçim ittifakına ilişkin, "Demokrasi, çoğulcu rejim, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması, yargı bağımsızlığı, adalet ve huzurun tesis edilmesi, toplumsal barışın sağlanması gibi 81 milyon vatandaşımızın hepsinin arzu ettiği ve hepsinin yüreğini soğutacak temel meseleler bu ittifakın esaslı ilkeleri olur. Partileri konuşuyor olmak ilkeleri ikinci plana atar. Onun için önce ilkeleri konuşacağız, o ilkeleri kabul eden yapılanmalar ve partiler o ittifakın parçası olurlar." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantının ardından açıklamada bulunan Tezcan, Türkiye'nin gündemindeki en önemli konulardan birisinin TBMM'ye gelen "seçim ittifakı" yasa teklifi olduğunu belirtti.
CHP olarak, seçim ittifaklarının yapılmasına kategorik olarak itiraz etmediklerini ifade eden Tezcan, ittifakın siyaseti zenginleştirme, çoğulculuğu artırma, siyasi partilerin kimliklerini koruma ekseninde yapılabileceğine işaret etti.
AK Parti ve MHP'nin teklifinin, demokratik ittifak yolunu açmayacağını, siyaseti ve milleti kimliksizleştireceğini ileri süren Tezcan, "Bu teklif, tek adam rejimini tahkim etme teklifidir. 'Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidar yapıp, bütün iktidar yetkilerini Erdoğan'a verelim, sonrası tufan' diyen bir anlayış, koalisyon içerisinde hareket ediyor. ve bu tek adam koalisyonu Türkiye'de demokrasiyi yok edecek hangi adım varsa atıyor." diye konuştu.
Teklifte, yüzde 10 seçim barajının indirilmediğine dikkati çeken Tezcan, "Cesaretliyseniz, gelin sıfır baraj ile seçime girelim." dedi. Tezcan, bu teklifin küçük partileri kimliksizleştireceğini, kendi ideolojisiyle, programıyla, düşüncesiyle seçmenin karşısına çıkabilme imkanını ortadan kaldıracağını savundu. Siyaseti kimliksizleştirme ve tek tipleştirme teklifine karşı olduklarını dile getiren Tezcan, bu yanlışların düzeltilmesini istedi.
"MHP'nin baraj altında kalma korkusu var"
"Bu teklif, milletvekili hırsızlığı teklifidir. 'Oylarımı artmadan daha fazla milletvekili nasıl çalarım?' hesabı yapılmış." diyen Tezcan, şunları kaydetti:
"Bu siyaset, bu teklif bir baraj siyaseti projesidir. Baraj korkusuyla oluşmuş. Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50 barajı geçme korkusu var. AK Parti'yi bu ittifaka yönlendiren yüzde 50 barajıdır. Devlet Bahçeli'nin, MHP'nin yüzde 10 barajı altında kalma korkusu var. Orada da TBMM'de yasama organında yüzde 10 barajının altında kalma ve milletvekili çıkaramama korkusu vardır. MHP, yüzde 10 barajına takılma korkusuyla AK Parti yüzde 50 barajına takılma korkusuyla siyaseti kimliksizleştiren, tek tipleştiren böyle bir proje icat etmişlerdir. Bu proje demokraside çoğulculuğu yok etme projesidir."
Tezcan, adına "Cumhur İttifakı" dense de bunun cumhuru böleceğini, kamplara ayıracağını savunarak, bu planların, AK Parti'nin ve onun ortaklarının sonunun geleceği bir plan olduğunu, kurdukları tuzağa kendilerinin düşeceğini ileri sürdü.
"Sopalı seçim hazırlığı"
Teklifin, seçim güvenliğini de yok edeceğini, Türkiye'nin en önemli problemlerinden birisinin bu olacağını kaydeden Tezcan, siyasi partilerin sandıklardaki etkisinin ortadan kaldırılmak istendiğini savundu.
