Elazığ'da konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'ye, MHP'ye, CHP'ye ve HDP'ye gönül verenlere seslendiğini belirterek, bütünleşme çağrısı yaptı. Erdoğan, "Keşke cumhurbaşkanlığı sistemine rahmetli Özal'ın bu meseleyi gündeme getirdiği 1990'lı yılların başında geçseydik. Türkiye 90'larda yaşadığı sıkıntıları yaşamazdı" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreni için geldiği Elazığ'da, İstasyon Meydanı'nda toplanan onbinlerce kişiye hitaben konuştu. Erdoğan, başbakan olduğunda attığı ilk adımın seçilme yaşını 30'dan 25'e indirdiğini anımsatarak, "İndirdik ama ne dedik, 'Yetmez 18'e indirmek lazım.' Şimdi oldu. 18 yaş hem seçme hem seçilme yaşıdır. Ne diyorlar çoluk çocuğa mı bırakacağız parlamentoyu. Bu kendi gençliğine güvenmemek demektir. Şimdi ne yapıyoruz, 'Bu millet sıradan bir millet değil' diyoruz. Bu gençlik sıradan bir gençlik değil. Bu gençlik Fatihlerin torunudur. Fatih 21 yaşında bir çağı kapatıp, bir çağı açtı mı? Siz de açarsınız. Daha çok çalışacağız, daha çok koşacağız. İnşallah parlamentomuzda 18 ile 25 yaş arası seçilmiş gençler görmek istiyoruz. Kabinede bakanlar görmek istiyoruz. Olur mu bu? Niye olmasın. Bugün dünyanın dev şirketlerini 25-30 yaşında gençler yönetiyor. Ama bunların kafası basmaz bu işe. Onun için biz gençliğimizle iftihar duyuyoruz. Gençlerimizin üzerinde daha çok çalışacağız ve inşallah seçme ve seçilme yaşının 18 olması ile birlikte parlamento daha dinamik ve genç olmak suretiyle geleceğe daha güçlü yürüyeceğiz. 16 Nisan'da en büyük gayreti gençlerden bekliyoruz. Anayasa değişikliğine sahip çıkarak, tüm Türkiye'ye ve dünyaya size verilen seçme ve seçilme hakkına layık olduğunuzu ispatlayacağınıza inanıyorum" diye konuştu.
"İdam konusundaki düşüncelerim belli"
Erdoğan, sözlerinin "İdam isteriz" diye kesilmesi üzerine, "Değerli kardeşlerim bu konudaki düşüncem belli. İnşallah 16 Nisan'dan sonra anayasa değişikliği ile bu parlamentomuzdan geçtiği taktirde cumhurbaşkanı olarak ben bunu onaylarım. Bunun aksi düşünülemez. George ne der, Hans ne der ben ona bakmam. Ahmet, Mehmet, Hasan, Ayşe, Fatma ne der, Rabbim ne der ona bakarım. Devlet kendisine karşı işlenen suçları affedebilir. Fakat herhangi bir vatandaşın şehit edilmesi noktasında onun katilini affedemez. Ona af yetkisi onun varislerindedir. İnşallah o günler de yakın. Onu da göreceğiz" dedi.
"Gençlere haksızlık yapıyorlar"
Cumhurbaşkanlığı sistemini şahsi arzusu olarak göstermek isteyenlerin en büyük haksızlığı gençlere yaptıklarını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bugün varız, yarın yokuz. Allah ömür ve imkan verdikçe ülkeme ve milletime hizmet etmek için çalışacağım, mücadele edeceğim ve gayret göstereceğim. Bizden sonra bu bayrağı bugünün gençleri devralacak. Hep söylüyorum 16 Nisan'a çıkacağıma dair benim elimde bir garanti var mı? Çıkamayabiliriz. Rabbim takvimi nasıl belirlediyse, süreç öyle yürüyor. Ne bir an ileri, ne de geri. Kimsenin bu noktada garantisi yok. Gideceğimiz yer belli, 2 metrelik çukur, 9 metre 15 santimlik kefen. Başka bir şey götürebiliyor musun? Yok. Götüreceğimiz tek şey yaptığımız hizmetlerle anılacağız. Kötülük yaptıysak onunla, iyilik yaptıysak iyiliklerle. Gençlerimiz Cumhurbaşkanı, milletvekili, bakan, bürokrat, işadamı ve aydın olarak ülkemize ve milletimize hizmet edecekler. 21 yaşında İstanbul'u fetheden Fatihin torunlarıyız. Gittiğimiz ülkelerde 20'li yaşlarla bakanlarla, 25 yaşında Dışişleri bakanlarıyla tanışıyoruz. Benim ülkemde niye olmasın. Olacak, gençlerimiz o birikime sahipse niye olmasın. Önce kendimize inanacağız. Sonra da bu yola koyulacağız. Emaneti şüphesiz ki ehline vermek şüphesiz ki liderin görevidir. Liderin 3 önemli görevi var. Bunun bir tanesi istişaredir. Lider istişare ile hareket eder. Adaletle hükmeder, ehliyet ve liyakat sahibiyle etrafını donatır. Devleti onlara teslim eder."
"Özal döneminde olsaydı 90'lardaki sıkıntılar yaşanmazdı"
"Keşke cumhurbaşkanlığı sistemine rahmetli Özal'ın bu meseleyi gündeme getirdiği 1990'lı yılların başında geçseydik" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"O zaman Türkiye belki 90'lar boyunca yaşadığı sıkıntılara maruz kalmayacaktı. Halen dağlara götürülen gençler yok mu? 15-16 yaşında kızlarımız, gençlerimizin dağlara, Kandil'e götürülmüyor mu? Oradakiler 'hayır' diyor. O Diyarbakır Belediyesinin önünde ağlayan anneler niye ağladılar. Yavruları dağa kaçırılmıştı onun için ağladılar. Onları dağa kaçıranlar 'hayır' diyor şimdi. Onlarla beraber hareket edenler var. Benim samimi, demokrasiye inanmış, bu ülkenin sıçraması için gayret eden vatandaşlarım, terörizme ve teröristlere karşı çıkan kardeşlerim 16 Nisan'da evet demeye hazır mı? İşte burada Fethimiz şehit oldu değil mi. O şehit edenler 'hayır' diyor. Onlarla beraber yürüyenler var mı? Var. Onlarla beraber yürüyenlerin karşısında da işte gakkoşlar var. İnşallah bu kalan sürede durmak yok, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Kapı kapı koşturmaya var mıyız? Ama sadece Elazığ değil, Türkiye'nin neresinde olursa olsun bütün akrabalarımızı arayacağız. Türkiye'de bir siyasi partinin yüzde 50'ye yakın oy alması gerçekten istisnai bir durumudur. Biz ülkenin kaderini istisnai olarak yakaladığımız istikrardan çıkarmak istiyoruz."
"Sıra siyasi hareketlerin tabanında"
Anayasa değişikliği konusunda Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkür ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadelerde bulundu:
"Zira parlamento sırasında oradaki mücadeleleri her türlü taktirin üzerindedir. ve liderlerine bağlı kalarak, samimiyetle dürüst bir şekilde el ele veren oradaki milletvekillerini de alkışlıyorum. Çünkü bu farklı bir mücadeleydi. Bunu da başarılı bir şekilde verdiler ve işi bitirdiler. Şimdi sıra bu siyasi hareketlerin tabanında. AK Partiye ve MHP'ye gönül veren kardeşlerim, CHP'ye gönül veren kardeşlerim, hatta ve hatta HDP'ye gönül veren kardeşlerim size de sesleniyorum, bu birlik ve beraberlikte gelin bütünleşin. Kardeşlerim biz millet olarak tek bir milletiz. Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Laz'ı ve Arnavut'u ile tek milletiz. Bu bayrak şehidimizin kanından rengini alıyor. Hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin kendisi. Bu bayrağın dışında bayrak asla tanımıyoruz. Ülkemde birileri paçavralar çıkarabilir. İşte o paçavralar 16 Nisan'a hayır diyor. Ne diyoruz tek vatan. Kimse bu topraklarda operasyon yapamaz. 780 bin kilometrekare ile tek vatan. Burada kimse bir parsellemeye gidemez. ve tek devlet. Türkiye Cumhuriyetinden başka bir devlet tanımıyoruz. Daha çok koşacağız, daha çok çalışacağız ve bunun da sonunu Allah'ın izniyle getireceğiz. Hiç endişeniz olmasın. Kendinize güvenin. 16 Nisan'da kendiniz için, çocuklarınız için, torunlarınız için, Türkiye için 'evet' mi?"
"Türkiye'yi yükseltmenin mücadelesini veriyoruz"
Türkiye'nin içeride ve dışarıda, her biri gelecek için hayati öneme sahip pek çok saldırıya karşı tarihi bir mücadele yürüttüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriyeli meselesi, sadece bu ülkenin vatandaşlarının meselesi olması haricinde bizim meselemizdir. Irak meselesi bizim meselemizden. Bütün bu coğrafyada yaşanan her mesele bizim meselemizdir. Geçmişte bu ülkede kendi meselelerine sırtını çevirenler vardı. Ama biz çevirmedik. Sadece zaman kaybettik. Biz 14 yıldır Türkiye'yi hem kendi içinde hem bölgesinde ve dünyada yeniden gerçek konumuna yükseltmenin mücadelesi veriyoruz. Son yıllarda başımıza gelenler bu mücadelede kat ettiğimiz mesafeden rahatsız olanların ülkemizi yeniden eski günlerine döndürme çabasından kaynaklanıyor" dedi. - ELAZIĞ
Son Dakika › Politika › Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bu Sisteme 90'larda Geçilseydi Türkiye Yaşadığı Sıkıntıları Yaşamazdı' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?