Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim Suriye'ye ilgimiz, tamamen insanidir, tamamen vicdanidir. Bir takım ülkeler, bir takım örgütler, bir takım siyasi partiler, duygusal bağlarla, etnik ya da mezhebi bağlarla, eli kanlı zalim rejimin yanında olurken, biz, sadece ve sadece insanlığın, sadece ve sadece vicdanın yanında duruyoruz. Biz, Türkiye Cumhuriyetiyiz" dedi.
"Millete Hizmet Yolunda" programında vatandaşlara seslenen Başbakan Erdoğan, 11 Mayıs'ta, Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki saldırılara değindi.
Erdoğan, "2 bombalı aracın infilakı sonucu, maalesef 52 kardeşimizi yitirdik. Milletçe gerçekten derin bir üzüntü içindeyiz. Kardeşliğin, hoşgörünün, birlikte yaşama kültürünün, dünyadaki en güzel merkezlerinden biri olan Hatay'a, Reyhanlı ilçemize yapılan bu saldırı hepimizi derinden sarstı" dedi.
Saldırı anından itibaren, devletin tüm imkanlarıyla Reyhanlı'ya ulaştığını, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, bakanlar, milletvekilleri ile ilgili tüm kurumların yaraları sarmak için anında seferber olduklarını anlatan Başbakan Erdoğan, yaralıların hastaneye ulaştırıldığını, kara ve hava ambulanslarını devreye almak suretiyle, ağır yaralıların il dışındaki hastanelere yetiştirildiğini söyledi.
Kayıpları tespit ederken, enkazları kaldırırken, yaraları acilen sararken; bir yandan da yeni saldırıların önüne geçmek, sorumluları bulmak için çalışmaları başlattıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Nitekim emniyet ve istihbarat birimlerimiz, çok kısa bir süre içinde saldırıyı aydınlattılar ve zanlıların bir kısmını gözaltına alarak yargıya teslim ettiler. 25 Mayıs'ta, Reyhanlı'ya giderek, hem hadiseyi yerinde inceledik, hem de alınan tedbirleri, destekleri bizzat kontrol ettik. Reyhanlı'da, ilçenin önde gelenleriyle, kanaat önderleriyle, şehitlerimizin ve yaralılarımızın yakınlarıyla buluştuk. Şehitlerimizin ailelerine giderek taziyelerimizi ilettik. Hatay'da ise Üniversite Hastanesi'nde yaralılarımıza ziyarette bulunduk. Şehitlerimizin ailelerine, yaralılara, Reyhanlı esnafına, çalışanlara yönelik destek ve kolaylaştırıcı tedbirlerimizi de orada denetledik, ihtiyaçları tespit ettik ve talimatları verdik.
Şunu samimiyetle ifade etmeliyim ki, gerek Reyhanlı, gerek Hatay, bu saldırıyı büyük bir metanetle, büyük bir sabır ve dirayetle karşılamış durumdalar. Reyhanlı ve Hatay'daki kardeşlerimiz, oynanmak istenen oyunu, kurulmak istenen tuzağı çok net olarak görüyor ve sağduyu içinde hareket ediyorlar. Bazı siyasi partilerin, bazı karanlık örgütlerin tahrik çabaları, meseleyi örtme, meseleyi başka yere çekme girişimleri asla karşılık bulmuyor. Reyhanlı saldırısı aydınlandıkça, bağlantılar, ilişkiler ortaya çıktıkça, saldırganların gaye ve hedefleri, asıl niyetleri, özellikle de Türkiye içindeki ilişki ve irtibatları da daha net olarak görünür hale geliyor."
-"Türkiye, Suriye'deki bu kanlı sürecin çıkışını en samimi şekilde engellemeye çalışan ülke olmuştur"
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Çözüm Sürecini kararlılıkla sürdürürken, kardeşliğini pekiştirirken, içerdeki meselelerini çözüp, geleceğe odaklanırken, bazı karanlık çevrelerin Türkiye'ye başka meseleleri musallat etmeye çalıştıklarını vurgulayarak, "Bunlara karşı milletçe çok dikkatli olacağız. Bu tür saldırılar, bu tür tahrikler karşısında sağduyudan, aklıselimden asla taviz vermeyecek, bu saldırganların hedeflerine ulaşmalarına müsaade etmeyeceğiz" diye konuştu.
