Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kılık kıyafet yönetmeliğinin değiştirilerek, kamu kurumlarında başörtüsü yasağının kaldırılacağını belirterek, "Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik, kadın ve erkekler için kısıtlayıcı hükümler içeriyordu. Bu kısıtlamalar, çalışma hakkını, din ve vicdan özgürlüğünü ihlal ediyor, ayrımcılık içeriyordu. Yönetmeliğin 5'inci maddesinde değişiklik yaparak, kadın çalışanların giyimleri üzerindeki ayrımcı ihlalleri kaldırıyoruz" dedi.
Erdoğan, demokratikleşme paketini Başbakanlık Yeni Bina'da düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı.
Yeni süreçte, nefret, ayrımcılık, yaşam tarzına müdahale gibi suçlarla daha etkin şekilde mücadele etmeye başlayacaklarını ifade eden Erdoğan, "Nefret saikiyle işlenmesi durumunda, belirli suçların cezalarını daha artırıyoruz. Belirli suçlar, kişinin, dili, ırkı, milliyeti, rengi, cinsiyeti, engelliliği, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini veya mezhebi nedeniyle işlenirse, cezası daha da ağırlaşacak" diye konuştu.
Erdoğan, ayrımcılıkla daha etkin mücadele etmek için ceza miktarlarını artıracaklarını kaydederek, şunları söyledi:
"Kişinin, inançlarının gereğini yerine getirmesi dolayısıyla, belli haklarını kullanmasını, belli haklardan yararlanmasını engelleyenleri ceza kapsamına alıyoruz. Bu sebeple işlenen suçun cezasını da 1 yıldan 3 yıla kadar artırıyoruz. Türkiye'de hiç kimse, dilinden, ırkından, milletinden, renginden, inancından ve inancının gereğini yerine getirmekten dolayı ayrımcılığa maruz kalmayacak. Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kuruyoruz. Ayrımcılık yasağının ihlali halinde, konuya ilişkin görev ve yetkisi bulunan kamu makamları, ihlali sona erdirmek, sonuçlarını gidermek, tekrarlanmasını önlemek üzere gerekli tedbirleri almakla yükümlü kılınacak."
-Dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin engellenmesi ceza kapsamında
Yaşam tarzına saygının, Türk Ceza Kanunu ile güvence altına alınacağını dile getiren Erdoğan, "Türk Ceza Kanunu'nda yapacağımız değişiklikle, dini inancın gereğinin yerine getirilmesinin engellenmesini de ceza kapsamına alıyoruz. Dini ibadet ve ayinlerin, bireysel olarak da yapılmasının engellenmesini aynı şekilde bu kapsama alıyoruz. Cebir veya tehdit kullanarak, ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, bir kimsenin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale edenlere, ya da bunları değiştirmeye zorlayanlara, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getiriyoruz" ifadesini kullandı.
Erdoğan, yapılacak bir başka düzenleme ile Türk Ceza Kanunu'nda belirli harflerin kullanılmasından dolayı var olan cezai müeyyidenin kaldırılacağının altını çizerek, böylece fiilen de uygulama alanı kalmayan ihlallerin ceza kanunundan çıkarılarak bir nevi "klavyelere özgürlük" getirildiğini belirtti.
-Toplantı ve gösteri yürüyüşleri
Reform Paketi kapsamında, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkındaki Kanunda önemli değişiklikler yapacaklarını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kapsamda, öncelikle, toplantı yer ve güzergahının belirlenmesinde katılımcılığı sağlıyoruz. Mülki amir, ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşlerini almak suretiyle nihai kararını verecek. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin sürelerini de uzatıyoruz. Açık yerlerde, güneşin batışından bir saat önceye kadar sürebilen toplantılar, mevcut durumu söylüyorum, güneş batmadan dağılacak şekilde; kapalı yerlerde saat 23'e kadar süren toplantılar da, saat 24'e kadar yapılabilecek. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, hükümet komiseri uygulamasına son veriyoruz. Mevcut durumda, Hükümet Komiseri tarafından üstlenen yükümlülükler, artık Düzenleme Kurulları tarafından yerine getirilecek. Kurul, toplantının amacının dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesinin imkansız olduğunu gördüğü durumda, dağılma kararı alacak ve durumu kolluk amirine bildirecek. Gösteri ve yürüyüş, kanuna aykırı hale gelirse, Düzenleme Kurulu, gösteri ve yürüyüşün sona erdiğini ilan edecek ve bunu kolluk amirine bildirecek. Düzenleme Kurulu bu görevi yerine getirmezse, o mahallin en büyük mülki amiri, toplantıyla ilgili kararını verecek."
