MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Açıklamaları - Son Dakika
Politika

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Açıklamaları

MHP Genel Başkanı Bahçeli\'nin Açıklamaları

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Pişmanlık Yasası Konusunda Düşüncelerinin Net Olmadığını Savundu. Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'na Çelişkili İfadelerle Konuşmak Yerine İcraatın İçinden Programına Çıkıp Neler Olup Bittiğini Birlikte Açıklamaları Önerisinde Bulunan Bahçeli, "Silahlı Kuvvetler'e Güvensizlik Mümkün Değil Ama Anlaşılmazlıkları Ortadan Kaldırmak G...

13.12.2007 15:53
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Pişmanlık Yasası konusunda düşüncelerinin net olmadığını savundu. Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'na çelişkili ifadelerle konuşmak yerine icraatın içinden programına çıkıp neler olup bittiğini birlikte açıklamaları önerisinde bulunan Bahçeli, "Silahlı Kuvvetler'e güvensizlik mümkün değil ama anlaşılmazlıkları ortadan kaldırmak gerekiyor" dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Swissotel'de gazetecilerle kahvaltılı basın toplantısında bir araya geldi. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Pişmanlık Yasası ile ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine Erdoğan'ın bir bütün halinde netleşmiş, açıklık kazanmış hiçbir düşüncesini, planını, programını Türk milletiyle paylaşmamakla ısrarlı göründüğünü söyledi. Erdoğan'ın ya bir seyahatte ya da bir toplantı çıkışında basın mensuplarının soruları üzerine, oradan

elde edilecek sonuçları önceden planlamışçasına bazı konuları gündeme getirdiğini ve kamuoyunun bu konuyu uzun süre tartıştığını ifade eden Bahçeli, bu yaklaşımın bir siyasi kişi için yöntem olabileceğini ancak ülkeyi yöneten bir kişinin daha dikkatli, daha az konuşan ve konuşmasında bütünlük olan bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini vurguladı. Başbakan'ın, kendi sorumluluk döneminde bölücü terörle ilgili nasıl bir mücadele programına sahip olduğunun anlaşılamadığını kaydeden Bahçeli, "Bu konuda kafası

karışık, yöntemleri çapraz görülüyor. Neyin nasıl yapılacağının anlaşılmasında güçlük çekiliyor" diye konuştu.

Terörle mücadelenin enstrümanlarından bir tanesinin de bu tür yöntemler olabileceğine işaret eden Bahçeli, terörle mücadelenin yoğunluk kazandığı dönemlerde pişmanlık yasalarının gündeme getirildiğini, 57. hükümet döneminde de 1999 yılında bir Pişmanlık Yasası'nın çıkarıldığını hatırlattı. Pişmanlık Yasası'nın bir terör örgütünün çözülmesi için, ulaşılamayan bilgilere ulaşılması için ya da terör örgütü içinde anlaşmazlıkların, ikilemlerin yaratılması için araç olarak kullanılabileceğini kaydeden Bahçeli,

terör örgütünde Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak için müracaat edenlerin örgüt tarafından itirafçı olarak kabul edildiğini ve şiddete maruz kaldığını belirtti. Bahçeli, "Anlık istihbarat anlaşmasına rağmen hala örgüte ilişkin ulaşılamayan bilgiler var da bu bilgilere ulaşmak için mi Pişmanlık Yasası ile sonuca varılmak isteniyor, yoksa silahsızlanma konusunda bir sonuç mu elde edilmek isteniyor? Başbakan'da böyle bir netlik görülmüyor. Bir bütünlük arz etmeyen terörle mücadele plan ve programını

değerlendirmeye kalkmak, Türkiye'nin 84 yıllık tecrübe ve birikiminin heba edilmesi olacaktır. Bizim bilmememiz gereken konular kendisinde saklı kalmak suretiyle terörle bir bütünlük içinde mücadeleye ihtiyaç var" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın bu konuda elinin çok güçlü olduğunu vurgulayan Bahçeli, AK Parti'nin 22 Temmuz seçimlerinde yüzde 47 oy alarak 341 milletvekiline sahip şekilde iktidar olduğunu, TBMM'de 507 milletvekilinin iktidara sınır dışı operasyon dahil terörle mücadelede 'yayınızdayız' dediğini, halkın 81 ilde ortaya koyduğu teröre tepki gösterileriyle iktidara destek verdiğini anlattı. Türkiye'de hiçbir siyasi iktidar milletten bu kadar manevi destek, Meclis'ten bu kadar sayısal güçle destek nasip olmadığını

hatırlatan Bahçeli, "Böyle bir ortamda ne bekleniyor. Bunları havada konuşmaya gerek yok. TBMM'de, Bakanlar Kurulu'nda, AK Parti'nin yetkili organlarında değerlendirmeler yapılması çok daha faydalı olacaktır" ifadelerini kullandı.

