İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye zayıflıkla beraber yürüyebilecek, yarına adım atabilecek bir coğrafya değildir. Türkiye'ye zayıflık yakışmaz, güçsüzlük yakışmaz. Yakışmadığını gördük, ayağımız ne zaman çukura düşmeye başladığı zaman akbabalar bu coğrafyada türediler, bunu hep beraber gördük." dedi.
Soylu, Beşikdüzü ilçesinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye'yi istila etmek, ele geçirmek isteyenlerin bunda başarılı olamadığını söyledi.
Bu büyük milleti boyunduruk altına alamayanların darbeler, ekonomik krizler, siyasal kaoslar gibi yeni yöntemler bulduğunu ifade eden Soylu, "Anladılar ki 'Bu milleti esaret altına alamayacağız, bu Anadolu yurduna, Türk yurduna kendi damgamızı vuramayacağız, ezanı susturamayacağız, bayrağı indiremeyeceğiz, bu ülkede bu millet boyunduruk altına girmeyecek, esaret kabul etmeyecek' yeni bir senaryo kurdular, yeni bir anlayış ortaya koydular on yıllardan beri. Bünyesi zayıf olan bir sistem kurdular, Türkiye'de savaşlarla teslim alamadıkları esaret edemedikleri bu milleti istedikleri gibi yönetmek istediler. Her gün Türkiye'nin üzerinde, insanların üzerinde oyunlar, provokasyonlar, zayıflatmalar, güçsüzlükler oluşturmaya çalıştılar." diye konuştu.
Türkiye'nin siyasi geçmişine ilişkin çeşitli örnekler veren ve mevcut sistemin yol açtığı sorunları anlatan Soylu, "On yıllardır darbelerle üzerimize gelip bize diz çöktürmek istediler, son 4, 5 yılda Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık'la, 6-7 Ekim olaylarıyla ve en nihayetinde baktılar ki bu millet uslanmıyor, bu millete dediklerimizi geçirtemiyoruz, baktılar ki Ortadoğu'da petrol ve doğalgaz alanlarında istediğimiz oyunu Türkiye'ye rağmen kuramıyoruz, baktılar ki biz ne yaparsak yapalım Türkiye güçleniyor, o zaman bir kedinin bir yerde sıkışıp da adamın üzerine sıçraması ve tırmalaması gibi 15 Temmuz'da yüzümüzü tırmalamaya başladılar." değerlendirmesinde bulundu.
Soylu, artık yeni 15 Temmuzlar gelmemesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu ülkede Tayyip Erdoğan gibi güçlü liderlerin bundan 50, 100 yıl sonra yeniden bir yargı darbesiyle birileri tarafından düğmeye basılıp tasfiye edilmemesi lazımdı. Artık bu ülkede insanlarımın hürriyetine, istediği gibi yaşamasına, insanlarımızın teşebbüsüne karışılmaması lazımdı ve siyaset millet çok düşündü, her seçim tartıştı. 1990'lı yıllardan beri tartıştı. Bu anayasa 1960'da rahmetli Menderes'in kanı üzerinden yapılan bu anayasa… 1982'de bu ülkede sağcı ve solcu gençleri birbirine öldürterek, onun üzerinden 'Ülkeyi kurtarıyorum' diye göstererek o çocukların kanları üzerinden yapılan bu anayasa... Bu anayasa bu ülkeyi taşımıyor. Bu ülkede kriz, darbe üretiyordu ve bu ülkede bizi birbirimize düşürüyordu. Alevi, Sünni, Türk, Kürt, başı açık, başı örtülü, laik, irticacı, köylü, şehirli diyordu, bizi birbirine düşürüyordu."
Bu anayasanın hiçbir sorunu çözmediğine işaret eden Soylu, "Bu ülkede ne zayıf hükümet sorununu çözdü, ne sandalye üzerinden Meclisteki kirli pazarlıklar sorununu çözdü. Türkiye zayıflıkla beraber yürüyebilecek, yarına adım atabilecek bir coğrafya değildir. Türkiye'ye zayıflık yakışmaz, güçsüzlük yakışmaz. Yakışmadığını gördük, ayağımız ne zaman çukura düşmeye başladığı zaman akbabalar bu coğrafyada türediler, bunu hep beraber gördük." ifadesini kullandı.