Türkiye'nin, Suriye politikasıyla ilgili 2 hususu özellikle ifade etmek istediğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Birincisi şudur: İçerde ve dışarda bazı çevrelerin iddialarının tam tersine, Suriye meselesinin ortaya çıkışında Türkiye'nin hiçbir dahli olmamıştır. Bilakis Türkiye, Suriye rejimini, Suriye Devlet Başkanını, çok samimi şekilde uyarmış, gelen tehlikeden haberdar etmiş, reformlarını derhal yapması konusunda tavsiyelerini iletmiştir. Kuzey Afrika ülkelerinde başlayan halk hareketlerinin Suriye'ye sıçrayacağı öngörüsüyle buradan hareketle Türkiye, Suriye'nin bu süreci kanlı değil, barış içinde, kardeşçe aşabilmesi için her türlü destek ve tavsiyeyi ilgililere iletmiştir. Ne yazık ki, bu tavsiyelerimiz dikkate alınmamış, bize defalarca söz verilmiş, ama bu sözler tutulmamış, sonucunda da Suriye'de işte bu kanlı süreç başlamıştır. Özetle, Türkiye, Suriye'deki bu kanlı sürecin çıkışını en samimi şekilde engellemeye çalışan ülke olmuştur.
İkinci olarak, Türkiye, Suriye meselesine kayıtsız kalmak gibi bir imkana, böyle bir konuma sahip değildir. Türkiye bu meselenin dışında kalsın, Türkiye bu meseleye dahil olmasın diyenlere buradan özellikle seslenmek istiyorum… Yaklaşık 910 kilometreyi bulan bir sınıra sahip olduğumuz Suriye'de olaylar yaşanırken, akrabalık bağlarımızın olduğu Suriye ile bu olaylar yaşandığı süreçte Türkiye'nin bundan etkilenmemesi mümkün değildir. Ortadoğu'da bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye'nin bunun dışında kalması mümkün değildir. Sınırlarımıza insanlar akın ederken, yanı başımızda bebekler, çocuklar katledilirken, kadınlar katledilirken, masum Müslüman kadınlara tecavüz edilirken, Türkiye'nin hiçbir şey olmuyor gibi davranması asla mümkün değildir."
Başbakan Erdoğan, sınır noktasında Suriye ile yakın ya da uzak hiçbir ilişkisi olmayanların Suriye'ye müdahale etmesine herkes sessiz kalırken, Türkiye'nin burada uzak kalması veya buna müdahil olmamasının söz konusu olamayacağını vurgulayarak, "Sizlere Çanakkale Savaşı'ndan, Kurtuluş Savaşı'ndan bahsetmiyorum… Sizlere, Osmanlı döneminde, topraklarımız üzerindeki sayısız Suriyeli şehitten bahsetmiyorum" diye konuştu.
-"İnşallah, Suriye'nin eli kanlı Yezid'i de er ya da geç kaybedecektir"
Cumhuriyetin ilk yıllarında, çok sayıda Türk'ün, Suriye'ye sığındığını, orada Suriye halkı tarafından kardeşçe karşılandığını, kendilerine ev, iş verildiğini ve Suriye içinde birçok şehirde Türk mahallelerinin oluştuğunu anlatan Başbakan Erdoğan, "Bundan sadece 85-90 yıl önce, bizim kardeşlerimize kucak açan Suriye halkına sırt çevirmek mümkün olabilir mi? Suriye'de yaşanan insani trajediye, toplu katliamlara, insanlık dışı saldırılara kulak tıkamak, göz yummak mümkün olabilir mi? Yanımızda komşumuz feryat ederken, hiçbir şey olmamış gibi sıcak yatağımıza, kuş tüyü yastıklara gömülmek, bize yakışır mı?" diye sordu.