Farklı dil ve lehçelerde eğitimin önün açılıyor
Erdoğan, Demokratikleşme Paketi'nde önemli bir düzenlemenin de eğitime ilişkin olduğuna dikkati çekerek, şunları belirtti:
"Yapacağımız yasal değişikliklerle, özel okullarda, farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açıyoruz. Bu konuda dünya örneklerini çok yakından inceledik. Biliyorsunuz, 2003 yılında yaptığımız değişiklikle, farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi amacıyla özel kurs imkanını getirmiştik. Daha sonra ise, üniversitelerimizde, farklı dil ve lehçelerle ilgili birimlerin açılmasını sağlamıştık. Geçen yıl yaptığımız eğitim düzenlemesiyle, farklı dil ve lehçelerin okullarda seçmeli ders olarak öğretilebilmesinin yolunu açmıştık. Şimdi de, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilmesini mümkün hale getiriyoruz.
Ülkemizde Türkçe dışındaki dillerde eğitim ve öğretim konusu, 2923 Sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. Bu kanuna yapacağımız bir Ek ile, Özel Eğitim Kurumları Kanunu hükümlerine tabi olmak üzere, farklı dil ve lehçelerde özel öğretim kurumu açılabilecek. Bu kurumlarda eğitim ve öğretimin yapılacağı dil ve lehçeler Bakanlar Kurulu'nca tespit edilecek. Milli Eğitim Bakanlığımız, bu tür kurumların açılmasına ve denetimine ilişkin esasları çıkaracağı bir yönetmelikle düzenleyecek. Programlar, Kanun'da yer aldığı gibi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenecek. Yine mevcut kanunda yer aldığı gibi, bu okullarda da belli dersler Türkçe olarak okutulacak."
-Köy isimlerinin değiştirilmesinin önündeki yasal engeller kalkıyor
Bir başka yasal düzenlemeyle köy isimlerinin değiştirilmesinin önündeki yasal engellerin kaldırılacağını söyleyen Erdoğan, "1949 tarihli İl İdaresi Kanunu'nun 2'nci maddesinde yer alan ve dayatma içeren ibareyi kaldırarak, köylerin 1980'lere kadar kullandıkları tarihi isimlerini yeniden almasını mümkün hale getiriyoruz. Mevcut Kanun'da belirtildiği gibi, Köy isimlerinin değiştirilmesi, İçişleri Bakanlığımızın tasvibiyle olacak. İl ve İlçe isimlerinin değiştirilmesi için mevcut kanun hükmünce yasal düzenleme gerekiyor. Bu tür taleplerde bu yola başvurulacak. İl ve İlçe isimlerinin değiştirilmesi yönünde talepleri Hükümet olarak dikkate alacağız" dedi.
Erdoğan, bu kapsamda bir üniversitenin de isminin değiştirileceğinin altını çizerek, "Nevşehir Üniversitesi'nin ismini Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi olarak değiştiriyoruz. Böylece, tarihimizin bir büyük şahsiyetinin, bir gönül dostunun, gönül mimarının ismini, kabrinin bulunduğu Nevşehir'deki üniversitemize veriyoruz" diye konuştu.
-Kişisel verilerin korunması
Demokratikleşme paketiyle kişisel verilerin korunmasına ilişkin bir başka yenilik getirdiklerine vurgu yapan Erdoğan, kişisel verilerin korunmasına yasal güvence getirildiğini kaydetti. Erdoğan, 12 Eylül 2010'da yapılan Anayasa değişikliğiyle, kişisel verilere Anayasal güvence getirildiğini hatırlatarak, "Şimdi, bu Anayasa maddesinin uygulamasını sağlamak için, taslağı hazır olan kanunu Meclis'imize gönderiyoruz. Kişilerin özel bilgileri ilgisiz kişiler tarafından kullanılamayacak, ilgisiz kişilerle paylaşılamayacak" ifadesini kullandı.
Yardım toplamada kısıtlamalar kaldırılıyor
Erdoğan, yardım toplamadaki kısıtlamaların kaldırılacağına işaret ederek, "Yardım toplama konusunda, zaman zaman özgürlükler sınırlama altına alınmıştı. Kurban derisi, fitre ve zekat toplama konusunda Türk Hava Kurumu'na yetki verilmiş, aslında Anayasa ve yasalara tamamen aykırı, insan hak ve hürriyetlerine ters bir durum oluşturulmuştu. Bununla ilgili yönetmelik geçtiğimiz hafta yayınlanmıştı. Şimdi, yasal olarak da bu yanlış uygulamaya son veriyor, ilgili kanunun 8'inci maddesindeki söz konusu hükmü kaldırıyoruz. Vatandaşımız, bundan sonra yardımlarını hür iradesiyle istediği yere verebilecek" diye konuştu.
Erdoğan, şimdiye kadar açıkladığı reformların yasal düzenleme gerektirdiğini ve bunların belli bir takvim içerisinde hayata geçirileceğini belirterek, reform paketinin bundan ibaret olmadığını kaydetti. İkinci kısımda sadece idari düzenleme gerektiren reformlar bulunduğunun altını çizen Erdoğan, bu düzenlemeleri, Bakanlar Kurulu Kararı, Genelge ya da Yönetmelik Değişikliğiyle gerçekleştirmenin mümkün olduğunu söyledi.