Soylu, referandumun Hollanda'da, Almanya'da, İsviçre'de değil, Türkiye'de yapıldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Kararı biz vereceğiz ve herkes bugün istediğini söyleyebiliyor. Evetçi niçin 'evet' dediğini anlatıyor, hayırcı niçin 'hayır' dediğini anlatıyor ve herkes özgürlük içerisinde istediğini ortaya koyabilme fırsatına sahip olabiliyor. Ne zamandan beri bir seçim kampanyası yürütüyoruz bir, iki, üç olayın dışında o da her zaman olabilecek olayların dışında, en ufak seçimlerde bile gördüğümüz olayların dışında... Bugün Türkiye olgun bir seçim ve Türkiye çok sesli bir seçimi ortaya koyuyor. Bırakın bizi biz konuşalım, tartışalım, istediğimizi yapalım ve gerçekleştirelim. Bırakın çünkü acıyı çeken biziz, çünkü evladını kaybeden biziz, çünkü fukaralığa düşürülmek istenen biziz, çünkü kardeşi kardeşe düşürülmek istenen biziz."
"Yeni sistem istikrar üretecek"
MHP ile ortak bir metinde artık bu sistemin darbeler, kriz, hükümetsizlik üretmemesi için bir araya geldiklerini dile getiren Soylu, bu süreçte yaşananları anlattı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkür etti.
Türkiye'de 7 Haziran seçiminin ardından yaşananlara değinen Soylu, şunları kaydetti:
"Yeni sistem istikrar üretecek, milli iradeyi, demokrasiyi egemen kılacak. Milleti merkeze oturtacak, millet karar verecek, değişim üretecek, çatışma değil, kavga değil, uzlaşma üretecek çünkü herkes yüzde 50'yi almak isteyecek. Herkes milletin kapısına gelecek, kimse kimseyi beğenmemezlik etmeyecek, herkes millete müracaat edecek ve millet merkez olacak. Yeni sistem topyekun kalkınma üretecek. Genciyle kadınıyla işçisiyle esnafıyla dünya ile rekabet edecek. Boş laf üretmeyecek artık iş üretecek. İş üretenin ortaya çıktığı bir sistem olacak. Mecliste gördüğünüz bazı manzaralar tamamen ortadan kalkacak ve istemediğiniz arzu etmediğiniz hükümet kavgaları tamamen ortadan kalkacak. Meclis kanun yapacak, milletle hükümet arasında köprü olacak. Meclis hükümeti denetleyecek ve Türkiye değişime büyük adımlar atacak. Türkiye yeni sistemde gençlerimizle dinamizm üretecek. Her seçim sonrası hükümet tartışmalarının olduğu değil, pazartesi iş başının yapıldığı bir Türkiye getirecek."
Soylu, yeni sistemin bu memlekette belki de insanları en çok sıkan, üzen olaylardan birisini daha bertaraf edeceğini belirterek, "Hep bu ülkede biz sahada kazandık, masada kaybettik. Yeni sistem hem sahada kazanacağımız hem masada kazanacağımız güçlü, kudretli, özgür ve zengin bir Türkiye oluşturacak." dedi.
Terörle mücadelenin aralıksız devam ettiğini vurgulayan Soylu, "Bu yeni sistemin terörle mücadelede ne getireceğini, nasıl bir değişiklik getireceğini, hangi kuvveti, gücü getireceğini ifade etmek istiyorum. Terörle mücadele Meclisteki sandalye sayısıyla yapılmaz. Terörle mücadele kararlılıkla, iradeyle, milletin yanında olmasıyla yapılır." diye konuştu.
Soylu, 7 Haziran seçiminin ardından Kılıçdaroğlu'nun, Tayyip Erdoğan'dan görev istediğini belirterek, şunları söyledi:
"Eğer Kılıçdaroğlu'na görev verseydi Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu azınlık hükümeti kuracaktı, güvenoyuna ihtiyaç duymayan bir azınlık hükümeti kuracaktı. MHP o gün dedi ki 'Ben böyle bir hükümetin içerisinde olmuyorum.' AK Parti zaten CHP ve HDP'nin kurduğu bir koalisyona elbetteki destek verecek değildi. Peki bir tek parti kalıyordu HDP, CHP'yi destekleyecekti. HDP'nin, onun milletvekillerinin kimin esiri olduğunu, kimin lafından çıkmadığını, kimin talimatlarını yerine getirdiğini siz de ben de bal gibi biliyoruz. O gün ülkede çukurlar kazıldı, değil mi? Özerklik ilan edilmeye çalışıldı, değil mi? Bütün bunları sağlayan ve gerçekleştirenler eğer 7 Haziran'da kurulacak CHP hükümetini bir şekilde dışardan desteklemiş olsaydı biz hangi evladımıza terörle mücadele yaptırabilecektik? Telefon açtıracaklardı, 'Bu çukurları kazanlara müdahale etmeyin' diyeceklerdi."
Kendisinin bizzat bunu yaşadığını anlatan Soylu, şöyle devam etti:
" Mardin'de bizim canımızı yakan ve 7 köyü kendisine esir alan o terör örgütünden o köyleri kurtarmak ve aynı zamanda sürekli gelip gidip oradan ülkenin huzurunu bozacak terör eylemleri talimatını verenleri etkisiz hale getirebilmek için 7 köyü kuşattık. CHP'li bazı arkadaşlar da HDP'lilerin tümü ayağa kalktılar, dediler ki 'Siz burada operasyon yapamazsınız.' Yaptık ve orada öyle malzemeler, mühimmatlar bulduk, öyle sığınaklar bulduk ama en önemlisi on yıllardan beri bölge insanımızın canını acıtan, o bölgenin sözde sorumlularını da bulduk ve gereğini yerine getirdik. Peki ne istediler onlar? İstedikleri şuydu, oradaki teröristler devam etsinler, o baskılarına, şiddetlerine ve orayı yönetme gayretlerine devam etsinler. Bunun bir azınlık hükümetinde olduğunu düşünün, bunun HDP'nin koltuk desteğiyle beraber devam eden bir hükümette olduğunu düşünün. Oraya HDP milletvekilleri geldiler, sokmadık, sonra Lice'deki operasyon yaptığımız merkeze gelmek istediler, sokmadık."
"Biz de ayaklarımızın üzerinde duruyoruz"
Soylu, terörle mücadelede Hükümetin kararlılığına dikkati çekerek, büyük idealleri, hayalleri olduğunu söyledi.
Türkiye'nin kişi başına düşen milli gelirinin 3 bin dolardan 11 bin dolara geldiğine işaret eden Soylu, "Yapmak istedikleri şu; Gezi ile 6-7 Ekim'le, 17-25 Aralık'la bizi meşgul edecekler, Türkiye'yi güvensiz bir ülke haline getirecekler, yönetilemez bir ülke haline getirecekler. Yapmak istedikleri şu; 15 Temmuz'la birlikte Türkiye'ye diz çökertmeye çalışacaklar, Türkiye'yi tam anlamıyla yatalak hasta yapmak istiyorlar. Yatalak hasta nedir? Yani Türkiye'yi biçare duruma, çaresiz duruma düşürmek istiyorlar tam 4 yıldır. Biz de ayaklarımızın üzerinde duruyoruz. Onların ne yapmak istediklerini biliyoruz ama Allah'a şükürler olsun ki biz de ne yapmak istediğimizi biliyoruz." ifadesini kullandı.
Soylu, Türkiye'nin bugün 2023'ü, 2053'ü, 2071'i hesap ettiğine dikkati çekerek, "Altay tankını, şehir hastanelerini yapan Türkiye bir taraftan Atak helikopterlerini yapıyor. Merak etmeyin, Türkiye kendi arabasını da yapacak, kendi uçağını da yapacak, hiç merak etmeyin, kişi başına gelir seviyesi 25 bin dolara çıkacak ama bu sistemde bizi mahkum etmeye çalışıyorlar, bizi yatalak hasta yapmaya çalışıyorlar, ayağa kalkmamızı istemiyorlar ve bu sistemde ayaklarımıza pranga bağlamak istiyorlar. 16 Nisan'da biz bu prangayı çözmek istiyoruz. 16 Nisan'da geleceğe güçlü adımlarla gitmek istiyoruz." dedi.
Gençleri sistemin içine dahil etmek istediklerini belirten Soylu, "Dün başörtülülerimizi koymak istemiyorlardı. Herkesin sorumluluk aldığı bir Türkiye istiyoruz ancak dünya ile böyle rekabet edebiliriz. Gençlerimizin de sorumluluk aldığı, herkesin ama herkesin sorumluluk aldığı bir Türkiye, herkesin işine zamanında başladığı, herkesin bu ülkenin üzerinde oynanan oyunlardan haberdar olduğu bir Türkiye istiyoruz." diye konuştu.
Soylu, "Bunların yargısını tasfiye etmeliyiz." ifadesini kullanarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunların yargısı bizim bir Başbakanımızı aldı, bunların bir yargısı bu ülkede başörtülüleri ömür boyu hapse mahkum etti, haklı olanın değil güçlü olanın yanında oldu. Bunların yargısı bu ülkede 80 sonrası darbeyi meşrulaştırmak için sağdan ve soldan gençlerin yaşlarını büyüterek astırdı. Bunların yargısı Menderes'e yaptığının aynısını Tayyip Erdoğan'a yapmak için darbe yaptı. Bunların yargısı gününü bekler, zayıf anınızı bekler. Güçlüden, medyadan yana, sermayeden yana olur. Biz milletin yargısını istiyoruz. Biz milletin yanında olan bir yargı istiyoruz."
(Bitti)
Son Dakika › Politika › İçişleri Bakanı Soylu: (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?