Suriye'de, herhangi bir mezhebin tarafı ya da karşıtı, herhangi bir inancın, herhangi bir etnik kökenin tarafı ya da karşıtı olmadıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz, Suriye'de, çıkarların peşinde de değiliz. Bizim Suriye'ye ilgimiz, tamamen insanidir, tamamen vicdanidir. Bir takım ülkeler, bir takım örgütler, bir takım siyasi partiler, duygusal bağlarla, etnik ya da mezhebi bağlarla, eli kanlı zalim rejimin yanında olurken, biz, sadece ve sadece insanlığın, sadece ve sadece vicdanın yanında duruyoruz. Biz, Türkiye Cumhuriyetiyiz… Biz, Yezidlerin yanında değil, her zaman, mazlum Hüseyinlerin yanında dururuz. Selçukludan böyle gördük, Osmanlı Cihan Devleti'nden biz böyle gördük. Şu anda da, ne Suriye'de, ne bir başka ülkede, biz Yezid'in yanında değil, Mazlum Hüseyin'in, yani mazlumların, yani mağdurların yanındayız. Yezidler, yani Zalimler, her zaman kaybetmeye mahkümdur. İnşallah, Suriye'nin eli kanlı Yezid'i de er ya da geç kaybedecektir. Ama Hüseyin'in, yani mazlumların değil, Yezid'in, yani zalimlerin yanında duranlar, tarih boyunca ellerindeki ve yüzlerindeki bu kan lekesinden kurtulamayacaklardır."
-"Kimse tedirgin olmasın. Allah'ın izniyle, milletimizin sağduyu ve desteğiyle, bölgesel sorunları da aşacağız"
Başbakan Erdoğan, Reyhanlı'da meydana gelen olay ile Hatay'da ve Hatay dışında bazı mülteci kamplarına yönelik saldırı planlarının emniyet ve istihbarat birimlerince deşifre edilerek, zanlılarının gözaltına alınarak, yargıya teslim edildiğini söyledi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Maalesef, bazı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, ihanet içinde, Reyhanlı saldırısının ve diğer girişimlerin içinde yer aldığı tespit edildi. Bunların nerelerden emir aldığını çok iyi biliyoruz. Bu hainlerin, hangi irtibatlar içinde olduklarını, Türkiye'de kimler tarafından korunup kollandıklarını, onu da çok iyi biliyoruz. Suriye'de, zalim ve katil rejime karşı hak mücadelesi veren hareketleri terörist olarak tanımlayanların, Esed'le, Suriye içindeki bir takım karanlık şahıslarla, Hatay'daki bir takım karanlık çetelerle nasıl işbirliği içinde olduklarını, nasıl irtibat kurduklarını, Türkiye düşmanlarıyla işbirliği yapıp, Türkiye aleyhine nasıl çalıştıklarını, Reyhanlı saldırılarıyla nasıl irtibatlı olduklarını da tespit ettik. Yargı, gerekenleri mutlaka yapacaktır ve yapıyor.
Suriye'de oluk oluk kan akarken, bu kanı Türkiye'ye sıçratmak, Türkiye'de kardeş kavgası çıkarmak isteyenlere karşı herkesin çok ama çok hassas olmasını rica ediyorum. Biz, ülkemizdeki ve bölgemizdeki gelişmeleri son derece dikkatle, sabırla ve sağduyu ile takip ediyoruz. Birçok terörist saldırıyı, daha plan aşamasında emniyet ve istihbarat birimlerimiz tespit ediyor ve engelliyoruz. Demokrasiden, hukuktan, insan hak ve özgürlüklerinden taviz vermeden, ne yaptığımızı bilerek, adımlarımızı dikkatle atarak, bölgesel meseleleri aşma, bölgesel meseleleri barışa kavuşturma mücadelesi veriyoruz. Herkes müsterih olsun. Şu anda, Türkiye'de, ne yaptığını bilen, nerede durması gerektiğini bilen, en önemlisi de Büyük Türkiye vizyonu ile hareket eden bir Hükümet var. Kimse tedirgin olmasın. Allah'ın izniyle, milletimizin sağduyu ve desteğiyle, bölgesel sorunları da aşacak, ülkemizi olduğu gibi, bölgemizi de barış ve esenliğe kavuşturacağız."
- Ankara
Son Dakika › Politika › Millete Hizmet Yolunda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?