Kamuda başörtüsü yasağı kalkıyor
Kılık kıyafet yönetmeliğinin değiştirilerek, kamu kurumlarında başörtüsü yasağının kaldırılacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik, kadın ve erkekler için kısıtlayıcı hükümler içeriyordu. Bu kısıtlamalar, çalışma hakkını, din ve vicdan özgürlüğünü ihlal ediyor, ayrımcılık içeriyordu. Yönetmeliğin 5'inci maddesinde değişiklik yaparak, kadın çalışanların giyimleri üzerindeki ayrımcı ihlalleri kaldırıyoruz. Resmi elbise giymek zorunda olan, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını, emniyet mensuplarını, yargıda hakim ve savcıları bunun dışında tutuyoruz."
-İlkokullardaki öğrenci andı kalkıyor
Erdoğan, ilkokullardaki öğrenci andı uygulamasının kaldırılacağını aktararak, "1933 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir genelge yayınlanmış, ilk ve orta dereceli okullarda 'andımız' uygulaması başlatılmıştı. Bu uygulama zaman zaman kaldırıldı, metin değişikliğe uğradı. 12 Mart ve 12 Eylül'de, bireysel girişimler neticesinde bu uygulama devam etti. Geçen yıl, ortaokullarda bu uygulamayı kaldırmıştık. Şimdi de, ilkokullarda bu uygulamaya son veriyoruz" dedi.
-Mor Gabriel arazisi Manastır Vakfı'na iade ediliyor
"Mor Gabriel, diğer adıyla Deyrulumur Manastırı Arazisi Manastır Vakfı'na iade ediliyor" diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Böylece, bir haksızlığı gideriyor, Süryani vatandaşlarımıza önemli bir haklarını teslim ediyoruz. Esasen, Cumhuriyet tarihimiz boyunca, bu konuda en büyük hassasiyeti Hükümetimiz gösterdi, hakların iadesi konusunda ciddi bir çalışma sergiledi. 2003, 2008 ve 2011 yılında yaptığımız düzenlemelerle, mağduriyetlerin giderilmesi için samimi adımlar attık ve somut neticeler elde ettik. Şu ana kadar, bu kapsamda 250'den fazla iade yaptık ve toplam tutarı yaklaşık 2,5 milyar Liralık mülkü hak sahiplerine teslim ettik. Süreç devam ediyor, incelemeler devam ediyor. Ve önümüze geldikçe bunların iadesi sağlanacak. Hiç kimseyi mağdur etmeden, hak sahiplerine haklarını teslim edeceğiz."
Roman Dil ve Kültür Enstitüsü
Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kurulacağını belirten Erdoğan, "Roman vatandaşlarımızın dil ve kültürleri ile, karşılaştıkları sorunlara yönelik olarak araştırmalar yapmak üzere, çözüm önerileri üretmek amacıyla, bir ilimiz üniversitesi bünyesinde, Roman Enstitüsü kuracağız. Roman vatandaşlarımızın yaşam şartlarının iyileştirilmesi ve eğitim alanındaki sorunlarının giderilmesi için adımlar atıyoruz. Bu amaçla, 2009 yılında Türkiye'de ilk kez gerçekleştirdiğimiz Roman Çalıştayı sonrası başlatılan çalışmaları hızlandırıyoruz. İlgili bakanlık ve kurumlarımız çalışmalarını hızla tamamlayacaklar. Özellikle barınma noktasında Roman vatandaşlarımız için çok önemli bir adım attık ve TOKİ eliyle Roman konutları üretmeye başladık. Edirne, Çanakkale, Sakarya, Bursa ve diğer birçok il ve ilçemizde bu inşaatlar devam ediyor. Onların kültürlerine yönelik bir hassaiyet içerisinde projeler hazırlanıyor ve inşaatlar da bu şekilde gerçekleştiriliyor" diye konuştu.
Erdoğan, demokratikleşme paketinin başlıklarını sıraladıklarını dile getirerek, "Türkiye'de, bugüne kadar, tek bir paket halinde açıklanan en kapsamlı reform sürecini başlatıyoruz. Bu süreci en kısa zamanda tamamlayacak, yeni hedeflere doğru ilerlemeye devam edeceğiz. Bu paketle birlikte, Türkiye ekonomisi, demokrasisi, Türkiye'nin toplumsal yapısı ve kardeşliği inanıyorum ki çok büyük güç kazanacak. Sürece katkı sağlayan herkese, her kesime, tüm kurum ve kuruluşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. Açıkladığımız reform paketinin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyor, katıldığınız için sizlere teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum" ifadesini kullandı.
- Ankara
Son Dakika › Politika › Demokratikleşme Paketi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?