Sandıkların denetlenmesinin istenmediğini, teklifle polis ve jandarma denetiminde seçim yapılmasının önünün açıldığını ifade eden Tezcan, "2018 yılında Türkiye'de bir sopalı seçim hazırlığıdır bu teklif. Polis ve jandarma silahıyla beraber sandık başkanı çağırmasa bile sandık alanına girebilecek. Böyle bir seçimin güvenliğinden bahsetmek mümkün mü? Bir yeni sopalı seçim hazırlığıdır." dedi.
Tezcan, bu teklifin, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) "gayrimeşru, mühürsüz seçiminin" kanun yoluyla ikrarı olduğunu savunarak, şöyle konuştu:
"Bu aşamadan sonra esaslı ve ciddi bir güvenli seçim hareketinin, sivil toplum hareketinin örgütlenmesi gerekiyor. CHP olarak, güvenli seçim hareketinin örgütlenmesi için üzerimize düşenin fazlasını yapacağız, bunun öncüsü olacağız. Diğer siyasi partilerle bugünden itibaren bu konuda temasa geçiyoruz. Bütün siyasi partilerle oy çalma hesabında olmayan, oyu çaldırmama hesabında olan herkesle bir ciddi güvenli seçim hareketine ihtiyaç var. Diğer siyasi partilerle de temas edeceğiz. Onlarla beraber, bütün sivil toplumla bu hareketi başlatacağız. Oyuna sahip çıkmak isteyen herkese çağrı yapıyoruz."
"YSK Başkanı görevinden çekilmeli"
Türkiye'de seçmenin bütün seçim sonuçlarını CHP'nin sisteminden izleyeceği bir altyapı kurduklarını belirten Tezcan, sandıklara sahip çıkacaklarının altını çizdi.
Tezcan, CHP'ye dava açan, husumetli olan YSK Başkanı Sadi Güven'in "YSK Başkanı" olarak bu seçim sürecinde görev almasının yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu savunarak, Güven'in görevinden çekilmesi gerektiğini söyledi.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine de değinen Tezcan, "Milletin alın terini, Cumhuriyetin kurumlarını sata sata doymadılar. Ona doymadılar, üstüne üstük Cumhuriyete hakaret etmeye de doymadılar. Hem Cumhuriyetin kurumlarını satıp geçiniyorlar hem de Cumhuriyetin değerlerine hakaret edip, küfrediyorlar. Bu ne büyük nankörlük?" dedi.
Tezcan, özelleştirmenin, uluslararası tekellere Türk çiftçisini teslim edeceğini ileri sürerek, şöyle devam etti:
"14 şeker fabrikası milletin malı, babanızın malı değil. Bu kadar kolay satamazsınız. Alanlara da söylüyorum, dikkat edin. Bunu böyle keyfe keder iktidarla ilişkilerinizle alıyorsunuz yarın bu iktidar değişecek. ve bunu, bu ilişkilerle alıp, hukuk ve etik dışı bir biçimde milletin malına konduğunu sananlar bilsinler ki onları geri almayı biliriz yeniden. 3 milyar dolar katma değeri var şeker sektörünün Türkiye'ye. Yabancı tekellerin mısır nişastasından şeker üretmesinin önünü açan bu yapı, millete genetiği bozuk şeker yediren bir yapı. Tesadüf değil. Genetiği bozuk siyaset, genetiği bozuk şeker yediriyor millete."
"Acaba devreler mi karıştı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkındaki "istifa" iddiaları üzerine, "Bu trol ahlaksızlıkları ülkemizin kendi içindeki birliğini, beraberliğini bozmaya yönelik adımlardır." açıklamasını yaptığını hatırlatan Tezcan, trolleri AK Parti'nin yarattığını, milyonlarca liralık bütçeyle on binlerce kişinin itibar cellatlığı yaptığını öne sürdü.