Pişmanlık Yasası'nın Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte hazırlanacağı yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine Bahçeli, Türkiye'de kurumların birlikte ne kadar düşündüklerini ve karar oluşturduklarını anlamakta güçlük çektiklerini dile getirdi. Bahçeli, şöyle konuştu:

"Birbirleriyle çelişkili ve gecikmeli ifadelerle konuşmak yerine bir defa da Başbakan'la Genelkurmay Başkanı yan yana gelerek meselelere nasıl baktıklarını açıklarlarsa daha inandırıcı olacaklarına inanıyorum. Başbakan, 'yetkiyi verdik' diyor, Genelkurmay Başkanı 'direktif bize gelmedi' diyor. Ortak bir görüş ve karar oluşmadığı intibaı yaratılıyorsa bunu gidermenin yolu vardır. Böyle bir konuda Genelkurmay Başkanı ile Başbakan ya icraatın içinden programında ya da televizyonlarda bugüne kadar neler olup

bittiğini beraberce açıklarlarsa nerede ayrışıyorlar, nerede birleşiyorlar ortaya çıkar."

MHP lideri Bahçeli, TSK'ya güvensizliğin söz konusu olmadığını vurgulayarak, "Silahlı Kuvvetler'e güven duymamak mümkün değil. İktidar da bizim iktidarımız. Güvensizlikten ziyade bu anlaşılmazlığı ortadan kaldırmak lazım" dedi.

"YARGIDAN KARAR ÇIKARSA PKK MECLİS'TE DEMEKTİR"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt'ın, 'PKK Meclis'tedir' şeklindeki ifadelerini de değerlendiren Bahçeli, şöyle konuştu:

"Genelkurmay Başkanı tespitini yapmış. Biz de geçmişte PKK ile ilişkisi olan, yargılanmaları devam eden kişileri sol tarafımızda otururken görmekteyiz."

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın, 'Ben Meclis'te PKK'ya rastlamadım' sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Bahçeli, "AK Parti yetkilisini de anlamakta güçlük çekiyorum. PKK'yı Meclis'te görmediler, dağda görmediler, ovada görmediler. Nerede görüyorlar bilmiyorum. Yargıdan bir karar çıkarsa PKK Meclis'te demektir" diye konuştu.

Bahçeli, "MHP olarak sadece terör, bölücülük gibi kavramlar etrafında politika yapan bir parti algılamasından rahatsız mısınız?" sorusu üzerine parti olarak anlaşılamamanın sıkıntısını uzun yıllardır çektiklerini belirtti. MHP'nin sadece terör, güvenlik gibi konularda söylemi olan bir parti olmadığını vurgulayan Bahçeli, MHP milletvekillerinin Meclis konuşmalarına bakıldığında ne kadar doğru konulara nüfuz ettiklerinin görüleceğini söyledi. Bahçeli, MHP'yi yanlış anlama ve anlatma gayretlerinin

bulunduğunu savundu.

"HER DAVETE GİTMEK MECBURİYETİNDE DEĞİLİZ"

AB Dönem Başkanı Portekiz'in Ankara Büyükelçisi'nin davetini neden kabul etmediklerinin sorulması üzerine Bahçeli, Portekiz Büyükelçisi'nin davetinin doğru olduğunu, ama bu davetin zamanlamasının yanlış olduğunu söyledi. Önceki görüşmelerin başka mecralarda olduğuna işaret eden Bahçeli, "Her davete gitmek mecburiyetinde değiliz. Bizim de kendimize göre değerlendirmelerimiz vardır" diye konuştu.

AB Dönem Başkanı Büyükelçisi'nin Türkiye'deki AB büyükelçilerinin duayeni konumunda olduğuna işaret eden Bahçeli, şöyle konuştu:

"MHP, bölücü ve etnik terörün yandaşlarıyla görüşmeler yapıldıktan sonra davet edilecek bir parti değildir. Sıradan bir parti muamelesini kabul etmemiz mümkün değildir."