Tezcan, AK Parti iktidarının devlet imkanıyla beslediği en az on bin trolünün olduğunu ve bunların aylık giderlerinin en az 30 milyon lirayı bulduğunu ileri sürerek, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da bu trol ordusunun saldırısına maruz kaldığını, sonra da görevinden istifa ettiğini savundu.
Soylu'nun, AK Parti'nin Ar-Ge'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olduğu dönemde sosyal medya kampanyası başlattığını anımsatan Tezcan, "Acaba devreler mi karıştı, sigortalar mı attı?" diye sordu.
Tezcan, HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım'ın milletvekilliğinin düşürülmesine de tepki göstererek, "Bir milletvekili Erdoğan'ı eleştirdiği zaman, 'padişah bozuntusu' dedi diye hapis cezası alıyor ve milletvekilliği düşürülüyor. Yargının, siyasetin geldiği duruma bakın. Bu kararı veren hakim hakim değildir. Bu süreci yaratan siyaset, demokratik siyaset değildir ve bunu bozmak hepimizin görevidir. Hangi partiden olduğunun hiçbir kıymeti harbiyesi yok." dedi.
"RTÜK'ün gündemine taşıyacağız"
Tezcan, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu'nun "ilkeler üzerinden seçim ittifakının yapılabileceğine yönelik" açıklamalarının sorulduğu Tezcan, şu yanıtı verdi:
"Sayın Genel Başkanımız çok doğru bir şey söyledi, 'demokrasiyi ayakta tutma, güçlendirme adına ilkeler etrafında bir ittifak kurabiliriz' dedi. Bizim için ilkeli ittifaklar önemlidir, barajı aşabilme sevdasıyla, o korkuyla oluşturulacak ilkesiz ittifakların değil, olsa olsa Türkiye'yi güçlü bir demokrasiye taşıyacak, adaletin ve huzurun hakim olacağı bir Türkiye yaratma ilkesi etrafında oluşturulmuş bir ittifaktır, bunu söyledi Sayın Genel Başkanımız. Diğerini ilkesiz ittifak peşinde olanlar düşünsün."
CHP'nin yeni tüzük taslağında yer alan "cumhurbaşkanı adayının seçmen yoklaması" yöntemiyle belirlenebilmesi maddesinin sorulduğu Tezcan, bu maddenin eklenmesinin bir öz güven işi olduğunu, geniş kesimleri kucaklayan bir cumhurbaşkanı hedefi için bu maddenin tüzüğe konulduğunu söyledi.
Tezcan, "ilkeler ittifakındaki ilkelerin ne olduğunun" sorulması üzerine, şöyle devam etti:
"Demokrasi, çoğulcu rejim, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması, yargı bağımsızlığı, adalet ve huzurun tesis edilmesi, toplumsal barışın sağlanması gibi 81 milyon vatandaşımızın hepsinin arzu ettiği ve hepsinin yüreğini soğutacak temel meseleler bu ittifakın esaslı ilkeleri olur. Bunlar belli bir formülasyon dahilinde anlatılabilir, ilkelerin ortak belirlenmesi önemlidir. Kutuplaştırmayı, ötekileştirmeyi reddeden bir büyük buluşmayı tarif eden ilkeler belirlenir. Partileri konuşuyor olmak ilkeleri ikinci plana atar. Onun için önce ilkeleri konuşacağız, o ilkeleri kabul eden yapılanmalar ve partiler o ittifakın parçası olurlar."
"AKİT TV spikeri Ahmet Keser'in 'Sivil öldürecek olsak Cihangir, Nişantaşı, Etiler, TBMM'den başlarız.' sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Tezcan, bu sözleri "densizlik" olarak nitelendirdi. Tezcan, bu konuyu RTÜK'ün gündemine taşıyacaklarını belirterek, RTÜK'ten gereğinin yapılmasını beklediklerini ifade etti.
Son Dakika › Politika › CHP Myk Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?