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin Türkiye'ye yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine Bahçeli, katılımcı kavramının dışarıda tutulmasının, bazı AB üyelerinin Türkiye'nin tam üyeliğine yönelik düşüncelerinin açık göstergesi olduğunu söyledi. Bahçelik Türkiye'nin artık her şeye sabredip evet diyeceği yerde AB'yi baştan sona bir gözden geçirmeye tabi tutacağını ilan etmesinin gerektiğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, YÖK Başkanlığı'na Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ı ataması ve sonrasında

yaşananlarla ilgili bir soru üzerine Bahçeli, "Ayağı YÖK binasına değmeden demeç vermesi doğru olmamıştır" dedi.

Türkiye'de her atamanın, bir siyasi çatışmanın ürünü olarak görülmemesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, YÖK Başkanı'nın biraz daha dikkatli olması, anti tez gibi bir yaklaşımla geldiği izleniminden uzak durması gerektiğini vurguladı. 21. yüzyıl vizyonunu ortaya koyacak bir yükseköğretim şurasının toplanmasında fayda olduğunu ifade eden Bahçeli, hangi yasakların kaldırılacağı konusundaki kafa karışıklığının giderilmesi gerektiğini bildirdi. Bahçeli, "YÖK Başkanı atanmanın heyecanıyla çok konuşmamalı" dedi.

"PARTİDE GÖREVLİ MEMURA ANAYASA'YI OKUTTUM, TOPLANMA YETER SAYISI 184 DEDİ"

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde MHP'ye yönelik eleştiriler hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine Bahçeli, MHP'nin görüşlerinde siyasi tutarlılığın esas olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşanan tartışmaların toplumu gerdiğini, yeni çatışma alanları ortaya çıkardığını anlatan Bahçeli, bu davranışların iyi bir görüntü vermediğini kaydetti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce MHP olarak önce erken seçim yapılmasınadı ve Meclis'in yenilenmesini önerdiklerini hatırlatan Bahçeli, seçim

sonrasında Meclis'in tir"ıkanmasının, 22 Temmuz öncesindeki çatışmaların devamının kime ne faydası olacağını sordu. MHP'nin 'CHP'nin arkasına niye takılmadınız' şeklinde sorgulanamayacağını dile getiren Bahçeli, "Halkın gözünden bizi düşürmeye yönelik bir mantıkla olaya yaklaşılmaktadır. Biz zaten 367 zorlamasını kabul etmeyen bir partiyiz. Partide görevli bir memuru çağırdık. 'Şu Anayasa'yı oku, ne anladın?' dedim. Toplantı yeter sayısı 184 dedi. 'Çık dışarı' dedim, 'doğru anlamışsın'. Keşke Meclistekiler

de doğru anlasaydı. Ülkeyi kargaşaya sürüklemek istiyorsanız her konuyu kargaşanın bir aracı olarak gündeme getirebilirsiniz. Takip ettiğimiz yol doğrudur. Kimsenin MHP'yi suçlama hakkı yoktur" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de etnik bölücülüğün birinci tehdit olarak algılandığına işaret eden Bahçeli, Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesine yönelik Anayasa değişikliği konusundaki kanundan geçici maddelerin çıkartılması için neden mücadele ettiklerini de anlattı. Bahçeli şunları söyledi:

"Birisi kalkıp, etnik kimliği öne çıkarıp 'bizim adayımız bu' dese, Cumhurbaşkanlığı seçimine bir başka yön kazandırsa hangi anlayışla böyle bir uygulamaya dur diyebilecektiniz. Cumhurbaşkanı seçilme şartlarına sahip olduğu bilinen ama bölücülüğe meşruiyet kazandırabilecek bir kimlikle ortaya çıkan kişi Türkiye'de 5, 10 oy alsaydı onun AB içindeki algılaması ve yankıları ne olacaktı? Böyle bir oyuna Türkiye'yi düşürmek doğru mudur? Ellerine bir koz daha vermiş olsaydınız 'ne kadar saklarsanız saklayın oy

verme çağında şu kadar şu var' deseydi kime neyle izah edecektiniz? Saklanan bir tuzağı deşifre etme açısından MHP'yi kimsenin suçlamaya hakkı yoktur."

Cumhurbaşkanı Gül'ün 3 aylık icraatlarının ortada olduğunu belirten Bahçeli, "Devlet Başkanlarıyla, Kral Abdullahlarla görüşüyor, birikmiş atamaları inadına imzalıyor, vakit bulduğunda da Türkiye dışına çıkmayı tercih ediyor. Başka bir şey var mı?" diye konuştu.

(ZÇ-MAY-CC-ÖK-Y)

Kaynak: İHA

Son Dakika Politika MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Açıklamaları - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement